“Fintech çözümlerimizi bayi ağımızla 81 ile taşıyoruz.”

Finans kurumlarına özel çözümler üreten İnnova’da kıdemli fintek direktörlüğü görevini üstlenen Murat Kayıhan ile sohbet gerçekleştirdik. Sundukları hizmetlerden ve gelecek hedeflerinden bahseden Kayıhan, gözlerini havacılık sektörüne diktiklerini söyledi.

Firma olarak gelecek hedefleri arasında e-dönüşüm ürünlerini daha büyük müşteri kitlelerine ulaştırmak olduğunu söyleyen İnnova Kıdemli Fintek Direktörü Murat Kayıhan, PSD2 kapsamındaki ürünlerinin devamlılığı gibi konulardaki uygulamalarını geliştirmek istediklerini belirtiyor. Murat Kayıhan, havacılık alanında yaptıkları çalışmalara hız vermek istediklerinin de altını çiziyor.

Finans kurumlarıyla yoğun biçimde çalışıyorsunuz. Son dönemde özellikle bu sektöre dair hangi tür hizmet ve çözümleriniz öne çıkıyor?

İnnova olarak kurulduğumuz günden bugüne, Türkiye’de ve dünyada 30’dan fazla banka için kritik bilişim uygulamaları geliştirdik. Finans sektöründeki uzun yıllara dayanan tecrübemiz sayesinde bu sektöre yönelik geliştirdiğimiz katma değerli birçok ürün ve çözümümüz bulunuyor.

Finans kuruluşlarına özel çözümlerimizi, Sanal POS, kurum tahsilatları, dijital şube için self servis çözümler, şube denetimi ve şube izleme olarak sıralayabiliriz. Bankalar ve online ödeme kabul eden firmalar için sunduğumuz PayFlex Sanal POS uygulaması ile firmaların online tahsilat süreçlerine altyapı hizmeti sağlıyoruz. Kurumları kendi altyapılarında bir POS sistemi barındırma zorunluluğundan kurtaran PayFlex Sanal POS, kurumların şu anda kullanmakta oldukları sistemlerle de çok kısa sürede ve kolayca adapte olabiliyor. Kurumların kendilerine ait bulut ortamında (private cloud) sunduğumuz, PCI/DSS güvenlik sertifikasına sahip olan PayFlex Sanal POS çözümümüz ile operasyon, mutabakat, yazılım geliştirme ve yazılımları revize etme hizmetini sunuyoruz.

Gerek Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından yayınlanan mevzuat gereğince ortaya çıkan e-dönüşüm projeleri gerekse sektörün ihtiyaçları doğrultusunda sunduğumuz ürün ve çözümler müşterilerin büyük ilgisini çekiyor.

Kurumları yüksek bilgi işlem yatırımları yapma zorunluluğundan kurtaran bulut tabanlı e-dönüşüm çözümlerimiz sayesinde E-Fatura, E-Arşiv ve E-Defter sistemine geçiş yapan kurumlar, mevzuat takibi, yasal uyum, güncelleme, bakım gibi konularla ilgilenmek zorunda kalmıyor. Sunduğumuz hizmetlerle müşterilerimizin iş süreçlerinde kâğıdı tamamen ortadan kaldırıyoruz.

Bir diğer hizmetimiz ise Kurum İşlem Merkezi. Türkiye’de tek çözüm sağlayıcı olarak sunduğumuz Kurum İşlem Merkezi çözümü ile bir “hub” görevi görüyoruz. Kurumlar ile bankalar arasında ihtiyaç duyulan entegrasyonu sağlayarak kurumların bankalarla ortak bir noktadan çalışmalarını mümkün kılıyoruz. Şu anda 735 kurumu entegre ettiğimiz bu hizmeti dört bankaya sunuyoruz.

Finansal alanda öne çıkan diğer ürünümüz ise Açık Bankacılık alanında.

Kurumsal müşterilerimizin birden fazla bankadaki hesap hareketlerini anlık olarak tek bir ekran üzerinden kontrol edebilmeleri için bir arayüz hazırladık. Bu ürünümüze yaklaşık 14 banka entegre oldu.

Sunduğumuz bir portal üzerinden login olarak [giriş yaparak] bankaların verdiği izinler çerçevesinde hizmeti anında kullanmaya başlayabiliyorlar.

Bu hizmetimizin ikinci aşaması üzerinde çalışmaya başladık. Ürünümüze talimat verme ve bir hesaptan diğer hesaba transfer özellikleri ekliyoruz. Finansal anlamda bir işletmenin fotoğrafını çektiğimizi söyleyebiliriz. Kurumlara finansal anlamda bir yol haritası çizerek ve önlerini görmelerini sağlayarak bir planlama yapmalarına olanak tanımak istiyoruz.

Ancak açık bankacılık kapsamında bankaların verdiği API’lerle kısıtlarımız var. Yurt dışında bu kısıtların daha az olması sebebiyle açık bankacılık adına daha fazla çözüm üretilebildiğini görüyoruz.

Bankacılık sektörüne dair tespitlerinizi öğrenmek isterim. Bu sektörü bekleyen büyük bir değişim dalgası var. Finansal kurumlar ellerindeki bilgi ve finansal hizmetleri API’ler üzerinden üçüncü partilere sunacak. Bu durum hem rekabeti, hem de fintek girişimleri ile ortaklıkları beraberinde getirecek. Bu süreç içerisinde bankaları ne tür bir değişim bekliyor?  Bankaları bekleyen riskler ve avantajlar sizce nelerdir?

Finans sektörünün dijital dönüşüm açısından Türkiye’nin birçok ülkeye göre daha iyi ve hazırlıklı durumda olduğunu görmekteyiz. İnternet bankacılığı alanında Türkiye’de önemli yol kat eden sektör, bu anlamda dünyaya da örnek teşkil eden uygulamaları kullanıcılar ile buluşturdu.

Bankaların yaşadığı dijital dönüşümün güncel örneklerinden biri de API Bankacılığı. Yeni nesil fintek girişimleri geleneksel bankalar için tehdit oluşturdukları kadar potansiyel fırsatlar da sunuyorlar. Gelişmiş Avrupa ülkelerinde bankalar ile fintek girişimleri iş birlikteliklerine başlamış durumdalar. Gelişmekte olan ülkelerde henüz bu sinerji yakalanmış durumda değil. Bankaların elinde bulunan büyük boyutlu müşteri verisinin fintek girişimlerine açılmasıyla beraber müşteriler bu iş birlikteliğinden olumlu anlamda fayda görecekler. Bankaların hantal, keskin süreçli yapıları nedeniyle eğilmekte zorlandığı kişiselleştirilmiş müşteri deneyimi alanı fintek girişimleri için oldukça cazip bir alternatif olarak göze çarpıyor. Fintek girişimlerini tehdit yerine fırsat olarak görerek veri paylaşımında bulunmayı tercih eden bankalar bu süreçte rakiplerine oranla öne çıkacaklar.

Biz bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da finans sektöründeki müşterilerimizin en yakın iş ortağı olarak dijital dönüşüm çalışmalarına dünya standardında, anahtar teslim teknoloji çözümlerimizle destek vermeye devam edeceğiz.

PSD2’nin bankacılıktaki yeri nedir, nasıl bir değer katacak?

Bankaların ödeme hizmetleri sunmaları için API (Uygulama Geliştirme Arayüzü) servislerini kullanma zorunluluğu getiren bu uygulama ile hızlı, rekabetçi ve daha verimli bir ödeme piyasası oluşması hedefleniyor.

PSD2 ile birlikte bankalar, üçüncü parti servislerin imkânlarını kendi sundukları hizmete entegre edebilir, bu sayede inovasyon maliyetlerini düşürebilir, müşterilerine daha fazla hizmet ve kanal sunabilirler.

Hem API bankacılığı, hem de yenilikler sunma noktasında Katılım Bankacılığı ve Geleneksel Bankacılığın yaklaşımını nasıl değerlendirirsiniz? Katılım bankalarının hamleleri daha cesur görünüyor sanki…

Büyük bankaların yaygın şube ağları ve hizmetlerini anlatabileceği reklam mecraları, mobil uygulamaları, kredi kartları ve POS cihazları var. Daha küçük çaplı bankalar ise daha fazla müşteriye daha hızlı erişmek için API bankacılığını kullanıyorlar. Şube ve ATM masrafları yok ve pek çok masrafı ortadan kaldırıyorlar. Küçük ölçekli bankaların bu sayede daha hızlı bir ivme yakalayacağını düşünüyorum. Müşterilerinize ne kadar fazla hizmet açarsanız, o kadar hızlı ilerlersiniz.

Sektörü şekillendiren biri olarak kariyeriniz boyunca bir değişim içerisinde yer aldınız. Finans ve bankacılık alanındaki bu değişimler sizi yordu mu, yoksa daha dinamik mi kıldı?

Bu değişim rüzgârı olmasa burada olmazdım. 98 yılında işe girdiğimden beri bu durum böyle. Bu değişim sürecinde hep yeni çalışmalar yaptık. İnnova tarafında 2010 yılı ve sonrasından bahsetmek gerekirse, 2010 yılında ekibim 25 kişi idi. Şu anda 160 kişinin üzerindeyiz. O zamanlar sadece Türkiye’de hizmet veriyorduk, şu an 8 ülkede yazılımlarımız kullanılıyor. Yeni müşterilerimiz 200’ün üzerinde. 25 kişi ile belki 5 çözüm geliştirebiliyorduk, oysa şu anda 25 ürün ve çözümümüz var. Bu dinamizm olmasa zaten her şey rutine girerdi. Dönemsel olarak şanslı olduğumu düşünüyorum. Özellikle ödeme sektöründe bıkmadan yılmadan bu yeniliklerle uğraştım ve bu beni hep dinamik kıldı.

Bilgi güvenliği, bilginin işlenmesi ve yönetimi de tüm bu sürece bağlı olarak öne çıkıyor. Buna yönelik değerlendirmenizi alabilir miyim? Kişisel verilerin korunması kanunu bankalar için bir risk mi doğuracak, yoksa fırsat mı yaratacak?


Ödeme sistemleri konusunda bilgi güvenliğinin dışında gerçekleştirilen işlemlerin güvenliğinden başlayan bir süreçten bahsediyoruz. Bunun en temeli kart işlemlerinden başlıyor. PIN’in güvenliği, nasıl iletişim kurduğunuz, cihazda saklanan bilgiler başta olmak üzere tüm bu süreci en baştan ele almanız gerekiyor. Dolayısıyla A’dan Z’ye bir güvenlik sağlamalısınız. İnnova olarak biz Türkiye’ye ilk sanal POS’u getiren şirketiz. Sanal POS tarafında bizim kendi kurduğumuz altyapı ve uygulamalara baktığımızda da içerideki bilginin güvenli bir şekilde saklanması, kimsenin erişememesi gibi kurallar çok sert gerçekleşiyor ve bunları elbette uyguluyoruz. Kişisel verilerin korunması kanunu kapsamında baktığımızda da bizim host ettiğimiz [barındırdığımız] birçok uygulama var ve bankalar da bu hizmetleri verdiğimiz için bizleri denetliyor. Tüm bu süreçlerden geçtiğimiz için bu bilinç bizde zaten yerleşmiş durumda.

2018 yılında özellikle odaklanacağınız bir alan olacak mı? Hangi tür projelere ağırlık vereceksiniz?

Hedef olarak belirlediğimiz alanlardan biri havacılık. Uzun yıllardan beri havacılık sektörüne yönelik uygulamalar gerçekleştiriyoruz. Buradaki ürün gamını biraz daha genişletmek istiyoruz. Türkiye’deki önemli havayolu şirketleri müşterimiz. Yıllara uzanan bu deneyimimizi yurt dışına taşımak ve İnnova markası ile havacılık sektöründe Türkiye’den gelen bir marka olarak imzamızı atmak hedefimiz.

İkinci odağımız ise e-dönüşüm alanında. e-Fatura tarafında yeni açıklamalar var ve yaklaşık 56 bin müşterinin tekrar e-arşive geçmesi söz konusu. Biz burada biraz daha müşterilerimize yakınlaşmak adına geçtiğimiz yıl bir bayii network’u [ağı] kurmaya karar verdik. Şu an bunun üzerinde çalışıyoruz. Yedi tane bayiimiz oluştu, şehirleri dolaşıyoruz ve KOBİ’lere ulaşan firmaları da bu gezilerimize davet ediyoruz. Burada hem e-dönüşüm ürünleri ve sanal POS ürünleri, hem de PSD2 kapsamında yaptığımız banka hesap yönetimi uygulaması kanalıyla daha fazla işletmeye ulaşmayı hedefliyoruz.

2018 yılında PSD2 kapsamındaki kredilendirme platformumuzun da ikinci aşaması gelecek. Çeşitli faktoring uygulamalarımız ve Hazine Platformu gibi uygulamaları üzerinde çalışıyoruz. Esasen ürün ve hizmetlerimizle her tür müşteriye dokunmaya çalışıyoruz. Kapsamlı hizmet isteyen büyük müşterilerimiz de var, hizmetlerimizi seçerek kullanan küçük müşterilerimizde. Tekrarlanabilir gelir modellerine çok önem veriyoruz.

Ülkemizdeki çalışma koşulları ve iş gücü hakkında neler söylersiniz?

Sektörümüzde en çok konuşulması gereken gündem maddelerinden biri sektörün ihtiyaç duyduğu yetişmiş insan kaynağı sorunu olmalıdır. Çünkü ülkemizin rekabet avantajı elde etmesi için bilişime yatırım yapması gerekmektedir. İleri bilişim toplumunda çalışan nüfusun neredeyse yarısının bilişim alanında ya da diğer alanlarda çalışanlar olduğu göz önüne alındığında, bu alandaki eleman yetiştirme konusunun önemi çok daha iyi ortaya çıkıyor.

Son olarak 2018 yılı hedeflerinizi öğrenmek isterim.

2017 yılı içerisinde adım attığımız blockchain kapsamındaki bazı çalışmalara odaklanacağız. Özetleyecek olursak hedeflerimiz arasında e-dönüşüm ürünlerimizi daha büyük müşteri kitlelerine ulaştırmak, PSD2 kapsamında ürünlerimizin devamlılığı, hazine ve tedarikçi firmaların finansmanı yönetiminde kullanılan uygulamalarımızı geliştirmek ve havacılık alanında yaptığımız çalışmalara hız vermek bulunuyor.

Not: Bu röportaj ilk olarak Fintechtime dergisinin 2018 Yaz sayısında yayımlanmıştır.