Ödeme Sistemleri Kıdemli İş Analisti
Kahraman Anıl Tanış
“Ödeme Sistemleri Kıdemli İş Analisti / Ürün Sahibi” Kahraman Anıl Tanış, Fintechtime okurları için kaleme aldı, “Ödeme Sistemlerinin Payment-Rail Dönüşümü Üzerine”.
Mckinsey 2020 yılı raporuna göre küresel ödeme sistemi gelirleri $1.9 trilyonu bularak sektörde hızlı bir geri dönüş ve sağlıklı bir büyümeyi gösteriyor. Şüphesiz, 2020 yılı birçok konuda olduğu gibi ödeme sistemlerini de etkiledi ve 11 yıllık kayıtlarda ilk defa 2019 yılında %5 gerileme gördü. Ancak, yine de şunu söyleyebiliriz ki ödeme sistemleri endüstrisi ekonomik değişken ve zorluklarla baş edebilmede dayanaklı gözüküyor.
Pandemi ödeme davranışlarınında büyük değişimlere neden oldu. Bunlar; nakit kullanımındaki düşüş, fiziki işyerleri yerine çevrimiçi mağaza alışverişleri (e-ticaret), hızlı ödemelerin adaptasyonu gibi örnekleri verebiliriz. Ödemeler her geçen gün tüketici odaklı rekabete dayanan bir akışa doğru geçtikçe bu durum pek tabi daha az regulatif olması dolayısıyla bu ihtiyaçlara daha hızlı cevap verebilecek potansiyel çözüm noktalarının dikkatini çekiyor. McKinsey, bu gibi değişkenlerden elde ettiği içgörülerle küresel anlamda 2025 yılındaki toplam gelirin $2.5 trilyon değerine ulaşacağını tahmin ediyor. Tabi, bu artacak gelir tüm paydaşlara eşit şekilde dağılmayacak. Dinamik şekilde değişen yapılara uyum sağlamayan veya sağlayamayan oyuncular tüketici deneyimi referansıyla yerini başka bir oyuncuya bırakacaktır.
Dünyadaki bu değişimin lokomotifi olarak gösterebileceğimiz yapıya değinmek gerekirse, küresel anlamdaki adıyla Payment Rail (Ödeme Rayı) önümüzdeki dönemin finansal oyuncularını barındıracak. Hızlı ve alternatif ödeme yöntemi olarak bu konuya ilişkilendirebileceğimiz ilk markalar PayPal, Klarna olarak dile getirebiliriz. Ancak, bu öncü yöntemlerin büyük çoğunluğu halihazırdaki konvansiyonel altyapılar üzerine kurulmuş olup genellikle ön yüzdeki süreçleri daha hafif şekilde müşteri deneyimi gözünde iyileştirmek adına farklılık sağlıyorlardı. Günün sonunda, uçtan uca yeni bağımsız bir çözümden ziyade demode olmuş ödeme servisleri ve bankaların ürünlerini akıllıca bir mimariyle harmonize ederek ortaya şu an konuştuğumuz fintech dünyasının temelini atan öncüler oldular.
Aynı zamanda, Adyen, Square, Stripe gibi ödeme sağlayıcıları da işyerleri için oldukça kompleks olan ödeme sistemleri dünyasını API (Uygulama Programlama Arayüzü) kullanarak piyasaya yeni bir deneyim getirdiler. Pandeminin de tetiklemesiyle bu noktadaki ihtiyaçlar ölçü, etkinlik ve teknoloji olarak ürünleri mükemmelliyetçi noktasına doğru bir rekabet ekosistemine soktu ve artık başarı nedir tanımının yeni karşılığı olarak referans görevi görmeye başladı. İşler rekabeti kızıştıran ve her seferinde yeni bir kolaylık, daha etkin kullanıcı deneyimi arayışlarını beraberinde getirerek açık bankacılık gibi bir yönteminin devreye girmesiyle servis sağlayıcılarının sadece işyeriyle son kullanıcıyı bir araya getirmekle kalmayıp ödemeyi kart sahibi için direkt bankadan alma akışına girdi. Bu yeni insiyatif, MasterCard ve Visa gibi kart kuruluş devlerini de satın alma yoluyla kendi insiyatiflerini başlatmaya doğru götürdü.
Payment Rail olarak bahsettiğimiz bu plaftormlar da tam da bu anlamda eski stratejilerle yenileri bir arada harmanlayıp hem kartlı sistemleri dahil ederek, aynı zamanda hesaptan hesaba (A2A) ödemeleri açık bankacılık yoluyla yasal regülasyon çatısı altında bizi tek alternatif olma yoluna doğru götürecek gibi gözüküyor. Böyle bir atmosferde Nordic bölgesindeki gibi ülkeler arası, gerçek zamanlı platformlar oluşturan canlı örnekler bu süreçte yaşadıkları ve yaşamaya devam edecekleri deneme, yanılma, başarısızlık gibi süreçlerde tüm ödemeler dünyasına rehber olacak.