Inted Genel Müdürü Haluk İnanmış, Fintechtime Nisan 2024 sayısı için yazdı, “Açık Veri Düzenlemeleri ve Veri Ekosistemine Etkileri”.
‘Açık Veri düzenlemeleri, veri paylaşımını teşvik ederek, yeni iş süreçleri ve modellerinin oluşumunu hızlandırıyor. Bu değişiklikler, özellikle telekomünikasyon ve finans sektörlerinde şirket gelirleri, müşteri memnuniyeti, üretkenlik ve maliyet etkinliğinde önemli iyileşmeler sağlıyor. Ancak bu süreç, özellikle veri gizliliği ve güvenliği konularında, zorlukları da beraberinde getiriyor. Bu nedenle, bir yandan inovasyonu ve yeni iş fırsatlarını teşvik edecek, diğer yandan güven inşası ve veri güvenliğini sağlayacak yasal düzenlemelere ve ekosistem içinde iş birliğine ihtiyaç duyuluyor.’
Açık Veri Düzenlemeleri ve Veri Ekosistemine Etkileri
Son dönemde dünyanın birçok ülkesinde devreye giren Açık Veri düzenlemeleri, bireyler, kamu ve özel sektör kuruluşları arasında veri paylaşımına imkân tanıyarak, modern veri ekosistemlerinin oluşumuna büyük katkı sağlamaktadır. Veri paylaşımı ise bir yandan işletmelerin mevcut iş süreçlerini optimize etmelerine imkân sağlarken, diğer yandan inovasyonu teşvik etmekte, yeni iş modelleri yaratarak, birçok sektörde devrim niteliğinde değişikliklere yol açmaktadır.
Bu yolla veri ekosistemleri hem müşteri memnuniyetini hem de üretkenliği artırmakta, işletme içerisindeki maliyetlerin azalmasına katkıda bulunmaktadır. Son dönemde, başta telekomünikasyon ve finans sektörü olmak üzere, yeni veri ekosistemleri kurma konusundaki çabaların hızlandığı gözlemlenmektedir. Capgemini ‘How smart organizations use data ecosystems to gain an unbeatable competitive edge’ başlıklı raporunda, veri ekosistemlerine dahil olan kuruluşların yıllık gelirlerinde %9, müşteri memnuniyetlerinde yıllık %15, üretkenliklerinde %14, maliyetlerinde ise %11 oranında bir iyileşme kaydettiklerini ifade etmektedir. Bu rakamlar, etkili bir veri paylaşım stratejisi bulunan işletmelerin elde edilebileceği somut faydaların altını çizmektedir.
Bununla birlikte, yoğun veri kullanımı ve paylaşımı, veri gizliliği ve güvenliğine yönelik tehditleri de beraberinde getirmektedir. Veri paylaşımının, yeni iş imkanlarını ortaya çıkarma, inovatif iş modelleri geliştirme anlamında katkıları oldukça yüksek olmakla birlikte, bu potansiyelden yararlanmanın anahtarı, öncelikle paydaşlar arasında güven inşa etmek, güvenliği sağlamak ve veri ekosistemi genelinde iş birliğini teşvik etmekte yatmaktadır. İşte tam da bu nedenle, paydaşlar arasında gerekli güven unsurunu oluşturacak, ekosistem içerisinde yer alan paydaşların karşılıklı hak ve sorumluluklarını düzenleyecek, verilerin gizliliği ve güvenliği konusunda belirli standartlara uyumu şart koşacak yeni yasal düzenlemelere ihtiyaç duyulmaktadır.
Bu bağlamda, başta Avrupa Birliği, Avustralya ve İngiltere olmak üzere dünyanın birçok ülkesinde veri düzenlemelerine yönelik yasal çalışmalar başlatılmış ve hatta bazı ülkelerde yürürlüğe alınmış bulunmaktadır.
Avrupa Birliği:
AB bünyesinde, AB Veri stratejisi kapsamında, 2020 yılından itibaren aşağıda yer alan bir dizi regülatif değişiklik devreye alınmıştır.
- AB Veri Yönetimi Yasası: Mayıs 2022 tarihinde nihai şeklini alan düzenleme, Haziran 2022 tarihinde yayınlanarak yasalaşmış ve Eylül 2023 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanmıştır. Söz konusu yasa, veri paylaşımına aracılık edecek süreç ve yapıları oluşturarak, kişisel ve kişisel olmayan verilerin paylaşımını teşvik etmeyi amaçlamaktadır. Verilere adil erişimi sağlayarak, veri tekellerini ortadan kaldırmayı ve böylelikle daha rekabetçi bir pazar oluşturmayı hedeflemektedir. Yasanın, işletmelerin veri edinme ve işleme maliyetlerini düşürerek, pazara giriş engellerini azaltması, veri odaklı yeni ürün ve hizmetlerin pazara sunulmasına imkân tanıması beklenmektedir.
- AB Veri Yasası: Kasım 2023’te nihai şeklini alan yasa, Ocak 2024 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. 2025 yılının üçüncü çeyreğinden itibaren ise uygulanmaya başlanması beklenmektedir. Veri Yasası, sektörel verilerin erişilebilirliğini ve kullanımını optimize edip, AB bünyesinde rekabetçi ve güvenilir bir bulut pazarının oluşumunu teşvik ederek AB’nin veri ekonomisini güçlendirmeyi amaçlamaktadır.
- AB Açık Veri Yönetmeliği: Veri ekosisteminin gelişimi açısından, sadece özel sektörün değil kamunun elinde bulunan yüksek değerli veri setlerinin (YVS) de paylaşıma açılması önemli bir etkiye sahiptir. Avrupa Komisyonu’nun Aralık 2022’de kabul ettiği YVS’lere ilişkin Açık Veri Yönetmeliği, bu veri setlerinin topluma, çevreye ve ekonomiye sağlayacağı faydaları bir defa daha ortaya koymuştur. Söz konusu yönetmelik kapsamında AB bünyesindeki kamu kuruluşları ellerinde bulunan veri kümelerini teknik, yasal veya finansal engeller olmaksızın erişilebilir kılarak, çeşitli sektörlerde inovasyonu ve toplumsal ilerlemeleri teşvik etmektedir. Yüksek değerli veri setlerine örnek olarak posta kodları, ulusal ve yerel haritaları kapsayan coğrafi veriler, enerji kaynakları ve arazi örtüsünü kapsayan yer gözlem ve çevre verileri, hava tahminleri ve iklim modellerini içeren meteorolojik veriler, çeşitli sosyoekonomik göstergeler, işletmelerin ve sahiplerinin kayıtlarını içeren şirket ve şirket sahipliği verileri, trafik akışları ve ulaşım sistemleri hakkında bilgi sunan hareketlilik verileri gösterilebilir.
2020 yılında AB tarafından yayınlanan Açık Verinin Ekonomik etkileri konulu raporda, AB bünyesinde Açık Veri pazarının büyüklüğünün 2020 yılında 184 milyar Euro civarında olduğu belirtilerek bunun 2025 yılına kadar 334,21 milyar Euro’ya ulaşabileceği ifade edilmektedir.
İngiltere:
İngiltere, ilk olarak 2020 yılında yayınlamış olduğu Ulusal Veri Strateji belgesi kapsamında, tüketicilere ve küçük ve orta ölçekli işletmelere ilişkin verilerin üçüncü taraflarla paylaşımının önünü açmıştır. Bu kapsamda 2020 yılında Akıllı Veri Çalışma Grubunu kurularak, akıllı veri inovasyonlarını kolaylaştıran sistem ve standartların geliştirilmesi desteklenmiştir. Bu grup zamanla sadece bir düşünce kuruluşu değil, aynı zamanda akıllı veri girişimlerini teşvik eden, bu girişimler arasındaki etkileşimi iyileştiren, tekrarları azaltmayı ve farklı sektörlerde bu programların potansiyelini en üst düzeye çıkarmayı amaçlayan bir katalizör haline gelmiştir.
Haziran 2021 tarihinde yayınlanan ‘Smart Data Working Group : ‘Haziran 2021 tarihinde Akıllı Veri Çalışma Grubu tarafından yayınlanan ‘Smart Data Working Group : Spring 2021’ raporu, genel olarak akıllı veri alanında kaydedilen ilerlemeleri ve akıllı verinin geleceğe yönelik yol haritasını paylaşmaktadır. Bu raporda, akıllı veri girişimlerinin özellikle bankacılık, finans, telekomünikasyon ve enerji alanlarında sağlayabilecekleri faydalara, akıllı veri ile ilgili potansiyel kullanım alanlarına değinilmektedir. Yayınlanan bu raporla birlikte 2022 yılında Akıllı Veri Konseyi kurularak faaliyetlerine başlamış, Akıllı Veri Çalışma Grubu, akıllı veri inovasyonlarını kolaylaştıran sistem ve standartların geliştirilmesine odaklanırken, Akıllı Veri Konseyi, tüketicilerin ve küçük ve orta ölçekli işletmelerin, ilgili sektörlerdeki hizmet sağlayıcılarını değiştirebilmelerine, söz konusu hizmet sağlayıcıların akıllı veriyi daha etkin ve yaygın kullanabilmelerine yönelik değişikliklere odaklanmıştır.
’Akıllı veri uygulamalarının en önemli etkilerinden biri de sağlayacakları ekonomik faydadır. Verinin daha yaygın ve etkin paylaşımının ekonomiye yılda yaklaşık 27,8 milyar £ katkı sağlayabileceği tahmin edilmektedir.
Avustralya:
2019 yılında Avustralya’da yürürlüğe giren Tüketici Veri Hakkı (TVH) yasası, sadece Avustralya’nın veri ekosistemini geliştirmekle kalmamış aynı zamanda küresel veri yönetimi uygulamalarına bir emsal teşkil etmiştir. TVH, tüketicilerin, farklı işletmelerde saklı bulunan verilerini kontrolleri altına alarak, bilgilerine erişmelerine ve bunları istedikleri hizmet sağlayıcılarla paylaşmalarına imkân sağlamakta ve böylelikle rekabetçi ve yenilikçi bir veri ekosisteminin oluşumuna katkıda bulunmaktadır. Bu ekosistemin merkezinde ise, tüketicilerin verilerini, onların namına ilgili işletmelerden toplayıp paylaşan Akredite Veri Alıcıları (AVA’lar) yer almaktadır. AVA’lar, tüketiciyi korumak üzere tasarlanmış bir dizi kural ve düzenlemeye tabi bulunan, Avustralya Rekabet ve Tüketici Komisyonu (ARTK) tarafından akredite edilmiş yetkili kuruluşlardır. AVA’lar akredite olduktan sonra, tüketicinin muvafakatini almak suretiyle, topladıkları bu verileri, tüketiciye yönelik ürün karşılaştırmaları, kişiselleştirilmiş finansal tavsiyeler veya yenilikçi fintech çözümleri gibi farklı hizmetler sunmak üzere kullanabilmektedir.
Şubat 2020’de Avustralya Rekabet ve Tüketici Komisyonu (ARTK) tarafından konu ile ilgili yönetmeliğin yayınlanması sonrasında, tüketici verilerinin paylaşımına yönelik sürece ilk olarak Temmuz 2020’de 4 büyük banka ile başlanılmış, sonrasında ise diğer bankalar da sürece dahil edilerek kapsam genişletilmiştir. Bu yolla bankalar tüketicilere ait kredi ve banka kartı, mevduat hesabı ve hesap hareketleri, ipotek ve bireysel kredi verilerini akredite hizmet sağlayıcılarla paylaşmaya başlamıştır. Ekim 2022’de Enerji sektörü, tüketicilere ait kullanım verilerinin paylaşımını başlatarak TVH’nin bankacılığın ötesine geçtiğinin sinyalini vermiş, bunu Kasım 2024 tarihinde bankacılık dışı finansman sektörünün izlemesi beklenmektedir.
‘Deloitte ‘Consumer Data Revolution: Empowering Australia’s Future’ başlıklı raporunda, Tüketici Veri Hakkı’nın (TVH) bankacılık ve enerji sektörlerinin ötesine geçmesi halinde, Avustralya ekonomisinin 2043 yılına kadar, ek olarak 16,7 milyar dolar daha fazla büyüyebileceğini, sektörler arası veri paylaşımının yaygınlaşmasıyla birlikte oluşacak rekabet ve inovasyon ortamının 46.800 kişilik ek istihdam yaratabileceğini ifade etmiştir.’
Genel Değerlendirme
‘Sonuç olarak, bahsedilen düzenlemelerin, bireyler, kamu ve özel sektör kuruluşları arasındaki veri paylaşımının güven içerisinde gerçekleşmesindeki rolü oldukça büyüktür. Veri paylaşımının, veri ekosistemlerinin oluşumuna yönelik, verimliliği arttıran, müşteri memnuniyetini iyileştiren, inovatif ürün ve hizmetlerin oluşumuna imkân tanıyan etkileri olduğu gibi, söz konusu ekosisteme yönelik dikkatle takip edilmesi gereken bazı riskleri de beraberinde getirdiği unutulmamalıdır. Veri paylaşımının kapsamı ve içeriği genişledikçe, verilerin, ekosistem içerisinde yer alan işletmelerin başarısında ve sektörlerin ilerlemesindeki payı da daha fazla önem kazanmaya başlayacaktır. Bu anlamda veri paylaşımının işletmeler açısından yaratabileceği ekonomik değer oldukça yüksek olmakla birlikte, bu değerin yaratılabilmesi ekosistem içerisinde bir güven ortamının oluşmasını, güvenliğin sağlanmasını ve iş birliğinin gerçekleşmesini sağlayacak Açık Veri düzenlemelerine bağlı bulunmaktadır.’