Türkiye’nin en önemli kadın liderlerinden olan Micro Focus Türkiye Yunanistan Genel Müdürü Deniz Kırca ile Fintechtime Mart & Nisan sayısı için özel bir röportaj gerçekleştirdik.

Dünya genelinde 50 ülkede 18 bin çalışanı bulunan, 40 binden fazla müşteriye hizmet veren dünya devi Micro Focus’ta kariyer fırsatları cinsiyete göre değil liyakata göre eşit olarak cinsiyet, ırk, dil, din farkı gözetmeksizin sunuluyor.

 

Micro Focus bir yazılım devi, sizin gibi değerli bir kadın yöneticinin üst düzeyde temsili ile kalplerimizde ayrı bir yer kazanıyor. Öncelikle biz kadınlara ilham veren ve Micro Focus ile kesişen kariyer yolculuğunuzu dinlemek isteriz. Kadınların az temsil edildiği bu sektöre girmeye nasıl karar verdiniz?

Daha önce IBM, HP ve BEA gibi dünya genelinde hizmet veren çeşitli firmalarda ve bazı telekom operatörlerinde teknik ve satış pozisyonlarında görev yaptım. 2013 yılında HP Türkiye’nin Yazılımdan Sorumlu Ülke Müdürlüğü görevine getirildim, 2015 yılında sorumluluk alanıma Yunanistan da eklendi. 2017 yılında alınan bir kararla Hewlett Packard Enterprise (HPE) Yazılım Bölümü, İngiliz yazılım devi Micro Focus ile birleşti ve tamamen yeni bir şirket kuruldu. Böylece ben de Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs bölgelerindeki faaliyetlerin sorumluluğunu üstlendim.

 

Pandemi sürecinde önemli çalışmalara imza attınız. Micro Focus Türkiye’nin global operasyon tarafından pilot ülke seçilmesi, Atar Labs’ı satın alışınız ve keyifle takip ettiğimiz Micro Focus Virtual Realize Tour ilk akla gelenler. Pandemi sürecini nasıl yönettiniz, hangi önlemleri aldınız ve bundan sonrası için nasıl bir strateji izleyeceksiniz?

Pandemi tüm ülkeler ve sektörler için alışılmadık bir süreci ve belirsizliği yönetme dönemi oldu. Türkiye’de 11 Mart’ta görülen ilk vakadan sonra ülkede hızlı aksiyon aldığımızı söyleyebilirim. Global politikaları gereği uzaktan çalışmanın desteklenmesine yönelik uygulamaları bulunan Micro Focus’ta bu adaptasyon ve geçiş sürecini kolayca tamamladık. Sürecin en başından bu yana tüm ekipler anlık bilgilendirildi ve çalışanların kendilerini daha iyi hissedip risk almadan işlerini yapabilecekleri çalışma modellerine geçmeleri önerildi.

Önceliğimiz her zaman çalışanlarımızın, müşterilerimizin ve iş ortaklarımızın sağlığı oldu. Çalışanlarımız arasında yurt dışındaki çeşitli projelerde yer alan danışmanlarımız vardı, onların sağlıkla ülkeye dönüşünü ve işlerini uzaktan yapabilmelerini sağladık. İşimizi ve etkinliklerimizi online ortama taşıdık. Müşteri ihtiyaçları için de hızlı aksiyonlar aldık. İşimiz hiç kesintiye uğramadı, sorunsuz devam etti. Bu zor dönemde mevcut müşterilerimizi en hızlı şekilde desteklemek için dünya lideri yük ve güvenlik test çözümlerimizi, artan kullanıcı sayısını yönetebilmeleri için kimlik yönetimi, uzaktan erişim, güvenlik ve eğitim gibi en çok ihtiyaç duyulan hizmet ve yazılımları bedelsiz olarak onların kullanımına açtık. Bugün ikinci dalgayla tekrar ülkelerin kapandığı ve kısıtlamaların olduğu bir dönemi yaşıyoruz. Aşılanmanın başlaması tüm dünyanın en büyük umudu. Önümüzdeki süreçte de ilk dönemde edindiğimiz deneyimin etkisiyle işimizi kesintisiz ve en hızlı şekilde yürütmeye devam edeceğiz, çalışan ve müşteri güvenliğini birinci önceliğimiz yaparak en hızlı ve en etkin çözümleri müşterilerimizin hizmetine sunacağız. 

 

Göreve gelmenizden beri globalden de çok güzel geri bildirimler ve haberler geliyor.  Bu yıl görev tanımınız da genişledi. Micro Focus Türkiye, global operasyon tarafından pilot ülke seçildi. Türkiye’deki çalışmalar globalde nasıl değerlendiriliyor, nasıl bir algımız var? Pilot ülke seçilmenizle birlikte nasıl bir değişim yaşanacak?

Micro Focus yönetim kurulu ve ekibi, Türkiye’ye büyük önem veriyor, güveniyor ve buradan global başarı hikayeleri çıkarmaya odaklanıyor. Sadece algımız değil başarılı projelerle ülke olarak performansımız da çok olumlu.

Yapılan yatırımlar, Ar-Ge ofisi ve başka bir ülkenin değil de Türkiye’nin tüm dünyada pilot ülke olarak seçilmesi de bunun bir kanıtıdır. Bu kapsamda bu yıl Micro Focus yönetim kurulu üyeleri ile 2 defa görüştüm. Bu görüşmelerdeki deneyimim, kurulun tüm kararları alırken ve gelecek yatırımlarını planlarken, sahadan gelen geri bildirime büyük önem verdiği yönünde. Biz de bu anlamda müşterilerimiz, çalışanlarımız ve tüm ekosistemimizle Türkiye’yi en güzel şekilde temsil ediyoruz.

Global CEO’muz Stephen Murdoch’un geçtiğimiz yıl Türkiye’yi bizzat ziyaret etmesi, müşterilerimizle tanışması, şirketimizin Türkiye’ye ilişkin stratejilerini ülkemizdeki iş ortaklarımızla ilk ağızdan paylaşması, etkinliklerimizin açılışında bulunması, bu anlamda Türkiye pazarına verdiğimiz büyük değerin bir göstergesidir.

Micro Focus, dünya genelinde 50 ülkede 18 bin çalışanı bulunan, 40 binden fazla müşteriye hizmet sunan dev bir şirket. Biliyorsunuz 2017 yılında Micro Focus’un Hewlett Packard Enterprise’ın (HPE) yazılım bölümüyle birleşmesiyle birlikte dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden biri olduk. Birleşme sürecinin yaşandığı en kritik yıl olan 2018’de Micro Focus, Türkiye’de yüzde 15 büyüdü. 2019 yılında Micro Focus Türkiye hedeflerinin yüzde 120 üzerine çıkarak yüzde 40 büyüme gerçekleştirdi. Bu hız bize ‘Bilişim 500’ araştırmasında Türkiye’nin ‘İş Uygulamaları’ yazılım sektöründe birinciliğini getirdi.

Ayrıca Türkiye’deki en büyük 6’ncı yazılım şirketi, en büyük 8’inci hizmet şirketi, en büyük 5’inci kurulum bakım destek hizmeti şirketi, veri güvenliği yazılımında 4’üncü, yapay zeka yazılımında 7’nci, veri ambarı ve iş zekası yazılımında ise 5’inci büyük çok uluslu şirket olarak listede yer aldık.

Tüm bu başarılar da Micro Focus Türkiye olarak bize daha çok sorumluluk ve pilot ülke olma başarısı getirdi. İzleme, güvenlik ve KVKK projeleriyle tüm dünyada yenilikçi ve alanında ilk olan projelerin çıkarılmasıyla Micro Focus dünyasında dikkat çektiğimizi söyleyebilirim.

Ayrıca ekibimizin sağlam ve yakın müşteri ilişkileri kurması, yetkin ve bağlı ortaklık ağı oluşturmamız da bu başarılarda büyük rol oynadı. Bu sayede Micro Focus’ta global ölçekte ilkleri başaran ülke olarak Türkiye, pilot ülke seçildi. Pilot, başarılı olduğunda dünyanın en büyük yazılım şirketlerinden birinin tüm dünyadaki pazara gidiş (GTM) modelini Türkiye ekibi olarak şekillendirme şansımız olacak. Diğer tüm ülkelerde bu model örnek alınacak. Pilot olduğumuz için Türkiye’nin ve Türkiye’de Micro Focus’tan hizmet alan müşterilerin görünürlüğü de artıyor. Çünkü hem biz hem müşterilerimiz globalden her türlü desteği öncelikli olarak alabiliyoruz. Müşterilerimizin talepleri de global olarak önceliklendiriliyor. Dolayısıyla Türkiye, hiç olmadığı kadar üst düzeyde görünür oluyor.

 

Micro Focus Türkiye Yunanistan Genel Müdürü Deniz Kırca “Sektöre daha fazla kadının çekilmesi için en başta çalışanlar için rol model olacak kadın lider örneklerinin görünürlüğünün artması gerekiyor. Ne mutlu bana ki dünyanın en önemli yazılım şirketlerinden olan Micro Focus’a Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs’ta bir kadın olarak liderlik ediyorum ve rol model olabiliyorum.”

 

Kadınların bilişim alanında istihdamı çok değerli ve önemli. Micro Focus’un global ölçekte cinsiyet eşitliğine dair bakış açısı ile birlikte kadın çalışan ve yönetici sayılarını öğrenebilir miyiz? Kadınlara özel geliştirilen bir uygulama veya projeniz bulunuyor mu?

Merkezi İngiltere’de bulunan, 50 ülkede 40 binin üzerinde kurumsal müşterisi ve 18 bini aşkın çalışanı bulunan en büyük yazılım firmalarından birisiyiz. Dünyanın en fazla çeşitliliğe sahip şirketlerinden biri olduğumuzu rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu yaklaşımın, hizmet verdiğimiz toplumun ihtiyaçlarını en iyi şekilde yansıttığına inanıyoruz. Şimdiye kadar yaptığımız çalışmalarda, farklı bakış açıları ve deneyimlerin bir araya geldiğinde inovasyonu teşvik ettiğini gördük. Bu nedenle çeşitliliğimizi geliştirme konusunda çok önemli ilerlemeler kaydediyoruz. Öte yandan kadınların bilişim alanında istihdamı hem dünya hem de Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlıyor. Çalışanlarımızın üçte biri kadınlardan oluşuyor ve bu sayı her geçen gün artıyor. Kadınların istihdamı ve hakları konusunda herkesi farkındalığa çağırıyor ve bu konuda çalışmalarımızı devam ettiriyoruz.

 

Günümüzde kadınların teknoloji alanındaki konumlarını ve oranlarını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce bu temsil oranları dünya geneli ve ülkemiz için yeterli mi?

Yeterli bulmuyorum. Şöyle ki; Türkiye’de yönetici pozisyonlarının %16,7’sini kadınlar oluştururken, bu oran BT sektöründe maalesef %9 civarında. Türkiye’de Bilgi ve İletişim sektöründe kadın çalışan oranı ise %27. Türkiye’deki bilgisayar mühendisliği bölümlerinin %15’i, tüm mühendislik fakültelerininse %30’u kız öğrencilerden oluşuyor. Geleceğimizi şekillendirecek yapay zeka, büyük veri, bulut bilişim, makine öğrenmesi ve 5G başlıklarının altını doldurabilecek güçlü bir gençlik yaratmak zorundayız. Bu da ancak kadın erkek el ele vererek teknoloji sektöründe çeşitlilik yaratarak mümkün olacaktır.

 

Kariyeriniz boyunca kadın olmaktan kaynaklı bir sorun yaşadınız mı? Geri planda bırakıldığınız oldu mu? İzlenimleriniz ışığında, iş hayatında “genel olarak” kadınların karşılaştığı zorluk veya engeller konusunda neler düşünüyorsunuz?

Ben çalışma hayatım boyunca buna fırsat vermedim ancak bu konuda bazı sorunların varlığını da yok sayamam.

Deloitte’un TÜBİSAD işbirliğiyle hazırladığı ‘Teknoloji Sektöründe Kadın’ raporuna göre, teknoloji sektörüne emek veren beyaz yakalı kadınların %85’i bu sektörde olmaktan memnun. Bu oran diğer sektörlerde yapılan araştırmalardaki bulguların oldukça üzerinde. Teknoloji sektörünün global, dinamik, değişen, gelişen, geliştiren, yaratıcı insanlardan oluşan ve geleceğe yön veren yapısı, teknoloji sektöründeki kadınlar için sektörün en cazip yönleri olarak ön plana çıkıyor.

Öte yandan iş-özel yaşam dengesinin olmaması, kariyer alanında ilerleme ve terfi/yükselme fırsatlarının azlığı, ücret ve yan hakların yetersizliği ve sektörün erkek egemen yapısı gibi konular ise teknoloji sektöründe kadın olmanın zorlukları arasında yer alıyor.

Liderlik pozisyonlarında kadınların azlığı konusu teknoloji sektöründe de ön plana çıkıyor. Kadın liderlerin sayısının ve görünürlüğünün artırılması hem teknoloji şirketleri özelinde hem genel anlamda çok önemli. Sektöre daha fazla kadının çekilmesi için en başta çalışanlar için rol model olacak kadın lider örneklerinin görünürlüğünün artması gerekiyor. Ne mutlu bana ki dünyanın en önemli yazılım şirketlerinden olan Micro Focus’a Türkiye, Yunanistan ve Kıbrıs’ta bir kadın olarak liderlik ediyorum ve rol model olabiliyorum.

 

Micro Focus Türkiye Yunanistan Genel Müdürü Deniz Kırca, “Kadınların kurumsal dünyada yönetim kademelerinde yer almalarını destekliyorum. Benim liderlik hedefleyen tüm kadınlara tavsiyem eşitliğin bir ayrıcalık değil hak olduğunu ve doğal olduğunu, yaşayarak ve yaşatarak göstermeleri.”

 

Kadınlara yönelik beklentiler hem iş hem sosyal yaşamda oldukça yüksek, teşvik ise yok denecek kadar az. Kadın çalışanlar ne tür destek ve motivasyona ihtiyaç duyuyor?

Türkiye’de kadın iş gücünün teknoloji sektörüne çekilmesi, sektörde uzun soluklu çalışmalarının sağlanması, gelişim ve eğitimlerine katkıda bulunulması için teknoloji sektörü olumlu adımlar atıyor ve kadınların içinde yer almaktan mutlu olduğu bir sektör olarak karşımıza çıkıyor. Ancak daha iyisini elde etme yönünde beklentilerin olduğu da bir gerçek. Yine Deloitte-TÜBİSAD Teknoloji Sektöründe Kadın Raporu’na göre kadınlar teknoloji sektöründe toplumsal cinsiyet eşitliğinin norm haline gelmesi gerektiğini ve lider rolünde kadın oranının artması gerektiğini düşünüyor.

Yani kadın-erkek dengesi sağlanmış yönetim ekipleri kurulmalı. Yönetici pozisyonlarında kadın liderlerin sayısını ve görünürlüğünü artırmak daha etkin bir kurumsal yönetim ve kadın istihdamı için olumlu etki etmenin yanı sıra teknoloji sektörünün erkek egemen bir dünya olduğu algısını değiştirme konusunda da etkili olacaktır.

Teknoloji sektörü kadınları mentorluk kavramını önemsiyor. Sektörün genç kadınları teknoloji sektöründeki güçlü kadın liderler tarafından mentorluk, koçluk ve gelişim programlarıyla yetiştirilmeli. Daha esnek çalışma koşullarının ve rahat çalışma mekanlarının yaratılmasıyla teknoloji sektöründe iş-özel yaşam dengesinin olmadığı algısı ve gerçekliğini de değiştirebiliriz.

Yine kişisel gelişim ve eğitime destek, öğrenme ve gelişme fırsatları teknoloji sektöründe yer alan kadınların sektöre dair en olumlu bulduğu ve en önemsediği konular arasında geliyor. Teknoloji sektöründeki yetenekli kadınları ve gençleri elde tutabilmek için kişisel gelişim ve eğitim programları gelecek ve değişen teknoloji ile uyumlu olarak uyarlanmalı ve artırılmalı.

Yine teknoloji sektöründe çalışan ya da çalışmak isteyen kadınlara, kadınların başarı öykülerini ve teknoloji sektörünün başarısına etkilerini anlatmak, paylaşmak, yazmak ve tüm kamuoyuna duyurmak önemli.

 

Türkiye’nin modern yüzü olan ve bilimle değer katan Mühendis Kadınlar sayı olarak az ancak çok kıymetliler. Bu özel isimleri Micro Focus’ta nasıl bir kariyer bekliyor? Yazılım sektöründe daha fazla kadının yer alması için nasıl bir yol izlenmeli?

Micro Focus, global olarak fırsat eşitliği sağlayan bir şirket. Çalışanlarımızın yetkinlik ve yeteneklerinin artırılması amacıyla eğitimler, mentorluk programları, kritik deneyim kazanımı için fırsat yaratılması gibi pek çok çalışma yürütülüyor. Kişisel olarak ise şirket içi uygulamaların dışında genç kadın mühendis adaylarına ilham vermeye çalışıyorum, gönüllü mentorluk programlarına katılarak öğrencilerimize destek olmaya devam ediyorum.

Micro Focus olarak tüm çalışanlarımıza esnek, uzaktan çalışma fırsatı da dahil daima kapsayıcı bir çalışma ortamı sunuyoruz. Kapsayıcılık şirketimizin DNA’sında var. Bu nedenle görev atamalarına ayrımcı bir tutumla yaklaşılmıyor. Kariyer fırsatları da cinsiyete göre değil liyakata göre eşit olarak cinsiyet, ırk, dil, din farkı gözetmeksizin sunuluyor. Micro Focus’ta pandemiden önce de teknolojiyi kullanarak işimizi her zaman, her yerden yapma şansımız vardı. Bu da tüm çalışanlara özel ve iş hayatını dengelemek için fırsat veriyor.

Yazılım sektörü bence kadınlar için en ideal sektör. Teknoloji hem genç kuşaklar hem kadınlar için zaten ilk tercih edilen sektör olma özelliğine sahip. Bu cazibe korunmanın ötesinde artırılmalı. Burada sadece teknoloji sektörü oyuncuları değil eğitim ve kamu kurumları da sorumluluk üstlenmeli. Bu çabaların son dönemde arttığına da şahit oluyoruz. Teknoloji sektöründeki yetenekli kadınları ve gençleri elde tutabilmek için kişisel gelişim ve eğitim programları gelecek ve değişen teknoloji ile uyumlu olarak uyarlanmalı ve artırılmalı.

 

Kariyer olarak pek çok kadına ilham veren önemli bir kadın lidersiniz. Sizin ilham aldığınız kadın liderler var mı? Yönetici olma planları yapan kadınlara önerileriniz neler olur?

Tabii ki global başarılarıyla ilham aldığım pek çok kadın lider var. Kadınların kurumsal dünyada yönetim kademelerinde yer almalarını destekliyorum. Benim liderlik hedefleyen tüm kadınlara tavsiyem eşitliğin bir ayrıcalık değil hak olduğunu ve doğal olduğunu, yaşayarak ve yaşatarak göstermeleri. Yani bu anlamda ‘rol model’ olmak önemli. Kariyerim boyunca çalışma hayatının cinsiyetten ve tüm ayrıştırmalardan bağımsız bir alan olması için sorumluluk aldım ve almaya da devam ediyorum. İş hayatının cinsiyet bazlı değil, yetenek ve yetkinlik bazlı bir alan olması için çalışıyorum. Şirket içerisinde, kişisel olarak ve projeler yoluyla toplumsal cinsiyet eşitliğine katkı sağlayacak projelerin hayata geçmesini önemsiyorum.

 

2021 ajandanız eşliğinde hedefleriniz ve yeni dönem projeleriniz / yatırımlarınız hakkında neler söylemek istersiniz?

Biz Micro Focus olarak her zaman müşteri odaklı hareket ediyor, başarımızı müşterilerimizin başarılarına bağlıyoruz. Müşterilerimizin IT’lerini dijital dönüşümle sadeleştirmek, işte karşılaştıkları zorlukların üstesinden gelmelerine yardımcı olmak ve pazardaki fırsatları hayata geçirmelerini sağlamak en önemli misyonumuz. 40 yıllık deneyimimizle yenilikçi teknolojilerimizi müşterilerimizin daha başarılı olması için geliştiriyor, dünya genelinde 40 binin üzerinde müşterimize 600’ün üzerinde ürünle hizmet veriyoruz. Yüksek teknolojili çözümlerimizi pragmatik bir yaklaşımla müşterilerin bulundukları alanda hızlanması ve işlerini geleceğe dönüştürmeleri için tasarlarken aynı zamanda onların maliyetlerini düşürmelerini sağlıyoruz.

Dijital dönüşüm, bugün olduğu gibi 2021 yılında da ajandanın en önemli konusu olacak. Dijital dönüşümde yapay zeka temelli teknolojiler öne çıkıyor. Bu alanda yeni ürün ve hizmetlerimiz olacak. SAP ile çok kritik çalışmalarımız var, SAP/Hana dönüşümlerinde kurumların test, yedekleme ve otomasyon ihtiyaçlarına pratik çözümler sunuyoruz. Gerek siber güvenlik gerek büyük veri gerekse bulutta yeni ürün ve hizmetler üzerine çalışıyoruz. Özellikle bulut altyapılarına yönelik teknoloji yatırımlarımızla Türkiye’den büyük küresel başarı hikayeleri çıkarma hedefiyle çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ayrıca yeni müşteriler kazanmaya yönelik çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bu doğrultuda yeni iş birliklerini hayata geçiriyoruz, bu noktadaki çalışmalarımıza önümüzdeki yıl da hızla devam edeceğiz.