Ericsson, hücresel Nesnelerin Internetinin (cellular IOT) geleceğine ışık tutacak hizmetleri alandaki portföyünü genişletiyor.

Ericsson, Genişbant Nesnelerin Interneti (IoT) ve Endüstriyel Otomasyon Nesnelerin Interneti (IoT) olarak açıkladığı yeni segmentler sayesinde servis sağlayıcılarının, otomotivden, imalat ve kamu hizmetlerine kadar çeşitli sektörlerde Nesnelerin Internetinin farklı kullanım senaryolarıyla daha geniş kitlelere hitap etmesini sağlayacak.

Ericsson, hücresel IoT’nin gelişimini dört pazar segmenti bazında ele alıyor: Yaygın IoT,Genişbant IoT, Kritik IoT ve Endüstriyel Otomasyon IoT. Bunlardan Genişbant IoT ve Endüstriyel Otomasyon IoT, yeni segmentler.

Genişbant IoT, Nesnelerin İnternetinde mobil geniş bantın kabiliyetlerinden yararlanarak Yaygın IoT’den daha hızlı veri aktarımı ve daha düşük gecikme süresi sunacak. Endüstriyel Otomasyon IoT ise son derece yoğun bağlantı gereksinimleri olan ileri düzey endüstriyel otomasyon uygulamalarını mümkün kılacak.

Hücresel IoT vizyonu kapsamında Ericsson, Yaygın IoT için gelişmiş fonksiyonlar* ve Genişbant IoT için ise yeni çözümler sunacak. NB-IoT (darbant nesnelerin interneti) cihazlarda herhangi bir değişiklik gerektirmeden yalnızca yazılım güncellemeleri sayesinde 40 km’lik şebeke menzilinin (cell range) 100 km’ye çıkarılması, Yaygın IoT geliştirmelerine bir örnek. Bu gelişme, kırsal ve uzak bölgelerde, özellikle lojistik, tarım ve çevresel gözlem alanlarında IoT bağlantısı oluşturulabilmesi açısından büyük fırsatlar sunacak. Ericsson, Telstra ve DISH işbirliğiyle 100 km mesafeden NB-IoT veri bağlantısı kurmayı başardı.

Ericsson’un hizmete sunacağı Genişbant IoT çözümleri arasında drone tespit ve bağlantı kontrolü, radyo erişim şebekesi dilimleme (RAN slicing), gelişmiş abone grubu işleme (advanced subscriber group handling) ve 2Gbps veri akışlı ve 10 milisaniye gecikmeli Multi-Gigabit LTE gibi teknolojiler yer alıyor. Yeni çözümler, otomotiv, drone, artırılmış/sanal gerçeklik, gelişmiş giyilebilir teknolojiler, akıllı üretim ve akıllı kamu hizmetleri gibi pek çok alanda yeni kullanım senaryolarına giden yolu açacak.

Ericsson Genel Müdür Yardımcısı ve Ağ Başkanı Fredrik Jejdling, konuya ilişkin: “Hücresel IoT erken adaptasyon aşamasını tamamlayarak, yaygın IoT (massive IOT) sayesinde küresel ölçeğe yönelmiş durumda. Müşterilerimize, sırada onları nelerin beklediğini ve aynı şebeke üzerindeki 4G ve 5G yatırımlarından en fazla faydalanarak, farklı sektörlerde daha gelişmiş IoT kullanım senaryolarına ulaşmak adına neler yapmaları gerektiğini açıklıyoruz” dedi.

 

Hücresel IoT gelişiyor

Ericsson’un gelişim konsepti, hücresel IoT’nin, Yaygın IoT’nin sunduğu akıllı ölçüm gibi görece basit kullanım alanlarından, ilk etapta Genişbant IoT (örneğin otomobil bilgi ve eğlence sistemleri, artırılmış/sanal gerçeklik, drone ve gelişmiş giyilebilir teknolojiler) ve sonrasında Kritik IoT (örneğin otonom araçlar) ve Endüstriyel Otomasyon IoT (örneğin imalatta otomasyon işbirliği) sayesinde giderek daha da sofistike bir hal alan kullanım senaryolarına doğru nasıl evrimleşeceğini açıklıyor.

Bu kademeli yaklaşım, servis sağlayıcıların 5G’ye hazırlık sürecinde LTE şebekelerini geliştirmeyi sürdürerek, hücresel IoT becerilerini hem bugünün hem geleceğin kullanım senaryolarına göre şekillendirmelerini kolaylaştıracak. Şebeke dilimleme (network slicing) gibi teknikler sayesinde servis sağlayıcılar, aynı şebeke üzerinde bu dört segmenti birden destekleyerek varlıklarından azami fayda elde etme ve farklı sektörlerin sunduğu gelir imkanlarından yararlanma fırsatı bulacaklar. Ericsson Mobilite Raporu’na göre, hücresel IoT bağlantısı sayısının yılda yaklaşık yüzde 27 oranında büyüyerek, 2024 yılında 4,1 milyara ulaşması bekleniyor.