Hayat Fintek Genel Müdürü Doğan Tanrıseven, “2024 yılı değerlendirmeleri ve 2025 yılı beklentileri” ile Fintechtime Ocak 2025 sayısında yer aldı.
2024 yılı finansal teknolojiler (fintek) sektörü için son derece verimli geçti. Dinamik, hızlı büyüyen, yenilikçi işler ve iş birlikleri ile özgün iş modelleri peşinde koşan, adından sıkça söz ettiren, sadece startup’lar veya yeni girişimlerin değil, bankalar dahil büyük ve köklü şirketlerin de yatırım yaptığı önemli bir alan haline geldi. Küresel ölçekte de Türk fintek şirketlerinin varlıklarını ve iş yapma iştahlarını gözlemliyoruz. Finans ve finans dışı sektörlerin finteklere olan ilgisini, özellikle ödeme sistemleri alanında mevcut veya planlanan birçok yatırımın olması dolayısıyla yakından takip ediyoruz. Türkiye’nin güçlü ve dinamik fintek ekosistemi, özellikle mobil ve dijital teknolojilerin benimsenme oranındaki yüksek hız ve nüfusun teknolojiye olan yatkınlığı, Türkiye’yi bir fintek hub’ı haline getirdi. Global anlamda ise fintek sektöründeki ivmelenme, dijitale doğan bu sektörün önemli bir potansiyeli barındırması, çevik iş modellerine uyumlanabilir olması ve sunduğu dijital kolaylıklar ile yükseliş trendinde. Diğer bir deyişle, talep gören sektör dünyada da hızla büyümeye devam ediyor.
Konuyu, Türkiye’nin ilk dijital bankası olarak 2023 yılı eylül ayında faaliyetlerine başlayan Hayat Finans’ın penceresinden değerlendirmem gerekirse fintekler bizim çok değerli iş ortaklarımız, paydaşlarımız. Bu yolda tek başımıza yürüyemeyiz. Bizim çok güçlü iş ortaklarına ihtiyacımız var. Fintekler her zaman çeviklikleriyle, hep önde koşan, inanılmaz motive, teknolojiyi çok takip eden ve esnekliğiyle kurumsal yapıların önünde düşünen kuruluşlar. Bizler eğer finteklerle yeteri kadar iş birliği yaparsak, onların geleceğini, onların vizyonunu, onların bize sağladığı faydaları doğru anlarsak, yeniliklere açık olursak, bu, bizlerin de gelişimi için çok önemli katkılar sağlar. Finteklerle olan süreçleri kolaylaştırmak, daha çevik bir yapıya ulaşmak için kuruluşumuzun ardından, henüz 6. ayımızda benim de Genel Müdürü olarak görev aldığım, bankamızın yüzde yüz iştiraki olan finansal teknoloji şirketimiz Hayat Fintek’i kurduk. Şu anda Hayat Finans olarak 400 binin üzerinde müşteriye ulaşmamızda büyük pay sahibi olan Hayat Pay isimli dijital ödeme sistemimiz de çok değerli bir fintek iş birliğinin somut çıktısıdır. Özetle müşteri ölçeklenmemizde Hayat Pay’in ve Hayat Fintek’in rolü çok büyük.
2025 ve sonrası için daha rekabetçi bir ortam bizleri bekliyor. Rekabetin ana odağını; bankacılık, perakende, ulaşım, üretim ve teknoloji gibi ana sektörlerde büyük müşteri tabanı olan şirketlerin fintek dünyasında nasıl bir oyun planı kuracakları ve büyük müşteri tabanı olmayan ama sektörde yer almak isteyen şirketlerin bu rekabet ortamında yenilikçi ve aynı zamanda talep görecek hangi değer önerilerini ortaya koyacakları belirleyecek.
Sektörün en büyük riskleri ve fırsatları; gelir yaratma, şirket değerlerini koruma ve artırma, müşteri odaklı iş birlikleri geliştirme, kişiselleştirilmiş müşteri deneyimi sunma ve güven inşa etme süreçlerinde gerçekleşecek. Bu alanlarda başarı sağlamak; yapay zeka, veri analitiği, blokzincir, makine öğrenmesi ve pazarlama analitiği gibi ileri teknolojilere hızla adapte olmayı gerektiriyor. Bu teknolojiler, sektördeki dinamiklerin belirlenmesinde kritik rol oynuyor. Günümüzde bireylere “Cüzdanınızı mı yoksa cep telefonunuzu mu evde unutmak istemezsiniz?” diye sorsak, çoğunlukla “telefonum” cevabını alırız. Çünkü cep telefonları artık yalnızca bir iletişim aracı olmanın ötesine geçti, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası haline geldi. Gelişen teknoloji ve mobil cihazlar sayesinde günlük ihtiyaçların neredeyse tamamı dijitalde kolayca karşılanabilir hale geldi. Bu eğilim, şirketlerin müşterilerine sadece fiziksel lokasyonlarda değil, aynı zamanda mobil uygulamalar ve dijital sadakat programlarıyla da ulaşmalarını zorunlu kıldı. Müşteriyi tanıma, erişim sağlama ve veri sahipliği gibi avantajlar sunan “doğrudan müşteri” (Direct-to-Customer, D2C) modellerinin önemi bu doğrultuda giderek artıyor.
Bu çerçevede, 2025 yılı ve sonrasında özellikle bankacılık ve fintek sektörünün, perakende gibi diğer sektörlerle iş birliklerini artıracağını, müşteriye erişim ve kesintisiz bir müşteri deneyimi yaratma konusunda daha entegre çalışacağını ön görüyoruz. Sektörler arası geçişkenliğin yoğun olarak yaşandığı dijital dünyada, servis modeli bankacılığı ve gömülü finans gibi çözümler daha fazla ön plana çıkacak. Rekabetin yoğun olduğu bir ortamda, şirketlerin büyüklüğünden ziyade müşteri beklenti ve ihtiyaçlarına doğru, hızlı ve zamanında yanıt verebilme yetenekleri belirleyici olacaktır. Bu doğrultuda, sektöre ve müşteri segmentine özel çözümlerin hız kazanacağı, daha esnek ve inovatif yaklaşımların tercih edileceği bir döneme giriyoruz. Bu dönüşüm sürecinde hem teknoloji hem de müşteri beklentilerine uyum sağlayabilen şirketlerin başarıya ulaşma ihtimali çok daha yüksek olacak.