Masraff Kurucu Ortağı ve CEO’su Begül Eray Sezgin ile özel bir röportaj gerçekleştirdik.

Masraff, Türkiye’de yapay zekanın gerçek bir ürünü olarak her gün binlerce kullanıcının aktif olarak kullandığı bir masraf yönetim platformu.

Kurumsal deneyimlerinde masraf süreçlerinin acısını çekmiş olan 3 kurucu ortak tarafından kurulan Masraff, 2018 yılından beri faaliyet gösteriyor.

 

Sizi ve girişiminizi tanıyabilir miyiz?

Bilkent Endüstri Mühendisliği’nden 2009 yılında mezun olduktan sonra Amerika’da iş hayatına Kiran Analytics’de Workforce Optimization Danışmanlığı ile başladım. Sonrasında SAP Türkiye’de yine danışmanlık ekibine katılarak, bu sefer de B2B CRM projelerinde çalıştım. B2B den B2C’ye geçiş yaparak Garanti Bankası Stratejik Pazarlama ve CRM ekibine katıldım ve 16 milyon müşteriye dokunan Müşteri Deneyimi Programının hayata geçmesinde rol oynadım. Son olarak, bir yapay zeka girişimi olan Masraff’ı kurdum, halen Kurucu Ortağı ve CEO’su olarak görev yapmaktayım. Masraff, şirketlerin dijital dönüşüm yolculuğunda, çalışanların masraf giriş operasyonunu, yapay zeka ile ortadan kaldırarak masraf yönetimini otomatik hale getiren ve muhasebe / ERP sistemleri ile entegre eden bir mobil çözüm.

 

Ne tür çözümleriniz var? Hedef kitlenizde kimler yer alıyor?

Masraff akış olarak; çalışanların yemek, taksi, otopark, ulaşım gibi şirket harcamalarının sadece fotoğrafını çektiği, kategori, KDV oranı, toplam tutar, tarih gibi veri girişlerini yapay zeka algoritmalarımızın yaptığı; uygulamada onay mekanizmasından geçen masrafların mevcut adaptörlerimiz / entegrasyonlarımız (SAP/Logo/Luca/Mikro vb.) ile muhasebe / ERP sistemlerine aktarıldığı komple bir çözüm olarak çalışmakta. 2018 yılı itibariyle sahaya çıktık, şu anda 13 kişilik bir ekibimiz mevcut olup, hali hazırda 85 kurumun 5.000’in üzerinde kullanıcısı her gün Masraff’ı kullanmakta. Hedef kitle olarak, özellikle süreçlerini dijitalleştirmek ve çalışanlarının verimliliğini artırmak isteyen, çalışanının bilgisayar başında veri girmesi yerine zamanını daha değerli işlerde kullanmasını isteyen, örneğin sahada satış yapmasını tercih eden şirketler var. Bugün Masraff kullanan müşterilerimiz arasında olan ve masraf yapan satış-dağıtım, danışmanlık, üretim, tekstil, teknoloji, avukatlık gibi çok farklı alanlardan şirketler bulunmakta.

 

Kurulduğunuz ilk zamanlarda hedefleriniz nelerdi, günümüzde hangilerine ulaşabildiniz?

Kurulduktan ve ürünümüzü pazara sunduktan sonra tek amacımız yeni müşteri kazanmak ve bunu sağlıklı bir büyüme grafiğine oturtmaktı. Bu sebeple ilk günden itibaren bize ücret ödeyen kurumsal müşteri adedimizi nasıl arttırırız denklemini çözmek için sahaya çıktık. Bunun da sebebi, öncelikli olarak yatırım almadan, kendi kendini çevirebilen bir iş haline gelebilmekti ve bunu da başardık. Bugün aralarında Commencis, Yemeksepeti, Ibtech, Index Grup, Logosoft, Basf, Naos Group gibi şirketlerin da yer aldığı 85 kurumun 5.000’den fazla çalışanı, Masraff’ı her gün iş hayatlarının vazgeçilmez bir parçası olarak kullanmakta. Bu da gerçekten ne kadar önemli bir probleme odaklandığımızın kanıtı. Bundan sonraki amacımız Türkiye’de büyümeye devam ederek pazar liderliğimizi pekiştirmek ve global pazarlara açılmak.

 

 

Kadınlar girişimci olmak konusunda hevesli ancak cesaretli değiller. Siz bu konuda neler söylemek istersiniz?  

Bu cesaret konusuna kadın ya da erkek ekseninden ziyade karakter, zamanlama, şans ve çevre faktörü gibi farklı eksenlerden bakmak bana daha doğru geliyor. Girişimciliği kişinin kendini tanıma ve hayallerini gerçekleştirme yolculuğunda, konfor alanından çıkarak, kendine inanarak tüm zorluk ve engellere rağmen, inandığı yönde pes etmeden koşması diye tanımlayabilirim. Her zaman çevremizde bizi destekleyecek kişiler bulamayabiliriz ya da doğru kişiler ile karşılaşıp sizin hayallerinizin peşinden koşacak ekibi kuramayabiliriz. Burada varsayımlarını test etme konusunda asla pes etmeyen bir karaktere sahip olmanın en önemli nokta olduğunu düşünüyorum.

 

İş hayatında rol model aldığınız birileri var mı?

Benim ilk tanıdığım girişimciler ailem- annem ve babamdır. Annem, ailesinin çizdiği devlet kariyerinden vazgeçmiş ve eczanesini açarak bugünlere getiren 43 senelik bir eczacı. Babam ise aynı şekilde yine devletteki kariyerine son vererek, Türkiye’de tekstil sektörünün yıldızının parladığı 2000’li yıllarda kendi tekstil atölyesini kurup, 500 kişilik bir fabrikaya dönüştürdü. Sürekli yeni fikirler üretip, bunları hızlıca deneme-yanılma ile test ederek, sürekli öğrenen biriydi. İş hayatında rol model olarak aldığım ve en çok şey öğrendiğim kişiler onlardır.

 

Genç kadın girişimcilere tavsiyeleriniz neler olur?

Girişimcilik için en önemli 2 temel madde olduğunu düşünüyorum; doğru ekibin kurulması ve ürün-pazar-kanal uyumunun yakalanması. Detaylandırmak gerekirse, öncelikle iyi bir fikir ile başlamak önemli. Burada pazarı iyi anlayarak, fikrin doğru pazara doğru kanaldan sunumunun düşük maliyetli ve en hızlı yöntemlerle keşfedilmesi, denenmesi çok kritik. Bunu gerçekleştirmek için ürünün en sade ve verimli halini üreterek, ilgili pazar için doğru kanalı bulmanız yani ürün-pazar-kanal uyumunu sınamanıza imkân sağlayacak kapsamı hayata geçirmek gerek. Reid Hoffman’ın da dediği gibi “Ürününüzün ilk sürümünden utanmıyorsanız çok geç çıkmışsınızdır”. Bütün bunları yalnız yapmanız kolay değil, bunun için dünyada tanıdığınız, sizi bu yolculukta tamamlayabilecek, sizden kendi alanında katbekat daha iyi insanları bir araya getirmek işin vazgeçilmez bir parçası. Tüm bunları bir araya getirdiyseniz, artık sadece aracın tekerlerinin sürekli döndüğünden emin olmalısınız bu da ekibin, ürünün pazarla ve kanalla iyi bir koordinasyonda yürümesiyle mümkün, dolayısıyla işi yürütme becerinizin çok iyi olması gerekiyor. Hepsinden önemlisi, bunu gerçekleştirmek için herkesten hayır cevabını aldığınız en kötü gününüzde bile pes etmemeniz.