Aktif Bank Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Kadir Mustafa Öztürk’ün fintek sektörü değerlendirmeleri ve gelecek öngörüleri Fintechtime Ekim sayısında yer aldı.

Fintech’in geleceğine dair daha yakından bir bakış sunmayı amaçladığımız “Fintech 2030’da Nasıl Görünecek?” başlıklı dosya konumuzda, fintech’in dönüştürücü gücünü ve sektörü ileriye taşıyacak fikirleri masaya yatırdık. Dosya konumuzu sektör liderlerinin görüşleri ve gelecek öngörüleri ışığında hazırladık. Fintech’in geleceğini şekillendiren temel trendleri ve teknolojik dönüşümleri de ele aldık. Dosya konumuz, “Finansal Teknoloji Sektöründe Değişmeyecek Olanlar” başlığıyla başlayıp, “Finansal Teknoloji Sektöründe Değişmesi Muhtemel Trendler” bölümüyle devam ediyor. Sektör liderlerine yönelttiğimiz, “2030 yılına kadar fintech sektöründe neler değişmez, neler değişir? 2030 ve sonrasına dair tahminleriniz neler olur?” sorularının yanıtları ile tam bir başucu rehberi haline geliyor. Finalde ise finans dünyasında köklü değişikliklerin hangi gelişmelerle tetiklenebileceğini tartışarak, sizleri geleceğin finansal ekosistemi üzerine düşünmeye davet ediyoruz.

 

Aktif Bank Bilgi Teknolojileri Genel Müdür Yardımcısı Kadir Mustafa Öztürk’ün fintek sektörü değerlendirmeleri ve gelecek öngörülerini aşağıda bulabilirsiniz.

Fintech sektöründe 2030 yılına kadar değişmeyeceğini öngördüğümüz başlıkları şöyle sıralayabiliriz;

  • Güvenlik ve Düzenleme İhtiyacı: Fintech şirketleri kullanıcıların parasını ve kişisel verilerini yönetiyor, bu nedenle güvenlik kavramı her zaman birinci sıradaki yerini koruyacak. Düzenleyici kurumlar bu alanda sıkı kurallar oluşturmaya devam edecek.
  • İnovasyon İhtiyacı: Teknolojinin itici gücü ile yenilikçilik, fintech şirketleri için bir zorunluluk olmayı sürdürecek. Rekabetin yüksek olduğu bu sektörde, farklılaşmak için sürekli yeni çözümler üretme ihtiyacı da değişmeyecek.
  • Müşteri Deneyiminin Önemi: Kullanıcı dostu arayüzler, basit ve hızlı hizmet alma deneyimi, önemli kalmaya devam edecek. Fintech şirketleri, müşteri memnuniyetini en üst düzeyde tutmak için çabasını sürdürecek.

Değişmesini öngördüğümüz başlıkları ise şöyle paylaşabiliriz;

  • Dijital Para ve Kripto Varlıklar: 2030’a dek dijital para birimleri ve kripto varlıkların daha geniş kabul göreceğini söyleyebiliriz. Merkez bankalarının kendi dijital para birimlerini (CBDC) çıkarması yaygınlaşacak ve bunlar günlük ticaretin bir parçası haline gelecek. Özel kripto paraların rolü de büyüyecek.
  • Açık Bankacılık ve API Entegrasyonu: 2030’a kadar açık bankacılık standartları daha da gelişecek. API entegrasyonları sayesinde farklı finansal hizmetler sorunsuz bir şekilde bir araya gelecek. Bu, müşteri deneyimini daha bütünsel hale getirecek ve fintech firmaları arasındaki iş birliğini artıracak.
  • Yapay Zeka ve Makine Öğrenimi: Yapay zeka, müşteri hizmetleri, dolandırıcılık tespiti ve kişiselleştirilmiş finansal önerilerde daha da etkili olacak. AI, risk yönetimi ve yatırım kararlarında kullanılarak daha akıllı finansal sistemler yaratacak.
  • DeFi’nin (Merkeziyetsiz Finans) Yükselişi: DeFi, merkezi bir aracıya ihtiyaç duymadan finansal hizmetler sunmaya devam edecek ve bu sistemin daha fazla benimsenecek. 2030’a kadar, geleneksel bankalarla daha fazla etkileşimde bulunan veya onları tamamen devre dışı bırakan DeFi platformları görebiliriz.
  • Blockchain Teknolojisinin Yükselişi: Blockchain, sadece kripto paralar için değil, aynı zamanda veri güvenliği, akıllı sözleşmeler ve varlık transferlerinde daha fazla kullanıma girecek. Güvenliği ve şeffaflığı artırdığı için özellikle sınır ötesi işlemlerde ve regülasyonlarda önemli bir rol oynayacak.
  • Sanal ve Artırılmış Gerçeklik ile Finansal Hizmetler: Sanal (VR) ve artırılmış gerçeklik (AR), fintech sektörüne de entegre edilecek. Özellikle finansal eğitim, yatırım simülasyonları ve uzaktan müşteri hizmetleri gibi alanlarda bu teknolojilerin kullanımı artacak.

2030 sonrasına dair tahminlere bakacak olursak; öncelikle “Quantum Computing Etkisi” olarak adlandırılan kuantum hesaplama teknolojisi olgunlaştıkça, fintech güvenliği ve veri analitiği gibi alanlar üzerinde büyük bir etki yaratabileceğini öngörüyoruz. Bu teknoloji, özellikle şifreleme yöntemlerinin güvenliği ve büyük veri işleme kapasitesi açısından sektörü yeniden şekillendirebilir.

Diğer yandan küçük işletmelere ve bireylere daha fazla finansal erişim sağlayan mikrofinans çözümlerinin artacağına inanıyoruz. Fintech, finansal kapsayıcılık ve sosyal sorumluluk odaklı çözümler geliştirerek topluma katkı sunmaya devam edecek.

Buna ek olarak yapay zeka ve blockchain teknolojisinin gelişmesiyle birlikte, 2030’dan sonra tamamen otonom çalışan fintech çözümleri ortaya çıkabilir. Kullanıcılar, insan müdahalesi olmadan finansal hizmetler alabilecekleri platformlara sahip olabilirler.

Özetle; 2030’a kadar fintech sektörü hızla değişmeye devam edecek ve yenilikçi çözümlerle daha entegre, erişilebilir ve güvenli bir hale gelecek. Özellikle yapay zeka, blockchain, açık bankacılık ve dijital para birimleri gibi trendler bu dönüşümün itici güçleri olacak.