KPMG’nin hazırladığı ‘Dijital dünyada CFO olmak’ araştırmasına göre, yıkıcı teknoloji çağı, şirketlerin finans yöneticilerinde aradığı kriterleri de değiştirdi.
KPMG, “Dijital dünyada CFO olmak” araştırmasında, teknoloji ve telekomünikasyon şirketlerinde CFO pozisyonunu şekillendiren trendleri ve başarıya götüren kriterleri inceledi.
Araştırmaya, 100 küresel teknoloji ve telekomünikasyon şirketinden toplam 175 eski ve mevcut CFO katıldı. Araştırmanın verilerine bakıldığında, katılımcılar toplamda 500 yıllık CFO deneyimine sahip. Katılımcıların çalıştığı şirketlerin yıllık gelirleri toplamda 2 trilyon dolar, çalışan sayısı ise 6 milyon civarında.
Yüksek lisans mezunu erkekler
Araştırma sonuçları CFO’ların ortalama terfi yaşının 48, görevde kalma sürelerinin de yaklaşık 5 yıl olduğunu gösteriyor. Ancak katılımcılar arasında, 36 yaşında terfi eden veya 24 yıl görevde kalan CFO’lar da mevcut. Araştırmaya göre, CFO’ların çoğu erkek ve yüksek lisans mezunu.
Veriler, CFO’ların temel olarak üç farklı arka plandan geldiğini gösteriyor:
- İlk ve en büyük grup, önceden finans bölümünde çalışan ve CFO pozisyonuna yeni başlayanları içeriyor ve bu grup mevcut CFO’ların %37’sini oluşturuyor. İlgili grubun çoğu muhasebeci veya denetçi pozisyonundan direkt olarak CFO pozisyonuna terfi etmiş.
- CFO’ların yüzde 33’ü, bu pozisyona yeni atanan ancak daha farklı deneyimlere sahip katılımcılardan oluşuyor. Bu gruptakiler, kariyerlerine finansla başlasa da daha sonra yatırımcı, COO, strateji lideri gibi farklı pozisyonlarda da görev almış.
- Katılımcıların yüzde 29’u ise önceden CFO olarak görev almış kişiler. Ancak bu kişilerin üçte biri, teknoloji ve telekomünikasyon sektöründen gelmiyor.
Nesiller arasındaki fark
- KPMG’nin CFO başarı veri tabanına göre, mevcut CFO’ların strateji deneyimi, eski nesil CFO’lara kıyasla yüzde 24’ten yüzde 40’a yükseldi. Strateji deneyimi de yüzde 20’den yüzde 36’ya ulaştı. Dış deneyime sahip CFO’ların oranı ise yüzde 58’den yüzde 79’a yükseldi.
- Dışarıdan CFO alımlarındaki artış, Fortune 500 verilerine zıt bir eğilimle iç terfi kriterinin önceki yıllara kıyasla azaldığını gösteriyor.
- Aktif CFO’lar arasındaki kadın sayısı bir önceki nesle kıyasla neredeyse 2 kat artarak yüzde 16 seviyesine çıkmış durumda.
- Eski CFO’ların yüzde 44’ü MBA derecesine sahipken, bu oran yeni nesil CFO’larda yüzde 55.
Beklentilerin üzerinde performans
- Araştırmaya katılan CFO’ların %41’inin beklentilerin üzerinde performans gösterdiği gözleniyor. İşletme deneyimi, başarı ihtimali ile olumlu bir ilişkiye sahip, ancak başarıyı öngörmek için tek başına yeterli değil. İşletme deneyimine sahip başarılı CFO’ların yarısı öncesinde COO olarak görev almıştı.
- Teknoloji odaklı bir şirkette faaliyetlere ilişkin ilk elden bilgi, CFO’nun karlılık ve performans sağlamakta başarısı için kritik önemde. Ancak analizler, önceki nesle kıyasla daha çok sayıda CFO’nun dışarıdan işe alındığını ortaya koyuyor. İç terfi için aday olmak başarıyla bağlantılı olsa da, artık diğer etkenlere de daha çok önem verildiği gözleniyor.
CFO olduktan sonraki yolculuk
- Araştırmaya katılan eski CFO’ların, yüzde 37’si şirketteki görev süresini tamamladıktan sonra ya emekliye ayrıldı ya da yönetim kurulu üyesi oldu. Yüzde 32’lik grup, başka bir şirkette CFO olarak görev almayı sürdürdü. Yüzde 25’i aynı şirkette devam ederken, COO gibi daha kapsamlı bir pozisyona geçti. Araştırmadaki eski CFO’ların yalnızca yüzde 5’i CEO oldu.
Deneyim şart
KPMG Türkiye’den Teknoloji, Medya ve Telekomünikasyon Sektör Lideri Serkan Ercin, CFO adaylarının, bu pozisyona geçmeden önce finans bölümünün dışına çıkarak, stratejik ve operasyonel alanda deneyim kazanmasının önemine değindi. Sercin, “Adaylar ayrıca kariyer gelişimini hızlandırmak adına farklı şirketlere veya farklı sektörlere yönelebilirler. Araştırma verilerine göre, bu iki yoldan birini izleyen CFO’ların çoğu, terfi aldıktan sonra başarılı bir performans sergileme ihtimalini artırıyor” diye konuştu.
Çözüm ortağı olmalı
Serkan Ercin, CFO’lar için başarı kriterlerinin, şirketlerin karşılaştığı baskı türleriyle paralel olarak değişmeyi sürdüreceğinin altını çizdi. Ercin’e göre bu durum özellikle, hem yıkıcı teknolojilerin getirdiği dönüşüme öncülük eden hem de yasal düzenlemeler, küreselleşme, sermaye ve yetenek rekabeti ile ilgili sorunlarla baş eden teknoloji ve telekomünikasyon şirketleri için geçerli.
Serkan Ercin, “Pazarda lider olmak veya pazar payını korumak için, CFO’nun CEO için aktif bir çözüm ortağı olması önem taşıyor. CFO’nun raporlama yapmak veya nakit akışını idare etmekten öte şirketi geleceğe hazırlamak için fırsatları tespit edebilmesi ve stratejik aksiyon planları oluşturabilmesi gerekiyor. Bu durum, bulut, yapay zeka, robotik ve nesnelerin interneti gibi teknoloji portföyünden hangilerinin şirkete fayda sağlayacağına dair doğru zamanda stratejik yatırım önerilerinde bulunmayı da kapsıyor. Bu noktada veri analitiği de kritik önemde. CFO’ların yeni çözümler geliştirmek için ellerindeki büyük miktardaki veriyi daha verimli bir şekilde kullanması gerekiyor” ifadelerini kullandı.