Silikon Vadisi’ne transfer olarak yarının teknolojilerini kaynağında tecrübe eden Intel Corp. Global İş Geliştirme Direktörü Ege Ertem ile fintek ve “design thinking” üzerine konuştuk.

Ege Ertem uzun yıllar Türkiye’deki bilişim sektörünün önde gelen isimlerinden biri oldu. Geçtiğimiz yıllarda ise Intel’in Global İş Geliştirme Direktörü olarak Silikon Vadisi’nde göreve başladı. Gerek fintek, gerekse diğer yenilikçi teknolojileri birinci elden tecrübe eden Ertem ile hem keyifli bir fintek sohbeti gerçekleştirdik hem de yeni kurulan startup’lar için tavsiyeler aldık.

Not: Bu röportaj ilk olarak Fintechtime dergisinin 2016 Yaz sayısında yayımlanmıştır.

Fintek ekosisteminin Türkiye ve dünyadaki yatırım hacmi nedir?

Bir yılda dünya genelinde finans kuruluşlarının finansal teknolojiler için ayırdığı toplam bütçe 600 ila 650 milyon doları aşıyor. Fintek dediğimizde ise genelde startup’ları ve girişimleri kastediyoruz. Geçen yıla ait birkaç farklı kaynak var ancak hepsinin ortak görüşü; toplamda 13 milyar doların üzerinde yatırım aldı bu ekosistem. Yani bin civarı farklı yatırımcı kurumdan, fintek şirketlerine 13 milyar doları aşkın yatırım yapıldı.

Silikon Vadisi’nde en güncel fintek trendleri nelerdir?

Birkaç yıl öncesine kadar P2P lending benzeri kredi veren girişimler çok popülerdi ve bu popülerliği koruyorlar. Bu şirketler büyüdükçe banka gibi davranmaya başladılar. Dolayısıyla son dönemde küresel ölçekte yaşanan ekonomik daralmadan onlar da nasibini aldı. Şimdi orta vade ve uzun vade diye bakacak olursak, birkaç temel unsur görüyoruz: Bir kere hem teknolojiden kaynaklanıyor bu trendler hem de regülasyonların ve kanunların değişmesinden kaynaklanıyor. Birincisi kredi ve lending, en önemli trendlerden biri olmaya devam edecek. Şu anda bile şahısların yüzde 20’ye yakın bir kısmı Amerika’da bu araçları kullanarak kredi kullanıyorlar.

Özellikle hangi kesim tarafından kullanılıyor derseniz; şu anda bankayla çalışmayan kesime giden şirketler hızlı büyümeler kaydediyorlar. Halihazırdaki bankalarla çalışamayan, onlardan kredi alamayan müşterilere gidiyorlar. KOBİ’ler büyük çoğunlukla bu alternatif kredi kanallarına dönmeye başladılar. Yani yüzde 20’nin içinde bu da var. Ama tabii büyük kredi ihtiyaçları olan projeler şirketler falan hala bankalardan devam ettiği için ciddi bir kriz yaşamıyor bankalar. Dolayısıyla çok büyük kriter gerektiren krediler hala bankalardan alınıyor.

Yapay zeka, şöyle ki; bence Türkiye’deki bankalar yurt dışındaki en büyük bankalardan bile bu konuda ileri bazı noktalarda. Müşteriyle ilgili elinde çok veri var bankanın, ama tek bir müşteri profilinde bunu hala bir araya getiremiyor. İki-üç yıl içinde bankaların yüzde 70’i bu noktaya gelecek. O sırada yapay zeka da ilerliyor, gelişiyor. Dolayısıyla yapay zekanın ve bu tek müşteri profilinin oturması bankacılığı pozitif anlamda çok ciddi etkileyecek, çünkü bankalar da küçük startup’lar gibi artık daha kişiselleştirilmiş ürünler ve pazarlama kampanyaları yapabilecek.

Bir örnek vereyim: Şu anda 40 yaşında iki çocuğu olan, lise mezunu, şu kadar geliri olan bütün insanların hepsi aynı kategoriye konuluyor bir banka için. Onu hedefleyen bir ürün çıkarıyor. Yapay zeka, bu insanlar arasındaki farkları görebilecek, anlayabilecek. Çünkü herkesin parayla ilişkisi aynı değil. Çok zengin bir adam vardır, çok cimridir. Çok fakir adam vardır, çok eli açıktır. Bu ikisinin ihtiyacı olan ürün farklı aslında. Yapay zeka bunu sunabilecek.

Regülasyonlar da bir başka konu başlığı. Ben Türkiye dahil olmak üzere gittikçe rekabete açılacağını öngörüyorum. Dolayısıyla bankalar sürekli daha fazla rekabetle karşılaşıyor olacak. Bunlar en büyük bankaları etkileyen akımlar olacak. Tabii konuşmuşken Bitcoin ve sanal parayı da es geçmeyelim: Blockchain ve sanal paralarda şimdilik çok büyük hızlı büyüme olmayabilir, ama birçok banka ciddi şekilde ilgilenmeye başladı, yani o da gözden kaçırılmaması gereken bir akım. Blockchain çok ciddi güvenlik avantajları sağlıyor ve para transferleri bu teknolojiyle çok daha uygun maliyetli hale geliyor.

Türkiye’de bu konuda nasıl bir gelişme bekliyorsunuz?

Türkiye, Türk insanı bankacılık konusunda, bankalar teknoloji konusunda birçok ülkenin çok ilerisindeler. Ama Bitcoin’in adaptasyonu konusunda ben Türklerin biraz daha çekingen davranacağını düşünüyorum açıkçası. Bu da normal, çünkü sonuçta bir devlete değil de başka bir yapıya güveniyorsunuz insanların o riski alması için daha biraz daha alışmaları gerekir.

Fintek firmalarının bankalara kıyasla sunduğu avantajlar nelerdir?

Şu anda Amerika’da bir şirket var, sadece Uber kullanıcılarının, şoförlerinin arabalarının kaskoluyor. Öyle bir odaklı ki onların hayatına hitap eden yerlerde reklamını veriyor, bu işin reklam pazarlama tarafı var, bu işin veri tarafı var. Elinde Uber araçları ne kadar kaza yapıyor, hangi şehirde hangi Uber aracı, kaç yaşları arasındaki olan Uber şoförleri ne kadar kaza yapıyor gibi bütün bu datayı bir bankanın emek verebileceğinden çok daha fazla odaklı anlamlandırabildiği için daha ucuza verip kar edebiliyor. Yani bir banka bir klasik bir sigorta şirketi ne yapıyor? Ticari araçtır diyor, riski yüksektir diyor, kendi elindeki risk yüzdesinden ona yüksek bir yüzde koyuyor geçiyor.

Ama baktığınız zaman Uber şoförleri mecburen daha davranıp, dikkatli olmaya aslında mecbur kalıyorlar. Ortalama ticari araçtan belki daha az kazanım yapıyorlar ve bir startup bunu fark ediyor, bu fırsatı görüyor ve bütün Uber şoförlerinin kaskosunu yapıyor. Bu sadece bir örnek, sigorta artık daha parçalı bir hizmet haline gelmeye başlıyor. Hani eskiden büyük bir sigorta şirketinden her sigortanızı yaptırırken artık başka yerlerden sizinle ilgili o kadar fazla küçük hizmet gelmeye başlıyor ki, müşteri sadakati gelmedi artık çok düşüyor. Dolayısıyla sigortacıların, bankaların, finansal kuruluşların teknolojiye yatırım yapıp çok o startup’ları taklit edebiliyor olması gerekiyor.

Fintek trendiyle birlikte Türkiye’deki bankaları, finans sektörünü bekleyen fırsatlar ve bir taraftan da tehditler nelerdir?

Türkiye’de regülasyonlar değişirse bir anda bankalara sürpriz rakipler çıkabilir, ama Türk bankacılığı, Türk bankaları teknoloji adaptasyonu konusunda çok iyiler. Çok iyi kadroları var ve hakikaten mobil bankacılık olsun, yeni ödeme sistemleri olsun bunları Avrupa’dan, Amerika’dan daha önce hayata geçirmiş, belli riskleri belli ölçülerde alabilen, yeni ürünler piyasaya sunmaktan çekinmeyen bir yapıları var.

Fintek bankayla savaşırken bu sefer bankaya da servis ve yazılım sağlayan çok büyük bir patlama var. Onlara eğer akılcı bir şekilde ulaşabilirse bunu bir avantaja çevirebilirler. Türkiye’de bankacılıkta çok iyi kadrolar olduğu için genelde kendileri yapmayı tercih ediyorlar her şeyi, ama artık bunu gerçekleştirmek pek mümkün değil. O yüzden bankalar giderek startup’lara yaklaşacak, onlarla müşteri çalışma ilişkisi içine girecek ya da girmeli diye düşünüyorum. O zaman o yeni çıkacak olan, çıkabilen veya mevcut hali hazırdaki rakiplerin önlerine geçmeleri çok kolay olur.

Türkiye’nin önde gelen bankaları, yapılan bankacılık işlemleri anlamında gelir düşmesi yaşar mı bu etkiyle beraber? Fintek ortamına nasıl adapte olabilirler?

İlk yaygınlaşma döneminde hazırlıksız yakalanırlarsa gelir düşmesi gözleyebilirler. Büyük gruplar hızlı bir giriş yaparsa bu dengeleri etkileyebilir, ancak ben bunun toparlanabileceğini düşünüyorum.

Dünyadaki en tepedeki 200 banka en büyük ilk 200 bankanın bankacılık dışındaki gelirleri geçen yıl yüzde 12 büyümüş, yani bu sefer bankalar da başka hizmetler vermeye başlıyor. Tur operatörlüğü, ürün tavsiyesi, Groupon mantığıyla bazı ürünleri teklifle sunma ve o zaman da bankanın çok büyük bir gücü oluyor. Çünkü ellerinde gerekli veri var, bir anda size eğer onun iyi işleyebilecek teknolojisi varsa: “Geçen yıl Antalya’ya tatile gitmişti, Antalya tur operatörü ödemiş, Antalya’daki alışverişleri ödemiş, o zaman ben bu müşteriye Antalya’da 3 gece konaklama, uçak bileti dahil taksitle şöyle bir kampanya yapayım” diyebilecek güç var aslında bankada. Dünyada bunu yapıyorlar şu anda. Bankacılar, bankacı değilmiş gibi davranıp oradan hizmetlerini geliştiriyorlar. Dediğim gibi Türkiye’deki bankaların ben o ilk darbeyi çok kısa atlatıp adapte olacaklarını tahmin ediyorum.