Startupfon Kurucu Ortağı, Girişimci Gülsüm Çıracı ile Fintechtime Aralık sayısı için gerçekleştirdiğimiz röportaj yayında.
Türkiye’nin erken aşama teknoloji girişimlerine odaklanan Startupfon, kendi yönettiği girişim sermayesi fonları ve 2023’te kurduğu Türkiye’nin ilk ortak yatırım platformu aracılığıyla girişimlerin yüksek büyüme potansiyellerine ulaşmalarını destekliyor. Geniş yatırım yelpazesi ve ekosistemdeki benzersiz stratejik konumuyla öne çıkan Startupfon’un sunduğu katma değer ve son yatırımlarını, Kurucu Ortak Gülsüm Çıracı’dan dinledik.
Gülsüm Hanım, uzun zamandır sizinle bir araya gelemedik. Sorularımı bolca biriktirmiştim. İlk olarak, 2024 yılı değerlendirmelerinizle başlamak istiyorum. Sektör yılı nasıl tamamlıyor? Startupfon için bu yıl nasıl geçti?
Tekrar bir araya geldiğimiz için mutluyum. 2024 sadece Türkiye’de değil, tüm dünya genelinde girişimcilik ekosistemi için kısmi düşüşlerin yaşandığı zorlu bir yıl oldu. Türkiye’de 3. Çeyrek sonunda 700 M USD yatırım gerçekleşti. Ancak, son çeyrekte beklenen kapanışlarla birlikte yılsonu tablosunun daha olumlu bir görünüm kazanacağını düşünüyoruz. Bu yıl yatırım yapılan girişim sayısı yine yıllık 400’ün altında kaldı ve yatırımların büyük kısmının erken aşama girişimlere yöneldiğini gözlemledik. Bu durum, ileri aşama girişimlerin toplam fonlama talep ve ihtiyaçlarını karşılamada hâlâ yetersiz kalındığını gösteriyor.
Startupfon için ise 2024 oldukça hareketli bir yıl oldu. Yılın başında kurduğumuz 2 yeni fonla yatırım hacmimizi artırırken, aynı zamanda Startupfon.com üzerinden ortak yatırımlara başladık. Portföyümüzdeki girişimlerin yeni yatırım turlarına katılırken, yeni girişimlere de yatırım yaptık. 2024 boyunca toplamda 6 yatırım turu tamamladık ve yıl sonuna kadar 2 yeni yatırım daha gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.
Startupfon, ülkemizin “Yatırımcı ekosistemi” olarak konumlanıyor. Ortak yatırım platformumuz sayesinde yatırımcılar, analizleri yapılmış girişimlere kolaylıkla ulaşabiliyor. Ayrıca, MKK (Merkezi Kayıt Kurumu) bağlantımız sayesinde güvenli bir online ortamda girişimlere doğrudan yatırım yapabiliyor veya fonlarımızı tercih ederek yüksek getiri potansiyeline sahip, riski dengelenmiş portföylere yatırım yapma imkanına sahip oluyorlar.
Startupfon olarak Fund Coop, Tohum GSYF ve Opportunity GSYF olmak üzere üç farklı fonu yönetiyorsunuz. Bu fonların açılımını okurlarımıza hatırlatır mısınız? Bugüne kadar kaç girişime ve ne kadarlık bir yatırım yaptınız? Özellikle odaklandığınız sektörler nelerdir?
Startupfon olarak 2019 yılında, yatırımcılar için ortak yatırım platformu oluşturma vizyonuyla yola çıktık. Bu noktada temel değer önerimiz, bireysel ve kurumsal yatırımcıların fonlara katılarak ya da platformumuz üzerinden fonlarımız yatırım yaptığı girişimlere ortak yatırımcı olarak dahil olabilmelerini sağlamaktı.
Bu doğrultuda, 2021 yılında Hollanda merkezli ilk fonumuz olan Startupfon Coop.’u kurduk. Bu fonun temel hedefi, diasporada bulunan başarılı erken aşama Türk girişimcilerine yatırım yapmaktı. Bugün Startupfon Coop. portföyümüzün %80’i, global pazarlara açılmış ve ürün-pazar uyumunu sağlamış Türk girişimcilerinden oluşuyor.
2023 yılı sonunda ise Türkiye’de erken aşamadaki girişimlere odaklanan Startupfon Tohum GSYF’yi hayata geçirdik. Bu fon, dört ana odak alanına yöneliyor:
- B2B-SaaS
- Endüstri 4.0
- Web3/AI
- Fintech
Bu alanlarda faaliyet gösteren, Türkiye’den doğmuş ancak teknoloji ihracatı yapma potansiyeline sahip girişimlere odaklanmış durumdayız.
Aynı dönemde, Türkiye’deki önemli bir ihtiyaca çözüm sunmak amacıyla Startupfon Opportunity GSYF’yi kurduk. Bu fon, büyüme aşamasına geçmiş girişimlerin yatırımcıları olan melek yatırımcıların ve erken aşama yatırımcılarının hisselerini satın alma stratejisini icra ediyor. Özellikle çıkış süreçlerinin uzun sürdüğü durumlarda, bu fon sayesinde erken dönemde yatırım yapan yatırımcılara likidite sağlamayı hedefliyoruz.
Bu stratejiyle, Startupfon olarak yüksek büyüme performansına sahip girişimlerde pozisyon alırken, girişimcilerin sermaye tablolarını rahatlatıyoruz. Aynı zamanda, çıkış yapan yatırımcıların girişim ekosisteminde yeni fırsatlar yaratmalarına ve yeniden likidite sağlamalarına olanak tanıyoruz.
Colendi, EasyCep, Atlas Space ve Delivers.AI gibi çok konuşulan ve sektöre motivasyon sağlayan yatırımlar yaptınız. Bu yatırımlardan bahsedebilir misiniz? Karneleri nasıldı? Startupfon olarak bu girişimlere nasıl bir değer kattınız?
Startupfon olarak bugüne kadar kurduğumuz fonlarla toplamda 23 girişime yatırım yaptık. Bu yatırımlar arasında, ekosistemde tanınan ve yatırımcılarımıza yüksek finansal getiri sağlayan girişimler de yer alıyor.
Colendi, hızlı büyüyen bir fintech girişimi olarak dikkat çekiyor. Nisan 2021’de, Colendi’nin ilk yatırımcıları arasında yer aldık ve bu aynı zamanda Startupfon’un ilk yatırımıydı. Yatırım yaptığımız dönemde Colendi, deneyimli bir ekip tarafından kurulmuş ve güçlü bir değer önerisine sahipti. Kısa sürede büyüme potansiyelini kanıtlayan girişim, 38 milyon USD’lik bir yatırım turunu tamamladı ve bugün 700 milyon USD değerlemeye ulaştı.
Easycep, ülke ekonomisi için stratejik bir girişim olarak öne çıkıyor. Elektronik cihazları yenileyip tekrar dolaşıma kazandırarak hem ekonomik hem de çevresel fayda sağlıyor. İlk yatırım yaptığımız dönemde yalnızca bir mağazaya sahip olan Easycep, bugün Türkiye genelinde faaliyet gösteriyor ve yurtdışı operasyonlarına da başladı.
Delivers.ai, teslimat robotları alanında faaliyet gösteren bir girişim. İTÜ’de başladıkları çalışmalarla insan gücüne alternatif olarak teslimat süreçlerini robotlarla daha verimli hale getirdiler. Yatırımımız sonrasında özellikle Avrupa ve İngiltere pazarlarında hızla büyümeye devam ettiler. Geçtiğimiz ay, Japon Post Office VC, Türkiye Kalkınma Bankası ve diğer yatırımcıların katıldığı bir yatırım aldı.
Bluelayer, karbon projelerinin yönetimini sağlayan İngiltere merkezli bir girişim olarak öne çıkıyor. Son dönemde Wired dergisi tarafından Avrupa’nın en hızlı büyüyen 100 girişiminden biri olarak gösterildi.
Portföyümüzdeki diğer girişimlerin de etkileyici hikayeleri var. Her birinin büyümesini ve ekosisteme katkılarını gururla takip ediyoruz, ancak hepsini burada detaylandırmamız mümkün değil. Yatırımlarımızla desteklediğimiz bu girişimlerin her biri, başarı hikayeleriyle bizi heyecanlandırmaya devam ediyor.
Ülkemizde yatırım dünyası büyüyor, paydaşların sayısı artıyor. Sektörde kendinizi nasıl konumlandırıyorsunuz? İş modeliniz hakkında da bilgi verebilir misiniz?
Girişim ekosisteminde 20 yılı geride bıraktım ve bu süre boyunca ekosistemin büyümesine yakından tanıklık ettim. Yeni oyuncuların katılımıyla sektör her geçen gün daha güçlü bir hale geliyor. Startupfon olarak kendimizi “Yatırımcı ekosistemi” olarak konumlandırıyoruz. Amacımız, bu ekosisteme katılmak isteyen yatırımcılara hem bilgi sağlayan hem de farklı yatırım araçlarına erişim sunan bir network oluşturmak.
İş modelimiz de bu vizyon doğrultusunda şekillendi. Startupfon, bir ortak yatırımcı platformu olarak hizmet veriyor. Yatırımcılar, web sitemiz üzerinden girişimlere doğrudan yatırım yapabilir veya fonlarımıza katılarak risklerini dağıtabilirler. Böylece, Startupfon’a gelen yatırımcılara üç farklı yatırım yöntemi sunuyoruz:
- Fonlara Yatırım: Yatırımcılar, yönettiğimiz fonlardan birine katılarak risklerini minimize edebilirler.
- Doğrudan Girişim Yatırımı: Fonlarımızın yatırım yaptığı girişimlere Startupfon.com üzerinden doğrudan ortak olabilirler.
- Hibrit Yöntem: Hem fonlara katılıp hem de fonların yatırım yaptığı girişimlere bireysel olarak yatırım yapabilirler.
Startupfon fonlarına katılan yatırımcılarımız, fonun yatırım yaptığı girişimlerde öncelikli ortak yatırım fırsatına sahip olurlar. Böylece, hem doğrudan destekleyebilecekleri girişimlere yatırım yapabilirler hem de fon aracılığıyla diğer girişimlerdeki fırsatlardan dolaylı olarak faydalanabilirler.
Bu iş modeliyle yatırımcılarımıza, ister pasif bir yatırımcı olarak ister daha aktif bir rol alarak, farklı seçenekler sunuyoruz. Amacımız, her yatırımcının kendi stratejisine uygun bir yol izleyebilmesini sağlamak ve ekosistemin daha da güçlenmesine katkıda bulunmak.
Diğer fonlardan farkınız nedir? Yatırımcılara ve girişimlere sunduğunuz avantajları öğrenebilir miyim?
Startupfon olarak en büyük farkımız, yatırım yaptığımız girişimlerin profesyonel bir ekip tarafından titizlikle seçilmesidir. Ayrıca yatırımcılarımıza sadece fonlara katılma imkânı sunmakla kalmıyor, aynı zamanda ortak yatırımcı olarak doğrudan girişimlere dahil olabilme fırsatı da sağlıyoruz.
Girişimciler için ise Startupfon, sadece bir yatırımcı değil, aynı zamanda bir yol arkadaşı ve destekçidir. Girişimcilik bizim DNA’mızda var. Bu yaklaşımımız doğrultusunda, stratejik ortaklıklarımız, yatırımcılarımızın rehberlik ve uzmanlıkları, ayrıca geniş yatırımcı ve kurum ağımız sayesinde girişimcilere anlamlı bir değer yaratıyoruz.
İş modeliniz Türkiye’de ilk olma özelliği taşıyor. Fonlarla yatırım yaptığınız girişimleri platformunuz üzerinden diğer yatırımcılarla buluşturuyorsunuz. Platformunuzda girişimler için yatırım süreci nasıl ilerliyor?
Startupfon, fonlarla birlikte ortak yatırım yapma modelinde Türkiye’de bir ilk olma özelliği taşıyor.
Girişimcilerin platformumuzdaki yolculuğu, tanışma ve analiz süreçleriyle başlıyor. Genç ekip arkadaşlarımızla başlayan bu süreç, yönetim ekibimizin de dahil olmasıyla daha derinlemesine bir değerlendirmeye dönüşüyor. Bu aşamada girişimleri geniş bir perspektifle analiz ediyor ve odaklanmış bir değerlendirme süreci yürütüyoruz.
Süreç olumlu ilerlediğinde, her fonun yatırım komitesi girişimi değerlendirerek yatırım kararı veriyor. Karar olumlu olduğu takdirde, girişimi daha detaylı incelemek için “Due Diligence” sürecine geçiyoruz. Bu kapsamlı analizlerin sonucunda, yatırım şartları ve sözleşme belirleniyor ve fon tarafından yatırım taahhüdü iletiliyor.
Ardından, ortak yatırım için ayrılan tutar belirleniyor ve bu fırsat öncelikli olarak fon yatırımcılarına, daha sonra diğer yatırımcılara açılıyor. Bu yapı sayesinde, girişimcilere değer katarken yatırımcılarımıza güvenli ve şeffaf bir yatırım süreci sunuyoruz.
Girişimleri seçerken nelere dikkat ediyorsunuz? Özellikle odaklandığınız sektörler var mı? Size “Evet, bu Startupfon girişimi olabilir” dedirten temel kriterler nelerdir?
Girişimleri değerlendirme sürecimizde birçok farklı süzgeçten geçiriyoruz. İlk olarak odaklandığımız nokta, kurucu ekiplerin profili oluyor. Geçmişteki başarılarıyla gelecekteki potansiyellerini kanıtlayan, tutkulu ve vizyon sahibi kurucu ekipler, zorluklarla başa çıkmada daha avantajlı oluyor. Bu ekiplerin, yatırımcılar, müşteriler ve diğer paydaşlarla güçlü bir şekilde iletişim kurabilmeleri ve uyum içinde çalışırken birbirini tamamlayan yeteneklere sahip olmaları bizim için kritik önem taşıyor.
Bunun yanı sıra, ürün teknolojisi, pazar uyumu ve stratejik iş birlikleri gibi faktörlerdeki bilinç düzeyini de detaylı bir şekilde inceliyoruz. Ancak tüm bu unsurlar arasında, kurucu ekibin işe olan tutkusu ve konusuna hakimiyeti bizim için temel kriter olarak öne çıkıyor.
Startupfon olarak, girişimcilik ekosisteminde desteklediğimiz girişimleri üç farklı fon üzerinden yapılandırıyoruz. İlk fonumuz, ürün-pazar uyumunu sağlamış global Türk girişimlerine odaklanıyor. Bu girişimler, genellikle global pazarlara açılmayı başarmış ve büyüme potansiyelini kanıtlamış girişimlerdir.
Startupfon Tohum GSYF ise Türkiye’de başlayan erken aşama girişimlere yöneliyor. Özellikle B2B-SaaS, Endüstri 4.0, Web3/AI ve Fintech gibi teknoloji odaklı alanlarda faaliyet gösteren girişimleri destekliyoruz. Amacımız, bu girişimlerin büyümelerini hızlandırmak ve küresel pazarlarda rekabet edebilecek bir konuma ulaşmalarını sağlamaktır.
Son olarak, tüm bu sürecin temelinde “Güven, başarılı bir yatırımcı ilişkisinin temelidir” anlayışı yatıyor. Girişimcilere rehberlik ederek, onları desteklerken şeffaf bir şekilde hareket etmeye özen gösteriyoruz. Aynı zamanda kurucuların da aynı şeffaflık ve bağlılıkla hareket etmesini bekliyoruz. Bu güven temeli, hem girişimcilerle hem de yatırımcılarımızla uzun vadeli değer yaratma hedefimizi mümkün kılıyor.
Güven, başarılı bir yatırımcı ilişkisinin temelidir’ mottosundan hareketle, bu güveni nasıl sağlıyorsunuz? Ekosisteme yeni girecek yatırımcılara önerileriniz nelerdir? Platformunuzun yatırımcılara sunduğu avantajlardan da bahsedebilir misiniz?
Güvenin, şeffaflık, deneyim ve güçlü bir ağın birleşimiyle oluştuğuna inanıyoruz. Değerlendirmeye aldığımız her girişim bizim için bir değer taşıyor ve bu sürece uzun vadeli bir katma değer yaratma anlayışıyla yaklaşıyoruz. Girişimcilere mentorluk sağlıyor, geniş ağımızla onların yol arkadaşı ve destekçisi oluyoruz. Bunun karşılığında ise girişimcilerden aynı şeffaflık ve özeni bekliyoruz.
Yeni yatırımcılara, girişimcileri yakından tanımalarını, iş modellerini ve sektörlerini anlamalarını, ayrıca mevcut pazar trendlerini takip etmelerini öneriyorum. Yatırımlarını çeşitlendirerek risklerini minimize etmeleri ve bu sayede risk-ödül dengesine sahip optimal bir portföy oluşturmaları önemli. Ayrıca ekosistem içindeki bağlantılarını güçlendirmeli ve ağlarını geliştirmeliler. Bu süreç, uzun vadeli oyun planları üzerine kurulu olduğu için sabırlı olmak da kritik bir başarı faktörüdür.
Platformumuzun sağladığı en büyük avantajlardan biri, yatırımların profesyonel bir yönetim çerçevesinde gerçekleştirilmesidir. Ortak yatırım için açtığımız girişimler, girişim sermayesi fonlarından yatırım almış ve belirli inceleme kriterlerinden geçmiş projelerdir. Bu yapı sayesinde, yatırımcılarımıza daha güvenli ve şeffaf bir yatırım ortamı sunuyor, onlara değerlendirilebilir fırsatlar yaratıyoruz.
Deneyimleriniz çok kıymetli. Sizce her girişimin yatırıma ihtiyacı var mı? Henüz yolun başında olan girişimlere neler önerirsiniz? Nasıl bir yol izlemeliler?
Bir girişimin yatırıma ihtiyaç duyup duymadığı, iş modeline, hedeflerine ve mevcut kaynaklarına bağlıdır. Sonuçta, girişimler yatırım alarak kendilerine ortak almayı tercih ederler. Eğer yatırım, diğer alternatiflere kıyasla daha güçlü bir sinerji yaratıyorsa bu seçeneğe yönelmeliler. Bunun yanı sıra, hibelerden ve stratejik iş birliklerinden de faydalanmanın yollarını aramalılar.
Henüz yolun başındaki girişimlerin, pazar ihtiyaçlarını ve mevcut problemleri iyi analiz etmeleri büyük önem taşır. Geri bildirime açık olmak, eksiklikleri hızlıca fark edip geliştirme fırsatı sunar. Ayrıca kaynakların verimli yönetimi, stratejik ortaklıklar kurma, sağlam bir ekip oluşturma ve açık iletişim kurma becerileri, sürdürülebilir büyümenin temel taşlarıdır. Gerektiğinde pivot yapma yetkinliklerini geliştirmeleri de girişimin dinamik piyasa koşullarına adapte olmasını sağlayacaktır.
Yeni başlayan girişimler ekosisteme nasıl uyum sağlamalı, nereden başlamalı? Karşılaşabilecekleri zorluklar neler olabilir?
Yeni başlayan girişimler için aslında ekosistemde farklı fırsatlar bulunuyor. Uyum sağlayabilmeleri için, özellikle erken aşamada olan girişimlere, bir kuluçka merkezi ya da hızlandırma programına dahil olmalarını öneririm. Bu tür programlar, hem mentorluk hem de geniş bir network desteği sağlayarak girişimlerin ekosisteme daha hızlı adapte olmalarına yardımcı olur.
Bunun yanı sıra, artık çevrimiçi ortamda birçok ücretsiz ya da uygun maliyetli kaynak bulunuyor. Girişimcilerin, bu kaynakları kullanarak eksik olduklarını düşündükleri alanlarda kendilerini geliştirmeleri son derece önemli. Sürekli öğrenme ve güncel bilgiye erişim, onların başarısında kritik bir rol oynar.
Yeni girişimcilerin karşılaştığı en büyük zorluklardan biri, aynı anda birden fazla şeyi başarmak zorunda olmalarıdır. Hem yatırımcıları ikna etmeye hem müşterileri bulmaya çalışırken, bir yandan da ürünlerini geliştirmek ve işlerini büyütmek zorundalar. Bu süreçte pes etmemek, güçlü bir motivasyonla hareket etmek çok önemlidir.
Bu nedenle ekip faktörü hayati bir rol oynar. Ekip içindeki motivasyonu yüksek tutmak, üyelerin birbirlerini desteklemesi ve görev paylaşımını etkili bir şekilde yapması, bu zorlu süreçte işleri kolaylaştırır. İyi bir ekip, girişimin en değerli kaynaklarından biridir.
Yakın ve uzak dönem planlarınız neler? 2025 yılına dair hedefleriniz neler? Bizi nasıl bir 2025 yılı bekliyor?
2025 yılının hem dünya genelinde hem de Türkiye’de iyileşmelerin yaşandığı bir yıl olmasını bekliyorum. Özellikle yılın ikinci yarısında, girişimcilik ekosisteminin daha da güçleneceğini öngörüyorum.
Startupfon olarak, 2025’i büyüme yılı olarak planlıyoruz. Öncelikli hedeflerimiz arasında, platformumuzda yer alan yatırımcı sayısını artırmak yer alıyor. Bu doğrultuda, yatırımcılarımızı bilgilendirecek etkinlikler ve içerikler sunmayı planlıyoruz.
Ayrıca, Startupfon ortak yatırım platformunu diğer fonların kullanımına açmayı hedefliyoruz. Böylece yalnızca Startupfon fonlarına değil, ekosistemdeki diğer fonların yatırımlarına da ortak yatırımcı olarak katılma fırsatı sunmayı amaçlıyoruz. Bunun yanı sıra, yeni fonlar kurmak da 2025 gündemimizin önemli bir parçası olacak.
Tüm fonlarımızla birlikte, 2025 yılında yaklaşık 15-20 yatırım yapmayı planlıyoruz. Uzun vadede ise Startupfon’u yalnızca Türkiye’de değil, farklı coğrafyalarda da faaliyet gösteren küresel bir platform haline getirmeyi hedefliyoruz. Bu vizyonumuz, girişimcilik ekosisteminde daha geniş bir değer yaratma misyonumuzun bir parçası.