Hukuk ve Dijital Dönüşüm Danışmanı 

Avukat Yunus Emre Berk

 

Avukat Yunus Emre Berk, Fintechtime okurları için kaleme aldı, ““Digit-All Bankacılık” – Kısa Bir Hukuki Bakış”.

Çok değil bundan yaklaşık 15 yıl kadar önce dijital dönüşüm ve/veya dijitalleşmeyle ilgili konuşmaya başladığınızda size uçuk-kaçık ve biraz da saçmalayan gözüyle bakıyorlardı. Son 5 yılda hayalperest fütürist, son birkaç yılda ileri görüşlü ve pandemiyle birlikte de anı yakalamış olarak bakıyorlar. Siz hangi kategoride olursanız olun, ileri görüşlü olun ya da olmayın fark etmez, bilin ki mutlak gerçek her zaman oradaydı. Peki neydi bu dijital dönüşüm ya da dijitalleşme? Artık bunun formülü son derece basit: “Her şey x Dijital = Dijitalleşme”; yani daha da popüler ve havalı bir tabirle “DigitAll” da denebilir.

 

Küresel salgınla birlikte daha da hızlı dijitalleşen dünyada birey olarak hayatlarımız da oldukça derinden değişti. Artık yalnızca alışveriş alışkanlıklarımızın neredeyse tamamen e-ticarete dönüşmesinin ötesinde, iş hayatlarımız da uzaktan çalışmaya evrildiğinden dolayı, hayatımızın büyük bir kısmı bilgisayar-ipad ya da cep telefonu karşısında geçiyor. Uluslararası dijital trend araştırma şirketi Hootsuite’in 2020 yılında Türkiye’de dahil 100’den fazla ülkeye dair yapmış olduğu bir araştırmaya göre; dünya genelinde 2020 yılında 6 saat 43 dakikayı dijitalleşerek geçirmişiz. Burada büyük payı sanırım, işe yönelik ve sosyalleşme amacıyla yapmış olduğumuz on-line görüşmeler ile boş zamanlarımızda sıkıntımıza ilaç olan dijital film ve dizi platformları almıştır. Netflix’in 2020’in ilk çeyreğinde üye sayısını 270 milyona ve cirosunu da 2 mislinden fazla artırıp 1.7 Milyar Dolara çıkartması, bunun en temel göstergesi sanırım.

 

Peki evde oturup, dijitalleşmeye çokça zaman ayırdığımız bu dönemlerde, söz konusu hizmet ya da mallara dair ödemeleri nasıl gerçekleştirdik? Tabi ki kredi kartı ya da on-line para transferleriyle. Dünyanın çeşitli yerlerinde projelere dahil oldum ya da o coğrafyalarda bizzat bulunarak doğrudan çalıştım; Avrupa, Amerikalar, Afrika, Uzak Doğu ve Orta Doğu. Gönül rahatlığıyla ve gururla söyleyebilirim ki, ülkemizde ki kadar hem sofistike hem de kullanıcı dostu dijital bankacılık hizmetleri pek görmedim. Bu başarı da sanırım, hem bilgi teknolojilerine (IT) son derece önem veren bankalarımızın hem de yeni teknolojileri kullanmaya çok açık Türk insanının birlikte eseri. Bankalarımızın yanına, yine teknoloji alanında ciddi yatırımlar yapan ve hızla büyüyen ödeme hizmeti ve e-para şirketleri de eklenince, Türkiye’de dijital ödeme ve bankacılık faaliyetleri dünyada eşi benzeri az bulunan bir duruma geldi.

 

Ancak bu kadar sık gelişmelerin olduğu böylesi dinamik bir sektöre yönelik hukuki altyapının da aynı hızda ilerlemesini tabi ki bekleyemeyiz. Ancak burada da, daha önce Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (“BDDK”)  ve yetki devrinden sonra da Merkez Bankası’nın çalışmalarını unutmamak lazım. Son derece çözüm odaklı ve hem hizmet sağlayıcıların işlerini geliştirmelerine olanak tanıyan hem de kullanıcıların menfaatlerini koruyan harika çalışmalara imza attılar. Avrupa her ne kadar PSD2 (Payment Services Directive)’ye geçiş yaparak, açık bankacılık (open banking) kavramına hukuki anlamda bir geçiş yapmış olsa da, bizler henüz PSD2’nin tam yansımalarını görmeyi umduğumuz ve kısmen geç kalmış olan ikincil mevzuat eksikliğine rağmen, geçen birkaç yıl içinde ciddi yasa çalışmaları gördük. 6493 Sayılı Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para İhracı ile Ödeme Kuruluşları ile Elektronik Para Kuruluşları Hakkında Kanun (“Kanun”)’a 7192 Sayılı Torba Kanun ile yapılan değişikliklerle, “ödeme başlatma emri” ve “hesap bilgileri sağlama” hizmetleri de tanımlamış oldu. Bu hizmetlerin hangi hukuki standartlarda ve teknik detaylar ile sağlanacağına yönelik tebliğ ve yönetmeliklerin taslaklarını görmüş olsak da, ne zaman bunların yürürlüğe gireceğini henüz tam olarak bilemiyoruz.

 

Ancak on-line ödemelerin hukukuna yönelik bu gecikmeleri bir kenara bırakıp, dijital bankacılıkla ilgili gelişmelere bakarsak, gerçekten önemli adımlar görmekteyiz. İlk olarak BDDK tarafından 15 Mart 2020’de yayımlanan ve 1 Ocak 2021’de yürürlüğe giren Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında Yönetmeliği’nin uzaktan kimlik tespiti ve 3.tarafa güven başlıklı 43.maddesi ile uzaktan müşteri edinimi ilk defa düzenlenmiştir. Ayrıca gerçek kişilerde uzaktan kimlik tespitine imkân verecek hususlara yer veren “Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelikte (‘Tedbirler Yönetmeliği’) Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik”, Mali Suçları Araştırma Kurulu Başkanlığı (“MASAK”) tarafından 24 Şubat 2021’de yayımlanarak, 1 Mayıs 2021’de yürürlüğe girmiştir. Ek olarak tüm bu yasal gelişmeleri tamamlayıcı nitelikte olan ve heyecanla beklenen Bankalarca Kullanılacak Uzaktan Kimlik Tespiti Yöntemlerine ve Elektronik Ortamda Sözleşme İlişkisinin Kurulmasına İlişkin Yönetmelik BDDK tarafından 1 Nisan 2021’de yayımlanarak 1 Mayıs 2021’de yürürlüğe girmiştir. Son olarak da 30 Nisan 2021 tarihli ve 1 Mayıs 2021’de yürürlüğe giren 19 Sıra No.lu Mali Suçları Araştırma Kurulu Genel Tebliği (“Tebliğ”) ile MASAK mevzuatına tabi yükümlülerin kimlik tespitini uzaktan yapabilmelerinin önü açılmış ve sürece ilişkin usul ve esaslar düzenlenmiştir. Ayrıca Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmelik’te yapılan değişiklikle, yükümlüler listesine ödeme ve e-para kuruluşlarının da eklenmiş olması da önemli bir gelişmedir. Zira bu, şu anda yalnızca bankalarca uygulanabilen uzaktan kimlik tespiti uygulamalarının, yakın zamanda ilgili kamu otoritelerinin çıkartacağı ikincil mevzuatla, anılan kuruluşların da faydanlanması için kapıyı aralamıştır.

 

Bankaların Bilgi Sistemleri ve Elektronik Bankacılık Hizmetleri Hakkında Yönetmelik’te elektronik bankacılık hizmetleri “İnternet bankacılığı, mobil bankacılık, telefon bankacılığı, açık bankacılık servisleri ile ATM ve kiosk cihazları gibi müşterilerin, uzaktan bankacılık işlemlerini gerçekleştirebildikleri veya gerçekleştirilmesi için bankaya talimat verebildikleri her türlü elektronik dağıtım kanalını” olarak ifade edilmektedir. Benzer şekilde Tebliğ de elektronik kanal; “Müşterilerin uzaktan kimlik tespiti sürecini gerçekleştirebilecekleri mobil uygulama, web tabanlı uygulama, internet şubesi, telefon hizmeti gibi elektronik hizmet yöntemi” olarak tanımlanmaktadır. Uzaktan kimlik tespiti ile sürekli iş ilişkisi tesisinde, bir elektronik kanal üzerinden bilişim veya elektronik haberleşme cihazları gibi uzaktan iletişim araçları bu Tebliğ’de yükümlüler için belirlenen yöntemler dahilinde kullanılabilir. Uygulanacak yöntemin, yüz yüze yapılan kimlik tespitinde alınması gereken bilgilerin tamamını içerecek ve bilgilerin teyidinde asgari seviyede risk ihtiva edecek şekilde tasarlanması öngörülmekte ve uzaktan kimlik tespitinde imza örneği alınması zorunlu kılınmamaktadır.

 

Bunların hepsi kısa sürede hazırlanıp yürürlüğe konulan ve sektörün önünü açan çok ciddi çalışmalardır. Ayrıca da biz kullanıcılar için büyük hizmetlerdir. Zira evimizden çıkmak zorunda kalmadan, banka hesabı açmak dahil birçok bankacılık hizmetinden faydalanabilmek, güvenli platformlar üzerinden alışveriş yapıp, kredi kartı ya da havale ile ödeme yapabilmek, böyle bir dönemde bulunmaz nimetlerdir.

 

Ödeme ve kredi kartı işlem güvenliği açısından da; Bankaların, ödeme hizmet sağlayıcılarının ve e-ticaret platformlarının birlikte ve ayrı ayrı çalışmaları da ayrıca kayda değerdir.  Özellikle büyük Pazar yerleri hem kendi bünyelerinde dolandırıcılıkla mücadele ekipleri kurmakta hem de banka ya da ödeme hizmeti kuruluşlarının bu ek hizmetlerinden faydalanmaktadır.  Burada da gözle görünmeyen perde arkasında gizli kahramanlarca verilen büyük mücadele söz konusudur. Zira günlük hayatımızın bu hızlı dijital dönüşümü artık kaçınılmazdır, ancak bu hızlı dönüşüm beraberinde ciddi riskler de getirmektedir. Hem de daha önce hiç görmediğimiz türde riskler. Dış dünyaya açılan ödeme kapılarımız olan dijital bankacılığın, on-line ödeme sistemlerinin ve e-ticaretin sağlıklı bir şekilde el ele büyümesi, güvene, bu alanlarda da güven ise doğrudan siber güvenliğe bağlıdır. Tüm oyuncularının hakkını vererek çalıştığı Digit-All hayatın ve buna bağlı en önemli araç olan dijital bankacılık ve ödeme hizmetleri sektörlerinin ülkemizdeki ticari durumu son derece umut vericidir. Hukuki gelişmelerin aynı ivmede olması beklenemese de, bu sağlıklı büyümeye ayak uyduracağı konusunda da inancımız tamdır. Güvenli, teknolojik olarak dengeli ve her yönden sağlıklı dijital günler dilerim.