Nesnelerin İnterneti (IoT) şirketlere akıllı ve zamanla daha da akıllanan ürünler üretmelerinde yardımcı oluyor. Firmalara, müşterilerinin cihazları nasıl kullandığını; neleri daha fazla veya daha az sevdiğini anlamasına yardımcı olacak geri bildirimleri sağlıyor.
AWS IoT, internete bağlı cihazların bulut uygulamaları ve diğer cihazlarla kolayca ve güvenli şekilde etkileşime geçmesini sağlayan yönetilen bir bulut platformu. AWS IoT, milyarlarca cihazı ve trilyonlarca mesajı destekleyebiliyor, ve bu mesajları işleyip güvenli biçimde AWS uç noktaları ve diğer cihazlara yönlendirebiliyor. AWS IoT ile, cihazlarınız ağa bağlı değilken bile uygulamalarınız onlarla iletişim kurup takip edebiliyor.
AWS IoT, AWS Lambda, Amazon Kinesis, Amazon S3, Amazon Machine Learning ve Amazon DynamoDB gibi AWS servisleri ile birlikte; herhangi bir BT altyapısı yönetim operasyonu gerekmeden, ağa bağlı cihazların ürettiği verileri toplayan, işleyen, analiz eden ve bunlara göre hareket eden IoT uygulamaları üretmeyi kolaylaştırıyor. Aynı zamanda müşteriler, servisleri kullanırken kullandığın kadar ödeme modelinin avantajından yararlanıyorlar; cihazlar, uygulamalar ve bulut servisleri arasında oluşan yüksek trafiği ölçeklenebilir ve güvenli şekilde karşılayabiliyorlar.
10 yaşındaki ürün 10 yıl önce icat edilmemiş şeyleri de bugün yapabiliyor
IoT sayesinde zaman içerisinde kendini geliştiren akilli ürünler oluşturabilirsiniz. Bunun harika bir örneği de Sonos ve firmanın akıllı hoparlör sistemi. 2002 yılında kurulan Sonos, ağa bağlı ürünlerini ilk olarak 2006 yılında piyasaya sürdü. O zamandan bu yana, 60’ı aşkın müzik hizmeti için destek ekledi. Ağa bağlı ürünlerin sunduğu bir avantaj da bu; 10 yaşındaki bir ürün, 10 yıl önce icat edilmemiş şeyleri bugün yapabiliyor. Basit bir yazılım güncellemesi ile, bir müzik hizmeti eklenebiliyor veya bir butonun fonksiyonu değiştirilebiliyor. Bu inovasyon, Sonos’un sektördeki hızlı değişikliklere ayak uydurmasına da sağlıyor. Sonos, veri aktarmak için Amazon Kinesis’ten, bu verileri Spark’ı kullanarak işlemek için de Amazon Elastic MapReduce’dan yararlanıyor.
IoT ile bugüne kadar mümkün olmayan fırsatlar artık mümkün
Nesnelerin İnterneti, bugüne kadar mümkün olmayan yeni fırsatlar oluşturmamıza da olanak sağlıyor. Bunun en iyi örneklerinden biri Philips HealthSuite. Philips Healthcare, insanların dijital çözümlerle sağlıkları üzerinde daha fazla kontrol sahibi olmalarinin ve böylece daha saglıklı yaşam koşulları oluşturmanın yollarını arıyordu. Bu amaçla bugün yedi milyonun üzerinde tıbbi kullanıma yönelik cihazları, tüketici cihazları, sensörleri ve mobil uygulamaları yöneten Philips HealthSuite dijital platformu geliştirdi. AWS IoT’nin eklenmesiyle, Philips, vizyonunu takip etmeye yönelik çalışmalarına muazzam ölçüde ivme kattı. AWS bulutu, Philips’in çok çeşitli cihazlardan gerçek zamanlı olarak veri toplaması, işlemesi ve bu veriler bazında harekete geçmesine imkan veriyor. Sonuç olarak, Philips zamanla daha akıllı ve kişiselleştirilmiş cihazlar oluşturuyor.
IoT’nin arayüzlere etkisi ve Amazon Echo
IoT kavramı muhatap olduğumuz arayüzleri de kökten değiştiriyor. Yıllar boyunca, bilgisayarlarda klavye ve fare, televizyonlarda ise uzaktan kumanda gibi “aracılı” ara yüzlere alışmıştık. Birkaç yıl önce, “simüle” edilmiş ara yüze sahip dokunmatik ekranlar ile başta yaşlılar ve küçük çocuklar olmak üzere, yeni kullanıcıların tabletler ve akıllı telefonlar gibi ürünleri kullanımı oldukça kolaylaştı.
Artık internete bağlı cihazlar ile ara yüz, dokunduğunuz veya elinizde tuttuğunuz ürünün kendisi haline geldi. Ses tanıma gibi daha sofistike ara yüzlerle, iletişim farklı bir boyut kazandı.. Örneğin Amazon Echo ile, kullanıcılar sadece seslerini kullanarak birden çok hizmet ile etkileşim kurabiliyorlar. Amazon Echo ile konuşarak haber başlıklarını alma, yemek hazırlarken zamanlayıcı kurma gibi hizmetleri örnek olarak verebiliriz. Alexa Voice Service (AVS) ile uygulamalarınıza veya cihazlarınıza ses tanıma sistemini entegre edebilir, Alexa Skills Kit (ASK) ile Amazon Echo’ya yeni beceriler kazandirabilirsiniz.