Sektöre ışık tutan Değerli Yazarlarımız Hukuk ve Dijital Dönüşüm Danışmanı Avukat Yunus Emre Berk ile Hukuk ve Dijital Dönüşüm Danışmanı Avukat Oğuzhan Kundak, Fintechtime Kasım sayısı dosya konusunu kaleme aldı “Beklenen Şarkı: Fintech’lere Yönelik Mevzuat Değişiklikleri”.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB), Fintech alanındaki ikincil düzenlemeleri; Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para İhracı ile Ödeme Hizmeti Sağlayıcıları Hakkında Yönetmelik ile Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşlarının Bilgi Sistemleri ile Ödeme Hizmeti Sağlayıcılarının Ödeme Hizmetleri Alanındaki Veri Paylaşım Servislerine İlişkin Tebliği, 7 Ekim 2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Getirilen bu yeni düzenlemeler, Avrupa Komisyonu’nun “Finansal Veri Erişimi ve Ödemeler Paketi” mevzuat önerilerinin hemen arkasından geldi. Uzun zamandır beklenen bu öneriler dizisi; üçüncü taraf sağlayıcıları, bankaları, PSP’leri ve Fintech’leri etkileyecek önemli değişiklikleri ve gelişmeleri ortaya koyuyordu. PSD2’yi çağdaşlaştırarak PSD3 haline getirmeyi, Avrupa genelinde doğrudan bağlayıcı bir yasa olan PSR1 öneren komisyon, daha fazla uyum sağlama zorunluluğunu ana hedefleri arasına yerleştirdi.

Avrupa birliği bankalarının ve ödeme sağlayıcılarının etkisi ve özellikle büyük kart şemalarının etkisi, Türkiye’nin aynı konuları ele almak için kendi kurallarını gözden geçirmesini gerektirdi. Ülkemizde ödeme ve elektronik para alanındaki temel düzenleme olan 6493 sayılı Kanun’un kaynak düzenlemesinin PSD2 olduğundan hareketle, AB’deki PSD3 ve PSR1 düzenlemelerinin etkilerini beklediğimizden çok daha kısa süre içerisinde görmeye başladık…

Bu bağlamda, doğal olarak uluslararası düzeyde şekillenen ödeme sektörünün, başlayan bu düzenlemeler serisi ile hem ülkemizde hem de Avrupa genelinde kapsamlı bir dönüşüm geçireceğini öngörüyoruz.

Fintechtime’ın Eylül 2023 sayısında, “PSD3’e adım adım” dosya konumuzda PSD2, PSR1 ve PSD3 açılımıyla birlikte PSD3’ün Ödemeler Sektörü için ne ifade ettiğini detayları ile ele almıştık.

 

Fintechtime Eylül 2023 Sayısı Çıktı

 

Bu defa kapsamı “Fintech’lere Yönelik Mevzuat Değişiklikleri” ile genişletiyoruz. Yorumları, yönlendirmeleri ve fikirleri ile sektöre ışık tutan Değerli Yazarlarımız Hukuk ve Dijital Dönüşüm Danışmanı Avukat Yunus Emre Berk ile Hukuk ve Dijital Dönüşüm Danışmanı Avukat Oğuzhan Kundak ile birlikte hazırladığımız dosya konusunu aşağıdan okuyabilirsiniz.

 

Beklenen Şarkı: Fintech’lere Yönelik Mevzuat Değişiklikleri

Fintechtime Eylül 2023 sayısı için kaleme aldığımız yazımızda Payment Services Directive (“PSD”) 1’den PSD-2 ve beklenen PSD-3’e uzanan Avrupa Birliği ödeme hizmetleri mevzuat süreçlerini ve ülkemize yansımalarını değerlendirmiş, 28 Haziran 2023 tarihinde Avrupa Komisyonu’nun, Avrupa Birliği’nde ödeme hizmetleri sektörünün temel mevzuatı PSD-2’nin güncellenmesi amacıyla da öneriler içeren “Finansal Veri Erişimi ve Ödemeler Paketi” başlıklı mevzuat önerilerini ele almıştık. Bu paket içerisinde yer alan Payment Services Regulation (“PSR”)’ın Avrupa Birliği ödeme sistemleri pazarına etkisi konusunda halen tartışmalar devam ederken diğer yandan biz de heyecanla bizim ülkemiz bakımından tüm bu yeni düzenlemeler bize ne zaman ve nasıl gelir diye bekliyorduk.

 

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Var

 

Finansal Veri Erişimi ve Ödemeler Paketi Neleri İçeriyordu?

Fintechtime Eylül 2023 sayısı için kaleme aldığımız yazımızda, Avrupa Komisyonu’nun, Avrupa Birliği’nde ödeme hizmetleri sektörünün temel mevzuatı PSD-2’nin güncellenmesi amacıyla da öneriler içeren “Finansal Veri Erişimi ve Ödemeler Paketi” başlıklı mevzuat önerilerini ele almıştık. Paketin içerisinden 3 önemli düzenleme öne çıkıyordu:

Payment Services Regulation (“PSR”): Bilindiği üzere Avrupa Birliği’nde “Directive” dediğimiz düzenlemeler üye devletlerin ulusal hukuklarında doğrudan uygulanmamakta, üye devletler bu yasa metinlerini kendi hukuklarıyla uyumlu olacak şekilde uygun hukuk normlarıyla iç hukuklarına entegre etmektedir. Bu durum da bazı yasa metinlerinin ülkeden ülkeye farklı yorumlanmasına ve farklı düzenlenmesine neden olabilmektedir. Avrupa Komisyonu da öncelikle bunun önüne geçmek ve Avrupa Birliği’nde yeknesak bir ödeme hizmeti düzenlemesi olması amacıyla hali hazırda PSD2’de bulunan ödeme hizmetleriyle ilgili temel hak ve kuralların PSD2’den çıkarılarak PSR’da düzenlenmesini öngörmüştür.

Payment Services Directive3 (“PSD3”): Bilindiği üzere Avrupa Birliği’nde elektronik para hizmetleri PSD2 ile değil farklı bir mevzuat olan E-Money Directive 2 ile düzenleniyor. Açıklanan pakete göre, artık elektronik para hizmetleri de ödeme hizmetlerinin bir alt kategorisi olarak PSD3’de düzenlenecek gibi gözüküyor. Böylece PSD3 içerisinden ödeme hizmetlerine yönelik temel hak ve yükümlülükler çıkartılarak PSR metni içerisine girerken, elektronik para mevzuatı, elektronik para ve ödeme kuruluşlarının lisans/yetki süreçleri ve yine ödeme hizmetlerine ilişkin birçok detay hususun PSD3 içerisinde düzenlenmesi öngörülmüştür.

Financial Data Access (FIDA): Avrupa Komisyonu 28 Haziran’da yeni Finansal Veri Erişim prensiplerine yönelik yaklaşımlarını da açıkladı.  Yürürlüğe girdiği zaman açık bankacılığa dair veri paylaşım sorumluluklarını ve kapsamına genişletecek olan bu düzenleme, tüm finansal verileri paylaşım imkânı sağlayacağı için, Avrupa Birliği açık finans sisteminin belkemiği olacaktır.

 

Bu bekleyiş sırasında beklenmeyen başka bir şey oldu, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (“TCMB”), ödeme ve elektronik para alanında beklenilen şarkısını piyasaya erken sundu. TCMB tarafından hazırlanan ve fintech alanında iki düzenlemeye ilişkin kritik değişiklikler ve yenilikler içeren; Ödeme Hizmetleri ve Elektronik Para İhracı ile Ödeme Hizmeti Sağlayıcıları Hakkında Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik (“Değişiklik Yönetmeliği”) ve Ödeme ve Elektronik Para Kuruluşlarının Bilgi Sistemleri ile Ödeme Hizmeti Sağlayıcılarının Ödeme Hizmetleri Alanındaki Veri Paylaşım Servislerine İlişkin Tebliğ’de Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ (“Değişiklik Tebliğ),  7 Ekim 2023 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe girdi.

Değişikliğe uğrayan ilgili mevzuatın ismi gibi, değişiklik paketi de oldukça uzun ve detaylı. Biz de bu sayıda sizler için ana hatlarıyla bu değişiklikleri bir çalışma altında toplamak ve biraz da olsa bazı yeni kavramlara ışık tutmak istedik.

 

Şarkının Yeni Sözleri:

TCMB, beklenen şarkının yeni “cover”ında hem eski güfteyi kullanarak hem de yepyeni sözleri bu şarkıya dahil ederek, Fintech sektöründe oldukça fazla ses getirmeyi amaçlamış olmalı. Zira “dijital cüzdan” kavramı ilk kez Türk ödeme sistemleri mevzuatında tanımlanmış ve bu hizmetin, istisnalar haricinde sadece ödeme hizmeti sağlayıcılar tarafından sunulabileceği belirtilmiş.

Değişiklik Yönetmeliği’nde dijital cüzdan şu şekilde tanımlanmıştır; “Müşterinin tanımladığı ödeme hesabına veya ödeme aracına ilişkin bilgilerin saklandığı, bir elektronik cihaz, çevrim içi hizmet veya uygulama olarak sunulan ve müşteriye, tanımladığı ödeme hesabı veya ödeme aracına ilişkin bilgileri kullanarak ödeme işlemi gerçekleştirme imkânı sağlayan ödeme aracı”.

Bu tanımlamada şu ana dek sadece PCI DSS uyumluluğuna sahip ancak herhangi bir lisansa tabi olmadan, “tokenization” mantığıyla “kart saklama” hizmeti veren kuruluşlarının da hedeflendiği açıktır. Ancak bu değişiklik paketinin yalnızca lisansa tabi olmadan kart saklama hizmeti veren bu şirketleri değil, aynı zamanda dış hizmet sağlayıcıları, kartlı sistem kuruluşlarını ve hatta tüm ödeme servis sağlayıcılarını da ciddi şekilde etkileyeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz.

Tüm bu sayılan kuruluşlara ek yükümlülükler getirilmesinin yanında, Değişiklik Yönetmeliği ile yine; “Sadece hizmeti sunan ödeme hizmeti sağlayıcısı nezdindeki ödeme hesabı ve bu ödeme hizmeti sağlayıcısı tarafından çıkarılan ödeme aracının tanımlanabildiği ve saklanabildiği elektronik cihaz, çevrim içi hizmet veya uygulamaların” dijital cüzdan hizmeti olarak kabul edilmeyeceğini de hüküm altına alınmış ve burada bir istisna yaratılmak istenmiş. Ancak, ilgili maddenin uygulanmasında 6493 sayılı Kanun’un 12‘nci maddesinin ikinci fıkrasında yer alan ödeme hizmeti istisnalarının ve 18‘inci maddesinin beşinci fıkrasındaki kapalı devre elektronik para hükümlerinin ve sadece belirli bir hizmet ağında kullanılabilen ön ödemeli araçlara ilişkin hükümlerin saklı olduğu hüküm altına alınmışken, bu istisna hükmüyle hangi tür faaliyetlerin tam olarak kapsam dışı tutulmak istendiği kanımızca çok net değildir. Bu sis perdesini sanırım TCMB’nin pratik uygulamaları ve görüş taleplerine yönelik yorumlamaları ortadan kaldıracaktır.

Yeni düzenlemeyle birlikte aynı zamanda sunulacak bazı hizmetlerin tanımı ve buna bağlı lisans gereklilikleri de aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir:

  • Dijital cüzdanın işyerlerinde ödeme aracı olarak kullanılması ve bu tür işlemlerde ödeme işlemine ilişkin fonun dijital cüzdan hizmeti sunan kuruluş üzerinden aktarılması durumunda e-para lisansına sahip olma şartına bağlanmıştır.
  • Dijital cüzdanın, işyerlerinde gerçekleştirilecek ödeme işleminde dijital cüzdana tanımlanmış olan başka bir ödeme hizmeti sağlayıcısı nezdindeki ödeme hesabı veya başka bir ödeme hizmeti sağlayıcısının ihraç ettiği ödeme aracı doğrudan kullanılacak şekilde geçerli olması durumunda; ödeme emri başlatma hizmeti içeren açık bankacılık lisansına sahip olma şartına bağlanmıştır.

Özellikle bu son tanımlamada; lisanslı bir kuruluş üzerinden ödeme hizmeti sunan ve bugüne dek de herhangi bir lisans gereksinimi olmadan faaliyetlerine devam eden şirketlerin ya da sahip olduğu lisans içeriği, “ödeme başlatma hizmeti” içermeyen şirketlerin de bu hükmün geniş yorumlanması neticesinde, “açık bankacılık” lisansı almak zorunda olup olmayacağı da merak konusudur. Temsilcilik ilişkisinin de son derece geniş yorumlandığı ve özellikle neredeyse iş ortaklığına dayalı tüm cüzdan uygulamalarının birer temsilcilik olarak kabul edildiği bir fintech regülasyon dünyasında, kimlerin bu sınıfa gireceği, lisans almak ya da genişletmek zorunda kalacağı, her iş yapısına göre ayrıca dikkatlice değerlendirilmelidir.  Ek lisans ya da sıfırdan lisans alma yükümlülüğüne dair tanınan uyum süresinin bitiş tarihi 7 Ekim 2024’tür.

Yine sektörde “kapalı devre” olarak bilinen puan ve cüzdan uygulamalarının da halen kapsam dışı kaldığını söyleyebiliriz. Buna ek olarak kart bilgisi saklamaya dayalı ve aşağıdaki özelliklere sahip iş modellerinin de istisna kapsamında olacağını belirtilmiştir:

  • Hassas müşteri verilerini mevzuatın izin verdiği sınırlar çerçevesinde işyeri veya ödeme hizmeti sağlayıcısı adına saklayan,
  • Müşteri ile hiçbir şekilde hukuki bir işleme doğrudan taraf olmayan, müşteri nezdinde ödeme işleminin saklamayı yapan tüzel kişi aracılığıyla gerçekleştiği izlenimi yaratmayan,
  • Ödeme işleminin hiçbir anında saklamayı yapan tüzel kişinin ödeme işlemine konu fonun sahibi olmadığı ve yürütülen faaliyete ilişkin hak ve yükümlülüklerin açık bir şekilde taraflar arasında yapılan sözleşmede belirlendiği hizmetler.

 

Artık Ödeme Kuruluşları ve Elektronik Para Kuruluşlarının Oyun Alanı Daha Büyük! 

Malumunuz kuruluşların yürütülebileceği faaliyetler ilgili mevzuatta açıkça belirtişmiş ve bu belirtilen hizmetler dışında başka hizmetlerin sunulması yasaklanmıştı. Ancak yapılan değişiklik ile kuruluşlarının sunabileceği faaliyetler genişlemiş, adeta oyun alanları artmıştır. Yeni düzenleme ile faaliyet alanları arasına aşağıdakiler eklenmiştir:

  • Arayüz Sağlayıcılık; doğrudan ya da dolaylı kıymetli maden ve kıymetli taş ile döviz alım satımı ile ilgili işlemleri hariç olacak şekilde.
  • Yönlendirme (kısaca faaliyetleri ilgili mevzuat çerçevesinde yetkili bir otorite tarafından düzenlenen ve denetlenen finansal kuruluşların hizmetlerine ulaşması için müşteriye sunulan pazarlama ve ilgili finansal kuruluşun sistemlerine yönlendirme gibi kuruluşun ödeme hizmetlerinin kullanımını arttırabilecek nitelikteki yan hizmetler); yine döviz alım-satımıyla ilgili işlemler hariç olarak.
  • Kıymetli maden ve kıymetli taş alım satımı ile ilgili faaliyetlere aracılık;Kuruluşun bir ay içerisinde aracılık edeceği işlem miktarı azami olarak bir önceki takvim yılındaki ödeme hacminin yüzde biri ile sınırlı olması şartına bağlı olarak.
  • Nitelikli Hizmetler; Bu kapsamda “Nitelikli Hizmet” şu şekilde tanımlanmıştır; “Kanun uyarınca ödeme hizmeti kapsamına girmeyen ancak bireysel bütçe yönetimi, fatura yönetimi, hesap doğrulama, ödemelere ilişkin hatırlatmalar gibi gerçek kişilerin mali durum ve finansal farkındalığını destekleyerek sunulan ödeme hizmetlerini kolaylaştıran, güvenli kılan veya etkinliğini artıran hizmetler”

Önemle belirtmek gerekir ki; TCMB, aynı zamanda açık bankacılık lisansına sahip kuruluşların ödeme hizmeti sağlayıcıları nezdinde bulunan ve ödeme hesabı olarak değerlendirilmeyen diğer hesaplarla ilgili bilgi hizmetlerini sunabileceğini mevzuat anlamında açıkça hüküm altına almıştır.

 

Diğer Önemli Değişiklikler:

Başta da söylediğimiz gibi değişiklik paketi ilgili mevzuatın ismi gibi oldukça uzun. TCMB hem mevcutta faaliyet gösteren hem de yeni pazara girecek ödeme hizmet sağlayıcılarını etkileyecek birçok başka değişikliğe daha gitti. Bunları aşağıda detaya girmeden başlık olarak vermek istiyoruz. Zira hepsini aynı ölçüde detaylandırırsak hem sayfalar yetmez hem de sizin okuma ve araştırma fırsatınızı elinizden almış oluruz.  Diğer önemli değişiklikler şu şekilde sıralanabilir:

  • ÖHS’ler arası eşitlik prensibi getirilmiştir. Yani bir ödeme hizmeti sağlayıcısıyla başka bir ÖHS arasında organik bağ bulunması durumunda (bir bankanın hissedar olduğu ÖHS buna örnek verilebilir), aynı nitelikteki hizmetleri tüm ÖHS’lere aynı şartlar ve imkanlar dahilinde ve aynı ücret politikası ile sunması esastır hükmü getirilmiştir. Yine aynı eşitlik prensibi ödeme araçları ile ilgili uygulamalar için de ayrıca belirlenmiştir.
  • Teminat tutarı, özkaynak hesaplanmasında indirim kalemi olarak belirlenmiştir. Bunun yanında “özkaynak hesaplamasına dâhil edilen serbest karşılıkların, risklerden doğabilecek zararın karşılanması için her an kuruluşun kullanımına hazır olması, muhasebe kayıtlarında açıkça yer alması ve kuruluşun bağımsız denetimini gerçekleştiren bağımsız denetim kuruluşunca onaylanmış olması şartı” belirtilen ilgili hüküm gereğince artık aranmayacaktır.
  • Ayrıca ödeme ve elektronik para fonlarının teminat olarak gösterilemeyeceğine belirtilmiştir.
  • Kuruluşların TCMB hesabında tutması zorunlu teminat tutarlarının hesaplanması daha basitleştirilmiş ve tutarın belirlenmesinde ilgili mevzuatta yer alan gerekliliklerin aranacağı ve bu gerekliliklerin tek tek sağlanmaması durumunda %25, birlikte sağlanmaması durumunda ise %10 oranında artırılacağı hüküm altına alınmıştır.
  • Lisans başvurularında bilgi ve belge teminine yönelik hak düşürücü tahdidi süreler belirtilmiştir; İlk bildirim aşamasındaki bilgi ve belgelerdeki eksikliklerin, eksikliğe ilişkin TCMB yazısının tebliğinden itibaren 3 ay içerisinde, lisans genişletme sürecinde bilgi ve belgelerdeki eksikliklerin, eksikliğe ilişkin TCMB yazısının tebliğ tarihinden itibaren 6 ay içinde giderilmemesi halinde başvurunun hiç yapılmamış sayılacağına karar verileceği belirtilmiştir.
  • Grup şirketleri arasındaki pay edinim ve devir süreçleri belirli şartlar dahilinde TCMB izninden çıkartılmış ve yalnızca 10 gün içinde TCMB’ye yazılı bildiriminin yeterli olacağı belirtilmiştir.
  • Kritik bilgi sistemlerinin dış hizmet olarak alımına dair özen yükümlülüğü getirilmiştir.
  • Uzaktan iletişim aracı ile yürütülecek süreçlere ilişkin detaylandırma yapılmış ve buna yönelik sistemler kritik bilgi sistemi olarak nitelendirilmiştir.
  • Anonim ön ödemeli araç olma şartlarına “MASAK Sıra No:5’teki parasal sınırlar altında kalma” eklemesi yapılmıştır.
  • Yurt dışına veri aktarımı belirli şartlara bağlı olarak esnetilmiştir. Yeni düzenleme ile birlikte, ödeme işleminin taraflarından birinin (kendisinin veya hizmet sağlayıcısının) yurtdışında bulunduğu durumlarda kuruluş; verilerin yurt içinde saklanmaya devam edilmesi kaydıyla, sadece ödeme işleminin sorunsuz şekilde gerçekleşebilmesinin gerektirdiği kadarıyla sınırlı olmak şartıyla ve ölçülülük ilkesine uygun olarak ihtiyaç duyulan veriyi, müşteriden gelen talep ya da talimata bağlı olarak ve 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun 9’uncu maddesine ilişkin yükümlülükler saklı kalmak üzere yurt dışındaki ilgili üçüncü kişilerle paylaşabilecektir. (Bu değişiklik yıllar öncesinde söz konusu olsaydı Paypal belki de Türkiye pazarından çekilmezdi. Belki bu yazıyı okuduktan sonra tekrar pazara girişi değerlendirirler kim bilir.)
  • Tabi her zaman olduğu gibi TCMB’ye, kamu menfaatini koruyacak şekilde geniş bir değerlendirme yetkisi verilmiş ve ödemeler alanının gelişimini olumsuz etkileyeceğini düşünmesi durumunda, her türlü verinin yurt dışındaki üçüncü kişilere aktarılmasını yasaklama ve/veya sınırlandırma imkânı tanınmıştır.
  • Değişiklik Tebliğ’inin 9/3. de yer alan “rekabete duyarlı veriler” ibaresi silinmiş ve şifreleme yükümlülük olmaktan çıkıp tercih haline gelmiştir.
  • Mobil ödemelerde işlem üst limitleri artırılmıştır; 500 TL- 1000 TL ve 1250 TL- 2750 TL olmuştur. Ayrıca, mobil fatura ödemelerinde son ödeme tarihi 15 günden 30 güne çıkartılmıştır.
  • Temsilcilik ilişkisine dair hükümlerinde yapılan ekleme ve değişiklikler yapılmış ve Kuruluşların temsilcilik ilişkisini sonlandırdığı kişilere/kurumlara dair TÖDEB’e ayrı bir liste tutma zorunluluğu getirilmiştir.
  • Unvan değişiklikleri eski düzenlemede TCMB onayına tabiyken, artık değişikliğin onayını takiben 20 iş günü içinde bilgilendirme yükümlülüğü getirilmiştir.
  • Görevli risk yönetim personellerinden en az 1 tanesinin tam zamanlı çalışan olması şart kılınmıştır.
  • E-para kuruluşlarının ihraç ettiği fonlarla ilgili kayıtların, anonim ön ödemeli araçlar ile ilgili olanlar hariç olmak üzere, müşteri bazında tutulma zorunluluğu getirilmiştir.
  • Son olarak da açık bankacılık hizmetine yönelik uyum süreleri güncellemiş ve BKM entegrasyonuna yönelik ve uyuma dek kullanılabilecek servislere dair verilen süreler, gerekliliğe göre 31/12/2025 ve 30/06/2024 olarak güncellenmiştir.

Ezcümle, yeni mevzuat değişiklikleriyle ülkemiz ödeme hizmetleri sektörüne “dijital cüzdan” kavramı başta olmak üzere birçok yeni kavram ve kural girdi. Yapılan düzenlemelerle sektördeki bazı boşluklara yasal çerçeve çizildiğini söylemek mümkünken diğer yandan yukarıda da belirttiğimiz gibi yeni düzenlemenin getirdiği bazı soru işaretleri de bulunduğunu inkâr edemeyiz.  Hal böyleyken yeni mevzuat ile gelen bazı hususların uygulamada şekilleneceğini ve bu noktada da hukuk danışmanlarına çok iş düşeceğini bugünden kestirmek güç değil. Hukukçu demişken belirtmekte fayda var; her ne kadar bizler konuları derinlemesine inceleyip yazıları yayına elimizden geldiği kadar detaylı hazırlasak da bir eksiğimiz ya da yorum farkımız olabilir. Dolayısıyla da yazılarımız yalnızca genel bilgilendirme ve hatta sektörel sohbet içeriklidir. Mutlaka alanında uzman bir hukukçudan, kendi durumunuza özel görüş almayı ihmal etmeyiniz.