Rasyonet Sistem Analist Yardımcısı Niran Yaşar, Fintechtime Ekim sayısı için yazdı “Orta Vadeli Program Bize Ne Anlatıyor?”.
Ekonomiye iki yıllık yol haritası sunan Orta Vadeli Program (OVP), Türkiye’nin enflasyon ve diğer kritik göstergelerini şekillendirecek bir planı gözler önüne seriyor. 2024-2026 yıllarını içeren yeni OVP’nin temel hedefi yurtiçi enflasyonu düşürmek.
Orta Vadeli Program Bize Ne Anlatıyor?
Pandemiden bu yana yüksek enflasyonla mücadele eden küresel Merkez Bankaları’nın yüzde 80’i, son üç yıldır sıkılaşmaya gidiyor. Öyle ki, Amerika Merkez Bankası Fed başta olmak üzere birçok para politikası otoritesi, faiz oranını tarihinin en yüksek seviyesine çıkardı. Bu süreçte 2021 yılından itibaren faiz artırımına gitmeyen TCMB’de son üç toplantısında ard arda faiz yükseltti. Ayrıca enflasyonu baskılamak için yerel ekonomide uygulanacak politikalarda da değişikliğe gideceğini ve bir dizi önlem aldığını ifade ettiği “Orta Vadeli Programı” yayınladı.
OVP’ye Göre Enflasyon Nasıl Düşecek?
Ekonomiye iki yıllık yol haritası sunan Orta Vadeli Program (OVP), Türkiye’nin enflasyon ve diğer kritik göstergelerini şekillendirecek bir planı gözler önüne seriyor. 2024-2026 yıllarını içeren yeni OVP’nin temel hedefi yurtiçi enflasyonu düşürmek. Bu hedefini gerçekleştirirken etkileyeceği diğer alanlar hakkında da bir analiz imkanı sunuyor.
Pandemiden bu yana aşırı artan maliyetlerin etkisiyle birlikte yeni OVP’deki enflasyon tahminleri yükseldi. Önceki programda 2024 yılı için açıklanan enflasyon hedefi yüzde 13.8 iken, yeni programda bu hedef yüzde 33 olarak belirlendi. Yıl sonu enflasyon tahmini ise ivme kazanarak yüzde 65 seviyesine yükseltildi. Ayrıca OVP’de enerji fiyatlarında uygulanan sübvansiyonlar ve kira artışlarına tavan oran uygulamasının yanında, vergi ve asgari ücrette yapılan artışlarla birlikte kurdaki hareketliliğin birikimli etkisinin enflasyonu artırdığı ifade edildi. Enflasyonu baskılamada uygulanan sıkı para politikalarının paralelinde OVP bize ısınan ekonomiyi soğutma işlemini iç talebi yavaşlatarak yapacağını söylüyor. Tüketimin soğutulması için ise kredi kartı kullanım koşullarının yeniden düzenlenmesi, asgari ödeme tutarının artırılması, kredi limitlerinin düşürülmesi ve faiz oranlarının yükseltilmesi gibi politikalar yer alıyor.
Enerji İthalatını Azaltmak İçin Yeni Tedbir: Karbon Vergisi
Yeni OVP’de, enerji enflasyonundaki talebi baskılamak için ise karbon vergisinin uygulamaya konacağı, bu karara parallel olarak başta demir-çelik, çimento ve cam sanayileri olmak üzere karbon vergisine en fazla maruz kalacak sektörler için yenilenebilir enerjinin teşvik edileceği yer alıyor. Bu durumda enerji kullanımı düşerken, enerji ürünlerine olan talep de baskılanacağı için, 2022 yılında 96,5 milyar dolar olan enerji ithalatının, bu yıl sonunda 77,3 milyar dolara gerilemesi öngörülüyor.
Dolayısıyla OVP’nin ekonomiyi soğutarak, enflasyonu besleyen tüketim artışlarını ortadan daralmasıyla, 2024 yılında iç tüketimin yalnızca yüzde 3,6 büyümesi planlanıyor. Halbuki 2022 yılında toplam tüketim yüzde 16,3 artmıştı. OVP’de yurtiçi talebin daraltılması hedeflenirken, üretimin sekteye uğramaması için de arz fazlasının ihracata yönlendirileceğine de yer veriliyor. Çünkü büyümeye katkı sağlayan kalemlerden olan tüketimi azaltırken, ihracattan destek alarak daralmayan bir GSYH hedeflenmektedir.
Cari Denge Hedeflenen Seviyenin Üzerinde Açık Verdi
OVP’nin kritik göstergelerinden olan cari işlemler hesabının ise bu yıl sonunda 42,5 milyar dolar açık verileceği tahmin ediliyor. Fakat OVP’den bir hafta sonra açıklanan Temmuz ayı cari işlemler hesabı verilerine göre, cari açık yılın ilk yedi ayında 42,3 milyar dolara ulaştı. Böylece aslında yıl sonu için hedeflenen cari açığa Ocak-Temmuz döneminde ulaşılmış oldu.
Programda cari dengeyi iyileştirmek amacıyla da ihracatın büyümeye olan katkısının artırılmasına ve ihracatın teknolojiyle kompozisyonunun genişletilmesine karar verildi. Bununla birlikte, ülkeye döviz akışı sağlamak için yatırım, ihracat ve üretime dayalı bir büyüme modeli oluşturuldu. Böylece yurtiçi satışlarda elde edilecek gelirlerden daha fazla gelir elde edilecek, çünkü talebi yurtiçinde kısarken, ihracat yoluyla ülkenin gelirleri daha fazla artırılacak. Bu da cari işlemler dengesindeki istikrarı sağlama ve büyümeye katkı sağlama hedefiyle yapılacaktır. Hedeflere ulaşılması için ise 2022 yılında 254,2 milyar dolar gerçekleşen ihracatın, 2024 sonunda 267 milyar dolara ulaşması beklenmektedir.
Büyümeyi desteklemek adına birçok politika açıklansa da geçen yıl 2024 yılı için beklenen büyüme oranı yüzde 5.5 iken, yeni OVP’de bu oran yüzde 4’e düşürüldü. Bu aşağı yönlü revizenin nedeni olarak ise geniş bir coğrafi alanı etkileyen bu yılın Şubat ayında yaşadığımız depremin iktisadi faaliyetler üzerindeki daraltıcı etkisi olduğu gösterildi. Buna karşılık, ilerleyen dönemlerde programda açıklanan yurtiçi talebi dengeleyici ve ihracatı artırıcı tedbirlerin uygulanmasıyla birlikte, büyüme hedefinin bir önceki yüzde 5.5’lik hedefe yakınsanacağı belirtildi.
2024 Yılı Dolar/TL Tahmini 36.8’e Yükseldi
Ülkemize olan döviz akışını da artırma hedefi olan OVP’nin, bu hedefinin nedeni Dolar/TL kur tahminlerinin yükselmesi. Yıl sonu ortalama Dolar/TL kuru tahmini 23.9 olurken, 2024 yılında ortalama kurun 36.8 olması öngörülüyor. Hatırlayalım, geçen yıl açıklanan programda 2024 yılı için hedeflenen Dolar/TL kuru 10.3 idi.
Ayrıca OVP’nin içeriğinde döviz kuru hedefleri belirtilmemekte, raporda yer alan TL cinsinden büyüme oranı dolar cinsinden büyüme oranına bölündüğünde ortalama Dolar/TL kuruna ulaşabiliyoruz. 2026 yılı, yani 3 yıl sonrası için öngörülen kur 47.8 olarak hesaplanmaktadır.
Kur Korumalı Mevduat Devri Bitiyor
OVP’de Aralık 2021’de uygulamaya konan ve dövize olan talebi kısmayı, TL’nin cazibesini artırmayı amaçlayan Kur Korumalı Mevduat (KKM)’a da yer verildi. Yılın ilk yarısında KKM hesapları için faiz tavanının kaldırılmasıyla uygulama yoğun ilgi görmüş ve 25 Ağustos itibariyle toplam KKM, 3,4 trilyon TL’ye yükselmişti. Böylece toplam mevduatlar içerisinde KKM’nin payı yüzde 26,1’e ulaşmıştı.
Ağustos ayından itibaren yürürlüğüe koyulan KKM’den çıkış stratejisiyle birlikte, KKM’nin toplam mevduatlar içerisindeki payı azaltılmaya başlandı, 8 Eylül haftasından itibaren üç hafta ard arda KKM’lerde düşüş yaşandı ve 15,7 milyar TL’lik bir gerileme kaydedilmiş oldu. OVP’de KKM uygulamasının kaldırıldığı, bunun yerine TL’nin cazibesini düşürmemek amacıyla menkul kıymet tesisi ve zorunlu karşılık yükümlülüklerinde değişikliğe gidildiği yer alıyor.
Sonuç olarak Orta Vadeli Program’da, hedeflenen enflasyona ulaşmak için sıkılaşma politikalarının devam edeceği, dalgalı döviz kuru rejiminin sürdürüleceği ve tüketim artışlarının piyasadaki dengeyi bozmasının önüne geçileceğini anlıyoruz. Ayrıca, reel sektöre uygun maliyetli finansman imkanlarının sağlanması ve dar gelirli vatandaşların konuta erişim imkanının artırılması gibi tedbirler alınacak. Bu önlemler, büyümeyi destekleyerek ekonominin temellerini güçlendirmeyi ve 2026 yılında enflasyon oranını tek haneye indirmeyi-dezenflasyonu- hedefliyor.