Inted Genel Müdürü Haluk İnanmış, Fintechtime Ocak sayısı için yazdı, “AB Finans sektörünün dijital dönüşüm yol haritası: AB Dijital Pusulası”.

Özellikle 2024 – 2027 yılları arasında, finans sektörüne yönelik regülatif değişikliklerin yavaş yavaş hayata geçmesiyle birlikte, AB bünyesinde finansal ekosistemin yapısının değiştiğine, yeni iş modellerinin ve iş yapış şekillerinin şekillendiğine, özetle, finans sektörünün büyük bir dönüşüme uğradığına tanık olacağız. Kurumsal başarı metriklerinin yerini kolektif başarı metriklerine bıraktığı yeni bir dönem başlıyor.

 

AB Finans sektörünün dijital dönüşüm yol haritası: AB Dijital Pusulası

AB Dijital Pusulası, 2030 yılına kadar Avrupa Birliği’nin dijital dönüşümü için ortaya konmuş stratejik bir vizyon ve yol haritası olup, dijital dönüşümün gerçekleşebilmesine yönelik dört temel noktaya işaret etmektedir: dijital becerilere sahip bir nüfus, güvenli ve sürdürülebilir bir dijital altyapı, canlı bir dijital ekonomi ve güvenilir bir dijital toplum. Bu yolla AB bünyesinde dijital inovasyonun, rekabetçiliğin, sosyal katılımın ve demokratik değerlerin teşvik edilmesi amaçlamaktadır.

Bu kapsamda, AB bünyesinde, 2020 ile 2030 yılları arasında, “AB Dijital On Yılı” olarak ifade edilen ve AB Dijital Pusulasının hayata geçirilmesini amaçlayan bir girişim başlatılmış, AB üye ülkeleri, AB kurumları ve dijital alandaki paydaşlar arasındaki iş birliği ve koordinasyon teşvik edilerek, belirlenen dijital hedeflere yönelik kaynak ve yatırımların arttırılmasına çalışılmıştır. AB Dijital On Yılı kapsamında, finans sektörünün dijital dönüşümünün üç farklı strateji esas alınarak hayata geçirilmesi planlanmaktadır. Bunlar:

  1. AB Veri stratejisi
  2. AB Perakende Ödeme stratejisi
  3. AB Dijital Finans stratejisidir.

 

Bu stratejilerin temel hedefi Avrupa Birliği’ni dünyanın en rekabetçi ve yenilikçi dijital ekonomisi haline getirmektir. Bu hedefe yönelik yürütülen tüm bu stratejilerde aşağıdaki bileşenler önceliklendirilmiş bulunmaktadır.

  1. Finansal katılımın artırılması: Bu kapsamda, finansal hizmetlere, konumları veya gelirleri ne olursa olsun AB bünyesinde yaşayan herkesin daha rahat ve daha düşük ücretle erişebilmesi hedeflenmektedir.
  2. İnovasyonun teşvik edilmesi: Bu kapsamda, AB bünyesinde canlı ve rekabetçi bir dijital finans ekosistemi yaratılması, Finansal kuruluşların Fintech’ler ile iş birliğine giderek kullanıcı deneyimi yüksek inovatif ürün ve hizmetler geliştirmeleri hedeflenmektedir.
  3. Tüketicinin korunması: Bu kapsamda, söz konusu dijital ürün ve hizmetlerin kullanımından kaynaklı risklerden tüketicilerin korunması, bu bağlamda tüketiciyi korumaya yönelik düzenlemelerin güçlendirilerek ve finansal okuryazarlığın teşvik edilmesi hedeflenmektedir.

 

AB bünyesinde, 2020 ile 2030 yılları arasında devreye alınmış veya devreye alınacak olan tüm regülatif değişiklikler, yukarıda belirtilen bu stratejiler ve bileşenler ışığında hayata geçmektedir. Bu kapsamda ilgili stratejiler çerçevesinde önümüzdeki dönem devreye alınması planlanan bazı düzenlemeler aşağıdaki gibidir.

AB Veri Stratejisi kapsamında:

  1. AB Veri Yönetimi Yasası: Mayıs 2022 tarihinde nihai şeklini alan düzenleme, Haziran 2022 tarihinde yayınlanarak yasalaşmış ve Eylül 2023 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmıştır. Söz konusu yasa, veri paylaşımına aracılık edecek süreç ve yapıları oluşturarak, kişisel ve kişisel olmayan verilerin paylaşımını teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda, yasanın hayata geçmesiyle birlikte, AB bünyesinde veri aracılığı hizmeti vermek üzere lisans başvurusunda bulunacak kurum sayısının giderek artacağı düşünülmektedir.
  2. AB Veri Yasası: Kasım 2023’te nihai şeklini alan yasanın Aralık 2023 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmesi ve 2025 yılının üçüncü çeyreğinden itibaren uygulanmaya başlanması beklenmektedir. Veri Yasası, sektörel verilerin erişilebilirliğini ve kullanımını optimize edip, AB bünyesinde rekabetçi ve güvenilir bir bulut pazarının oluşumunu teşvik ederek AB’nin veri ekonomisini güçlendirmeyi amaçlamaktadır.
  3. AB Yapay Zeka Yasası: Aralık 2023’te üzerinde mutabakat sağlanan düzenlemenin 2024 yılı içerisinde yasalaşması ve 2026 yılında uygulanmaya başlanması beklenmektedir. Önerilen düzenleme, AB içerisinde güvenli, AB temel hakları ve yasalarıyla uyumlu yapay zeka sistemlerinin kullanımını hedeflemektedir.

 

AB Dijital Finans Stratejisi kapsamında:

  1. Finansal Veri Erişimi Yasası: Haziran 2023 tarihinde yayınlanan ilk düzenlemenin, 2025 yılı içerisinde nihai halini alarak yasalaşması ve 2026 yılında uygulanmaya başlanması hedeflenmektedir. Söz konusu düzenleme geniş bir finansal hizmet yelpazesi içerisinde müşteri verilerine güvenli ve açık bir şekilde erişilmesine imkân tanıyan bir çerçeve önermektedir. Müşteri verilerine erişim, ancak lisanslı finansal kuruluşların yetkisi dahilinde gerçekleşecektir. FIDA kapsamında faaliyette bulunmak isteyen Finansal bilgi hizmet sağlayıcıları, bu bağlamda ilgili yerel otoritelere lisans başvurusunda bulunmak durumundadırlar.
  2. Elektronik Kimlik Doğrulama Yasası 2.0: Aralık 2023’te üzerinde mutabakat sağlanan düzenlemenin 2024 yılı içerisinde yasalaşması ve 2026 yılında uygulanmaya başlanması beklenmektedir. Bu kapsamda tüm AB ülkelerinin, 2026 yılına kadar, kimlik bilgilerinin doğrulamasına, kimlik bilgilerinin üçüncü taraflarla paylaşımına, her türlü dokümanın elektronik olarak imzalanmasına imkân tanıyan, en az bir ücretsiz dijital kimlik cüzdanı uygulamasını vatandaşlarına sunmaları beklenmektedir.  Aynı zamanda, 2027 yılına kadar AB bünyesinde ulaşım, enerji, bankacılık, sosyal güvenlik, telekomünikasyon veya eğitim gibi alanlarda hizmet sağlayan kuruluşların da güçlü kimlik doğrulamanın gerektiği her alanda söz konusu dijital kimlik cüzdanı uygulamalarını desteklemeleri zorunlu kılınmıştır.
  3. Kripto varlık Piyasası Yasası: İlgili yasa 29 Haziran 2023 tarihinde yürürlüğe girmiş olup, 30 Haziran 2024 tarihinden itibaren devreye alınacak olan istikrarlı kriptolara yönelik başlıklar hariç, 30 Aralık 2024 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanacaktır. Kripto varlık Piyasası Yasası, AB bünyesinde kripto varlıkların ihracı, alım satımı ve saklanmasına yönelik ortak bir yasal çerçeve oluşturmayı hedeflemektedir. İlgili yasa, kripto varlık hizmet sağlayıcılarına (KVHS) AB genelinde geçerli olacak şekilde, bir lisans alma zorunluluğu getirmektedir.
  4. Finansal Enstrümanlara yönelik Dağıtık Defter Altyapısı düzenlemesi: Haziran 2022 tarihinde yasalaşan düzenleme, Mart 2023 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmıştır. Söz konusu düzenleme kapsamında oluşturulan finansal enstrümanlara yönelik Dağıtık Defter Altyapısının bir pilot uygulama şeklinde 6 yıl süreyle devam etmesi hedeflenmektedir. Bu kapsamda söz konusu altyapı üzerinde, alım satım ve/veya mutabakat hizmeti sunmak isteyen kuruluşlar, Mart 2023 tarihinden itibaren yerel otoritelere lisans başvurusunda bulunabilmektedir. Mart 2026 tarihinde ise Avrupa Menkul Kıymet Piyasaları otoritesi tarafından bu altyapı üzerinde yürütülen pilot uygulamalara yönelik bir durum değerlendirmesi gerçekleştirilecek olup, bu uygulamalardan hangilerinin kalıcı olarak AB genelinde yaygınlaşacağına ve atılacak bir sonraki adımlara karar verilecektir.

AB Perakende Ödeme Stratejisi kapsamında:

  1. Ödeme Hizmetleri yasası ve Üçüncü Ödeme Hizmetleri Yönetmeliği: Avrupa Komisyonu Haziran 2023 tarihinde biri yasa diğeri yönetmelik olmak üzere, ödemeler ile ilgili iki farklı taslak düzenleme yayınlamıştır. Bu kapsamda Ödeme Hizmetleri yasası taslağı ödeme ve elektronik para kuruluşlarının faaliyetlerini düzenlemeye, bu alanda AB ülkeleri arasında ortaya çıkan uygulama farklılıklarını ortadan kaldırmaya ve sürecin verimli bir şekilde yürütülmesine odaklanırken, Üçüncü Ödeme Hizmetleri yönetmelik taslağı söz konusu hizmetleri sunacak olan ödeme ve elektronik para kuruluşlarının lisanslama ve denetim süreçlerine odaklanmaktadır. Her iki düzenlemenin 2024 yılı içerisinde son halini alarak yasalaşması, 18 ay içerisinde de AB bünyesinde yerel yasalara dönüşmesi hedeflenmektedir.
  2. Avrupa Dijital Merkez Bankası Parası düzenlemeleri: Avrupa’da Dijital Merkez Bankası Parası ile ilgili süreç, Temmuz 2021 tarihinde, Avrupa Merkez Bankası’nın Dijital EUR’nun tasarımı ve kullanım imkanlarının tespitine yönelik, başlatmış olduğu iki yıllık araştırma projesiyle başlamıştır. Ekim 2023 tarihinde ise AB Komisyonu, bu projeden elde edilen sonuçları değerlendirerek, sürece Dijital EUR’nun hayata geçirilebilmesine yönelik iki yıllık bir hazırlık projesi ile devam edilmesine karar vermiştir. Bu hazırlık projesinin sonunda Dijital EUR düzenlemelerinin son halini alması, Dijital EUR platformu ve altyapısını geliştirebilecek hizmet sağlayıcıların belirlenmesi hedeflenmektedir. AB Komisyonu, Dijital EUR’nun, nakit para’nın yerine geçebilecek yasal bir ödeme aracı haline gelmesini, dağıtımının Avrupa Merkez Bankası üzerinden değil, banka veya ödeme kuruluşları gibi finansal kuruluşlar üzerinden gerçekleştirilmesini planlamaktadır. Hazırlık projesi neticesinde elde edilen sonuçların olumlu olması halinde Dijital EUR’nun en erken 2027 yılında devreye alınması beklenmektedir.

 

Genel Değerlendirme

Yukarıda aktarılanlardan da anlaşılacağı üzere Avrupa Birliği, finans sektörü de dahil olmak üzere, 2030 yılına kadar sürecek büyük bir dijital dönüşüm süreci içerisinde yer almaktadır. Bu dönüşüm süreci birbiri ardı sıra, belli stratejilere yönelik hayata geçirilen regülatif değişiklikler ile yönetilmekte, piyasa paydaşlarının dijital dönüşüm sürecine yönelik gerçekleştirecekleri yatırımlar böylelikle yasal güvence altına alınmaktadır.

Özellikle 2024 – 2027 yılları arasında, finans sektörüne yönelik regülatif değişikliklerin yavaş yavaş hayata geçmesiyle birlikte, AB bünyesinde finansal ekosistemin yapısının değiştiğine, yeni iş modellerinin ve iş yapış şekillerinin şekillendiğine, özetle, finans sektörünün büyük bir dönüşüme uğradığına tanık olacağız. Finansal kuruluşların, geliştirmiş oldukları ürün ve hizmetleri doğrudan müşterilerine sundukları bir yapıdan, farklı alanlarda finansal hizmetler sunan aktörlerin iş birliğine giderek ortak finansal ürün ve hizmetler geliştirdiği, geliştirilen bu ürün ve hizmetlerin müşterilere günlük ihtiyaçları doğrultusunda üçüncü taraflar üzerinden de sunulabildiği bir yapıya geçildiğini gözlemleyeceğiz. Mevcut finansal kuruluşların tüm bu köklü değişikliklerden etkilenmeden pazar paylarını koruyabilmeleri veya arttırabilmeleri, bir yerde onların iş modelleri itibarıyla bu sürece ne denli iyi uyum sağladıkları ile de bağlantılı olacak. Özetle, kurumsal başarı metriklerinin yerini kolektif başarı metriklerine bıraktığı yeni bir dönem başlıyor.