Teknoser Genel Müdürü Ozan İnan, WhatsApp’ın Türkiye’deki kullanıcıları için sözleşme dayatmasını ve geri adım atmasını ele alarak, tartışmanın yeni olmadığını fakat sosyal medyanın sonuç alma gücünün ortaya çıktığını söyledi.

Teknoser Genel Müdürü Ozan İnan, WhatsApp’ın Türkiye’deki kullanıcıları için ‘İmzala yoksa 8 Şubat’ta hizmet vermeyi keserim’ tehdidiyle sunduğu sözleşme dayatmasını ve geri adım atmasını ele alarak, tartışmanın yeni olmadığını fakat sosyal medyanın sonuç alma gücünün ortaya çıktığını söyledi. İnan, WhatsApp ile yaşanan ‘Verileri paylaşma’ sorunu konusundaki nihai çözümünün Blockchain sistemli güvenlik kullanmaktan geçtiğini belirtti. Hitay Holidng kuruluşu DORinsight araştırmasına göre ise, Türkiye’deki her 4 kullanıcıdan biri verilerinin izlenmesinden endişe ederken, WhatsApp’tan ayrılan 10 kişiden 7’sinin tercihi Telegram oldu.

Facebook’un kurucusu Mark Zuckerberg’in sahibi olduğu WhatsApp’ın önceki günlerde Türkiye’deki kullanıcılarına yolladığı ‘Verilerin paylaşılması sözleşmesini kabul et yoksa 8 Şubat’ta hizmet alamazsın’ içerikli mesaj, bir dijital kaosa sebep oldu. Milyonlarca kullanıcı kişisel verilerinin Facebook ve başka mecralarla paylaşılacağı fikriyle WhatsApp kullanmayı bıraktığını açıklayarak, Telegram, Signal ve BİP gibi uygulamaları indirmeye başladı. Öte yandan gelen tepkiler üzerine önceki gün yeni bir açıklama yapan WhatsApp, sözleşmeyi onaylamayan kullanıcıların hizmet almaya devam edebileceğini duyurarak, geri adım attığını bildirdi.  Türkiye’nin önde gelen teknoloji ve siber güvenlik şirketlerinden Teknoser’in Genel Müdürü Ozan İnan, WhatsApp’ın kararından vazgeçtiği süreci yorumladı. WhatsApp’ın sözleşme üslubunun yanlış olduğunun altını çizen İnan, sözleşme detaylarını paylaşmasını ise dürüstlük olarak niteledi. İnan şunları söyledi:

“WhatsApp tartışması yeni değil.  Merak ettiğim, neden bugün gündeme geldi? Enteresan olan durum da bu. Özellikle IT sektöründen gerçekleri daha fazla anlatan bilgiler almak isterdik. Fakat WhatsApp konusu ile şunu gördük: Sosyal medya etkisi ile biz herhangi bir küresel markayı, doğruluğu araştırılmamış bir bilgi ile bile üslübu bile bahane ederek istediğimiz tarafa çevirebiliyoruz. WhatsApp tartışmasında çok ciddi bir dijital medya mühendisliği sergilendi ve büyük oranda da hedefine ulaştı. İnsanlar ilk okudukları eksik bilgilerle bir tepki sahibi oldular. Bunun bir nedeni de pandemiden sıkılıp, bir konuya tepki vermek istemiş olmaları. İnsanlar deşarj olabilecekleri alanı WhatsApp protestosunda buldular. Aslında WhatsApp’ın metni dürüst. Çünkü zaten var olan bir konuyu kullanıcısıyla paylaşıyor. Bizler bedava WhatsApp’ın yanında parayla aldığımız Office 365’te bile şu veya bu amaç için ‘Verilerimin paylaşılmasına izin veriyorum’ butonunu işaretliyoruz. Çünkü bu verileri ilgili ürün/çözüm sağlayan şirketler güvenlik için ilgili otoriteler ile paylaşırım diyor. Ama bugün WhatsApp’ın bunu paylaşmasını konuşuyoruz, çünkü bunu konuşmamız isteniyor.”

 

Blockchain İle Önlemek Mümkün

Bulut tabanlı bilgi paylaşımında veri ülkede kalsın, yurt dışında olsun yine de verilere erişileceğinden söz eden İnan, şu bilgileri verdi: “Bir güç; bu profesyonel bir istihbarat servisi ya da bir hacker grubu olabilir, bilginize erişmek isterse bunu bir şekilde başarabilir. Mevcut siber güvenlik sistemleri/çözümleri bunu caydırır ama %100 engelleyemez. Öte yandan WhatsApp ya da Signal gibi uygulamalar uçtan uca şifrelidir. Bunun anlamı, iki kişinin konuşmasına uçtan uca tünel açmaktır. O tüneli açan hizmet verici/sağlayıcı, tünelde neler paylaştığımızın detayı ile ilgilenmez. Ama iki devlet başkanı arasındaki bir konuşma ise bu, o zaman buna erişip görebilir. Yani erişme motivasyonuna bilginin önemi/değeri neden olur. Bugün biliyoruz ki bazı süper bilgisayarlarla dünyadaki veriler arasından anahtar kelimeleri arayıp, bulabiliyorlar. Genel bir Bulut servis sağlayıcısından hizmet alıyorsanız hiçbir zaman %100 gizlilikten bahsedemeyiz. En masum haliyle bile profiller çıkaracak kadar “meta data” erişimi olur… Örneğin; WhatsApp sizin mesajlarınızın içeriğine bakmasa bile ne zaman, ne kadar, nereden, ne tip ve ne sıklıkla mesaj paylaştığınızı tespit edebilir.  Bunu önlemenin en kolay yolu ise sadece ‘Bitcoin’ dediğimizde akla gelen, diğer kullanım alanları ve özellikleri bir şekilde göz ardı edilen ‘Blockchain’ sistemini kullanmak olabilir. Blockchain ile depolanıp, iletilmiş veriler bugünkü teknoloji ekosisteminde %100 koruma altındadır diyebiliriz. Biz bulur servisi veren firmalara bu tarz yeni nesil güvenlik sistemlerini sormalıyız. Yoksa bugün milyonlarca kullanıcının kullanmaya başladığı ‘Signal’ uygulaması WhatsApp’ın kurucusu olan yazılımcılarının diğer ürünü. Yarın Signal’in de kullanıcı sayısı artınca, WhatsApp gibi ‘Bilgini paylaşacağım mesajı atacaktır.’ Özetle bu tartışmaların özü hangi ürünü kullanacağımız değil, Blockchain sistemine geçip geçmeyeceğimizdir. Önemli olan verinin nasıl paylaşıldığıdır; bütünsel (anlamlı) verinin hangi platformda taşındığı çok da önemli değil… Bugün WhatsApp, yarın Telegram veya Signal… denklem ve girdiler değişmedikçe sonucun farklı olmasını beklemek çok da akıllıca olmasa gerek.

Gece nabzınızın eşik seviyesinin üzerine çıktığını siz uyurken ambulansa/doktorunuza bildiren ve hızlı müdahale edilmesini tetikleyen “akıllı saat”ten, sizi , uyurken kalp krizinden kurtardığı için şikayetçi mi olacaksınız? Verinizi, o an sizin izniniz olmadan (belki de izin verecek halde olmadığınız bir an) paylaşıp hayatınızı kurtardı. Zaten yakında bu tür konuları daha çok konuşuyor alacağız. Önemli olan verinin onayımız dahilinde paylaşılması olduğu kadar hangi amaçla da paylaşıldığıdır.”

 

Veriler Güvende Değil Endişesi

DORinsight tarafından WhatsApp sözleşmesine ilişkin yapılan ve 3.180 kişinin katıldığı araştırmada ise katılımcıların yüzde 47’i sözleşmeyi kabul ederse, ürünün kişisel verilerini ihlal edeceğini düşündüğünü söyledi. Yüzde 37’si ise istenen iznin pazarlama için olduğunu kaydetti. Araştırmaya katılanların yüzde 68’i hesap bilgilerinin, yüzde 67’si işlem ve ödeme verilerinin, yüzde 66’sı cihaz ve bağlantı bilgilerinin, yüzde 63’ü uygulama üzerinden paylaştığı fotoğraf ve videoların, yüzde 59’u yazılı mesajlarının, yüzde 55’i kendi, aile ve yakın çevresine ait fotoğraf ve videoların ve yüzde 50’si ise sesli mesajlarının güvenliğinin ihlal edileceğinden endişe duyuyor. Sözleşmeye henüz onay vermeyen kullanıcıların yüzde 95’i bu uygulamadan vazgeçeceklerini belirtirken uygulamadan vazgeçemeyenlerin yüzde 58’i “Rehberlerindeki çoğu kişinin WhatsApp kullanıyor” olmasını gerekçe gösterdi. Katılımcıların yüzde 58’i başka uygulamaya geçmeyi düşündüğünü söylerken, yüzde 16’sı hali hazırda geçtiğini belirtti. Katılımcıların yüzde 26’sı ise başka bir uygulamaya geçiş yapmayı düşünmediğini söyledi. Araştırma sonucunda en fazla geçiş yapılması planlanan uygulama olarak 10 kişiden 7’sinin tercihiyle Telegram oldu. Telegram’ın ardından en fazla geçiş yapılan uygulama yüzde 60 tercih oranıyla yerli uygulama olan BİP. Elon Musk’ın önerdiği Signal ise anket katılımcılarının yalnızca 4’te 1’inin tercihi oldu.