Papara Kurucusu ve CEO’su Ahmed Faruk Karslı ile Fintechtime Sonbahar 2020 Kasım & Aralık sayısı için özel bir röportaj yaptık.
Ödemeler sektörünün yıldızı Papara, dünyanın en iyi girişimleri arasında ülkemizi temsil ederek bizleri gururlandırıyor. Beş yıl içinde bölgenin en büyük finans uygulaması olma hedefine emin adımlarla ilerleyen şirketin son dönem çalışmalarını Papara Kurucusu ve CEO’su Ahmed Faruk Karslı’dan öğrendik.
İlk olarak sıcak gündem Papara’nın hisse satışı konusu ile başlamak isterim. Papara hem ülkemizde hem de yurtdışında büyük bir ilgi görüyor. Son olarak azınlık hisse satışı için danışmanlık şirketi Raiffesien Bank’ı yetkilendirmiştiniz. Ne kadarlık bir hisse satmayı planladınız? İlk izlenimler ve şimdiye dek gelen teklifler hakkında neler söylemek istersiniz?
Papara, kurulmasının üzerinden geçen kısa sayılabilecek zaman sürecinde 5 milyon kullanıcı ve ülkemizin seçkin firmalarının da aralarında bulunduğu 1.000’e yakın işyerine hizmet verir konuma geldi. Çok hızlı büyümemiz ve alanımızda yarattığı etki, Türkiye’de ve yurt dışında büyük ilgi çekmemizi sağladı. Bu doğrultuda KMPG ve H2 Ventures tarafından her yıl yayınlanan Global Fintech 100 Listesinde yer alma başarısını gösterdik. Ayrıca VISA tarafından Türkiye’de yılın girişimi olarak gösterildik. Son olarak Türkiye’den seçilen 68’inci Endeavor girişimi olarak büyük gurur yaşadık.
Tüm bu başarılar tabii yatırımcıların da şirketimize ilgi göstermesine yol açıyor. Bu kapsamda gelen bazı stratejik teklifleri değerlendirmek için bir yatırım bankasına yetki verdik. Bu yetkilendirmenin amacı, Papara yönetimi olarak dikkatimizi, kullanıcı dışında bir yere odaklamak istemememiz. Henüz bizim masada yer aldığımız hiçbir satış görüşmesi yok. Zaten potansiyel bir satış için henüz çok erken olduğunu düşünüyoruz. En az 10 kat daha büyüyebileceğimiz bir pazar var. Biz de açık ara pazar lideriyiz. Her zaman şeffaflıktan yanayız, kayda değer bir gelişme olursa kamuoyuyla paylaşırız.
“Finansal Özgürlük” pazarlama kampanyanızı başlatalı çok kısa bir zaman olmasına rağmen en popüler finansal uygulamaları listesinde ilk sıraya (Haziran ayında dördüncü sıradaydınız) yükseldiniz. Kampanyada sektörün neredeyse hiç bulunmadığı televizyon reklamlarını da kullandınız. “Finansal Özgürlük” pazarlama fikri nasıl doğdu, ilk izlenimler ve gelen tepkiler nasıldı?
Finansal özgürlük, Papara’nın temel değer teklifi. Biz bireysel kullanıcılarımıza özgürce, zaman sınırlaması olmadan, 7/24 anında ve ücretsiz işlem yapabilme özgürlüğü tanıyoruz. Bu nedenle bu boyutta gerçekleştirdiğimiz ilk kampanyanın adına da ‘Finansal Özgürlük’ dedik.
Ürün anlatmaktan ziyade bir duyguyu anlatmaya ve Papara’nın varoluş nedeninin altındaki hisleri vermeye çalıştık. Belirli bir segmente yönelik değil, toplumun tümüne yönelik bir iletişim stratejisi izledik. Kampanyamızın ilk gününde çok ciddi eleştiriler yöneltildi. Özellikle ana karakterimiz ve kıyafeti sebebiyle. Oysa biz azınlığın değil, çoğunluğun anlamasını beklediğimiz bir film çektik. Maalesef uzun yıllar kapalı çevrelerde kaldığınızda toplumsal gerçekleri ve beklentileri göremeyebiliyorsunuz. Etrafımızda banka hesabı olmayan bir kişi bile olmadığı halde, ülkemizin 3’te 1’inin banka hesabı olmaması gibi. Biz bu sorunun üstüne giderek hedef kitlemizin bir reklam filmindeki beklentilerini karşılamaya çalıştık.
Bunun yanında özellikle bireysel kullanıcı bazında mükemmel geri bildirimler aldık. Reklam filmlerimiz 10 milyona yakın izlemeye ulaştı. Son yılların en güzel reklam filmlerinden biri olduğu gibi bizi çok mutlu eden ve doğru yolda olduğumuzu gösteren binlerce yorum aldık. Tüm bunlar, gelecekteki çalışmalarımız ve kampanyalarımız için bize motivasyon kaynağı oldu. Kampanyamız boyunca 500.000’i aşkın yeni kullanıcı edindik ve kampanya sonrası günlük edindiğimiz kullanıcı adedini yüzde 80 artırdık.
Yılda ortalama 8.8 kat büyüdünüz ve 2020’de 5 milyon bireysel kullanıcıya ulaştığınızı açıkladınız. Bu büyümenin ardında nasıl bir çalışma sistemi ve bakış açısı yatıyor, neleri farklı yapıyorsunuz? İşlem hacminiz konusunda da bilgi verebilirsiniz?
Ülkemizde geleneksel finansal ürünlerin karşısında önemli bir seçenek sunan Papara’da her ay 300 binden fazla kullanıcı hesap açıyor. Bu da finansal ürünlerle tanışan her 4 kişiden 1’inin Papara’yı tercih ettiğini gösteriyor. 232 kişiye istihdam sağlıyor ve bu yılı 80 milyar TL’nin üzerinde bir işlem hacmiyle tamamlamayı hedefliyoruz.
Papara, rakiplerinden hız ve kullanıcı deneyimine verdiğimiz önem konusunda ayrılıyor. Papara’nın hizmetlerinin benzerlerini sunan girişimlerin sayısı her geçen gün artarken biz de kullanıcılarımıza en mükemmelini sunmak adına kendimizi sürekli geliştirmeye çalışıyoruz. 2020 yılında uygulamamız için 20’nin üzerinde güncelleme yayınladık. Her iki haftada yeni bir özellik yayınlıyoruz. Yalnızca bu sene uygulama ve kart tasarımlarımızı yayınlamanın yanında sanal kart, döviz işlemleri, fatura ödemeleri, İstanbulKart yüklemeleri, harcama bölüşme, QR ile ödeme, düzenli ödemeler, bütçe yönetimi araçları gibi özellikler ekledik. Yıl sonuna kadar yatırım ürünleri dahil olmak üzere 8 yeni özellik daha bizi bekliyor. Kısaca biz hedefimize yürümek yerine koşuyoruz, bu da bizi farklı kılıyor.
Ödemeler sektörü fintech’lerin parlayan yıldızı. Siz de sektörün üst sıralarında yer alıyor ve değer katıyorsunuz. Bu süreçte globalde farklı ülkemizde farklı yönelimler oldu. Ortak yükselen değerlerden biri para transferi idi. Papara’da artık Dolar ve Euro hesabı oluşturabiliyoruz. Papara’da para transferi gerçekleştirmenin avantajları neler?
Papara olarak bütün finansal işlemleri hiçbir zaman sınırlaması olmadan, hiçbir ücret ödemeden, anında gerçekleştirmeyi sağlamaya çalışıyoruz. Bu hedefin altında dört farklı değer teklifimiz var: Özgürlük, Hız, Maliyet ve Deneyim. Örneğin para göndermek istiyorsanız, biz hesabınıza 7/24 her bankadan para yatırabilmenizi, istediğiniz kişiyi rehberinizden seçip anında para gönderebilmeyi, bunları yaparken de hiçbir ücret ödememeyi sağlıyoruz.
Alışveriş, fatura ödeme, döviz al/sat gibi tüm hizmetlerimizde ‘premium’ standardı, tüm kullanıcılarımıza eşit şekilde sunuyoruz. Bu yüzden bizim hiç konuşmadığımız konular, kategorileştirme gibi kullanıcıları ayırmaya yönelik konular. Tüm finansal ürünlere toplumun her kesiminin eşit oranda erişme hakkı olduğuna inanıyoruz.
Yeni yayınladığımız döviz transferleri de Türk Lirası’nda olduğu gibi ücretsiz. Bildiğim kadarıyla ülkemizde biz yapana kadar bankalar arası döviz transferini ücretsiz olarak sunabilen olmamıştı. Biz her yeni döviz işleminde bir kullanıcımızın daha bütçesine katkı sağladığımızı düşünerek mutlu oluyoruz. Aslında en büyük avantajımız da karşılıklı bu mutluluğu yaratabiliyor olmamız.
Bu yılın ilk çeyreğinde uygulama ve kartlarınızı yenilediğinizi belirttiniz. Papara Card’ın yeni mobil uygulamasında ne tür yenilikler yaptınız? Kullanıcılarınız bundan sonra ne tür yeniliklere hazırlanmalı?
Uygulamamızın arayüzü tamamen değişti. Daha önce uygulama üzerinden talep edilebilen ve isme özel olarak basılıp gönderilen çipli kartları, Papara Black Card olarak isimlendirdik. Daha önce de olduğu gibi bu kartlarda kart ücreti, aylık ücret veya aidat yok. Tüm ATM’lerden para yatırılabiliyor ve çekilebiliyor. Temassız ödeme özelliği kullanılabiliyor. Üstelik aylık 500 TL’ye kadar tüm ATM’lerde para yatırma ve para çekme işlemleri ücretsiz.
Eskiden D&R, Teknosa gibi mağazalardan satın alabildiğiniz anonim kartların adı Papara Lite Card olarak değişti. Papara Lite Card’ların Papara Black Card’dan tek farkı, ATM’den nakit çekme özelliğinin bulunmaması. Yenilenen Lite Card’lar da çipli ve temassız işlem özelliğine sahip bulunuyor. Yılbaşında aldığımız ‘temassız özelliği olmayan kart üretmeme’ kararının ne kadar doğru olduğunu pandemi ile birlikte yeniden anladık.
Papara Sanal Kart ise uygulama üzerinden yaratılabilen fiziksel olmayan kartlar. Bu kartlar da Lite Card ile aynı özellikleri taşıyor.
Yeni yayınladığımız “Cashback” programı ile Müzik, Video, Sinema, Eczane, Market gibi harcamalarında yüzde 50’ye varan oranlarda anında nakit kazanma imkânı sunuyoruz. Bunun yanı sıra gelal, HOP!, Palm, Kidega, Fuudy, Derslig, Kunduz, Yolcu360, Lidyana, İstegelsin, Boyner, Morhipo, n11.com ve Teknosa gibi belirli markalarda Papara Card’la yapılan alışverişlerde de anında nakit kazanmak mümkün. Cashback programımızın en büyük özelliği, daha önce finansal tüketicilerin alışmış olduğu karışık ve takibi zor indirim ve kampanyaların aksine neredeyse hiçbir koşul bulunmaması. Tüketicilerin kullanmaması değil, kullanması ve fayda sağlaması yaklaşımıyla tüm programlarımızı tasarlıyoruz.
Geliştirmekte biraz da olsa geç kaldığımız ve olmazsa olmaz bir özellik de fatura ödemeleri. Yenilenen Papara ile elektrik, doğalgaz, su, cep telefonu, televizyon ve internet hizmetlerine ait aboneliklerin faturaları ödenebiliyor.
Yine yeni uygulamamızda yer alan QR ödemeleri ise pandemi döneminde inanılmaz bir ilgi gördü ve Papara’nın dijital ödemelerdeki deneyimini fiziksel ödemelere de taşımamıza imkân sağladı. Eylül ayında 1 milyonuncu QR ödememizi kutladık. Şu anda her ay 500.000 adetin üzerindeki ödeme QR kodlar ile gerçekleşiyor.
Pandemi süreci ile birlikte daha çok konuştuğumuz yeni nesil harçlık kartınız Papara Edu Card, ilk yılını tamamladı. Edu Card ile kaç kullanıcıya ulaştınız? Mevcut altyapı çalışmaları ve ilerleyen süreçteki hedefleriniz konusunda neler söylemek istersiniz?
Öğrencilerin finansal okuryazarlığını nasıl artırabiliriz diye yola çıktığımız Papara Edu Card projesinde pilot uygulama yaptığımız ilk yılda 25.000’in üzerinde öğrenciye ulaşmıştık. Şimdi yüzbinlerce öğrencinin Papara Edu Card’ı var. İstanbul’da şu anda yüzlerce okulda öğrenciler ücretsiz Papara Edu Card’larıyla ödeme yapıyorlar ve harcamalarını takip ederek bütçelerini yönetmeyi öğreniyorlar. Bu projenin hayatı kolaylaştırmasının yanında eğitim anlamında da misyonu olduğunu görüyor ve mutlu oluyoruz. Sosyal etki ve faydayı göz önünde bulundurarak öğrencilerimiz için bu projedeki tüm yatırımı biz üstleniyoruz. Edu Card’lar ile öğrencilerimizin nakit kullanmadan günlük harcamalarını temassız gerçekleştirmesini, böylece kâğıt veya madeni para ile bulaşan bakteri ve virüslerden uzak durmasını sağlıyoruz.
Pandemi sebebiyle Sağlık Bakanlığımızın yayınladığı talimatlar da okullarda temassız ödemenin teşvik edilmesi şeklinde. Kantin işletmecileri ile birlikte yürüdüğümüz bu projede her ay 100’den fazla yeni okul temassız ödeme hizmetleri sunmaya başlıyor.
Bu sene İstanbul’a ek olarak Ankara, Kocaeli, Eskişehir, Muğla, Aydın, Zonguldak gibi illerde de projemizi uygulamaya başladık. Kısa sürede tüm okul kantinlerinde temassız ödeme yapılabilmesi için gerekli yatırımları yapacağız.
Endeavor girişimcisi unvanını aldınız. Dünyanın en iyi girişimleri arasında olmak nasıl bir duygu ve çalışmalarınızı nasıl etkileyecek?
Endeavor, Türkiye ve dünyadan en iyi girişimcilerin yer aldığı, oldukça zorlu seçim süreçleri olan bir organizasyon. Girişimcilere mentorluk, network, finansa erişim gibi konularda çok ciddi destekleri söz konusu. Bizim de Papara olarak zaman zaman farklı konularda desteğe ihtiyacımız oluyor. Örneğin, girmek istediğimiz yeni bir pazar hakkında yeteri kadar bilgiye sahip olmadığımızda Endeavor’un ilgili pazardaki ofisi bize destek olmak için seferber oluyor. Buradaki amaç, Endeavor ağında olan herkesin karşılıklı olarak birbirine ve girişimcilik ekosistemine destek olarak somut bir fayda yaratması. Biz de bu ekosisteme maksimum düzeyde katkı sağlamaktan gurur duyuyoruz. Endeavor ağına dahil olarak amaçladığımız şey öncelikle bizden daha genç girişimcilere maksimum katkıyı sağlamak için üzerimize düşen ne varsa yapmak.
Sektörü genel olarak nasıl değerlendirirsiniz, yıl sonuna kadar öngörüleriniz neler olur? Nasıl bir değişim yaşanır? Bu değişime siz nasıl hazırlanıyorsunuz?
Bugüne kadar deneyimlenmemiş çok farklı bir yıl yaşıyoruz. Yılın başındaki tüm planlar ve projeksiyonlar etkilenmiş durumda. Örneğin; biz pandemi nedeniyle çalışma süreçlerimizi revize ettik. 11 Mart’tan bu yana evden çalışıyoruz. İlk dönemde biraz etkilenmekle birlikte şu an her şey yolunda; geçen seneye oranla ekibimizin performansı daha yüksek düzeyde. Fakat pandeminin bütün finansal teknoloji şirketlerine olumlu yansıdığını söylemek mümkün değil. Çok farklı alanlarda hizmet veren şirketler var. Biz şanslı olanlar arasındayız. Finansal teknolojilerin tabana yayılması ve alternatif ödeme yöntemlerinin yaygınlaştırılması vizyonumuzun ne kadar doğru olduğunu pandemi bir kez daha gösterdi. İş modelimizi koruyup kapsayıcılığımızı geliştirerek bu zorlu süreçten 4 kat büyüme ile çıkıyoruz. Bu yılı öngördüğümüzün çok üzerinde tamamlayacağız.
Fintech’lerin önemi ve desteklenmesi devletimiz tarafından uzun zamandır dile getiriliyordu. Beklediğimiz hamleler pandemi döneminde geldi. Dijitalleşmenin önemi bir kez daha anlaşıldı ve herkesi hızlı aksiyon almaya itti. Özellikle regülatörün hızlı aksiyon alarak beklediğimiz değişiklikleri yayınlaması, bizim de uzun vadeli planlarımızı orta vadeye çekmemizi sağladı.
Genel olarak sektörü değerlendirdiğimde hala çok büyük bir potansiyeli varken, mevcut sektör paydaşları için bu pazar faydasıyla yeterli olsa da yeni gelenler için yeterli bir alan olduğunu düşünmüyorum. Bildiğimiz kadarıyla 40’dan fazla yeni kuruluş faaliyet izni başvurusu yaptı veya yapmaya hazırlanıyor. Çoğunun kendilerini mevcut oyunculardan ayrıştıran hiçbir değer teklifleri olmadığını görüyoruz. Bizim Papara olarak beklentimiz, yeni gelen oyuncuların ürünle veya deneyimle fark yaratmayı hedeflemeleri. Herkes aynı vizyonu paylaşırsa pazar büyüklüğü ne olursa olsun günün sonunda kazanan her zaman tüketici olur.
Papara Card 81 farklı ülkede ve 65 farklı para biriminde kullanıldı. 2020 yılında ödemeler alanında 50 milyon TL yatırım planınız vardı. Planlarınızda bir değişiklik oldu mu? Hem ülke içinde hem de yurt dışında hedefleriniz neler?
Yurt içi yatırım planlarımız aynı şekilde devam ediyor. Yurt dışında ise şirket olarak, önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde Almanya, Avusturya, İsviçre, Fransa ve Hollanda’da faaliyete başlamayı hedefliyoruz. Avrupa’daki lisans ve izin süreçlerimiz ne yazık ki pandemi sebebiyle biraz uzadı. Avrupa’da özellikle P2P para transferi deneyimini Papara kadar mükemmelleştiren olmadığını düşünüyoruz ve burada kazandığımız tecrübeyi vakit kaybetmeden Avrupa’ya taşıma konusunda kararlıyız. Nihai hedefimiz, Türkiye’den çıkan bir fintech startup’ı olarak 5 yıl içinde bölgenin en büyük finans uygulaması olmak.
Pandemi bizim yatırım planlarımızı olumlu yönde değiştirdi. 50 milyon TL yatırım hedefleyerek başladığımız yılı 100 milyon TL’nin üzerinde bir yatırım ile kapatacağız gibi görünüyor. Yine aynı şekilde istihdam hedeflerimizi de 2 katına çıkardık. Şu anda her hafta ortalama 5 yeni ekip arkadaşı aramıza katılıyor.
Genç ve başarılı bir isim olarak takip edeniniz ve sizi örnek alan kişi çok. Sizin yolunuzdan gitmek ve başarılı olmak isteyen girişimlere neler önerirsiniz? Nasıl bir yol izlemeliler?
Ben 17 yaşında çalışmaya başladım ve 14 yıldır girişimcilik dünyasının içindeyim. Girişimci olarak bir kariyere sahip olmanın en büyük avantajı, sizi her zaman daha fazlasını aramaya iten bir bilincin kendiliğinden oluşmasıdır. Kimse size daha uzağı gösteren bir gözlük vermediği için merceklerden gözlük yapmaya çalışıyorsunuz. Bu da sizi her zaman daha iyi ve daha farklı olmaya itiyor. Özellikle yaptığınız işler geleneksel işlerse farklılaşmak için çok daha yıkıcı stratejilere ve cesur kararlara ihtiyacınız oluyor. Stratejiyi üreten ve uygulayan olarak genelde tek başınıza kalıyorsunuz. Tek başınalık da yalnızca soyut fikirler üreten biri olmaktan çok, üretilen fikirleri hayata geçiren bir icracı olmanızı sağlıyor. O yüzden benim her zaman en büyük önerim, cesaret etmek ve bir an önce başlamak. Gerçekten cesaret edemiyorsanız kariyerinize devam etmek için “Biraz daha tecrübe kazanayım” bahanesine sığınmak doğru değil. Yöneticiniz size çok şey öğreten biri değilse aradığınız tecrübeyi büyük ihtimalle Google’da da bulabilirsiniz.
O yüzden bir fikriniz varsa arkadaşlarınızla ve tecrübesine güvendiğiniz insanlarla paylaşın, fikrinizden emin olduğunuz anda başlayın diyorum. Dünyada her ay 120.000’in üzerine yeni uygulama yayınlanıyor. Sonradan “Ben bunu düşünmüştüm” dememek için en iyisi cesaret etmek ve bugün başlamak.