Mastercard Advisors İş Geliştirme Müdürü Oğuz Aslan, Fintechtime okurları için kaleme aldı “Yeni Nesil Bankacılık: NEOBANKALAR”.
Teknoloji alanındaki gelişmeler, değişen kullanıcı beklentileri, artan rekabetçi piyasa ortamı ve sürdürülebilir iş modelleri arayışı hemen hemen her sektörde bir kabuk değişimine ön ayak oldu. Bu değişimler, genelde dijitalleşme teması etrafında toplanırken son kullanıcıya daha iyi, daha hızlı, daha avantajlı ve daha yenıilikçi ürün ve servislerin ulaştırılması ile öne çıkmakta. İnternetin ve akıllı telefonların birçok sektörün ana kanalı haline gelmesi, uzaktan müşteri kazanımı, açık bankacılık gibi regülasyonların rekabet ortamını canlandırması ve Y kuşağının ekonomiye daha çok dahil olması bankacılık sektöründe oyunu degiştirdi. Bu trendler Chime, Monzo, Revolut gibi yeni nesil bankalara pazarda yer açtı.
Peki nedir bu neobankalar ve bugün hayatımızdaki dijital bankacılık servislerinden ne farkları var? “neo” yeni anlamına geliyor ve neobankalar uçtan uca sadece dijital kanallardan bankacılık işlemlerini gerçekleştirebileceğiniz, caddelerde şubelerini görmeyeceğiniz, geleneksel oyunculardan farklı yeni nesil bankalar olarak karşımıza çıkıyor. Çoğunlukla son 5 yılda isimlerini duyduğumuz bu bankalar, gelenekselleşmiş bankaların aksine, sistemlerinin temelini yenilikçi teknolojik altyapılar kullanarak tasarladıkları için ürün ve hizmetlerini pazara daha hızlı ve daha kullanıcı dostu deneyimlerle sunabiliyorlar. Şube kanalı gibi ciddi bir maliyet kalemini kendi bilançolarında bulundurmadıkları için buradaki maliyet avantajlarını pazara daha düşük ücret, komisyon ve faiz oranları sunmak ve rekabetçi olmak için kullanıyorlar. Buna ek olarak bir diğer yenilikçi yaklaşım ise, “freemium” olarak adlandırdıkları ürünlerin baz özelliklerini ücretsiz olarak sunarken isteğe bağlı olarak belirli servislerin paketler halinde satın alınabilmesi. Neobankaların iş modellerini incelediğimizde karşımıza çıkan başka bir önemli bulgu ise birçok neobankanın bankacılık lisansı alıp ürünlerini kendi geliştirmesi yerine, sadece kullanıcının ön plandaki sahibi olarak herhangi bir lisansa ihtiyaç duymadan geleneksel bir banka ile iş birliği yapması, yani bir aracı kurum gibi faaliyet göstermesi. Bu bağlamda neobankaları, kendi lisanslarını alıp ürün ve servislerini kendi geliştirenler ve başka bir banka ile iş birliği yaparak bir bankacılık lisansına ihtiyaç duymadan faaliyet gösterenler olarak ikiye ayırabiliriz.
Genel stratejilerini incelediğimizde görüyoruz ki, öncelikle pazarda karşılanmamış bir ihtiyaç noktası üzerinden belirli ürünlerle bir müşteri kitlesine erişmeyi hedefliyorlar. Örneğin, İngiltere’deki oyuncular sınırlar ötesi para transferlerinde ve ürün satın almalarında yaşanan yüksek kur maliyetlerini düşürmeyi hedefleyen bir değer önerisi sunarak büyük kitlelere ulaşmayı başardılar. Brezilya’daki Nubank ise, bankacılık sistemine dahil olmayan kitlesel segmente odaklanarak ciddi bir kullanıcı sayısına ulaşmayı başardı.
Dünyadaki başarılı neobank uygulamalarına baktığımızda, dört temel değer önerisiyle pazara giriş yaptıklarını görüyoruz: kolay hesap açma ve görüntüleme, hızlı ve kolay para transferi, avantajlı ücret ve komisyonlar ve bunların mükemmele yakın bir kullanıcı deneyimiyle sunulması. İkinci faza geçen başarılı oyuncular, sadece bir ürün üzerinden müşteri kazanmayı değil, ürün portföylerini biraz daha zenginleştirerek ve bir bankadan beklenen hizmetlerin çoğunluğunu tamamlayarak müşterilerinin ana bankası olmayı hedefliyorlar. Üçüncü faza geçen oyuncular ise, yenilikçi teknoloji altyapıları ile çoklu pazarlara gidip, dünya genelinde dijital bir marka algısı oluşturarak karşımıza çıkıyorlar. Bugün sayıları 300’ü aşan neobankaların karlılıklarını konuşmak için hala erken olduğunu söylemekle beraber, araştırmalar ortalamada bir neobankanın müşteri başına 11 dolar zarar ettiğini gösteriyor. Buna karşın, karlılığın bu bankalar için henüz ikinci planda olması ve ana odağın müşteri bazını büyütmek olmasıyla bugün dünya genelinde 40 milyonun üzerinde müşteriye ulaştıklarını ve 2025 yılı itibari ile 100 milyon müşteriye ulaşmalarının ön görüldüğünü söyleyebiliriz. Ulaştıkları müşteri adetleri ile orantılı olarak göz dolduran değerlemelerinden bahsetmeden geçmek olmaz. Amerika’da 12 milyon müşteriye ulaşan Chime 14.5 milyar dolar, Brezilya’da 35 milyon kullanıcıya ulaşan Nubank 25 milyar dolar, San Francisco çıkışlı kart ve kredi odaklı Sofi 7.5 milyon müşteri ile 9 milyar dolar, bugün 15 milyon kullanıcıya ulaşan ve 36 farklı pazarda faaliyet göstermeye hazırlanan Revolut 5.5 milyar dolar ve 2006`da kurulup 13 milyon müşteriye ulaşmasına ek olarak karlılık beklentilerini karşılamayı başaran Tinkoff 6.3 milyar dolarlık değerlemeye ulaşmış bulunuyor.
19 Ağustos 2021 tarihinde açıklanan ve 1 Ocak 2022 tarihinde yürürlüğe girmesi beklenen dijital bankaların faaliyet esasları ile servis modeli bankacılığı hakkında yönetmelik taslağının yayınlanması sayesinde Türkiye’de de dijital bankacılık lisansının verileceği duyuruldu. Dünya örneklerine bakarsak bu duyuru sadece mevcut bankaların değil, pazarın olası yeni oyuncuları olabilecek e-para lisanslı finteklerin, geniş müşteri bazına ulaşmış olan perakende oyuncularının ve telekom şirketlerinin de radarlarında olacak diyebiliriz. Dijital bankacılık lisansı ile hayatımıza girecek olan neobankalar pazarın köklü oyuncuları ile nasıl rekabet edebilecek derseniz, ilk aşamada henüz adreslenmemiş ihtiyaçlara odaklanacaklarını beklemek yanlış olmayacaktır. Bu bağlamda henüz bir bankada hesabı olmayan 26 milyon yetişkinin hızlı ve kolay hesap açma değer önermeleri ile hedeflenmesi çok olası görünüyor. Bir başka alan olarak, 15 milyonun üzerindeki herhangi bir kredi geçmişi olmayan veya kredi kartında limit sıkıntısı yaşayan bireysel kitlelerin “şimdi al sonra öde” şeklindeki alternatif fonlama ürünleri ile buluşturulması veya ödemelerinin hala %59`unu nakitle alan kobilerin açık bankacılık ve FAST gibi altyapıların yenilikçi kullanımları ile kolay para transferi ve ödeme kabulü çözümlerinin sunulmasını duymamız da çok olası. Kitleler ve çözümler noktasında farklı oyuncuların farklı yaklaşımlar göstermesini beklemekle beraber, kesin olan bir nokta var ki bu lisansı alan oyuncuların en önemli rekabetten ayrışma noktası kusursuz dijital kullanıcı deneyimi sunmaları olacak ve en iyi deneyimi sunan oyuncu pastadan en büyük payı alacaktır.