Adjust Global Satıştan Sorumlu Başkan Yardımcısı Ender Özcan, Adjust’ın Mobil Uygulama Trendleri Raporu 2021’i Fintechtime okurları için değerlendirdi.
Adjust’ın Mobil Uygulama Trendleri Raporu 2021’e göre Fintech uygulamaları %51 ile yıllık bazda en hızlı büyüyen sektör oldu. Fintech uygulamaları, en yüksek geri dönen kullanıcı sayısıyla kullanıcı tutma oranlarında başı çekiyor.
Fintech sektörü hızlı bir yıl geçirdi. İnsanların fiziksel banka şubelerine gitmelerini engelleyen ve bir alternatif arayışına girmelerine ve perakendecilerin de yeni temassız ödeme seçeneklerine iten karantina kapanmaları, 2020’de fintech uygulamaları için büyük bir fırsat yarattı. Kurulumlar tüm sektörlerde artış gösterse de, fintech uygulamaları %51 ile yıllık bazda en hızlı büyüyen sektör olurken, Adjust’ın Mobil Uygulama Trendleri Raporu 2021’e göre yılın başında %12 arttı.
Bu büyümeyi insanların günlük işlerini yapmak için yeni yollar aramasına bağlamak kolay olsa da, araştırmamıza göre büyümenin önemli bir kısmını Robinhood, Acorns ve Gatsby gibi yatırım uygulamalarının hızlı benimsenme oranına bağlayabiliriz. İnsanlar fintech uygulamalarını hem beklendik hem de beklenmedik yollarla benimsiyor.
Sonuç olarak bu, fintech oturumlarında 2019’a kıyasla %85’lik bir artışa yol açıyor ve 2021’de şimdiden %35 artmış durumda. Hatta oturumların 2020 boyunca kararlı bir şekilde büyüdüğünü ve en büyük haftaların Ekim ayının başında ortalamanın %22 üstünde ve Kasım sonunda ortalamanın %24 üzerinde gerçekleştiğini görüyoruz. Buna ek olarak Temmuz ayının ilk haftasında %15 artışla bir zirveyi daha gördü.
Fintech, uygulamaları gereklilikten, sıkıntıdan hatta uzun süreli kullanım amacıya indiren kullanıcıları bırakmayarak kullanıcı tutmanın sırrını çözmüş gibi görünüyor. Her zamankinden daha fazla tüketici, uygulama kullanıcılarına dönüşüyor. Rekabette kalmak için akılcı, veri ve UX odaklı olmanız gerek. Mobil ekosistem büyüdükçe rekabet de hızlanıyor.
Fintech’in 2020’deki büyümesinden başka neler öğrenebileceğimizi görmek için verileri inceleyelim.
Fintech’in nüansları
Sektördeki farklılıkları anlamak, sektör içindeki bir uygulamayı başarılı bir şekilde pazarlamanın anahtarıdır. Fintech söz konusu olduğunda, kullanıcılarınızın uygulamayı nasıl kullanacağını anlamak önemlidir. Örneğin bir neobank, uygulamalarının bir sosyal medya uygulaması gibi günde birçok kere açılmayacağını düşünebilir ancak kullanıcı tutma ve etkileşim oranlarına baktığımızda bunu göz önünde bulundurmak gerekir. Kullanıcıların yatırım uygulamalarını portföylerini kontrol etmek için daha sık açmaları beklenebilir.
Günün sonunda, fintech kullanıcıları uygulamalara yüksek derecede bağlılar. Fintech uygulamaları, en yüksek geri dönen kullanıcı sayısıyla kullanıcı tutma oranlarında başı çekiyor. Bu oranın 7. günde %18 ve 30. günde %12 olarak gerçekleştiği görülüyor.
Ortalama bir kullanıcının cihazında 2.5 finans uygulaması kurulu.
Oyuncuların aksine, fintech kullanıcıları her zaman yeni bir uygulama arayışı içinde değil. Sevdikleri bir uygulamayı bulduklarında ona bağlı kalıyorlar.
Fintech uygulamanızdaki kullanıcı tutma oranı ile sorunlar yaşıyorsanız, artık kullanıcılarınızın uygulama içindeki davranışlarını, ne zaman ve neden geri döndüklerini araştırmanızın zamanı gelmiş demektir. Elde tutma oranlarınızı ayrıntılı olarak inceleyerek, ilk katılım sürecindeki sorunları giderebilir, kullanıcıların etkileşimde kalmalarını sağlamak için yeterli içerik sağlayıp sağlamadığınızı belirleyebilir ve tanıtım tekliflerinin veya özel ürünlerin başarısını test edebilirsiniz.
Fintech sektöründe başarının sırrı, uygulamanızın fonksiyonunu tek bir odakta tutmada ve USP’de saklıdır. Bir bankacılık uygulaması, kullanıcıları çekmek için bir ödeme veya yatırım uygulamasından çok farklı bir yaklaşım benimseyecektir. Alt dikeylerdeki ince farklılıklar daha sonra etkileyici sonuçlar elde etmek için kullanılabilir. Doğru kullanıcıları hedefleyen şirketler, bağlılığı ve yaşam boyu değeri (LTV) garantileyebilirler. Peki bu, kullanıcı kazanımı (UA) pazarlamacıları için ne anlama geliyor?
Fintech için UA fırsatları
UA pazarlamacıları sürekli doğru kullanıcıları bulma yaklaşımlarını mükemmelleştirmeye çalışıyorlar. Doğru kullanıcılara ulaşmak, etkileşimde kalma ve para harcama olasılığı yüksek olan kişileri müşterilere dönüştürmek açısından çok değerlidirler.
Araştırmamıza göre, ücretli kurulumların çoğu 2020’nin 1. ve 3. çeyreğinde gerçekleşti. Her organik için 0.45 ücretli kurulum gerçekleşti. Yıl boyunca görece tutarlı olmaya devam etti, ancak ikinci çeyrekte 0,39 ile en düşük seviyeye indi. Fintech, ücretli kurulum payında nispeten geride kaldı. Ödeme uygulamaları, bankacılık uygulamalarından sırasıyla 0.1 – 0.13 ve 0.08 – 0.2 ile yüksekte seyretti.
Genel olarak dördüncü çeyrek, kurulum başına ortalama 1,88 dolar ile kullanıcı kazanmak için en pahalı çeyrek oldu. Öte yandan Fintech, 1. çeyrekte en pahalı dönemini 1.57 dolar ile geçirdi ve 2. çeyrekte 0.53 dolara kadar düştü.
Raporda ayrıca uygulama başına ortalama partner sayısının, tüm sektörlerde toplam olarak beş civarında olduğunu ve 2020’nin 4. çeyreğinde altıya yükseldiğini belirtiyor. Ancak ortalama bir fintech uygulaması sadece üç partnerle çalışıyor. Bu, fintech sektöründe yeni potansiyel kullanıcılar bulabilmek için birlikte çalışılan partner sayısını çeşitlendirmekte büyük bir fırsat olduğunu gösteriyor.
Bununla birlikte risk profilinize bağlı olarak, edindiğiniz kullanıcıların LTV’sinin yatırımınıza geri dönmeye başlamasını beklerken farklı miktarlarda float yapabilirsiniz. eCPI’ları (Efektif Kurulum Başına Maliyet) takip ederek, bir kullanıcının ne kadar süre sonra kârlı hale geleceğini tahmin edebilir ve nereye yatırım yapmak ve ne kadar riske girmek istediğinizi belirleyebilirsiniz. Bu, tüm sektörler için doğru olsa da fintech uygulamalarının dahili monetizasyon modelleri ve yüksek kullanıcı bağlılığı göz önüne alındığında risk toleransı daha yüksek.
Pazarlamacıları 2021’de iOS14 ve App Tracking Transparency ile yeni zorluklar beklerken, fintech uygulamaları bile kampanyalarını yeniden düşünmek zorunda. Son derece kişiselleştirilmiş kampanyaları, otomasyonu ve gerçek zamanlı ölçümlemeyi içeren çok yönlü bir mobil strateji oluşturmanın ve A/B testlerinin önemi ve her zamankinden daha kritik bir hale geliyor.