Sanal gerçeklik ve artırılmış gerçeklik, tüm yeni teknolojilerde olduğu gibi bu alanda da siber saldırılar su yüzüne çıkmaya hazırlanıyor.

Güvenlik duvarı ve UTM sağlayıcısı WatchGuard’ın Türkiye ve Yunanistan Ülke Müdürü Yusuf Evmez’e göre günümüzde, artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik teknolojileri henüz yeni bir saldırı yöntemi ya da kolayca paraya dönüştürülebilecek bir alan olarak görülmüyor ancak gelecekte bu teknolojiler dijital insan taklitleri üretmek ya da sanal klavyelere girilen şifreleri çalmak gibi pek çok soruna yol açabilir.

Bu teknolojiler geliştikçe, saldırganların onları hedef almasının da artması bekleniyor. Artırılmış gerçeklik ve sanal gerçeklik, yaşam şeklimizi değiştirecek potansiyele sahip büyük bir teknoloji ancak WatchGuard’a göre olası riskleri şimdiden görerek kendimizi bu risklere karşı hazırlamamız gerekiyor.

WatchGuard, bu teknolojilerin yol açabileceği olası riskleri şöyle sıralıyor:

Kusursuz bir dijital klonunuz oluşturulabilir. Sanal gerçeklik için ideal bir gelecek birkaç şeye bağlı. Birincisi insanların bütün vücut hareketlerinin çok iyi bir şekilde kaydedilmesi ve dijital dünyada yeniden yaratılması. İkincisi ise, kusursuz bir dijital avatar. Gelecekte kameralar veya diğer cihazlar sanal dünyada taklidimizi üretebilirler. Bu bilim kurgu senaryosu gibi gözükebilir ancak gerçekleşmesi tahmin ettiğinizden daha yakın. Örneğin, kişilerin eşsiz hareketleri olan tikleri dahi bu taklit için kullanılabilir.

Şifreler daha rahat ele geçirilebilir. Online alışverişin geleceğini düşünün. Bu tamamen bir sanal gerçeklik deneyimine dönüşebilir. Sanal mağazalardan alışveriş yaparken avatarlarınız ile almayı düşündüklerinizi deneyebilirsiniz. Böyle bir uygulamanın kişinin kredi kartı veya banka kartı bilgilerine erişmesi gerekir çünkü ürünün kendisine gönderilmesini istediğinde, bu kart ile satın alma işlemi yapacaktır. Satın alma işlemi ise, kullanıcının fiziksel olarak el hareketleriyle bir sanal klavyeye şifresini girmesi ile mümkün olabilir. Eğer saldırgan bu el hareketinin sistemde kayıtlı olduğu dataya erişip onu kullanırsa kart bilgilerine de ulaşabilir.

Hackerlar sanal dünyayı daha kolay manipüle edebilir. Gelecekte kafalarımıza takabileceğimiz ve gerçek hayat vizyonu sunan artırılmış gerçeklik cihazları kullanabiliriz. Bu cihazlar gerçek dünyadaki fiziksel ortamı, bilgisayar aracılığıyla oluşturulan duyusal girdilerle canlı, dinamik ve gerçek zamanlı olarak hissedip yaşamamızı sağlayabilir. Ancak yaşadığımız hayat sanallaştığında hackerlar tarafından manipüle edilmesi de daha rahat olacaktır. Örneğin, araba sürerken azami hızın 40 km. olduğu bir tabelanın 90 km. ile değiştirildiğini düşünün ya da bu cihazlar kullanılarak jest veya el hareketleri taklidiyle bazı yerlere girme imkanının yaratılabileceğini. Kısacası insanlar, artırılmış gerçeklik teknolojisini daha düzenli kullanmaya başladıkça, böyle bilgiler daha gerçekçi ve daha güvenilir görünecek ve hackerların gerçeklik algımızı kandırmasının sonu olmayacak.