AlbarakaTech Global Pazarlama ve İş Geliştirme Müdürü Nuh Coşkun Yağmur, Fintechtime Kasım sayısı için yazdı “Kurum İçi Girişimcilik ve İnovasyon”.
Kurum içi girişimcilik ve inovasyonu merkeze alarak çalışanların tecrübelerini değere dönüştürmek, onları sıradanlıktan kurtarmak ve yenilikleri keşfetme şansı yakalamalarını sağlamak kurumsal şirketlerin birinci öncelikli stratejisi olmalıdır. Bu sayede, operasyonel yükleri azalmış olan çalışanlar daha çok araştırma ve geliştirmeye yönelecek, daha katma değerli işler üretecek, daha etkili ürün ve hizmetlerin ortaya çıkmasını sağlayacak, mevcut ürün ve hizmetlere de daha kreatif bir bakış açısı katacak zaman ve motivasyonu kendinde bulacaktır.
Kurum İçi Girişimcilik ve İnovasyon
Günümüzde kurumları sağlam adımlarla geleceğe taşıyacak en önemli unsurun kurumsal inovasyon ve girişimciliği merkeze alan yapı olduğu bir gerçek. Her şirketin kendine özgü bir kültürel alt yapısı olduğunu düşündüğümüzde yeniliğin de buna göre şekil alması önemlidir. Bu noktada, kültürel alt yapının en yakın gözlemcileri olarak kurum çalışanlarının pozisyonu ön plana çıkmaktadır. Çalıştığı ortamı yeterince gözlemleyip tecrübe etmiş, iş süreçlerinden olumlu veya olumsuz etkilenmiş bir kişinin sunabileceği öneri ve fikir, dışarıdan empoze edilmeye çalışılan inovasyon çemberine göre çok daha doğal ve uygulanabilir olacaktır.
Şirketler ve organizasyonlar için kurumsal inovasyon kaçınılmaz bir süreçtir. Her bir şirket yaşayan bir organizmadır; eğer evrilmez ve gelişmezlerse yok olmaları kuvvetle muhtemeldir. Gelişimin lokomotif gücünü de girişimcilik ekosisteminin ve inovasyon kültürünün yayılması oluşturur. Dolayısıyla her sektörden kurumlar için inovasyon bir opsiyon değil, bilakis zorunluluktur. Finans sektöründen hareketle, bir operasyonel süreci daha dinamik hale getirmek ve ona yenilik katmak, kuvvetle muhtemel o süreçten olumsuz etkilenmiş bir kişinin fikriyle mümkün olabilir. Örneğin, sürekli tekrar eden operatif bir işin insan gücüyle yapılması yerine otomatize bir yazılımla ikame edilmesi ve neticesinde verimlilik ve maliyet tasarrufu sağlayarak insan kaynağını daha verimli işlere yönlendirmeye çalışması bu durumdan muzdarip birisinin önerisiyle hayata geçebilir.
Ülkemizde ve dünyada en başarılı şirketler genellikle verimli bir kurumsal inovasyon programı başlatmış ve bu hedefleri tüm ekibiyle beraber gerçekleştirmiş olanlardır. Nitekim girişimciliği A’dan Z’ye deneyimlemiş bir inovasyon programını hayata geçirmiş olan şirketlerin rekabette rakiplerine göre bir adım önde olduğunu görürüz. Özellikle çalışanlarının tecrübe ve yeteneğine güvenerek süreçlerini iyileştirmiş, ürün ve hizmetlerine yenilikçi bir bakış eklemiş kurumlar hem ürün çeşitliliği hem de çalışan motivasyonu açısından bir hayli yol almış durumdadırlar. Çalışanlarına yaratıcı ve girişimci fikirler tasarlayıp geliştirdikleri ortamı ve imkânı sunmasıyla bilinen ‘Apple’ şirketini incelediğimizde, her yıl yeni bir iPhone modelinin lansmanını yaparak esasında yenilikçilik vurgusunu ön plana çıkarmak istemektedir. Birçok insan henüz çıkmış yeni modele bir an önce sahip olma arzusuyla prestij sahibi olmanın yanı sıra bir anlamda sürekli gelişimi desteklediklerini de ispatlamış oluyorlar. Buradan hareketle inovasyon stratejisine çalışanlarını dahil eden, girişimcilik ekosistemiyle birlikte çalışabilen bir ortam kuran ve yeni fikirlere adanmışlık ruhunu canlandıran tüm şirketler için orta vadede daha parlak bir gelecek söz konusu olacaktır.
Bütün kurumların inovasyon performanslarını yükseltmek için tıpkı start-up’ların engel tanımayan girişimcileri gibi çalışanlara ihtiyaçları vardır. Bu çalışanlar, organizasyonun her alanında her işi yapabilen ekipten olabilir. İster rutinlik gerektiren operasyon departman çalışanları; ister yaratıcılığa daha fazla ihtiyaç duyan Ar-Ge, pazarlama ve strateji gibi departman çalışanları olsun herkesin az ya da çok süreç ve ürün/hizmet iyileştirmeye yönelik bir fikri vardır. Önemli olan, sosyal ortamlarda dedikodu malzemesi dahi oluşturabilecek bu fikirlerin silinmeden doğmasını sağlamak amacıyla ortaya çıkmasını teşvik edecek somut platformların yer almasıdır. Hiçbir fikir önemsiz veya değersiz değildir. Hangi fikrin hangi yaraya merhem olacağını bazen en baştan tahmin etmek zor olabilir; ancak her fikrin bir şans alması çok mühimdir. Hiçbir üretime vesile olmasa bile çalışanın düşüncesinin platformlarda sunulacağını bilmesi dahi başlı başına bir motivasyon unsurudur.
Şirketler tarafından çalışanların özgürce fikirlerini dile getirebilecekleri ve sunabilecekleri bir demokratik ortamın oluşturulması son derece önemlidir. Diğer bir ifadeyle, kurum içi girişimciliği ve kurum geneli topyekün inovasyon yapmayı teşvik eden bir aracı platformun varlığı süreci kolaylaştıracaktır. Nitekim, böyle bir interaktif platform sayesinde çalışanlar fikirlerini daha sağlam temeller üzerine kurabilecek, detaylandırabilecek ve kitlelerin beğeni ve yorumlarına sunma olanağı bulabilecektir. Daha da önemlisi portal, en üstten alta kadar tüm kademe çalışanlara inovasyon yapma, ürün ve hizmetlerine teknolojik yenilik katma yolunda katalizör etki yapacaktır.
Kurum içi girişimcilik ve inovasyonu merkeze alarak çalışanların tecrübelerini değere dönüştürmek, onları sıradanlıktan kurtarmak ve yenilikleri keşfetme şansı yakalamalarını sağlamak kurumsal şirketlerin birinci öncelikli stratejisi olmalıdır. Bu sayede, operasyonel yükleri azalmış olan çalışanlar daha çok araştırma ve geliştirmeye yönelecek, daha katma değerli işler üretecek, daha etkili ürün ve hizmetlerin ortaya çıkmasını sağlayacak, mevcut ürün ve hizmetlere de daha kreatif bir bakış açısı katacak zaman ve motivasyonu kendinde bulacaktır. Bu vesileyle tüm çalışanlar kendilerini kurumun inovasyon yolculuğunun lokomotifi olarak göreceklerdir. İnovasyon potansiyeli yüksek alanlar ile ilgili çalışanlarını yenilikçi fikirler geliştirmeye teşvik eden, bu fikirleri verimli inovasyonlara dönüştürmeyi hedefleyen ve aynı zamanda çalışanların serbest fikirlerini paylaşmalarına imkân sağlayan interaktif bir platform ise süreci çok daha kolay hale getirecektir.