Doğa Karaçallık  
TURKCELL MOBİL
FİNANSAL SERVİSLER UZMANI

Turkcell Mobil Finansal Servisler Uzmanı Doğa Karaçallık, Fintechtime okurları için kaleme aldı, “Fintek Ekosisteminin Beş Yapıtaşı”.

Teknolojinin gelişimiyle birlikte yaşam standartlarımızda birçok şeyin değişime uğradığına şahit oluyoruz. Bu dönemeçlerden biride finansal süreçlerdeki alışkanlıklarımız.

Teknolojik gelişmelerin ve dijital akımın yarattığı etkiyle bankacılık sisteminin önemli geçiş sürecindeyiz. Nakitsiz bir toplum hedefinde , süreçlerin dijital ortama taşınması için öncelikle insan doğasının hazırlanması ve bu sürecin iyi yönetilmesi gerekiyor

Bu değişimlerin en başında Finteklerin yarattığı ekosistemin kullanım şekli ve hayatımıza etkisi göze çarpıyor.

 

GÜNÜMÜZÜN FİNTEK GELİŞİMİNDE YÜKTE HAFİF PAHADA AĞIR YAPITAŞLARI NELER ?

Fintek; internet, mobil, veri analitiği gibi dijital teknolojileri kullanarak geleneksel finansal hizmet anlayışını ortadan kaldırmış, yenilikçi bir yaklaşımla finansal hizmetlerin bizlere ulaşmasını kolaylaştırmıştır.

Rekabetçi ve işbirlikçi dinamikleri anlamak için öncelikli olarak Fintek ekosistemi analiz edilmelidir. Kararlı ve sağlam temeller altına kurulmuş bir ekosistem , FinTek sektörünün gelişmesine yardımcı olur.

 

Fintek ekosistemi 5 temel unsurdan oluşmaktadır.

Bu unsurlardan ilki Fintek girişiminde yer alan ögelerdir. FinTek girişimleri faaliyet alanlarına göre farklılık göstermektedir. Örneğin, varlık yönetimi, kredilendirme, kitlesel fonlama, ödeme yönetimi, sigorta ve risk skorlama gibi alanlarda faaliyet gösterir.

İkinci unsur, inovatif fikir sunan şirketlerdir. Teknoloji geliştiricileri Fintek girişimlerinin kullandığı yeni teknolojileri geliştirmektedirler. Örneğin, nesnelerin interneti , yapay zekâ , sanal gerçeklik , bulut çözümleri , büyük veri , otonom araçlar , Blockchain, kriptopara ve mobil ödeme gibi yeni nesil teknolojilerdir.

Üçüncü unsur; bankacılık denetleme ve düzenleme kurulları, bağımsız denetleme şirketleri , yasama ve yürütme organı olan devlete bağımlı kuruluşlardır.

Fintek ekosisteminin dördüncü unsuru; finansal hizmetleri kullanan gerçek ve tüzel müşterilerdir.

Ekosistemin son unsuru ise finansal hizmetleri sunan kuruluşlardır. Örneğin, geleneksel bankalar, yatırım bankaları, sigorta şirketleri, hisse senedi aracı kurumları ve melek yatırımcılardır. Bu unsurlar ülke içerisinde yenilikçiliğe öncü olmakta, ekonomiyi canlandırmakta, bankacılık ve finans sektöründe işbirliği ve rekabeti kolaylaştırmakta ve neticede finansal hizmetleri kullanan tüketicilere fayda sağlamaktadır.

 

FinTek Sektörünü Doğrudan Etkileyen Teknolojileri

Yeni nesil teknolojiler yoğun bir şekilde kullanarak yenilikçi ürün, hizmet ve iş modellerini müşterilerine sunmayı ve fintek sektörüne katkıda bulunmayı amaçlamaktadır. FinTek sektörünü doğrudan etkileyen 5 teknoloji sırasıyla;

1.Yapay Zeka

2.Makine Öğrenmesi

3.Uygulama Programlama Arayüzleri (API)

4.Blockchain ve

5.Geleceğin teknolojisi Kuantum Teknolojisidir.

Yapay zeka; insan gibi davranış modelleri sergileme, sayısal mantık yürütme, hareket, konuşma ve ses algılama gibi birçok yeteneği içeren yazılımsal bütünüdür. Başka bir deyişle yapay zeka; verilen görevleri bilgisayar tabanlı düşünmeyi sağlayarak , insanlara nazaran daha iyi ve hızlı yapan akıllı makineleri üreten bir bilim dalı olarak tanımlanmaktadır. Bazıları yapay zekanın sektörde insan gücünü azaltarak işsizliğe yol açabileceğini, bazıları ise sektörün gelişimi için büyük fırsatlar doğuracağını öngörüyor.

Makine öğrenmesi, sunulan verilerle mantıklı ve rasyonel sonuçlar üretmesini sağlayan matematiksel algoritmalardır. Örnek verecek olursak; Bir mağazada müşterilerin alışveriş fişi verileri ile ilgili matematiksel algoritma yazılıyor. Bu algoritma; unlu ve şekerli gıdalar alan müşterilerin aynı zamanda kola aldıkları bilgisini veriyor. Bu duruma istinaden unlu ve şekerli gıda rafları ile kola dolapları birbirine yakınlaştırılıyor ve satışlarda yükseliş görülüyor.

Uygulama programlama arayüzü (API), bir ağ tabanlı yazılım uygulamasına veya ağ aracına erişim için bir dizi programlama yönergesidir. Bir yazılım şirketi kendi uygulama programlama arayüzünü piyasaya çıkarır. Böylece diğer yazılım geliştiricileri bu uygulama programlama arayüzünü kullanarak kendi ürünlerini tasarlayabilirler. Örneğin, web sitesi yazılım geliştiricileri Amazon ürün bilgilerine daha kolay erişebilmeleri için Amazon firması amazon.com web sitesinin uygulama programlama arayüzlerini yayınlamıştır. Amazon’un uygulama programlama arayüzlerini kullanan üçüncü şahıs web siteleri Amazon ürünlerine doğrudan bir bağlantı sağlayarak, güncellenmiş fiyatlar ile “şimdi satın al” seçeneği sunabilir.

Blockchain’i günümüzde internet 2.0 olarak dile getirmemizin en büyük nedeni ; internette yer alan güvenlik açıklarını ve işlem detaylarındaki belirsizlikleri ortadan kaldıran yeni nesil bir teknoloji olması ve dağıtık kayıt defteri sistemine sahip olmasıdır. Bu özelliği sayesinde işlem takibi, işlem hızı, kesinlik ve güvenlikte hepimizin hayatını başka bir boyuta taşımış durumda. Varlık transferi konusunda çığır açan Blockchain teknolojisi, gelecek 10 yılda tüm dünyayı derinden etkileyecek ve en az internetin geleneksel iş dünyasına etkisi kadar yenilikçi ve radikal iş modelleriyle kökten değişime neden olacak.

Ancak son günlerde Blockchain sistemine yapılan siber saldırılar güvenlik konusunda hala açıkların yer aldığını ve sitemin kolektif gücünün orantısal olarak dağılmaya ve dağılımın yönetilmesi gerektiğini bizlere gösterdi.

Bu durum karşısında hepimizin aklına ilk gelen Kuantum bilgisayarlar oluyor. Başta Kriptografiyi sağlamakla birlikte blockchain tabanlı şifreli kayıt defteri kullanan bütün hash değerlerini kıracak güce sahip durumda olan Kuantum kuramı günümüzde popülerleşiyor. Böylelikle kripto para şifrelerini korumanın tek yolu kuantum blockchain kullanımından geçiyor.

Google, IBM ve bir avuç yeni girişim, yeni nesil süper kuantum bilgisayarları oluşturmak için birbirleriyle yarışmaktadır. Geliştirildiğinde, kuantum bilgisayarlar karmaşık matematiksel süreçlerin modellenmesi gibi problemleri çözmemize yardımcı olacaktır. Mevcut bilgisayarlarla bu tür süreçlerin modellenmesi imkânsızdır. Ayrıca, kuantum bilgisayarların gelecekte bir çok teknolojiyi içerecek ve tek bir platformda sunacak yetkinliğinde olacağı öngörülmektedir.