EY, 29 ülkeden 74 bankanın üst düzey risk yönetimi uzmanları ile gerçekleştirdiği ‘Global Bankacılık Risk Yönetimi Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. 

Uluslararası denetim ve danışmanlık şirketi EY’nin bu yıl 9.’sunu gerçekleştirdiği ‘Global Bankacılık Risk Yönetimi Araştırması’, teknolojik gelişmelerin etkisiyle artan rekabetin bankaları yeniden yapılanmaya ittiğine dikkat çekiyor.

Bankaların risk yönetimi birimlerinin köklü bir dönüşümden geçtiğinin belirtildiği raporda, risk yönetimi uzmanlarının rolleri ile birlikte risk yönetimi operasyon modellerinin de değişim sürecine girdiği ifade ediliyor

Lider denetim ve danışmanlık şirketlerinden EY, 29 ülkeden 74 bankanın üst düzey risk yönetimi uzmanları ile gerçekleştirdiği ‘Global Bankacılık Risk Yönetimi Araştırması’nın sonuçlarını açıkladı. Uluslararası Finans Enstitüsü (IIF) işbirliğiyle bu yıl dokuzuncu kez yapılan araştırma, bankaların risk yönetimi gündemlerini ve planlarını mercek altına alıyor. Haziran-Eylül 2018 tarihleri arasında gerçekleştirilen araştırmanın sonuçlarına göre; teknolojik gelişmelerin etkisiyle artan rekabet bankaları yeniden yapılanmaya itiyor. Bankaların risk yönetimi birimlerini köklü bir dönüşümden geçtiğinin belirtildiği raporda, risk yönetimi uzmanlarının rolleri ile birlikte risk yönetimi operasyon modellerinin de değişim sürecine girdiği ifade ediliyor.

 

Uzun vadeli sürdürülebilir büyümede risk yönetiminin rolü

Araştırmaya katılan üst düzey risk yönetimi uzmanları, bankaların uzun vadeli sürdürülebilir performansına katkı sağlamada beş temel alanın önem taşıdığını belirtiyor. Katılımcıların %67’si iş stratejisi ve risk iştahının birlikte ele alınması gerektiğini düşünürken, %53’ü ileriye dönük veya ortaya çıkan yeni risklerin tespit edilmesinin bankanın büyümesinde olumlu etki yarattığını ifade ediyor. Bununla birlikte katılımcıların %36’sı iş modellerinin risk iştahı perspektifinden değerlendirilmesi gerektiğini, %34’ü risk kültürü ve tutumun performans üzerinde etkili olduğunu, %31’i ise efektif risk yönetimi yapılarının uygulanması gerektiğini düşünüyor.

 

Bankaların risk yönetimi odak alanları

Araştırma; bankaların yönetim kurulları, üst düzey yönetimleri ve risk yönetimi uzmanlarının önümüzdeki dönemde rekabet gücünün sürdürülmesi, güvenin korunması ve dijital dönüşüm hedeflerine ulaşabilmesi için dört ana alana odaklanmaları gerektiğine dikkate çekiyor. Araştırmada bankaların odaklanacağı alanlar şöyle sıralanıyor:

  • Her zamankinden daha hızlı bir biçimde değişim gösteren risk ortamı ve profiline uyum sağlanması
  • Risk yönetiminin organizasyondaki dönüşümü ve büyümeyi desteklemesi
  • Risk yönetiminin etkin ve verimli şekilde yürütülmesi
  • Güvenlik tehditleri veya ihlalleri sonrasında toparlanma sürecinin doğru yönetilmesi

 

Risk yönetimi uzmanları danışman rolünü üstlenmeli

Risk yönetiminin markanın korunmasında her zaman büyük bir öneme sahip olacağını ancak teknolojik gelişmelerle birlikte risk yönetiminin değiştiğini vurgulayan EY Türkiye Finansal Hizmetler Sektör Lideri Damla Harman, araştırma sonuçlarına ilişkin şu değerlendirmeyi yaptı: “Günümüzde risk yönetimi uzmanlarının sürdürülebilir büyümeye katkı sağlayabilmesi ve organizasyonun dijital ve teknolojik dönüşümüne destek olabilmesi güvenilir danışman rolünü üstlenmelerinden geçiyor. Bankaların risk yönetimi birimleri, gelişmelerin gerisinde kalmamak için kendi faaliyet alanları kapsamında yeni teknolojiler ile birlikte yeni operasyon modellerini uygulamaya geçirmeliler. Yeni teknolojiler, risk yönetimi uzmanlarının riskleri belirleme ve yönetme sorumluluklarını genişletirken, yeni fırsatları tespit etmelerine de olanak tanıyor.”

 

Siber güvenlik ve iklim değişikliği en büyük endişe kaynağı

Araştırma sonuçlarına göre; bankaların risk yönetimi birimleri için en büyük endişe kaynağını siber güvenlik ve iklim değişikliği ile ilgili riskler oluşturuyor. Katılımcıların %80’i siber saldırılar ve doğal afetlerin en önemli riskler arasında yer aldığını ifade ediyor. Üst düzey risk yönetimi uzmanlarının endişe taşıdığı diğer alanlar ise şöyle: Banka içinde IT biriminin uzun süre devre dışı kalması (%64), önemli üçüncü partilerin devre dışı kalması (%64), verilerin geçerliliği (%41), IT biriminin teknolojik gelişmeleri yakalayamaması (%39), önemli verilerin tahribata uğraması (%39), finansal gücün korunması (%32).

 

Risk yönetimi bankaları farklı alanlarda destekleyebilir

Öte yandan araştırma sonuçları, risk yönetimi birimlerinin yeni teknolojileri kullanarak bankayı farklı alanlarda destekleyebileceğine işaret ediyor. Katılımcıların %72’si yeni teknolojilerin usulsüzlük denetiminde, %68’i mali suçların tespitinde, %57’si ise kredi analizi ve bankaların müşterilerini tanıma amaçlı faaliyetlerinde kullanılabileceğini belirtiyor.

 

Bankaların risk gündemlerinde bölgesel farklar bulunuyor

Araştırma sonuçları; bankalar arasında bölgesel farklılıklar bulunduğunu gösteriyor. Kuzey Amerika bankaları itibarın korunmasına büyük önem veriyor. Afrika ve Orta Doğu bankalarının üçüncü tarafların devre dışı kalması konusunda endişe taşıdıkları gözlenirken, Asya-Pasifik bankalarının iş modelinin sürdürülebilirliğine odaklanıyor. Latin Amerika bankaları için ise en büyük endişe kaynağını siber riskler ve IT birimlerinin teknolojik gelişmeleri yakalayamaması oluşturuyor.