Güncel tahminler paylaşım ekonomisi pazarının 2025’e kadar 335 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşacağını gösteriyor.

Araç ve ulaşım paylaşımı için Uber ve konaklama ihtiyaçları için Airbnb gibi platformlar aracılığıyla yeni nesil iş modelleri oluşturan, bireylerin sahip oldukları ürün ve hizmetleri bir aracı üzerinden birbirleriyle paylaşarak hem ihtiyaçlarını karşılamalarına hem de gelir elde etmelerine yarayan paylaşım ekonomisi, son yılların en popüler kavramlarından biri oldu. 2025’te 335 milyar dolarlık büyüklüğe ulaşacağı tahmin edilen paylaşım ekonomisi pazarının 2028’e kadar da her yıl %32 büyüyeceği öngörüldü. Türkiye’de de bu küresel trende uyumlu mobil uygulama ve platformlar geliştirilmeye başlandı. Anlık ihtiyaçlara odaklanan ve kişilerin birbirlerinin taleplerini çözerek ek gelir elde etmesini mümkün kılan Aylak adlı mobil uygulama, Android ve iOS uygulama mağazalarında yayımlandı.

Konuyla ilgili değerlendirmelerini paylaşan Aylak Kurucusu Cengizhan İpek, “İnsanların günlük ihtiyaç ve isteklerini karşılamalarına yardımcı olacak ve bu talepleri karşılayan kişilerin de kazanç elde etmesini sağlayacak bir platform oluşturmak için yola çıktık” dedi.

 

Z kuşağına mensup 2 kişiden biri ek iş yapıyor 

Küresel danışmanlık şirketi Deloitte tarafından 44 ülkede gerçekleştirilen 2023 Z ve Y Kuşağı Araştırması, Z kuşağına mensup 2 kişiden birinin (%46) asıl işlerine ek olarak tam ya da yarı zamanlı ek işlere sahip olduğunu gösterdi.

Paylaşım ekonomisi ve gig ekonomisi gibi kavramların yaygınlaşmasının küresel ekonomik koşullarla doğrudan ilişkilendiğini söyleyen Cengizhan İpek, “Gıda teslimatı, sürüş hizmeti, evcil hayvan bakımı gibi, boş vakti olan herkesin yapabileceği işler, parça başı ücretlendirme modeliyle pek çok kişi için ek gelir kaynağı oluşturuyor. Aylak, aracı veya evi olmasa da paylaşım ekonomisini bir gelir modeline dönüştürmek isteyen herkese hitap ediyor. Aylak uygulamasını hem talebi olanlar, hem de bu talebi karşılayacak vakti olanlar kullanabiliyor. Talebi olan kullanıcılar, örneğin kuru temizlemeye verilmesi gereken bir elbise, okuldan alınması gereken bir ders notu, kafede unutulan şarj cihazı, yalnızca bir mağazada olan ürün gibi taleplerini kolayca oluşturabiliyor. Bu talebe yanıt verebileceğini düşünen bağımsız çalışanlar da süre ve ücret teklifi göndererek işi üstlenebiliyor. Talebin tamamlanması durumunda iki taraf da uygulama üzerinden onay verdiğinde teklif edilen tutar, işi gerçekleştiren kullanıcıya aktarılıyor. Bu sayede bir mobil uygulama üzerinden ulaşılamayacak hiçbir ürün ya da hizmet kalmıyor” ifadelerini kullandı.

 

Sürdürülebilir ulaşımı teşvik ediyoruz”

Aylak ekibi olarak paylaşım ekonomisinin çevresel etkilerini de göz ardı etmediklerini dile getiren Cengizhan İpek, “Dünyaya zarar vermeyen, çevreci ve paylaşıma dayalı bir ekonominin mümkün olduğunu kanıtlamaya çalışan Aylak olarak, bu konuda da Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na uygun bir politika geliştirdik. Talepleri gerçekleştiren kullanıcıların gerekmedikçe motorlu araçlarını kullanmamalarını, üstlendikleri görevleri yürüyerek, bisikletle, elektrikli scooter’la veya toplu taşıma araçlarını kullanarak gerçekleştirmelerini çevreci hediyeler, ödüller ve tanıtımlarla teşvik ediyoruz. Aylak olarak kadrolu veya esnaf kurye çalıştırmıyoruz, sahada kendimize ait ekiplerimiz yok. Uygulama marketlerinde kullanıma sunduğumuz platformumuz, talebi olan kişilerle, bu kişilerin taleplerini karşılayarak ek gelir elde etmek isteyen kullanıcıları bir araya getiren bir aracı niteliğini taşıyor. Bu yönüyle Aylak, hız vaat etmiyor; ulaşılmazı vaat ediyor. Bir yandan insanlar gün içinde ulaşamadıkları ürün ve hizmetlere ulaşabiliyor, diğer yandan özellikle üniversite öğrencisi gibi harçlık çıkarmaya ihtiyaç duyan ve vakti olan kişiler kazanç elde edebiliyor” diye konuştu.