Visa’nın, Wakefield Research ile ortaklaşa yayınladığı “Sahteciliğin Dili Analizi” araştırması, teknolojiye en yatkın tüketicilerin bile dolandırıcılar tarafından kullanılan dilin tuzaklarına düşebildiğini ortaya koyuyor. 

Araştırma, tüketicilerin %73’ünün iletişimde sahteciliğe dair uyarı sinyallerini kaçırabileceğini gösteriyor. Araştırmaya göre dolandırıcılar en çok tüketici heyecanından yararlanıyor ve kişileri kandırmak üzere “kazanın”, “özel fırsat” veya “bedava” sözcüklerini kullanıyor.

Visa’nın, Wakefield Research ile ortaklaşa yayınladığı yeni araştırma “Sahteciliğin Dili Analizi”, siber suçluların teknolojiye en yatkın tüketicilerde bile güvenlik açıkları bulduğunu ortaya koyuyor. Araştırmaya katılanların yarıya yakını bir dolandırıcılığı fark edebileceklerinden emin olduklarını söyleseler de araştırma % 73’ünün dijital iletişimde sahteciliğe dair uyarı sinyallerini gözden kaçırabileceğini gösteriyor.

 

Visa Güney Avrupa Danışmanlık ve Analitik Başkanı Sertan Şener, “Günümüzde sahteciliğin dilini anlamak, dijital dünyamızda giderek daha önemli bir konu haline geldi. Visa’nın gerçekleştirdiği Sahteciliğin Dili Analizi, bu konuda tüketicileri bilinçlendirme ve korumaya yönelik çalışmalarımızın ayrılmaz bir parçası. Sahtecilik dilindeki ortak noktalara dikkat çekmenin altını çizmenin, küresel olarak bu suçların önlenmesinde etkili olacağı görüşündeyiz” dedi.

 

 

Sahtecilik Dilini Keşfetmek

2022 yılında 18 pazarda, 6.000 kişiyle yürütülen anket alanında bir ilk. Anket sonuçlarına göre, en yaygın sahtecilik mesajları, %87 ile tüketicilere bir sorunu hakkında çözüm içeren veya onları cazip bir teklifle ilgilenmeye davet eden mesajlar. İkinci sırada ise, tüketiciyi harekete geçirmeye yönelik problem bildirimleri bulunuyor. Sahteciliğin Dili Raporu’na göre, dolandırıcılar en çok tüketici heyecanından yararlanıyor ve kişileri kandırmak üzere “kazanın”, “özel fırsat” veya “bedava” veya “hediye” sözcüklerini kullanıyor.

 

Raporda öne çıkan diğer bulgular işe şöyle:

  • Hep başkalarının dolandırıcılık konusunda kendimizden daha kırılgan olduğunu düşünüyoruz.  Tüketiciler kendi dikkatlerine güveniyor. Diğer yandan, %90 gibi büyük bir çoğunluk, arkadaşları veya aile üyelerinin, e-posta veya kısa mesajla yürütülen potansiyel dolandırıcılıklara kurban gidebileceğinden endişe duyuyor.
  • Mesajlarda dikkat edilmesi gereken ayrıntılar: Ankete katılanların %81’i, yeni her 5 kişiden 4’ü bir mesajın doğruluğunu belirlemek için yanlış ayrıntıları kontrol ediyor. Şirketin adı veya logosu da dahil olmak üzere dolandırıcıların kolaylıkla taklit edebilecekleri özelliklere odaklanıyor. Raporda bireylerin, hesap numaraları veya şirketle etkileşimlerine ilişkin ayrıntılar gibi taklit edilmesi daha zor olan detaylara dikkat ederek kendilerini dolandırıcılardan daha iyi koruyabilecekleri belirtiliyor.
  • En bariz işaretleri gözden kaçırmak: Araştırmaya katılanların yalnızda %60’ı kendilerine gelen bir mesajın geçerli bir e-posta adresinden gönderilip gönderilmediğine baktığını belirtiyor. Katılımcıların yarıdan azı ise (%47) kelimelerde doğru imlaya dikkat ediyor.

Tüketicileri korumak Visa’nın en önemli önceliği

Visa, dolandırıcılığı önlemek ve ağ güvenliğini artırmak üzere son beş yılda yeni teknolojilere 10 milyar dolardan fazla yatırım yaptı. Binden fazla siber güvenlik uzmanı, yılın her günü, günde 24 saat Visa ağını zararlı yazılımlardan, siber saldırılardan ve diğer tehditlerden korumak için göre yapıyor. Sadece geçtiğimiz yıl Visa, 122 milyon işlemde 7,2 milyar dolarlık dolandırıcılık girişimini proaktif olarak engelledi ve bu işlemlerin müşterileri etkilemesine engel oldu.