Danışmanlık, teknoloji ve sistem entegrasyonu hizmetleri geliştiren Linktera yönetici ortakları ile sundukları çözümler hakkında konuştuk. 

Türkiye’nin önde gelen kurumlarına danışmanlık, teknoloji ve sistem entegrasyonu hizmetleri geliştiren Linktera yönetici ortakları ile sundukları çözümler hakkında konuştuk.

Finansal hizmetlerden dijital dönüşüm çözümlerine kadar geniş bir alanda faaliyet gösteren Linktera; analiz, sistem tasarımı / entegrasyonu, yazılım, test ve proje yönetimi konularında hizmet veriyor. 2011 yılında kurulan ve bugün 150’yi aşkın çalışanıyla kurumsal çözüm geliştiren firmanın yetkilileri ile bir araya geldik. Linktera Yönetici Ortakları Erkin Güvel, Taşkın Osman Aksoy ve Danışmanlık Grup Direktörü Evren Coşkun ile bankacılık ve finans odağında geliştirdikleri teknolojiler hakkında bilgi aldık.

 

Türkiye’nin önde gelen kurumlarına İhtiyaç ve fayda odaklı.  Danışmanlık, Teknoloji ve Sistem Entegrasyonu hizmetleri veriyorsunuz. İlk olarak Linktera dünyası ile bizi yakınlaştırabilir misiniz?

Taşkın Osman Aksoy: Linktera’nın öyküsü 2011 yılında başladı. Çalıştığımız uluslarlarası danışmanlık ve teknoloji firmalarında gelişmesi gerektiğini düşündüğümüz noktalarla ilgili biz de kendi sözümüzü söylemek istedik ve Linktera’nın hikayesi başlamış oldu. Türkiye’nin önde gelen kurumlarına Danışmanlık ve Teknoloji sağlamak amacıyla tek müşteri ve üç çalışanla başlayan yolculuğumuz; bugün 180’i aşkın çalışanımızla eş zamanlı 20’den fazla kurumda, yılda 100’den fazla projeyi hayata geçirerek devam ediyor.

Linktera’nın hizmetlerini Danışmanlık, Teknoloji ve Sistem Entengrasyonu olarak 3 ana başlıkta toplamamız mümkün. Globalleşme ve teknolojinin hızlı dönüşümüyle birlikte kurumların da güncel kalma ihtiyaçları günden güne hızlanarak artıyor. Danışmanlıkta kurumların her zaman bir adım önünde giderek onların ihtiyaç duyabileceği desteği ve bilgi birikimini yine onların ihtiyaç ve iç dinamiklerine uygun şekilde sunuyoruz. Teknoloji ve Sistem Entegrasyonu ise süreçlerin ekiplerimiz tarafından yönetilmesi ve uygulanmasını kapsıyor. Uçtan uca proje yönetimiyle, projeleri anahtar teslimi hayata geçiren ekiplerimiz kurumlar için hem zaman hem de verimlilik açısından büyük fayda sağlıyor.

“Türkiye’nin İlk 500 Bilişim Şirketi Araştırması” 2018′ yılı değerlendirmesiyle de “Sektörel (Finans) Yazılım Şirketleri”​ sıralamasında 8., “Danışmanlık ve Sistem Entegratörü Şirketleri”​ sıralamasında 10. olarak geldiğimiz noktayı rakamlara dökmüş olduk.

 

Bankacılık ve finans sektörüne risk yönetiminden kredilere, RPA’den  veri analitiğine uzanan geniş bir yelpazede danışmanlık hizmetleriniz var. Bu sektöre dair hizmet ve çözümlerinizi öğrenebilir miyiz?

Erkin Güvel: Yıllar içerisinde ekiplerimizin genişlemesiyle, hizmet verdiğimiz alanlar da genişledi. Finans sektörü en çok proje ürettiğimiz alan olmakla birlikte hizmet yelpazemizin sadece Finans ile sınırlı olmadığını, esasında Teknoloji kullanan; Sigortacılık, Telekomünikasyon, Perakende ve diğer tüm Dijital Sektörleri de kapsadığını belirtmek isterim. Projelerimizi “dijital dönüşüm” başlığı altında değerlendirilebilecek tüm süreçleri kapsıyor esasında. Kredi tahsis dönüşüm projelerinden hazine fiyatlama ve türev iş akış projelerine, yasal raporlama ve regülasyon uyumlandırma projelerinden robotik süreç otomasyonuna, veri ambarı analitik ve iş zekası uygulamalarını da kapsayan bir eksende uçtan uca “Dönüşüm Projeleri” hayata geçiriyoruz.

 

 

Linktera’nın arkasında nasıl bir altyapı ve ekip var?

Evren Coşkun: Linktera’nın tüm gücü çalışanlarından geliyor. Kurulduğumuz günden beri bu bizim için en önemli hareket noktası oldu ve hep en doğru insanları bünyemize katmaya özen gösterdik. Ekiplerimiz bizim için çok değerli, çünkü değer vermediğiniz kişilerden, değer üretmelerini bekleyemezsiniz ve arkanızda ancak güçlü bir ekip varsa sunduğunuz hizmetin kalitesini arttırabilirsiniz.

Burdan söylemeliyim ki işgücü ağırlığı açısından da cinsiyet eşitliği alanında önemli bir yerde olduğumuzu düşünüyorum. Özellikle bilgi teknolojileri alanında neredeyse %50 cinsiyet eşitliğini yakalamış olmak insan kaynağı yönetimimiz açısından çok önemliydi. Bu denge bizim için bir gurur tablosu. Linktera’nın başarı hikayesinin de bu sayede gerçekleştiğini düşünüyorum. Bugün Marmara Teknokent’teki Linktera Ar-Ge Lab’imiz, Yıldız Teknokent’teki İnovasyon Merkezimiz ve Ataşehir’deki yeni yönetim ofisimizle hizmet verdiğimiz kurumlar için en yüksek değeri yaratmaya çalışıyoruz.

 

Risk Yönetimi ve Regülasyonlar Finansal hizmetler sektöründe dönüşümün önemli bir parçası. Finansal politikalarda ve regülasyonlarda değişiklikler uzun zamandır bekleniyor. Bu konuda sizin beklentileriniz neler. Sektörleri ileriye taşıyacak hangi kararlar alınmalı, ne tür değişiklikler yapılmalı?

Erkin Güvel: Risk artık hayatımızın her alanında karşımıza çıkıyor. Kurumların karşılaştıkları risklerin de çeşitleri artıyor ve fakat gelinen noktada finansal risk’in belirlenmesi ve modellemesi her zamankinden daha fazla önem arz ediyor. Finansal risklerin iyi yönetilmesi için de kurumların doğru pozisyon alması, regülasyonlar kaynaklı entegrasyonların ve altyapı değişikliklerinin zamanında gerçekleştirilmesi çok önemli.

Kurumların sürdürülebilir bir yönetim biçimi oluşturmalarında risk yönetimi kültürünün yerleştirilmesi büyük bir öneme sahip. Linktera olarak Finansal Risk Yönetimi alanında Basel, IFRS, BDDK, vb. birçok kurum tarafından oluşturulan regülasyonlara ilişkin yapıların kurulması, modellenmesi, hesaplanması ve raporlanmasına ilişkin uzun zamandır danışmanlık ve sistem entegrasyonu hizmetleri veriyoruz. Yaptığımız sayısız entegrasyon sonrası edindiğimiz bilgi birikimiyle de bu hizmetleri ürünleştirme yoluna gittik. Artık hizmet verdiğimiz kurumlar için ihtiyaç duyulan birçok entegrasyonu yarattığmız hazır ürünler (Yasal Raporlarma, IFRS çözümleri, optimizasyon algoritmaları vb.) sayesinde kurumlara özel çalışır durumda çözümler sunuyoruz.

 

Robotik Süreç Otomasyonu (RPA) nedir ve Linktera bu konuda neler yapıyor?

Erkin Güvel: Robotik Süreç Otomasyonu bir anlamda Yapay Zeka teknolojisiyle harmanlanmış bir dönüşüm ve öncelikle tekrarlanan süreçlerinin yazılım robotları tarafından yapılmasını sağlıyor. Danışmanlığını yaptığımız global pazar lideri iş ortağımızla kurumların süreçlerini daha hızlı yürütmesini, ve masraflarının da azalmasını sağlıyoruz. “Robie” adını verdiğimiz robotlarımızla ilk olarak finans kurumlarında başladığımız entegrasyonlar, portföyümüze yeni katılan online yemek siparişi alanındaki lider bir kurumla devam ediyor. Bu alanda büyüme hedefimiz ve potansiyelimiz çok güçlü.

 

Müşteri beklentileri ve deneyimi değiştikçe Kuruluşlarının Dijital dönüşüm yolculuğu önem kazanıyor. Bu konuda danışmanlık hizmetine ihtiyaç duyan ancak nereden başlayacağını bilemeyen firmalara neler önerirsiniz?

Taşkın Osman Aksoy: Finans sektöründe kurumların ihtiyaçları ve dijital dönüşüm yolculuğu ülkemizdeki işleyişler de dahil olmak üzere, birçok uygulama biçimini değişikliğe uğratıyor. Bankacılık sektöründen örnek vermek gerekirse örneğin “Dijital Bankacılık” kavramı, eski düzen bankacılığı tamamen değiştiriyor ve şubesiz bankacılık konseptini öne çıkarıyor. Geleneksel bankacılıkta var olan evrak yoğun süreçler, imza/onay prosedürleri, uzun kuyruklar oluşturan başvuru işlemleri; bu teknolojiler ve kurgulanan yeni süreçler kağıtsız, imzasız evinizdeki akıllı cihazlardan yapılabileceğiniz şekilde değişiyor. Yüz tanıma teknolojisi, elektronik imzalar, e-posta/telefon ile gerçekleştirilen onay süreçleri ve KPS, KKB vb. sistemlerden anlık alınan sorgular ile müşteri deneyimi yüksek oranda kişiselleştiriliyor ve olası dolandırıcılık risklerine karşı müşteriler korunmuş oluyor.

Özetle bankacılık sektörü, müşterinin ihtiyacına yönelik verilerin eski düzen bankacılıktan daha hızlı işlendiği ve anlık olarak müşteriye sunulduğu dijital bir döneme doğru ilerliyor. Bu ve buna benzer tüketici yönelimleri diğer tüm sektörlerde de hissedilmeye başlandı. Otonom araçlardan, giyilebilir teknolojilere, blockchain’den robotik otomasyonlara kadar takip ettiğimiz teknolojik gelişmeler de bu yönelimin bir parçası. Burada kurumlara düşen kurum kültürlerine en hızlı adapte olabilecek ve ihtiyaçlarına en doğru cevapları verebilecek çözüm ortaklarıyla dönüşüm süreçlerini yönetmeleri. Böylece hem zaman hem de yatırımların doğru şekilde yönetilmesi de sağlanmış olacaktır.

 

Partnerlık çalışmalarınızın kapsamının genişlediğini görüyoruz. İş ortaklarınıza nasıl bir farklılık ve değer katıyorsunuz?

Erkin Güvel: Linktera için iş ortaklığı ilişkilerimiz “güven”, “değer yaratma” ve “birlikte büyüme” esaslarına dayalı. İş ortaklığı yaptığımız “Fico”, “Hitachi”, “Murex”, “Pentaho”, “SAS”, “UiPath” ve “Vertica” gibi uluslararası kurumlarla uzun süredir birçok proje gerçekleştirmiş olmanın sağladığı donanımla kurumlar için yarattığımız değeri maximize edebiliyoruz. İş ortaklarımızla temel hedefimiz “Bağımsız Teknoloji Danışmanlığı” yaklaşımıyla hizmet verdiğimiz kurumlar için en verimli çözümleri üretmek. Bu bir anlamda uluslararası vizyonun, yerel ihtiyaçlarla en doğru şekilde harmanlanması ve kurumlara özel terzi dikimi bir hizmet sunulmasını da sağlıyor.

 

Danışmanlığın keyifli ve tatmin edici yanları olduğu kadar zorlayıcı taraflarıda olmalı. Danışmanlık büyük bir sorumluluk ve şirketlere değer katıyorsunuz. Yeni Nesil Danışmanlığın açılımını nasıl yaparsınız? Danışmanlık kavramı geçmişten günümüze nasıl evrildi?

Evren Coşkun: Bu sorunun cevabı aslında önceki cevapların satır aralarında gizli. İhtiyaç halinde “tatmin edici” ve “sorun giderici” çözümler bulmak işimizin temeli. Bu ancak sürekli gündemi yakalayarak, kurumların her zaman bir adım önünde olarak sağlanabiliyor. Geldiğimiz noktada kurumların ihtiyaç, beklenti ve deneyimleri değiştikçe güncel kalıp yol göstermek de yeterli olmuyor. Geleceği yorumlamak ve yol göstermenin yanında birebir icra’yı gerçekleştirmek de yeni nesil danışmanlığın temelini oluşturuyor.

 

Linktera olarak çözümlerinizle geleceği tasarlıyorsunuz. Önümüzdeki beş yıl için sektörel (Finans, sigortacılık, bankacılık, faktoring, yazılım, blockchain ve diğer teknolojiler) öngörüleriniz neler?

Taşkın Osman Aksoy: Gelecek birçok alanda yaşanacak değişimlerle dolu. Bu değişimlerin bir çoğu “yıkıcı teknolojiler” olarak tanımlanıyor. Yani kısa ve orta vadede temelden bir takım değişiklikler yaşayacağız. Oyun kuralları kökten değişecek. Bu sebeple kesin yargılarda bulunmak doğru değil. Hem finansal hem de ekonomik açıdan kısa dönemli projeksiyonlar haricinde yapılan değerlendirmeler tahminlerin ötesine geçemiyor. Burada önemli olan eldeki verilerle en doğru gelecek projeksiyonunu yapabilmek. Bunun ötesinde müşterilerin beklentilerine göre değil, müşterilerin beklentilerine de yön verip dönüştürecek şekilde çözümler üretmek. Böylece bu yıkıcı teknolojilere karşı en doğru hazırlığı yapmış oluruz.

Diğer yandan geleceğin büyük veri ve yapay zeka eksininde gelişeceği de artık su götürmez bir gerçek. Bugün bile artık somut şekilde hayatın bir çok alanında bunu gözlemleyebiliyoruz. Dolayısıyla altyapı, insan ve eğitim yatırımlarımızı bu alana yönelik yapıyor olmak en doğru strateji olarak görünüyor.

 

T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Dubai Başkonsolosluğu ve FinTechTime ortaklığında yürütülen “Yatırım Gezileri” kapsamında Dubai’deydiniz. Gezi nasıl geçti, ilgi nasıldı? Bölgeye ve geziye dair düşüncelerinizi öğrenmek isteriz.

Taşkın Osman Aksoy: Dubai Yatırım Gezisi bizim için çok kıymetliydi. Başta T.C. Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi, Dubai Başkonsolosluğu ve Fintechtime’ın katkıları çok önemliydi. Sorunuz vesilesiyle buradan Dubai’de açacağımız yeni ofisimizi de ilk kez duyurmuş olalım. Bu yatırımla ilgili bir süredir fizibilite çalışmaları zaten yapıyorduk, hem dubai’de hem de istanbul’da birçok görüşmemiz oldu. Bu organizasyonla beraber, nihai yatırım kararımızı verdik. Linktera’nın 4. ve ilk uluslararası ofisi yılın 3. çeyreğinde Dubai’de açılıyor olacak.