Adjust SVP Global Revenue Ender Özcan, Fintechtime Haziran sayısı için yazdı “Fintech Uygulamalarının Dinamik Pazarı: Pazarlamacılar ve Geliştiriciler için İçgörüler”.

Fintech uygulamalarının bu dinamik ortamı, önümüzdeki yolun çok iyi bir potansiyele sahip olduğunu açıkça ortaya koyuyor. 2023’teki uygulama kurulumları ve oturumları sayısındaki artışın da gösterdiği gibi, fintech endüstrisindeki inovasyon ve büyüme potansiyeli sınır tanımıyor.

 

Fintech Uygulamalarının Dinamik Pazarı: Pazarlamacılar ve Geliştiriciler için İçgörüler

Fintech devrimi, parayla olan etkileşimimizi tamamen değiştirerek inovasyon ve erişilebilirlikle dolu bir çağ başlattı. Fintech uygulamaları, mobil bankacılıktan kripto para birimi borsalarına kadar günlük hayatımızın bir parçası haline geldi ve kolaylığı, güvenliği ve finansal yönetimi parmaklarınızın ucuna kadar getirdi.

Bitcoin’in değeri, mobil ödemelerin en yoğun tercih edilen yöntem olarak ortaya çıktığı 2023’ün başından bu yana üç kattan fazla artarken, fintech uygulama pazarı olağanüstü bir büyüme ve fırsat döneminden geçiyor. Gelecekte dijital cüzdanların yaygın olarak benimsenmesi, gerçek zamanlı sınır ötesi ödemeler ve gelişmiş mobil bankacılık güvenliği gibi önemli trendlerin fintech’in geleceğini şekillendirmesi bekleniyor.

Geliştiriciler ve pazarlamacılar, bu gelişmelerden en iyi şekilde yararlanmak ve fintech uygulamalarının sürekli büyümesini sağlamak için benzersiz bir fırsata sahipler. Bu nedenle Adjust, AppLovin ile birlikte fintech uygulamalarının tam olarak nasıl performans gösterdiğini analiz etmek için verilerini derinlemesine inceleyerek iyileştirilmesi gereken önemli alanların ana hatlarını çiziyor ve ayrıca geliştiricilerin ve pazarlamacıların hızla gelişen fintech uygulama sektöründen nasıl yararlanabileceğine dair öneriler sunuyor.

 

Kısaca Fintech Pazarı

En yeni Mobil Uygulama Trendleri Raporumuzda yayınladığımız araştırmamıza göre, 2023’te fintech uygulamalarının dünya çapındaki kurulumları %42 ve oturumları %24 artış gösterdi. Fintech uygulamalarının oturum uzunlukları da 2022 ve 2023 arasında dünya çapında yükseldi ve oturum başına 6,1 dakikadan 6,4 dakikaya çıktı.

Bölgelere bakılacak olursa, kurulumlardaki en büyük artış %48 ile APAC bölgesinde ve oturumlardaki en büyük artış %31 ile EMEA bölgesinde yaşandı. Kurulumlarda %12 ve oturumlarda %16 düşüş kaydeden Kuzey Amerika, gerileme gösteren tek bölge oldu. Bu durum kısmen yıl boyunca fintech şirketlerinin finansmanındaki sert düşüşle açıklanabilir. Tüm bunlara rağmen Kuzey Amerika’da bankacılık uygulaması oturumlarındaki artış gibi olumlu sinyaller, pazarın ne kadar güçlü olduğunun ve yeni durumlara adapte olabilme yeteneğinin altını çiziyor.

Fintech ortamındaki bölgesel farklılıklar ekonomik, yasal ve kültürel dinamikler gibi birçok faktöre bağlı olsa da, büyüme ve inovasyon genel olarak herkesin odağında yer alıyor. Sektör gelişmeye devam ettikçe, küresel fintech devriminin sunduğu büyük fırsatlardan yararlanmak isteyen pazarlamacılar ve geliştiricilerin bölgesel nüansları belirlemeleri ve bunlara uyum sağlamaları kritik bir öneme sahip olacak.

 

Aşılması gereken engeller

Ancak bu uygulamaların geliştiricileri ve pazarlamacıları açısından bakılacak olursa, bu iyimser tabloya rağmen aşmaları gereken önemli bir zorluk var: kullanıcıları elde tutmak. Uygulama indirmelerindeki ilk artış oldukça iyimser olsa da, etkileşimi uzun vadeli olarak sürdürmek birçok geliştirici ve pazarlamacı için hala bir sorun. Araştırmamıza göre, kullanıcı tutma oranı 2023’te genel olarak %22’den %24’e doğru mütevazi bir artış gösterirken, kullanıcı tutma oranı genel olarak düşüş trendindeydi. Verilere göre kullanıcı tutma oranı kurulumdan sonraki 30 günlük süre boyunca düşüş gösterdi ve bu rakam 2022’de %9 iken, 2023’te %7 oldu.

Kurulum ve oturum verileri iyimser bir tablo çizse de, kullanıcı tutma oranı da gözardı edilmemesi gereken önemli bir metriktir ve sadece yüksek sayıda kullanıcı edinmek başarıyı garanti etmiyor.

Peki bunun çözümü nedir? Kullanıcı tutma sorununun üstesinden gelmek için geliştiriciler ve pazarlamacılar, kitlelerinin ihtiyaçlarına göre özel stratejiler kullanabilir. Uygulamanın değerini kullanıcılara hızlı bir şekilde göstermek için kişiselleştirilmiş bir ilk katılım süreci sağlamak, ilgili içerikleri sunmak için iletişimi segmentlere ayırmak ve güncellemeleri zamanında iletmek için uygulama içi mesajlaşma ve push bildirimlerinden yararlanmak iyi bir yol haritasının önemli unsurları olarak karşımıza çıkıyor.

Uygulamaya “challenge’lar” ve ödüller gibi oyunlaştırma öğelerinin eklenmesi aynı zamanda sürekli etkileşimi teşvik edebilir, aynı zamanda kullanıcılar arasında bir topluluk duygusu uyandırılabilir ve kullanıcıların birbirlerine destek olması sağlanabilir.

Ayrıca pazarlamacılar ve geliştiriciler, sürekli olarak geri bildirim toplayarak ve uygulama deneyimini veriye dayalı içgörüleri kullanarak optimize ederek daha ilgi çekici ve zengin bir kullanıcı deneyimi sunabilirler, bu da rekabetin zorlu bir şekilde yaşandığı fintech ortamında daha iyi kullanıcı tutma oranları ve uzun vadeli başarı sağlayabilir.

Ancak bu durumun iyi tarafları da var. Kullanıcı tutma oranları düşüş trendinde olsa da, kullanıcı bağlılığı (kullanıcıların uygulamaya ne sıklıkla geri döndüğü) fintech ve bankacılık uygulamaları açısından tüm dünyada artarken, sadece ödeme uygulamaları bir yüzde puanı geriledi. Bu trend, günlük aktif kullanıcıya dönüşen kurulumların artan bir yüzdesinin aynı zamanda aylık aktif kullanıcıya da dönüştüğünü gösteriyor. Kullanıcı tutma oranlarına yönelik çalışmalar bu rakamları daha da yukarı taşıyacaktır.

 

Sektörün geleceği parlak görünüyor

Fintech uygulamalarının bu dinamik ortamı, önümüzdeki yolun çok iyi bir potansiyele sahip olduğunu açıkça ortaya koyuyor. 2023’teki uygulama kurulumları ve oturumları sayısındaki artışın da gösterdiği gibi, fintech endüstrisindeki inovasyon ve büyüme potansiyeli sınır tanımıyor.

Ancak tüm bu iyimserliğe rağmen, kullanıcıları elde tutmanın zorluğu göze çarpıyor. Bu ivmeden yararlanmak ve başarıyı sürekli kılmak için pazarlamacılar ve geliştiricilerin her zaman çevik kalmaları, yeni gelişmelere adapte olabilmeleri ve yenilikçi yaklaşımlarını korumaları gerekiyor. Yeni teknolojilerden yararlanan, veri odaklı içgörüleri benimseyen ve daha zengin kullanıcı deneyimleri sunabilen geliştiriciler ve pazarlamacılar, bu sektördeki tüm zorlukların üstesinden gelebilir ve son yıllarda gördüğümüz dayanıklılık trendini sürdürebilirler.