Uçtan uca kutu oyunu, mobil oyun ve blockchain tabanlı oyun hizmeti sağlayan Onbagame’e tohum yatırım yapan Bülent Bulut ile bir araya gelerek plan ve projeksiyonları hakkında bilgi aldık.
Onbagame ile kesişen yolcuğunuzu dinleyebilir miyiz?
Aslında manevi bir yolculuk sırasında tanıştık arkadaşlarla, İzmir yolunda…
Senarist, oyun geliştiricisi, çizer, tasarımcı ve dijital pazarlama uzmanlarından oluşan çekirdek bir ekip. Bir yılı aşkın zaman yaptıkları işleri takip ettim. Onları diğer oyun firmalarından farklı kılan en mühim şey aralarındaki sinerji ve geliştirdikleri oyunların arkasındaki kurgusal dünyanın özgünlüğü. Bunu gördükten sonra, Haziran ayında melek yatırımcı olarak aralarına dâhil oldum ve
Ağutos ayı itibarı ile Genel Müdürlük görevine soyundum.
Sizi bu kararı almaya iten sebep ne oldu?
Aynı zamanda bir oyuncuyum. Oyun her zaman aklımın bir köşesinde vardı. Ama asıl faktörü sorarsanız, beni ekibimin arasındaki uyum ve işlerinin sıra dışılığı tavladı.
Şöyle bir örnek vereyim. Yakında global lansmanı gerçekleşecek bir oyunumuz var, ismini şimdilik saklı tutayım. Sadece bu oyun özelinde tıpkı Tolkien’in elf lisanı gibi, kendine özgü gramer kuralları, o dilde yazılmış şiir ve şarkıları olan bir lisan var. Büyük bir hayal gücü ve onu gerçeğe çevirecek kadar disiplinli çalışan bir takımla birlikteyim. Zaten aklımda olan bu kararı hızlandırmama sebep olan esas faktör onlar oldu. Beraber çalışmaya başladığımızda kısa sürede güzel işlere imza attık. Ne kadar doğru bir karar verdiğimi gün geçtikçe daha iyi anlıyorum.
Onbagame öncesinde hangi işlerini yaptınız ve hangi görevlerde bulunduğunuzdan bahseder misiniz?
16 Yıllık fintech tecrübem bulunuyor. Ebay, Boyner, Ozanapp gibi firmalarda çalıştım ve Papara, ininal, istegelsin gibi birçok markaya ise danışmanlık hizmeti verdim. Ayrıca yatırımcı olarak gerek yurtiçi gerekse globalde girişimlerim bulunuyor. Bunların hepsi tamamen birbirinden farklı sektörlerde koşan apayrı değerler.
Onbagame ile bizi yakınlaştırabilir misiniz? Projenizi hangi ihtiyaçlara yönelik olarak geliştirdiniz?
Bundan önce ABD menşeili masaüstü oyunlar üreten bir markanın hissedarları arasında yer aldım, özellikle kutu oyunlarının dünyasını bu şekilde tanıdım.
Biz Türkler olarak daha çok Monopoly, Jenga gibi oyunları tanıyoruz ama burası gerçekten büyük bir pazar. Tek bir adedi 4000-5000 dolar değerinde olan oyunlar var. İnsanlar bu paraları çekinmeden sunabiliyor. Dile kolay, yalnızca ABD’de 5 milyar dolarlık bir yıllık hacim söz konusu. Globalde ise 20 Milyar dolarlık yıllık akış söz konusu.
Mobil oyunlar ise biliyorsunuz, 100 milyar doların üzerinde ve her geçen yıl ivmelenen bir hacme sahip. Takıma katılmamla birlikte kapsamımızı genişleterek bünyemizde mobil oyunlar geliştirmek için de çekirdek bir stüdyo oluşturduk.
Bununla beraber adını yakında sıkça duyacağınız bâkir bir alan olan blockchain tabanlı oyunlara da yöneliyoruz. Bu kapsamda Türkiye’nin sayılı siber güvenlik markalarından biriyle el sıkıştık. Şu an onlar için bir kutu oyunu geliştiriyoruz, akabinde ise blockchain tabanlı oyun üzerine çalışmalarımızı başlatacağız.
Kutu oyunları dediniz… Marka olarak sahip olduğunuz avantajlar neler? Ülke olarak avantajımız bulunuyor mu?
Şöyle söyleyeyim, tüm masaüstü oyun üreticileri bu sektörde birilerine muhtaç. Oyununuzu bitirdiniz. Bir kitle fonlama sitesi olan Kickstarter’da dijital lansmana girmeniz gerekiyor. Kickstarter her yıl milyarlarca doların döndüğü bir kitle fonlama sitesi. Burası keyifli ama ağır bir süreç. Dünyanın en büyük kutu oyunu üreticileri dahi birkaç global ajanla beraber bu süreci götürmek zorunda kalıyorlar. Ajanslar proje bazında %20 – %30 komisyon ve ekstra ödeme alıyorlar.
Biz bu süreci de uçtan uca modelimiz içinde çözmüş bulunuyoruz. Ekibizde Kickstarter tecrübesi üst düzeyde olan topluluk yöneticileri ve dijital pazarlama uzmanları bulunuyor. Elimizdeki kullanıcı datası; discord, reddit, quora, boardgamegeek gibi sosyal ağlar üzerindeki organizasyon kabiliyetimiz; geleneksel ve dijital anlamda reklam kabiliyetimiz. Hepsi bir araya gelince başarı kendiliğinden oluşuyor. Kickstarter önemli bir mecra, çünkü burada hamlelerinizi doğru yaparsanız oyununuz henüz piyasaya çıkmadan önce milyonlarca dolar toplamış oluyorsunuz.
Elbette Kickstarter ile bitmiyor süreç. Birçok marka üretimini kendi ülkesinde gerçekleştirme imkânına sahip değil. Kâğıt pahalı ve tesisler yetersiz. Çin’e mecbur kalıyorlar. Ve Çin demek, kaynak dosyaları kendi rızanızla teslim etmek demek. Korsan oyun demek. Biz bunun da önüne geçiyoruz. Yirmi yılını aşkın zamandır sektörde bulunan Mon Jeu ile partnerliğimiz var. Kâğıtlarımızı Hindistan’tan getiriyoruz ve gelişmiş üretim tesislerini kullanıyoruz. Üretimde Çin’e mecbur olmadığımızı gördük. Her şeyi kendi ülkemizde hallediyoruz.
Oyunun hikâyesinden dijital ayaklarına; üretiminden raflara girmesine ve e-ticaret sürecine kadar tüm faaliyet alanlarını tek bir çatıda topladık. Bu aslında ülkemizin de avantajıyla beraber bizim de ülkemize sağladığımız bir katma değer. Türk lirası ile çalışıp dolar ile kazanıyoruz. Markalara da oyun üretebildiğimiz için yurt içinden olsun dışarıdan olsun kişi ve kurumlarla çalışabiliyoruz. Bu anlamda öncüyüz ve oyun alanında yerli bir “hub” olma yolunda hızla ilerliyoruz.
Sektörde nasıl bir fark yaratacaksınız? Kısa ve uzun vadeli hedefleriniz konusunda neler söylemek istersiniz?
Demin sözünü ettim. Oyun geliştirme sürecinden, dijital ve fiziksel tüm disiplin ve süreçlere hâkim bir takımımız var. Uçtan uca bir oyun geliştirme stüdyosuyuz. Ürettiğimiz kutu oyunlarının her birinin mobil yönetim yazılımlarını da geliştiriyoruz ki bu anlamda da tekiz. Aynı zamanda oyun geliştirmek isteyen markalarla da çalışıyoruz, bu da fark yarattığımız başka bir alan.
Hedeflerimize gelince, takvimimizde 2022 sonuna dek 6 kutu oyunu, casual ve hyper-casual kategorisinde bulunan 25 mobil oyun ve blockchain tabanlı 1 oyun bulunuyor. 2026 Sonuna dek hedef tüm alanlarda parlamış global ölçekte büyük bir oyun hub olmayı hedefliyoruz.