Kognitif bilişim, Türkiye’deki iş liderleri ve e-devlet sektörü için yeni bir kurumsal teknoloji paradigmasının da habercisi durumunda… Bu gelişme, Türkiye’deki kuruluşların küresel ölçekte daha üstün performans sergilemek istemeleriyle birlikte, iş ortamında rekabetin arttığı bir dönemde gerçekleşiyor. Buna, tüm sektörler genelinde artan karmaşıklık da ekleniyor.
IBM Türk Strateji Lideri Nicholas Anderson kognitif bilişim hakkında görüşlerini aktardı. Anderson’a göre kognitif bilişim; müşteriler ile açık durumdaki bilgiler, piyasada bulunan en güvenli ve değer odaklı teklifleri bulma seçeneğini sunuyor. Bu da bir kuruluşun ürettiği her veri parçasının yararlı ve uygun ticari istihbarat olarak kullanılmasının gerektiği bir ortam yaratıyor. Kuruluşlar çok büyük hacimlerde ve tipte yapılandırılmamış verileri elde edip depoluyor, araştırıp buluyor ve daha doğru, hızlı ve anlamlı öngörüler elde ediyorlar. Zamanında sağlanan veri odaklı bilgiler, kuruluşların müdahale etme, inovasyon gerçekleştirme ve rekabet etme yeteneğini geliştiriyor.
IBM Türk Strateji Lideri Nicholas Anderson şunları söylüyor:
Günümüzde kuruluşların Bilgi ve İletişim Teknolojileri altyapısının, yoğun hacimli büyük verilerde gerçek zamanlı analitiğin yürütülmesi için son derece yüksek performans sağlaması gerekiyor. Zamanla bu ihtiyacın artmaya devam edeceğini de düşündüğümüzde, tek bir fikrin sektörün tamamında devrim yarattığını ve bunu çok kısa sürede yapabildiğini görüyoruz. Bu sonuçlar, kognitif bilgilerin temelinden ve sağladığı avantajlardan doğan fikirler ve inovasyonlar olarak ön plana çıkıyor.
Örnek olarak oluşan tehditler kadar hızlı bir şekilde büyüyen veri güvenliğiyle ilgili değerli bilgileri alabiliriz. Güvenlik ve siber suç, Türkiye’de dijital dönüşümle ilgilenen liderlerin aklındaki en büyük soru. Güvenlik konularını ve tehditlerini anlama, gerekçelendirme ve bunlar hakkında bilgi edinmeye yönelik kognitif yetenek barındıran bir SOC (Security Operation Center) platformu, güvenlik analistlerinin istihbarat, hız ve doğruluk alanındaki boşlukları doldurma yeteneklerini artırıyor. Yapılandırılmış ve yapılandırılmamış güvenlik verilerinden yararlanarak ve bunları anlamlandırarak, kendi başlarına tanımlanamayacak olan belirsiz veri noktalarını birleştiren bu platformlar; kuruluşların ağlar, uç noktalar, kullanıcılar ve bulut genelindeki tehditlere hızlı ve doğru bir şekilde müdahale etmelerini sağlıyor.
IBM, kognitif iş yüklerine yönelik BT altyapısını (donanım hızlandırıcılı hizmet sunucuları, düşük gecikmeli flash depolama ve akıllı iş yükü yönetimi dahil) ve veri analizini saatlerden milisaniyelere düşürerek ve gerçek zamanlı verilerle eyleme geçme olanağı sağlayarak, inovasyon hızını belirlemeye yardımcı olacak şekilde uyarlıyor.
Sektör perspektifi
Altyapı sistemi iyileştirmelerinde kognitif avantajlar da sağlayabilen sistemlere yönelik bölgesel talep artıyor; buna farklı sektörlerde tanıklık ediyoruz.
Elbette, farklı sektörlerin veya kamu kuruluşlarının talepleri değişebiliyor. Örneğin, telekomünikasyon şirketleri, birden çok satıcı firmayla çalıştıklarından altyapılarının karmaşıklığı diğer bazı sektörlere kıyasla boyut ve kapsam olarak daha büyük. Petrol ve endüstri şirketleri ise kendi karmaşık iş ihtiyaçlarını ele alabilecek yüksek performanslı çözümleri tercih ediyor.
IBM’in kognitif çağdaki rolü
IBM ise bu yeni kognitif çağda pazar yapıcı bir role sahip. Tüm sektörlere yönelik benzersiz sistemleri olan IBM, iş birliğine dayalı doğru ortaklıklar kurmaya devam ediyor. Yüksek performanslı bir altyapı dahilinde kognitif sonuçlar sağlanmasına yönelik olarak hem donanım hem de yazılım talepleri artıyor. Bu bağlamda, bir sonraki adım çoktan gerçekleşmeye başladı. Açık kaynak veri tabanları içeren güvenli donanım depolama gibi IBM altyapı sistemlerini kognitif çağın sağlayıcıları olarak konumlandırabiliriz.
IBM’in sunduğu olanağın çok önemli bir parçası ise Blockchain teknolojisi. Blockchain, birbirinden tamamen farklı düzenleyici sistemlerin ve genellikle karmaşık olan tedarik zinciri sistemleri içinde yer alan pek çok aracı tarafın yönetilmesine yönelik güvenli bir çözüm sağlıyor. Bunlar, zaman ve maliyet artıran faktörler; ayrıca hata olasılığı veya daha da kötüsü, belgelerin üzerinde izinsiz oynanma riski de söz konusu. Blockchain; tarafların tamamına, baştan sona tüm işlemler için güvenli, eşzamanlı, izinsiz değişiklikleri engelleyen ve izlenebilir bir kayıt sunarak bu zayıflıkları ortadan kaldırıyor.
Şirketler, kognitif yaklaşımın iş modellerinde nasıl devrim yarattığına ve neredeyse sonsuz bir olasılıklar kapsamı ortaya koyduğuna tanık oldukça, doğan daha fazla inovasyon ihtiyacıyla birlikte, dijital dönüşüm eğiliminin gelecekte daha da güçlü olacağına inanıyoruz.
2017 yılı boyunca IBM’in başlıca iş hedeflerinden biri, güçlü kanal örgütünü ve stratejik ortaklık ilişkilerini geliştirmeye devam etmek… En yüksek seviyede yetenek ile inovasyon yaratıcılarını çekip özel olarak ayrılmış yetenek geliştirme merkezlerimiz aracılığıyla, müşterilerimiz ve ortaklarımız ile yeni dijital ortamlarda çalışmayı sabırsızlıkla bekliyoruz.