Hukuk ve Dijital Dönüşüm Danışmanları
Av. Yunus Emre Berk ile Av. Oğuzhan Kundak
Hukuk ve Dijital Dönüşüm Danışmanları Av. Yunus Emre Berk ile Av. Oğuzhan Kundak, Fintechtime okurları için kaleme aldı “Sade ve Güvenli”.
Minimalist Anlayış
Modern şehir insanları olarak bir günde onlarca hatta yüzlerce uyarana maruz kalıyoruz. Cep telefonu bildirimleri, dijital mecra reklamları ve pazarlama aramalarıyla, tanıtım içerikli e-postalar, maruz kaldığımız uyaranlarda başı çekiyor. Hayatın olağan akışı içerisinde her ne kadar farkında olmaksak da maruz kaldığımız bu uyaranlar algımızı ve dolayısıyla da tüm yaşam deneyimlerimizi şekillendiriyor ve hatta bazen uykusuz geceler geçirmemize bile sebep oluyor. Bu kaos ve hızlı yaşam akışında sürüklenirken takvimler 2019 yılının sonunu gösterdiğinde ise bildiğiniz üzere tüm dünya için beklenmeyen bir şey oldu. Bilim insanları haricinde herkesin bir süredir unuttuğu “pandemi” sözcüğü yeniden hayatımıza girdi. Hiç beklemediğimiz bir anda ofislerden evlerimize çekilmek zorunda kaldık. Pandemi döneminde tüm insanlar çalışmayı, kazanmayı, yaşamayı, hayatı ve hatta kendini yeniden sorguladıkları bir süreçten geçti. Daha az çalışma, daha çok yaşamdan keyif alma eğilimi ağır basmaya başladı ve insanlar hayatlarını sadeleştirmeye başladılar. Kaos ve karmaşadan uzak, minimal yaşam tarzı ise oldukça popüler hale geldi.
Minimalizm, kökleri 1960’lara dayanan, modern sanatta sadeliği ve nesnelliği ön plana alan bir akım olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle mimari alanında çokça kullanılan minimalist anlayış artık her alanda kendini gösteriyor. Örneğin otomotiv sektöründe dünya devi birçok firma üç boyutlu logolarını, iki boyutlu sade logolarla değiştirdi. Uluslararası birçok firma iş akışlarını daha sade ve amaca yönelik olarak yeniden tasarladığını duyuyoruz. Ancak firma içi akışların tasarımı kadar müşteri deneyimini etkileyen tasarımlar ile müşteri iş akışlarının da amaca uygun, karmaşadan uzak ve sade olarak tasarlanması da büyük önem taşıyor. Bu kavramı konumuzla da bağlamak adına dilerseniz müşteri odaklı ve sade tasarımların önemini elektronik ticaretten bir örnekle açıklayalım. Bilindiği üzere elektronik ticarette kullanıcıların en çok işlemden vazgeçtikleri adım, ödeme adımı oluyor. Bu adımda kullanıcıların işlemden vazgeçmelerinin altında üründen vazgeçmek olduğu gibi ödeme yaparken duyulan güvenlik endişesinin ve tedirginliğinin de yattığını rahatlıkla söyleyebiliriz. İşte tam da bu sebeple birçok elektronik ticaret firması, kullanıcıların ödeme adımında yaşadıkları deneyimi sadeleştirmek ve check-out sürelerini minimalize edebilmek adına bir yarış içerisindeler. Bu yarışta ise UX yani kullanıcı deneyimi tasarımı yapan uzmanların en çok başvurdukları akım minimalizm oluyor. Gerçekten de bir kullanıcının olabildiğince basit bir tasarıma sahip uygulamada ihtiyacı olan ürüne ulaşıp, ürünü sepetine ekleyip hızlıca ödemesini onaylayıp çıkabiliyor olması, kullanıcılar nezdinde her anlamda uygulamayı cazip kılıyor. Kullanıcı nezdinde uygulaması cazip hale gelen firmanın ise rakipleri karşısında bir adım daha önce geçmesi ise kaçınılmaz olmaktadır. Özellikle müşteri deneyimine milyonlarca ABD Doları harcayan elektronik ticaret devi Amazon’un bu felsefe sayesinde tüm dünyada bu kadar başarılı bir şirket olduğunu belirtmek isteriz.
Finansal Teknoloji Şirketleri Sınavı Geçti
Pandemi koşullarının her şirket için bir sınava dönüştüğünü ve bu sınavdan alnının akıyla geçen şirketlerin başında finansal teknoloji şirketlerinin olduğu rahatlıkla söyleyebiliriz. Pandeminin ilk gününden bugüne, finansal teknoloji şirketleri hiçbir zaman hizmet kesintisi yaşatmadığı gibi, hizmet yelpazelerini genişleterek sürdürülebilir bir şekilde faaliyetlerine kapasitelerini de artırarak devam ettiler. Finansal teknoloji şirketlerinin hızla büyümesinde ve sektör oyuncularının artmasında pandemi koşullarının itici bir güç olduğunu dahi söyleyebiliriz. Pandemi hayatımızda birçok şeyi değiştirirken finansal teknoloji ekosistemini de değiştirip değiştirdi. Artık finansal teknoloji ekosisteminde eskisinden çok daha fazla şirket, ürün ve yenilik var. Ürün ve şirket niceliğinin her geçen gün arttığı finansal teknoloji ekosisteminde sektör oyuncuları için pazar payını arttırmanın ilk adımı kullanıcı deneyimini iyileştirmekten, kullanıcı deneyimini iyileştirmenin yolu ise minamalist ve amaca uygun tasarımlardan geçiyor. Aslına baktığımızda finansal teknoloji şirketlerinin inovasyona dayalı ve esnek yapıları sayesinde bu yolda her daim bir adım önde olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Özellikle belirli alanlarda bankaların teferruatlı ve karmaşık uygulamalarından yorulan kullanıcılar, daha sade ve amaca yönelik finansal teknoloji şirketlerinin mobil uygulamalarına geçiyor. Buna ek olarak finansal teknoloji şirketleriyle birlikte kullanıcılar, daha kişiselleştirilmiş bir bankacılık deneyimi yaşama imkanına sahip oluyorlar.
Finansal Teknoloji Ekosistemi Büyüyor ve Şirketler Arasında Yarış Kızışıyor
2021 yılı sonunda yayımlanan Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi 2021 Türkiye Fintek Ekosistemi Durum Raporu’na[1] göre Türkiye’de finansal teknoloji ekosistemi hiç olmadığı kadar büyük bir ivmeyle büyüyor. Rapora göre, Türkiye’nin köklü bankacılık sektörü ve sağlam teknolojik altyapısı, finans sektöründe bulunan bireysel ve kurumsal kullanıcıların dijitale uyum sağlama oranının artmasına zemin hazırlamış olup bu durum finansal teknoloji ekosisteminin gelişimini hızlandırmıştır. Rapora göre, 70,3 milyon aktif bireysel dijital bankacılık kullanıcısının bulunduğu Türkiye’de 1,7 milyon POS cihazı, 52 bin ATM, 82,8 milyon kredi kartı, 53,4 milyon ön ödemeli kart sayısına ulaşılmış durumda. Buna ek olarak, pandemiyle artan mağaza içi temassız ödeme oranının ise %48 seviyesine ulaştığını görüyoruz. Ayrıca Rapor’a göre 2021 yılı sonu itibariyle finansal teknoloji ekosisteminde aktif olarak 520 şirket faaliyet gösteriyor. Üstelik finansal teknoloji ekosistemine 2021 yılında 64 milyon ABD dolarını aşkın yatırım gerçekleştiğini de eklemeden geçmeyelim. Bununla birlikte, 2022 yılında yapılması planlanan düzenlemeler ve pandeminin etkisinin azalmasıyla yatırım iştahının artması beklendiği gibi tüm bu değişikliklerin finansal teknoloji ekosisteminin büyümesini destekleyeceği öngörülmektedir.
“Less is More”
Minimalizm felsefesini belki de en güzel anlatan deyim, “Less is More” deyimidir. Tam olarak Türkçe’ye çevirmek mümkün olmasa da bu deyim, kısaca sadeliğin aslında çok şeyi kapsayabildiğini ifade ediyor. Her geçen gün artan uyaranlara maruz kalıp hızlı yaşamaya zorlandığımız modern dünyada hayatı kolaylaştıran, minimal ve kullanıcı deneyimini önceleyen tasarımlar ise gün geçtikçe ön plana çıkıyor. Rekabetin arttığı her sektörde ise minimal ve kullanıcı deneyimini ön plana çıkaran uygulamalar çok daha hızlı bir şekilde artıyor. Günden güne büyüyen finansal teknoloji ekosistemi içerisinde de rekabetin artması finansal teknoloji şirketleri için sıradanlıktan uzak, inovasyona dayalı kullanıcı deneyimini ön plana çıkaran politikaların yeniden gündeme gelmesini sağladı. Artık her alanda olduğu gibi finansal teknoloji ekosisteminde de amaca uygun, sade kullanıcı deneyimini basitleştiren tasarımlar kullanılıyor. Özellikle Avrupa Birliği PSD2 (Ödeme Hizmetleri Direktifi2) ile temeli atılan ve iç hukukumuza da ilgili mevzuat değişiklikleriyle getirilen “açık bankacılık” anlayışı da bunu içeriyor. Zira burada açık olan şey aslında müşteri deneyimi; yani tek bir uygulama üzerinden birçok banka ve/veya finansal kuruluş tarafından sunulan hizmetlerden faydalanmak. Ödeme aşamasında tek bir tuşla güvenle ödeme yapabilmek. Mümkün olan en sade ve güvenli bir şekilde istenilen sonuca ulaşmak. Sanırız yeni dönemin anahtar cümlelerinden biri de bu olacak. Unutmayalım ki insanlar aslında ürün ya da hizmet değil, aslen deneyim satın alıyor ve artık bu deneyimi de hem farklı hem sade hem de güvenli yaşamak istiyor.
Geçen 2021 ve Gelen 2022
2021 yılı finansal teknoloji ekosistemi için oldukça yoğun ve hızlı geçen bir yıl oldu. Özellikle pandeminin etkisiyle değişen ihtiyaçlar doğrultusunda finans ve ödeme hizmetleri sektörünü doğrudan ilgilendirecek birçok düzenleme yapıldı. 2021 yılında çıkarılan birçok yeni regülasyonla uzaktan müşteri edinimi ile bireysel müşterilerin kimlik tespiti ve sözleşme süreçlerinin fiziki olarak yürütülmesi zorunluluğu ortadan kalktı, karekod düzenlemesiyle birlikte karekod teknolojisi aktif bir şekilde kullanılmaya başlandı. Finansal Teknoloji ekosistemi bakımından da Türkiye Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşları Birliği’nin kurulması, paya ve borca dayalı kitle fonlaması, e-para kuruluşları için IBAN uygulaması öne çıkan diğer önemli düzenlemeler. Tüm bunlara ek olarak yukarıda da belirttiğimiz üzere, ödeme hizmetlerine ilişkin güncellenen ikincil düzenleme ile açık bankacılığa dair tanımlar netleştirilerek ödeme emri başlatma ve hesap bilgisi hizmet sağlayıcı iş modelleri hayatımıza girdi. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi tarafından yapılan açıklamayla dijital bankacılık ve servis modeli bankacılığı yönetmeliği ile dijital para alanındaki çalışmaların, finansal teknolojiler sektörüne yeni bir soluk getirmesi ve finansal teknoloji ekosistemindeki iş modellerini çeşitlendirmesi beklenmektedir.
Türkiye’de son yıllarda önceki senelere göre hiç olmadığı kadar hızlı bir şekilde finansal alanda reformlar gerçekleştirildiği rahatlıkla söyleyebiliriz. Cumhurbaşkanlığı Finans Ofisi koordinasyonunda tüm lisanslı elektronik para ve ödeme kuruluşları, açık bankacılık, sigorta teknolojileri, sermaye piyasası, mevzuat ve hukuk teknolojileri, girişim sermayesi fonları, yeni girişimler, TÖDEB, TOBB Fintek Sektör Meclisi ve ilgili kamu kurumları ile “Milli Fintek Stratejisi” üzerine çalışmalar yapıldığını 2021 Fintek Ekosistemi Durum Raporu’ndan biliyoruz. 2021 yılının finansal teknoloji ekosistemi için oldukça hızlı ve verimli bir yıl oldu. Ancak Milli Fintek Stratejisi’nin de yayınlanmasıyla 2021’in rüzgarıyla, 2022 yılının ana mevzuatlara ek ikincil düzenlemelerin çıkarılmasıyla hem finansal teknoloji ekosistemi paydaşları hem de hukukçular için 2021 yılına göre daha hareketli geçeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Tüm finansal teknoloji şirketleri gibi biz hukukçular da 2022 yılı düzenlemelerini denizcilerin deyimi ile “Alesta” yani hazır konumunda heyecanla bekliyoruz. Zira hep söylediğimiz gibi ufkumuz her daim açık…