Echo Bilgi Yönetim Sistemleri A.Ş. Genel Müdür Yardımcısı Nevzat ASLAN, Fintechtime Ağustos sayısı için yazdı “Para Setamol”.
“Ben bu iç döküşümde neden okumalısınız/öğrenmelisiniz konusunda sizi tetiklemeye çalışacağım. Mümkünse merak uyandırmak. Bizi mutlak doğrular bulmaya değil, keşfetmeye çağıran şeydir merak.
Satoshi Nakamoto ve bu teknolojiyi daha iyi anlayabilmek, anlamlandırabilmek, “Asıl Felsefesi”ni zihnimize kazıyabilmek için işte o bize okullarda hiç ve ısrarla öğretilmeyen anlatılmayan PARA dediğimiz şeyin aslında ne olduğundan bahsedeceğim. Ancak bu şekilde bu yeni dünya düzeni sizlerde ilgi uyandırabilir kanaatindeyim.”
Karışık!
Hep insan olarak kötü döneme denk geldiğimizden hayıflanırız. Dönemle hiç empati kurmayız. E kötü insana/insanlara denk gelen dönem de var! Yok mu?
Komşusu açken tok yatmamak için zengin mahallelerine taşınanlar var…
Ateşten Kalbe Akıldan Dumana
Guy Ritchie filmleri gibi biraz, sonunda tüm sohbet emin olun içindekilerle (içi-m-dekilerle) beraber kafanızda bir sona bağlanacak bu yazımda da.
Guy Ritchie filmlerinin bir çoğunda her karakterin kendi dünyasında bir yolu vardır, başından geçen olaylar… ama sonunda karakterler ve olaylar bir ortak noktada doğru zamanda birbiriyle ilişkiye geçer ve konu bağlanır. Yani umarım…
Çünkü benim bu şekilde başlayıp henüz anlatmayı tasarladığım konulara giremeden yazımı tamamladığım çok olmuştur.
İçi-m-dekiler
“İçi-m-dekiler”e dönecek olursak. Biraz yeni teknolojiler Blockchain, Bitcoin. (Çok değinmeyeceğim, basitçe ulaşabilirsiniz çünkü ve mutlaka araştırmalı okumalısınız!)
Ben bu iç döküşümde neden okumalısınız/öğrenmelisiniz konusunda sizi tetiklemeye çalışacağım. Mümkünse merak uyandırmak. Bizi mutlak doğrular bulmaya değil, keşfetmeye çağıran şeydir merak.
Bu devrimin yaratıcısı Satoshi Nakamoto ve tüm bu teknolojiyi daha iyi anlayabilmek, anlamlandırabilmek, “Asıl Felsefesi”ni zihnimize kazıyabilmek için işte o bize okullarda (bence) hiç ve ısrarla öğretilmeyen anlatılmayan PARA dediğimiz şeyin aslında ne olduğundan bahsedeceğim. Ancak bu şekilde bu yeni dünya düzeni sizlerde ilgi uyandırabilir kanaatindeyim.
İnsanın bulduğu ve yine insanın taptığı, nedir bu “el kiri” para…
Zengin baba kızından ayrılması için görece fakir gence para teklif eder. (Görece fakir diyorum. Çünkü film/kurgu bu ya gencin gönlü zengindir. Lakin karın doyurmaz.) Fakir genç parayı kabul etmez ve şu diyalog gelişir aralarında:
Fakir genç : Paranın miktarı değil ağırlığı ilgilendirir beni
Zengin baba : Öyle mi… Niçin?
Fakir genç : İğrenç suratınıza çarptığım zaman biraz olsun acıtması için Hulusi Beyefendi!
Ve sonra tüm parayı zengin babanın yüzüne onurlu bir hiddetle fırlatır.
Şöyle düşünüyorum. Yüze fırlatıldığında evet paranın ağırlığı kadar can acıtmaz belki ama. Ledger Nano S ler fırlatılabilir yakın zamanda… Usb Benzer. Tüm servetini bunun içerisine koyup kot cebinde dünyayı dolaşabiliyorsun. Satoshi Nakamoto parayı kanatlandırdı.
Para kavramı ortadan kalkıyor. Paraya dokunmayalı o kadar uzun zaman oldu ki. Ekrandaki sayılardan kayıp giden rakamlardan ibaret.
Sizi siyah beyaz filmlerden çok daha geçmiz zamanlara götüreceğim şimdi. Hadi başlayalım.
Paradan Önce: Takas
Paradan önce takas kavramını kendi gözümden yorumlarımla aktaracağım sizlere.
Takas, ürün ya da hizmetlerin karşılığını başka ürün ya da hizmetlerle ödemek anlamına gelir.
Malların takası ile başlar tarihçiler ama bana göre çok daha derine inmek gerekir.
Şöyle ki; farklı yaşam formları arasındaki Simbiyotik ilişkiden bahsediyorum. Biyolojide birbirine muhtaç yaşama zorunluluğu, psikolojide birbirine ters tutum ve davranışlarlarla birbirini tamamlayan ilişki biçimi. Sadist-mazoşist, neşeli-karamsar, hasta-bakıcı gibi gibi.
Zebralar, boğalar, gergedanlar; derilerine yapışan kenelerden oxpecker kuşlarının bunlarla beslenmesine izin vererek kurtulur.
Arı Protein için çiçekteki polenleri, enerji için ise nektarları alır, diğer tarafta polenleri bir çiçekten başka çiçeğe taşıyarak, onun üremesini sağlar. Sonuç olarak, arının karnı tok sırtı pektir, çiçek ise türünü devam ettireceği için pek mutludur. Çiçek arıyı besler, arı da çiçeği.
Bu süreç insanlar arasında nasıl cereyan etmiştir kısmına gelirsek buna da yorumum aslında “Kültür Takası” başlığı olur. Ne demek istiyorum? Kültürün de aslında nesnelerin takası sırasında nesnelerle aktarıldığı zamanlardır.
Sürecin nerede tıkandığını tertemiz bir örnek vererek aktarmaya çalışıyım.
Diyelim sizin bir ceketiniz ve komşunuzun da elmaları var. Siz açsınız, komşunuz ise üşüyor. Ceketinizi, yirmi elma karşılığında komşunuza verirsiniz. Her ikiniz de sahip olduğunuz bir şeyi karşınızdakine vererek istediğiniz bir şeye kavuşursunuz.
Biraz zaman geçtikten sonra muhtemelen daha fazla elma istersiniz, oysa komşunuz ceketini birkaç yıl boyunca kullanabilir. Siz takas yapmak istediğinizde komşunuz bunu istemeyebilir. Komşunuzun şansı ise benzin almak istediğinde ama benzin istasyonunun sahibi alerjisi olduğu için elmaları kabul etmediğinde yaver gitmeyebilir.
Bu olgu ekonomide ihtiyaçların çakışması olarak bilinir.
Takas sistemi, elinizde karşı tarafın istediği bir şey olduğunda iyi çalışır.
Emtia Para (mal-para)
Tanım; altın, gümüş ve bakır gibi metallerden, buğday, kahve ve pirinç gibi tüketilebilir ürünlere kadar geniş bir aralığı kapsamına alır.
Bu kısımda birkaç örnek vermek istiyorum.
Örneğin tütün, 1600’lerde Virginia’da yasal ödeme aracı olarak kabul edilmiştir.
Çok daha eskiye gidecek olursak; Milattan önce 7.Yüzyılda “para”nın bu topraklarda Lidyalılar tarafından bulunduğu bilinir ama yanlıştır. (Lidyalılarla şahsi bir sorunum yok ama) Aşina olduğumuz anlamda “para” demek daha doğru olacaktır.
Parayı da yazıyı olduğu gibi Sümerler geliştirmiştir. Tarihte bilinen ilk para arpadır. Arpaya dayalı parasal sistem Sümerlerde M.Ö. 3000’lerde yazıyla aynı koşullarda ortaya çıktı ve kullanılmaya başlandı.
Arpaya benzer şekilde tarihin birçok döneminde tuz da bir değişim aracı olarak kullanıldı. Mesela Romalılar askerlerin maaşlarını tuz ile ödüyordu.
Bir diğer ilginç örnek ise Aztek krallığının uygulaması. Aztekler, uzun dönemler boyunca para olarak kahve çekirdeklerini kullanmıştır…
Temsili Para
Emtia para, takas sistemine kıyasla önemli bir gelişme olsa da az sayıda altın ya da gümüş parayı cebinize sığdırabilirsiniz ve küçük alışverişlerde bunları kullanabilirsiniz. Kavram ölçeklendirilebilir değildir.
Temsili para temelde; merkezi bir para çıkarma kurumunun, belirli miktarda emtia karşılığında bozdurulabilen sertifikalar üretmesini kapsar.
Yanınızda kilolarca altın taşımak yerine, bu tutara sahip olduğunuzu ispat eden kağıt parçalarına (kelimelerimi gayet seçerek kullanıyorum “kağıt parçaları”) sahip olabilirsiniz. Bu nedenle Temsili Para kağıttan paradır kağıt para değil.
Avantajı, devlet müdahalesi artsa da para biriminin değerinin enflasyon aracılığıyla kolayca düşürülememesidir. En azından teoride, devletler ellerinde tuttukları altın miktarını aşan tutarlarda banknot yayınlayamaz.
İtibari Para (fiat-para)
Temsili para artık en baskın para türü değildir. Altın standardın ölümü, küresel anlamda kabul gören ve emtialardan tam anlamıyla bağımsız olan yeni bir para türünün ortaya çıkmasına neden olmuştur.
(1971 yılında Başkan Richard Nixon doları altın standardından çıkardı. Merkez bankasının sınırsız para basması… Bu da uluslararası anlamda altın standardın sonunu getirmiş ve dünyada da itibari para sisteminin kullanılmasına neden olmuştur.)
İtibari para, değerini fiziksel bir ürün ya da mal yerine onu yürürlüğe koyan devletten alan ulusal yasal paradır.
İtibari paranın değerini oluşturan devletin gücüdür.
Günümüz sisteminde, sınırlamalar olmadan Merkez Bankaları gibi birimler hiç yoktan yeni paralar yaratır.
Kontrol altına alınmazsa agresif bir enflasyon dönemi (hiperenflasyon) başlatabilir ve sonuç Kriz/Krizler!..
Sonsuzluk Ormanının Kurtları: Ekonomik Krizler!
Ekonomik krizler, yapılan ekonomik hataların bedelini şüphesiz halkların ödediği bir çıkmaz dönemdir. Bu dönemlerde halk bilinçsiz ve çaresiz kalır/bırakılır.
Mesela bir anekdot. Unutmayın, Adolf Hitler, Büyük Buhran sebebiyle Almanya’da bir kurtuluş olarak görülmüş ve başa getirilmiştir.
ABD’nin finans devi Lehman Brothers’ın 15 Eylül 2008’de iflasını açıklamasıyla başlayan küresel kriz sonrasında… Tam da o yıl; bir kişi ya da topluluk kusursuz bir matematik deha ile (bunu açıklayan bir manifesto/white paper ile) hayata doğmuştur.
Kriz dönemlerinde insanlar geleneksel finans sistemlerine olan güvenlerini, yetmez hatta para birimlerine olan güvenlerini de yitirirler. Ve Aslında Bitcoin yaratılış itibarıyla ; “Bizlerin anladığı paradan, bizleri anlayan paraya geçiş” halidir. Tam da ihtiyacımız olan…
Satoshi Nakamoto, ürettiği Başlangıç Bloku ile (genesis blok) , peer-to-peer bir ödeme sistemini hayata geçirirken aynı zamanda yeni bir finansal sistemin de doğmasını sağlayacak fitili ateşlemiş oldu.
03.01.2009
Satoshi Nakamoto, Bitcoin’in doğumgünü sayılacak bugünün tarihini Başlangıç Bloku’na gizlediği bir mesajla belgelemiş ve ölümsüzleştirmiştir. Nakamoto, 3 Ocak 2009 tarihli The Times gazetesinin manşetini ” Şansölye (Başbakan), bankalar için ikinci kurtarma paketinin eşiğinde” eklemiştir.
Mesaj, blokun daha önce üretilmediğini kanıtlamanın yanı sıra zaman damgasıyla tarihi bir iz taşımaktadır ve bu manşetin seçilmesi aynı zamanda var olan finansal sistemin kendini tekrarlayan eksiklerine ve sorunlarına bir gönderme olarak da değerlendirilmektedir.
Şimdilerde (ve yine yeniden) yıllardır kusursuz çalışan Blockchain sistemini, Bitcoin’i kötüleyenler var. Unutmayın, hep de olacak! (kendi menfaatleri gerektirdiği ölçüde)
Luddistler
Luddistler de zamanında yeniliklere karşı çıkarak tekstil makinelerini kırmıştı. Ama yine de sanayi gelişimi devam etmişti.
Teknolojiye karşı çıkarak değil, anlamaya çalışarak ve insanlık adına olumlu etkilerine odaklanarak yol alabiliriz.
Halkın gerçek kabulü ve kalabalığı karşısında hiçbir şey duramaz. Değişim engellenemez.
Blockchain Teknolojisi engellenemez. İnkar kabul etmez.
Tüm ümidim dijital doğanların iktidarında.
Sağlıcakla, felfese ve teknolojiyle kalın…