ARC Law Firm Kurucusu Avukat Cemal Araalan ile CBC Hukuk Bürosu’ndan Avukat Alp Mete Şirin, Fintechtime Mayıs sayısı için yazdı, “Hukuki Perspektifi ile Tokenizasyon”.

Bu yazımızda özellikle Token kavramını inceleyecek ve çeşitli geleneksel varlıkların, dijital varlıklara dönüştürülmesini (tokenizasyon) ve dijital varlıklara dönüştürülerek token biçimi alan geleneksel varlıkların hukuki yansımalarını inceleyeceğiz.

 

 

Hukuki Perspektifi ile Tokenizasyon

 

Blok zincir teknolojisi ile günümüzde birçok yeni varlık türü meydana getirilmiştir. Bu varlık türlerinin oluşturulmasında ise çeşitli şifreleme yöntemleri kullanılmaktadır. Blok zincir teknolojisi ile ortaya çıkan bu varlıklar merkezi bir ağda depolanabileceği gibi merkeziyetsiz ağlarda da depolanabilmektedir.[1] Blok zincir teknolojisinin ortaya çıkarmış olduğu varlıklar çeşitli sınıflara ayrılmaktadır. Temel olarak “coin” ve “token” olarak bu varlık türlerini ayırabiliriz.

Coin, belirli bir market değeri olan ve hisse senetleri gibi takas edilebilen dijital paralardır. Kriptografik bir şifreleme yöntemi ile oluşturulan ve münhasır bir blok zinciri platformu ile herhangi bir projeden bağımsız işleyebilen, ödeme metodu olarak kullanıma uygun olan ve para birimine benzer özellikler gösteren dijital değerler temsili olan bir varlık türüdür. [2]

Token ise, coinler’den farklı olarak halihazırda var olan bir blok zincir teknolojisinde işlem görürler.[3] Tokenler, blok zincirinde bulunan çeşitli varlıkları temsil eden dijital varlıklardır. Bu varlıklar, başka bir blok zinciri ağı üzerinde bir varlığın değerini ifade ederler. Tokenler, genellikle belirli bir türdeki varlıkların alım satımını kolaylaştırmak için kullanılırlar ve çeşitli varlık sınıflarını temsil edebilirler. Örneğin, bir token bir hisse senedini, bir emtiayı veya bir kripto para birimini temsil edebilir.

Bu yazımızda özellikle Token kavramını inceleyecek ve çeşitli geleneksel varlıkların, dijital varlıklara dönüştürülmesini (tokenizasyon) ve dijital varlıklara dönüştürülerek token biçimi alan geleneksel varlıkların hukuki yansımalarını inceleyeceğiz.

  1. Tokenizasyon Kavramı

Tokenizasyon kavramı teknolojinin de gün geçtikçe hızla gelişimini artırması ile oldukça önemli bir kavram haline gelen, geleneksel varlık ve geleneksel değerlerin dijitalleştirilmesi ve temsil edilmesi için kullanılan bir teknolojidir. Bu kavram, geleneksel finansta değere sahip olan varlıkların tamamen veya parçalara ayrılarak dijital tokenlere dönüştürülmesi sürecini ifade etmektedir. Geleneksel bir varlığın tokenleştirilmesi, o varlığın parçalara ayrılması ve bu parçaların dijital tokenler (jeton) olarak temsil edilmesi anlamına gelmektedir. Bu tokenlerin, ise blok zincir veya benzeri dağıtık defter teknolojileri üzerinde kaydedilerek güvenli bir şekilde transferi sağlanabilir. Başka bir ifade ile, tokenizasyon aslında fiziki hayatta belirli bir değere sahip herhangi bir varlığın blok zincir teknolojisinde dijital olarak anlam bulması anlamına gelmektedir.

Tokenizasyon kavramının önemi gün geçtikçe artmaktadır. Bunun en büyük sebebi ise birçok alanda devrim niteliğinde değişiklikler ve yenilikler getirme potansiyeline sahip olmasıdır. Finansal sektörde yoğun bir şekilde kendini gösteren tokenleştirme, geleneksel varlık sınıflarının (gayrimenkuller, menkuller, sanat eserleri vb.) erişilebilirliğini artırarak yatırımcılar için de yeni fırsatlar sunmaktadır. Ayrıca, geleneksel ve bölünme olanağı bulunmayan varlıkların dijital parçalara bölünmesini sağlayarak, küçük yatırımcıların büyük varlıklara erişimini sağlar.

Tokenizasyon’un blok zincir teknolojisi ile hayat bulması şeffaflık ve izlenebilirlik açısından da oldukça güvenli olmasını sağlar. Geleneksel bir varlığın tokenize edilmesi, varlığın sahipliğinin ve geçmişinin belgelenebilir bir şekilde kaydedilmesini de sağlayacaktır. Bu da dolandırıcılık ve yolsuzluk riskini azaltarak finansal sistemlerin daha güvenilir, şeffaf ve izlenebilir olmasını sağlar.

Tokenizasyon kavramını daha iyi anlayabilmek için öncelikle “token” kavramının anlaşılması önem arz eder. Bir token, en basit anlatımı ile belirli bir değeri temsil eden dijital bir varlıktır. Tokenler, maddi değere sahip olan çeşitli finansal varlıkların, kullanıcı kimliklerinin, oyların, sanat eserlerinin ve daha fazlasının dijital bir temsili olarak çeşitli formlarda ortaya çıkma imkanına sahiplerdir.

  1. Temel Kavramlar ve Tanımlar

2.1. Token Nedir?

Genel olarak tokenler, dijital dünyada herhangi bir değeri temsil eden ve blok zincir veya benzeri dağıtık defter teknolojileri kullanılmak sureti ile oluşturulan varlıklardır. Tokenler, belirli bir değeri veya hakkı dijital olarak simgeleme özelliğine sahiptirler. Simgelenen değer veya hak yalnızca finansal bir varlık olmak zorunda değildir. Bir hizmetin kullanımı, bir ürünün erişimi gibi birçok özellik token biçiminde sunulabilir. Tokenler, benzeri olmayan bir tanımlayıcıya (token adresleri) ve sahiplik bilgilerine sahiplerdir. Bu bilgiler blok zincir veya benzeri bir dağıtık defter üzerinde şeffaf bir şekilde kaydedilerek depolanırlar. Tokenler, programlanabilir akıllı sözleşmeler aracılığıyla yönetilebileceği gibi ve transfer de edilebilir. Bu özellikleri, tokenlerin güvenliği, izlenebilirliği ve transfer edilebilirliği sağlayan temel özellikleridir, böylece token sahipleri arasında güvenilir ve etkili bir değişim gerçekleştirilebilir.

Tokenler belirgin özelliklerine göre çeşitli gruplara ayrılabilir. Kripto varlıklara yönelik başta ekonomik işlevleri, teknolojik kriterler gibi farklı kriter özellikleri açısından farklı tartışmalar bulunmakla beraber genel itibariyle tokenler başlıca, payment (ödeme) tokens, security (menkul kıymet) tokens, utility (faydalanma) tokens ve non fungible (misli olmayan) token olarak gruplandırılabilecektir.

2.2.Token Türleri

Payment (ödeme) Tokens: Ödeme tokenleri, özellikle yaygın olarak ödeme işlemlerinde kullanılan ve ödeme aracı olarak belirgin bir rol oynayan token türüdür.[4] Bu token türünün önemli özelliklerinden biri, sahiplerine ihraç eden kuruluşa karşı bir talep hakkı sağlamasıdır. Bu nedenle, ilerleyen zamanlarda bu token türü, ihraç eden kuruluşa ödeme yapmak amacıyla kullanılabilecektir. Farklı işlemlerde ödeme aracı olarak kullanılan ödeme tokenlerinin kabul görmesi, üçüncü tarafların ilgisine ve güvenine bağlıdır.[5]

Security (Menkul Kıymetler) Tokens: Menkul kıymet tokenleri esas olarak fon sağlamak amacı ile kullanılır. Bu tokenler, genellikle bir projenin veya şirketin hisse senetlerini veya diğer varlık paylarını temsil etmektedir. Bunlar, yatırımcılara belirli bir projeye veya şirkete sermaye sağlama ve karşılığında varlık sahipliği sunmaktadır. Menkul kıymet tokenlerinin kullanımı, geleneksel menkul kıymetlerin dijital bir formunu oluşturarak finansal piyasalarda daha geniş erişim sağlayabilmesine imkân tanıyabilir.

Menkul kıymet tokenlerinin diğer token türlerinden önemli bir farkı, sahiplerine ekonomik haklar sağlamasıdır. Bu haklar arasında kısmi bir sahiplik, kâr payı alma, gelir paylaşımı ve reel varlıklarda pay sahibi olma gibi örnekler verilebilecektir.[6]

Utility (faydalanma) Tokens: Faydalanma tokenleri, adından da anlaşılacağı üzere sahibine çeşitli olanaklardan ve/veya ürünlerden faydalanma olanağı sunar. İlgili tokeni arz eden tarafından belirlenen çeşitli hak ve olanaklardan ve/veya ürünlerden (tokeni arz eden platform üzerinde sınırlı olacak şekilde) yararlanmasına imkân tanıyan bir token türüdür. Bu tür tokenler genellikle bir iş girişiminin müşterilerin alımlarını finanse etmek için özel olarak çıkarılır ve temel amaçları alışverişi daha erişilebilir hale getirmektir.[7]

Non Fungible (misli olamayan) Token: Non Fungible Token (“NFT”) çeşitli kriptoloji teknikleri ile oluşturulan dijital imzalar olarak tanımlanabilir. Telif hukuku nitelikli tartışmalar açısından NFT’lerde bu varlıklara eşsiz bir nitelik sağlayan olgu metadatası olup NFT’lerin metadatası blok zincir üzerinde kayıtlı bir şekilde bulunmakta ve bir daha silinmemek üzere kalıcı bir şekilde yer edinmektedir. Bu sebeple de bir kişi tarafından onaylanan bir işlem hiçbir şekilde manipülasyona maruz kalmadan sistemde sonsuza kadar kalabilmektedir.[8]

NFT’lerin diğer bahsi geçen tokenlerden farklı olarak, taşımış olduğu ayırt edici özellik NFT’lerin eşsiz olan yapısıdır. Herhangi bir tokenle ikame edilemeyen NFT’ler bu özellikleri itibari ile dünyada eşi benzeri bulunmayan nitelikte yer alırlar.[9]

  • Hukuki Perspektif

Tokenler gerçek dünyadaki varlıkları temsil ettiğinde, farklı hukuki sorunlar ortaya çıkabilir. Bunlardan biri, özellikle eşya hukuku açısından, token ile gerçek dünyadaki varlık arasındaki ilişkidir. Örneğin, bir token temelindeki varlık, tokenle bağlantılı olmayan geleneksel yöntemlerle devredildiğinde neler yapılmalıdır vb. gibi birçok soru akla gelebilir. Bu konu, NFT’lerin işlem hacimlerinin artması ve gerçek dünyadaki varlıkların NFT’lere dönüştürülerek işlem görmesiyle daha da önemli hale gelmektedir.[10]

Kıta Avrupası Hukuku’nda, tokenlerin hukuki olarak konumlandırılması genellikle Anglo-Amerikan Hukuku’na kıyasla daha karmaşıktır, ancak her ülke için tek tip bir genelleme yapmak mümkün değildir. Örneğin, Fransa bu konuda daha esnek bir yaklaşım sergileyebilirken, Liechtenstein gibi blokzincir teknolojisini dikkate alan ve yeni bir yasa çıkaran ülkelerde token tanımı oldukça geniş olabilir. Liechtenstein’daki token tanımı, çeşitli token türlerini ve tokenleştirilmiş varlıkları kapsar, ancak tokenler “eşya” niteliğine sahip değildir çünkü mülkiyete konu olan şeyler genellikle fiziksel nesnelerle sınırlıdır.[11] Genel itibariyle, kripto varlıkların eşya niteliği Türk İsviçre hukukunda hukuken tartışmalı olup bu tartışmanın temelinde kripto varlıkların özellikle cismani varlıklar olmaları sebebiyle eşya olmayacağı yönünde genel bir eğilim bulunmakla beraber doktrinde birtakım yazarlar kripto varlıkların eşya olabileceğini ileri sürmektedir.[12]

Tokenler özelliklerine göre çeşitli gruplara ayrıldığından bahsettik. Bizce hukuki olarak da yansımaları her bir token grubu için ayrı ayrı değerlendirmeye alınmalıdır. Her bir token grubu hukukun ayrı katmanlarına temas etmektedir. Bu durum her token türünün düzenlenmesi, vergilendirilmesi, ticareti ve yasal haklarının korunması gibi konularda farklı yasal zorluklar ve gereklilikler ortaya çıkarma ihtimaline sahiptir. Buna göre çeşitli token türlerinin hukuki yansımalarına bir bakıl açısı şu şekildedir.

Herhangi bir şekilde coin veya tokenlerin ödeme aracı olarak kullanılıp kullanılamayacağı ülkeden ülkeye değişecektir. Genel olarak bu duruma karar verecek olan mercii ilgili ülkenin konu üzerine yasal düzenlemeler getirme yetkisine sahip mercileri tarafından gerçekleştirilecektir. Alan üzerindeki genel bir eğilim bu varlıkların ödeme aracı olarak kullanılmaması yönündedir. Bunun sebebi yasal rejimin tam anlamıyla düzenlenmemiş olması ve geleneksel finansal araçlar ile ilişkilerinin detaylı bir biçimde tanımlanmamış olmasından kaynaklanmaktadır.[13]

Menkul kıymet tokenleri hukuki olarak değerlendirilmesinin ticaret hukuku ve sermaye piyasası hukuku perspektifleri ile farklı yansımaları gündeme gelmektedir. Buna göre ortaklık veya alacaklılık hakları sağlamaları, belirli bir meblağı temsil etmeleri, yatırım aracı olarak kullanılmaları, dönemsel getiri elde etme, misli nitelikte olma, seri halde çıkarılma ve ibareleri aynı olma gibi menkul kıymet ibarelerine göre değerlendirme yapılması gerekmektedir.[14] Bu şekilde değerlendirme yapıldığında bazı tokenler açısından menkul kıymet unsurlarının taşınabilirken bazılarını taşıyamadıkları görülmektedir. Bu da somut olaya göre değerlendirme yapılmasını gerektirmekte ve bu alanda bir düzenleme ihtiyacını vurgulamaktadır. ABD, bu tür varlıkların niteliğini belirlemek için Howey Testi adı verilen bir sınav uygulamaktadır. Bu sınav, herhangi bir tokenin sermaye piyasası araçlarının tanımlarındaki özellikleri taşıyıp taşımadığını değerlendirir. Eğer bu kripto varlık, menkul kıymet tokeni olarak kabul edilecek nitelikleri taşıyorsa, o zaman bu tokenin ihracı, arzı ve saklanması gibi işlemler SPK’ya tabi olacaktır.[15] Türk hukukunda da benzer şekilde herhangi bir menkul kıymete uygun değerin (hisse senedi, taşınmaz üzerindeki paylar vb.) sermaye piyasası hukuku gereğince halka arzı konusunda Sermaye Piyasası Kurumu’ndan hukuken izin alınması gerekmekte olup[16] söz konusu izin alınmaksızın gerçekleşen ihraçlar hukuka aykırı olacak ve SPK mevzuatına bağlı olarak hukuken bazı yaptırımlara tabi olacaktır. Bu bağlamda belirtmek gerekir ki, tokenizasyon kurumu aslında blokzincir teknolojisinin dinamik kurumlarından birisi olup söz konusu Türkiye’deki projelerin ekonomik değeri de dikkate alındığında kanımızca en azından bu hususta SPK mevzuatında menkul kıymetlerin tokenizasyonuna cevaz veren yeni yasal düzenlemelere ihtiyaç söz konusudur. Aksi takdirde, Türkiye’de reel olarak hayata geçmesi beklenen birçok proje açısından SPK’dan izin alınıp alınmayacağı meselesi hukuken birçok tereddütte sebebiyet vermekte ve yasal olarak bu belirsizlik nedeniyle bu projelerin çoğu uygulamada yurt dışında farklı ülkelerde şirket kurulmak suretiyle bazı yatırımların Türkiye’den yurt dışına kayması gibi bir duruma sebebiyet vermektedir. Kaldı ki, Türk hukukunda özellikle şirket paylarının tokenizasyonu meselesi de hukuken bünyesinde farklı tartışmaları barındırmakla beraber kripto varlıkların şirket sermayesine konulabileceği ve hatta pay senetlerinin teknik ve hukuken tokenize edilmesinin mümkün olabileceğine dair birtakım görüşler de söz konusudur.[17]

Son olarak fiziki dünyada yer alan birçok varlığın NFT’ler ile tokenize edilme imkânı vardır ve oldukça fazla kullanılan bir yöntemdir. Bunlara örnek olarak sertifikaların, belirli bir kilidi açmak üzere kullanılan anahtarların ve en bilinen hali ile sanat eserlerinin NFT’ler ile tokenize edilmesi mümkündür. Türk Hukuku açısından NFT’lerin hukuki statüsünü belirleyen herhangi bir mevzuat yürürlüğe girmemiştir. Doktrinde ise blokzincir ağları üzerindeki mutabakat sistemleri sayesinde dijital içeriklerin telif haklarına ilişkin kayıtlarının yapılabileceği ve kopyalanması durumunda bunun tespitinin gerçekleşebileceği belirtilmiştir.[18] Öncelikle NFT’lerin hukuki niteliği belirlenirken eşya olup olmadığı veya eser olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği hususunda farklı görüşler bulunmakta olup hukuken bu konularda henüz bir netlik bulunmamaktadır. Doktrinde bir görüşe göre NFT’ler ile tokenize edilmemiş olan eserlerin taşınır olarak nitelendirilebileceği fakat NFT ile tokenize edilmiş olan dijital eserlerin ise, soyut olmaları sebebi ile eşya olarak kabul görmeyeceği ifade edilmiştir.[19] NFT’leştirilen dijital eserler her ne kadar soyut varlılar olsalar da mülkiyet hakkı içerisinde değerlendirilebileceği ve meydana getirilmesinde yer alan fikri çaba ve yaratıcılık olması sebebi ile fikri mülkiyet hukuk açısından farklı koruma durumların gündeme geleceği hukuken tartışılmakta olan bir meseledir.

Sonuç

Tokenizasyon, finansal ve varlık yönetimi alanlarında devrim niteliğinde değişiklikler getirebilme potansiyeline sahiptir. Özellikle blok zincir teknolojisi ile gelen şeffaflık birçok anlamda güvenlik açıklarını kapatmaktadır. Tokenizasyon, geleneksel varlıkların sınırlarının dışına çıkmasına ve gayrimenkul, sanat eserleri, müzik hakları gibi çeşitli varlık türlerinin dijitalleştirilmesine olanak tanıyacaktır.  Ayrıca, tokenizasyon sayesinde varlıkların küresel erişiminin de artabileceği, böylece daha küçük yatırımcıların da büyük varlıklara yatırım yapabilme imkânı sağlanabileceği anlaşılmaktadır. Ancak, tokenizasyonun hukuki, düzenleyici ve teknik zorlukları da göz önünde bulundurulmalıdır ve bu alanlarda uygun çözümler geliştirmek üzerine çalışmalar yapılması gerekmektedir.

 

 

Kaynakça:
  1. Onur Sarı, NFT’ler Açısından Mali Hakların Devri Sözleşmesi,Seçkin,1.Bası
  2. Mete Tevetoğlu, Hukuki Yönleriyle Kripto Varlıklar ve Kripto Varlıkların İlk Arzı, Aristo,2.Bası
  3. Güven Vedat& Şahinöz Erkin, Blokzincir, Kripto Paralar ve Bitcoin, İstanbul, 2021
  4. Ali İhsan Karacan, Esra Erişir Karacan, Kripto Varlıklar, Scala, 1.bası
  5. Micha Benoliel, https://medium.com/startup-grind/understanding-the-difference-between-coins-utility-tokens-and-tokenized-securities-a6522655fb91 (Erişim 16.04.2024)
  6. Wang Qin, Li Rujia, Wang Qi, Chen Shiping, “Non-fungible token (NFT): Overview, evaluation, opprtunities and challenges. (Tech ReportV2)”, S.9
  7. Çağlayan Aksoy, Pınar & Özkan Üner, Zehra (2021), ‘NFTs and Copyrght: Challenges and Opportuntes’, Journal of Intellectual Property Law & Practice
  8. Blockchain Türkiye, Tokenizasyon Geleceğin Para ve Varlık Sistemi 2024,TBV
  9. Ahmet Akif Demirbaş, Kripto Varlıkların Sermaye Piyasası Hukuku Açısından Değerlendirilmesi, Seçkin, 1.Bası
  10. Ahmet usta & Serkan Doğantekin, Blockhain 101, Bankalararası Kar Merkezi, İstanbul
  11. Fatih Bilgili/Fatih Cengil, “Blockchain ve Kripto Para Hukuku”, Dora, Güncellenmiş 2. Baskı, 2022, (“Bilgili/Cengil”)
[1] Onur Sarı, NFT’ler Açısından Mali Hakların Devri Sözleşmesi, Seçkin, 1.Bası, (“Sarı”) s. 28
[2] Mete Tevetoğlu, Hukuki Yönleriyle Kripto Varlıklar ve Kripto Varlıkların İlk Arzı, Aristo, 2.Bası, (“Tevetoğlu”) s. 53
[3] Vedat Güven & Erkin Şahinöz, Blokzincir, Kripto Paralar ve Bitcoin, İstanbul, (“Güven/Şahinöz”), 2021 s.86
[4] Tevetoğlu, s.69
[5] Ali İhsan Karacan, Esra Erişir Karacan, Kripto Varlıklar, Scala, 1.Bası,(“Karacan/Erişir Karacan”), s. 37
[6] Karacan/Erişir Karacan, s.40
[7] Micha Benoliel, https://medium.com/startup-grind/understanding-the-difference-between-coins-utility-tokens-and-tokenized-securities-a6522655fb91 (Erişim 16.04.2024)
[8] Wang Qin, Li Rujia, Wang Qi, Chen Shiping, “Non-fungible token (NFT): Overview, evaluation, opprtunities and challenges. (Tech ReportV2)”, S.9
[9] Sarı, s.30
[10] Çağlayan Aksoy, Pınar & Özkan Üner, Zehra (2021), ‘NFTs and Copyrght: Challenges and Opportuntes’, Journal of Intellectual Property Law & Practice
[11] Blockchain Türkiye, Tokenizasyon Geleceğin Para ve Varlık Sistemi 2024, TBV, s.38
[12] Fatih Bilgili/Fatih Cengil, “Blockchain ve Kripto Para Hukuku”, Dora, Güncellenmiş 2. Baskı, 2022, (“Bilgili/Cengil”), s. 177.
[13] Tevetoğlu, s. 69
[14] Ahmet Akif Demirbaş, Kripto Varlıkların Sermaye Piyasası Hukuku Açısından Değerlendirilmesi, Seçkin, 1.Bası, s. 190-192
[15]  Tevetoğlu, s.68
[16] 6362 Sayılı Sermaye Piyasası Kanunu m. 39/f. 1 gereğince “Yatırım hizmetlerinin ve faaliyetlerinin düzenli uğraşı, ticari veya mesleki faaliyet olarak icra edilebilmesi için Kuruldan izin alınması zorunludur.”
[17] Bilgili/Cengil, s. 330 vd.; ayrıca bkz. Mete Tevetoğlu, Ticaret Hukuku Açısından Kripto Varlıklar, Kripto Varlıklarda Düzenleme Arayışı Çalıştayı, Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları/Banka ve Ticaret Hukuku Araştırma Enstitüsü, Ankara, 2021, s. 214.
[18] Ahmet Usta & Serkan Doğantekin, Blockhain 101, Bankalararası Kar Merkezi, İstanbul, 2018, s.60-63
[19] Sarı, , s.44-46