İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisinin eylül ayı olağan toplantısı, “Sürdürülebilir Yüksek Büyüme İçin Borsa Ve Sermaye Piyasalarının Sanayimize Vereceği Desteğin Önemi” ana gündemi ile gerçekleştirildi. İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan’ın açılış konuşmasını yaptığı toplantıya, Borsa İstanbul Başkanı Himmet Karadağ konuk olarak katılarak gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.     

İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan konuşmasında, ikinci çeyrekte yüzde 6,3 büyüyerek ülke ekonomisine 1,3 puan katkı yapan sanayi sektörünün, ilk çeyrekte olduğu gibi yine büyümenin motoru olduğunu söyledi. Bahçıvan, sanayinin bu başarıyı sürdürmesinin; finansman sorununun borsa ve sermaye piyasaları gibi kolay ulaşılabilir ve düşük maliyetli nitelikli finansman kaynaklarıyla aşılmasına bağlı olduğuna dikkat çekti. Sermaye piyasalarıyla reel sektörü buluşturan en köklü ve en önemli kurumun Borsa İstanbul olduğunu ifade eden Erdal Bahçıvan, “Borsa İstanbul, sanayimizin finansman ihtiyacına yönelik çözüm üretme noktasında çok önemli bir rol oynayacak. Ülkemizde sermaye piyasalarına derinlik kazandırırken İstanbul’un güçlü bir küresel finans merkezi haline gelmesi için de gayret gösteren Borsa İstanbul, küresel bir borsaya dönüşme konusunda hızla önemli mesafeler kat ediyor” dedi.

İSO Başkanı Bahçıvan, “Halihazırda sanayicilerimiz sermaye ihtiyaçlarını önemli ölçüde banka kredileriyle karşılamaya çalışırken, bunun yüksek maliyetleriyle karşı karşıya kalıyorlar. Ticari kredi faiz oranlarının yüzde 17’leri aşmasıyla şirketlerimiz ekonomik faaliyetleri üzerinde ciddi bir baskı hissediyor. Sürdürülebilir güçlü bir gelişim döneminin, salt bankacılık kanalıyla sağlanması olası gözükmüyor. Finansman çeşitliliğinin çoğalmasının gerekli olduğu bu ortamda, sermaye piyasaları yoluyla büyüme seçeneğini de masaya yatırmak gerekiyor. Bu seçenek, krediler yoluyla doğan riskleri asgari düzeye indirgeyecek. Bankalara kıyasla tasarrufların yatırımlara dönüşmesinin daha düşük maliyetlerle gerçekleşebildiği sermaye piyasalarının diğer avantajları; ekonomide finansman çeşitliliğinin artması, risklerin azaltılması ve belki de en önemlisi tasarrufları artırıcı etki sağlamasıdır. Sermaye piyasalarında yer alan şirketler, kurumsallaşma açısından da gelişim göstererek daha sağlıklı bir işleyişe kavuşma şansını yakalıyor” dedi.

 

Finansal eğitim ve tüketiciyi koruma politikaları gerekli

Sermaye piyasalarının daha iyi bir noktaya gelmesi için atılması gereken bazı adımlar olduğunun altını çizen İSO Başkanı Erdal Bahçıvan, “Türkiye’yle benzer özelliklere sahip ekonomilere baktığımızda, borsalarda işlem gören şirketlerimizin GSYH’ye oranının çok düşük düzeylerde olduğunu görüyoruz. Burada değerlendirilmeyi bekleyen güçlü bir potansiyel var. Sermaye piyasasında bazı yeni düzenlemeler yapılmalıdır. Türkiye’de sermaye piyasalarının yeterince derinleşememesinde ve tasarruf sahiplerinin menkul kıymetlerden ziyade mevduata yönelmesinde, sermaye piyasaları konusundaki bilgi eksikliklerinin de payı var. Finansal eğitim ve finansal tüketiciyi koruma yönünde politikalar önem taşımaktadır. Finansal okuryazarlık arttıkça yatırımcıların risk değerlendirme yeteneklerinin gelişebileceğini ve kendi koşullarına uygun yatırım araçlarına yönelmelerini sağlamanın mümkün olacağına inanıyoruz. Biz sanayicilerin sermaye piyasası kuruluşlarıyla yakın ilişkiler içinde olmamız, en fazla ihtiyaç duyduğumuz konuların başında geliyor” dedi.

Irak, Almanya ve İngiltere’deki gelişmeler sanayi için önemli

Konuşmasında bölgesel ve küresel gelişmelere de değinen İSO Başkanı, şunları söyledi: “Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi’nin komşu ülkelerin ve büyük devletlerin erteleme uyarılarına rağmen bağımsızlık referandumunu gerçekleştirmesi Ortadoğu’daki taşları çok daha sarsıcı bir biçimde yerinden oynatmıştır. Bu konu, siyasi ve ekonomik boyutları başta olmak üzere her açıdan bizleri yakından ilgilendiriyor. Diğer yandan yapılan genel seçimlerin ardından Hükümet kurma çalışmalarının zorlu olacağı Almanya ile ilişkilerimizde karşılıklı çıkarları dikkate alan sağduyunun yeniden öne çıkmasını arzu ediyoruz. Yine İngiltere’nin Avrupa Birliği’nden çıkma kararı almasının etkisiyle bu ülkeden uzaklaşan sermayeyi çekme fırsatı doğdu. İstanbul’un bu süreçte proaktif davranarak, küresel finans merkezi olma konumunu daha da güçlendirmesi sanayimize ve ekonomimize büyük katkılar sağlayacak.”