Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’na (COP29) üst düzey bir delegasyonla güçlü bir katılım gösteren Deloitte, 12 gün boyunca yerli ve yabancı paydaşlarıyla sürdürülebilirlik vizyonunu paylaştı.
İklim değişikliğiyle mücadelede küresel stratejiler geliştirme amacıyla Azerbaycan’ın başkenti Bakü’de 11-24 Kasım tarihleri arasında gerçekleşen Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’na (COP29) üst düzey bir delegasyonla güçlü bir katılım gösteren Deloitte, 12 gün boyunca yerli ve yabancı paydaşlarıyla sürdürülebilirlik vizyonunu paylaştı. İklim kriziyle başa çıkabilmek adına, işletmelerin, devletlerin ve sivil toplum kuruluşlarının bir araya gelerek sürdürülebilir ve eşitlikçi çözümler üretmeleri gerektiğini vurgulayan Deloitte Türkiye CEO’su Başak Vardar, COP29’un bu kolektif eylemi hızlandırmak için önemli bir iş birliği fırsatı sunduğunu söyledi.
2035’e dek finansman kaynakları 1,3 trilyon dolara çıkarılacak
Küresel dönüşüm için ayrılacak finansman kaynaklarına ilişkin tartışmaların öne çıktığı COP29’da alınan kararları değerlendiren Başak Vardar, şu değerlendirmeyi yaptı: “Gezegenimizin geleceği için iklim kriziyle mücadelede kritik bir dönemeci aşmaya çalışıyoruz. Mevcut tabloya baktığımızda ülkelerin, Paris Anlaşması’nda imza atılan hedeflere ulaşmanın oldukça gerisinde olduklarını görüyoruz. Gelişmiş ülkelerin, iklim krizindeki paylarının sorumluluğunu üstlenerek, ortaya çıkan eşitsizliklerden en çok etkilenen, gelişmekte olan ülkelere daha fazla destek sunması bekleniyor. Bu nedenle COP29’un odağı, dönüşümü hızlandıracak temel unsur olan sürdürülebilir finans kaynaklarının artırılmasıydı. COP29 öncesinde, sürdürülebilirlik hedeflerine etkin bir yaklaşım göstererek ulaşabilmek için ayrılan yıllık 100 milyar dolarlık kaynağın 1 trilyon dolar seviyesine yükseltilmesi talep ediliyordu. Gelişmiş ülkeler ise şimdilik, daha yoksul ülkelerin iklim değişikliğiyle mücadelesi için oluşturulan dönüşüm fonunu, yıllık 300 milyar dolara çıkarma sözü verdi. Ek olarak, 2035’e dek, kamu ve özel sektör kaynakları kullanılarak yıllık 1,3 trilyon dolarlık dönüşüm fonuna ulaşma hedefi de açıklanmış oldu. Öte yandan, COP29’un en somut kazanımı, BM çatısı altında karbon kredilerinin alınıp satılabileceği küresel bir piyasa için anlaşmaya varılmış olması. Bu piyasanın hayata geçmesinin, küresel ısınmayla mücadelede milyarlarca doları harekete geçirecek yeni projeleri desteklemesi bekleniyor. Finansman tartışması gelecek sene Brezilya’da gerçekleşecek COP30’un da ana gündemi olmaya devam edecek.”
Deloitte Türkiye’den COP29’a güçlü katılım
Deloitte olarak COP29’a ilk kez kendi pavilyonlarını kurarak katıldıklarını dile getiren Deloitte Türkiye CEO’su Başak Vardar, “Deloitte olarak, COP29’a katılımımızı, kendi organizasyonumuz ve daha geniş çevremiz içinde sorumlu iklim tercihlerini teşvik etme stratejimizin bir parçası olarak görüyoruz. Deloitte olarak COP29’da iklim değişikliğiyle mücadelede küresel stratejiler geliştirmek ve bu alandaki uygulama sürecine katkıda bulunmak amacıyla üst düzey bir delegasyonla güçlü bir katılım sergiledik. Türkiye’den katılım gösteren paydaşlarımızla da çok verimli görüşmeler gerçekleştirdik ve fikir alışverişinde bulunduk” ifadelerini kullandı.
Deloitte panelinde Türkiye’de iklim finansmanı tartışıldı
Deloitte Türkiye’nin çeşitli toplantılar ve networking etkinlikleriyle paydaşlarıyla buluştuğu pavilyonda, “Türkiye’de İklim Dönüşümünün Finansmanı: Sektörel Bakış Açıları” başlığıyla bir panel de düzenledi. Chapter Zero Türkiye’nin katkılarıyla gerçekleşen panelin moderatörlüğünü Deloitte Türkiye Sürdürülebilirlik Hizmetleri Lideri Murat Günaydın üstlendi. Panelde, iklim finansmanı ve kurumların dönüşümü üzerine kurum yetkililerince görüşler paylaşıldı. COP29 konferansı süresince Başak Vardar ve Deloitte liderlerinin moderatörlüğünde gerçekleştirilen panellerde, kurumsal sürdürülebilirlik çerçevesinde cinsiyet eşitliği, finansal performans ve iklim hedefleri, temiz enerji geçişinin hızlandırılması ve KOBİ’lerin sürdürülebilir büyümesini destekleyecek yenilikçi yaklaşımlar ele alındı.
“Sürdürülebilirlik, yönetim kurulları düzeyinde ele alınmalı”
Küresel çapta yayınlanan 2024 Deloitte CxO Sürdürülebilirlik Raporu’nun verilerini hatırlatan Başak Vardar, “Rapor sonuçlarına göre, üst düzey yöneticilerin yüzde 70’i iklim değişikliğinin önümüzdeki üç yıl içinde iş stratejilerini büyük ölçüde etkilemesini beklediklerini, yüzde 45’i ise iş modellerini sürdürülebilirlik çerçevesinde dönüştürmeye başladıklarını ifade ediyor. Yatırımlar artıyor ancak sürdürülebilirliğin icra faaliyetlerinin ötesinde yönetim kurulları düzeyinde stratejik bir dönüşüme konu olacak şekilde ele alınması, uzun vadeli hedeflerin gerçeğe dönüşebilmesi adına büyük önem taşıyor. Türkiye özelinde şirketlerin söz konusu stratejik dönüşüm için çabalarını yakından gözlemlemekle birlikte, henüz bu dönüşüme rehberlik edecek istikrarlı bir yol haritasına sahip olmadıklarını söyleyebiliriz” değerlendirmesini yaptı.