Finansal Teknoloji Yazarı Dilek Taşhanlı, Fintechtime Mart sayısı için yazdı “Eşitlik bir Hayal Değil, Bir Karardır”.
“Fintechtime’da 8 Mart’ı içine alan Mart ayına yakışan bir konu “Finansal Teknoloji Sektörünün Kadın Liderleri” yerini alacak iken bu ay dergi için yazacağım makalenin konusunu düşünüyordum. İlk düşündüğüm konu “Bankalardan Fintek Şirketlerine Kayan Servet Değişimi” idi ancak önüme düşen bir haber ile servetin sadece kurumlar arasında değil kadın ve erkek cinsiyetleri arasında da el değiştirdiği dikkatimi çekti. Bunu araştırırken de aşağıdaki gibi harika ve umut verici bir makale ortaya çıktı. Umarım sizler de keyif alırsınız…”
Eşitlik bir Hayal Değil, Bir Karardır
Amerika’lı cinsiyet eşitliği savunucusu Female Quotient ve SeeHer’ün kurucusu Shelley Zalis: “Eşitllik bir Hayal Değil, bir Karar’dır.”
Fintechtime’da 8 Mart’ı içine alan Mart ayına yakışan bir konu “Finansal Teknoloji Sektörünün Kadın Liderleri” yerini alacak iken bu ay dergi için yazacağım makalenin konusunu düşünüyordum. İlk düşündüğüm konu “Bankalardan Fintek Şirketlerine Kayan Servet Değişimi” idi ancak önüme düşen bir haber ile servetin sadece kurumlar arasında değil kadın ve erkek cinsiyetleri arasında da el değiştirdiği dikkatimi çekti. Bunu araştırırken de aşağıdaki gibi harika ve umut verici bir makale ortaya çıktı. Umarım sizler de keyif alırsınız.
Arya Kadın Yatırım Fonu’nun kurucusu Ahu Serter’in Harvard Business Review “Sesi Açıyoruz” programındaki röportajında dinlediğim “Dünya servetinin yarısı kadınların eline geçecek.” sözü de bu araştırmamın sonunda iyice aklıma yattı. Araştırmanın detaylarına girmeden Arya Kadın Yatırım Platformu’nun kuruluş amacını da Ahu Serter’in ifadesiyle yazıma eklemek bu araştırmanın konseptine oldukça uygun olduğunu düşünüyorum. Ahu Serter ve tüm Arya Kadın Yatırım Platformu kurucu ve emektarlarına kurdukları ekosistem ile Türkiye’ye katkıları için teşekkürler.
“MENA’nın ilk ve tek cinsiyet dengesi odaklı girişim sermayesi şirketi olan Arya Ventures, cinsiyet odaklı yatırımın sadece etik olmadığını, aynı zamanda akıllı bir iş olduğunu kanıtlıyor. 25 milyon dolarlık bir fon büyüklüğü, 15 portföy şirketi ve 85’ten fazla yatırımcıdan oluşan büyüyen bir ağ ile kadınların yönettiği işletmeleri güçlendiriyor ve startup ekosisteminde başarıyı yeniden tanımlıyoruz. 500’den fazla C-Level iş kadını üyesine sahip Arya Kadın Yatırım Platformu ile birlikte, kadınların sadece katılımcı değil, aynı zamanda değişim yaratıcısı olduğu bir ekosistem inşa ediyoruz.”
MassChallenge 2009 yılında Boston’da kurulmuş ve misyonu cesur girişimcileri statükoyu bozmak ve anlamlı değişim yaratmak için donatmak. Sürdürülebilir bir dünya için kadın girişimlerin önemine inanan MassChallenge 2010’dan beri 1500 şirkete 3 milyar dolar fon buldu ve 80 binden fazla iş yarattı. Boston Consulting Group’un (BCG) MassChallenge ile yaptığı sektör araştırması işbirliğinde kadın kurucuların erkek kuruculardan daha az yatırım almasına rağmen daha fazla gelir yarattığı ortaya çıktı. Son 5 yıllık yatırım ve gelir verilerine baktığımızda kadın kurucuların yer aldığı şirketlerle sadece erkek kurucuların yer aldığı şirketler arasında ciddi bir fark bulunuyor. Erkek kurucusu olan şirketler 2.1 milyon $ yatırım almışken kadın kurucusu olan şirketler 935 bin $’lık yatırım aldığı görülüyor. Yatırım yapılan şirketlerin gelirlerine baktığımızda ise kadın kurucuların olduğu şirketlerin gelirde %10 daha iyi olduğu görülüyor. Ayrıca yapılan yatırımın ne kadar efektif olduğunu ele aldığımızda erkek kurucuların olduğu şirketlerde yatırım yapılan 1 $’dan 31 cent’ini geri dönerken, kadın kurucuların şirketlerinde 1$’dan 78 cent’in geri döndüğü görülmüş. Yine pitchbook data’nın verilerine göre 2016’dan beri kadın kurucuların sadece %4.4’ü VC (venture capital) görüşmelerine dahil edilirken bunlardan da sadece %2’si yatırım alabilmiş. Kadın kurucuların tek karşılaştıkları durum maalesef yatırım alamamak da değil. Pitch sunumları sırasında teknolojiyi sadece erkek kurucu biliyor gibi kendilerine teknik soruların sorulmaması ya da ürünleri daha düşük ekonomik seviyeye hitap ettiğinde ya da kadınlara spesifik ürünler olduğunda bu ürünlerin yatırımcılar tarafından anlaşılamaması. Rethink adlı Amerikan temelli bir VC ise sadece kadınlara ve sosyal etkisi olan ürünlere yatırım yapmak üzere kurulmuş. Tüm veriler şunu gösteriyorki; adil bir yatırım sağlanana kadar pozitif ayrımcılık olması dünyadaki denge için önemli.
BiteInvestment’ın 2021 yılında yaptığı analizde ise Birleşik Krallık’ta kadın girişimciler, erkeklerin iki katından daha fazla oranda iş kuruyorlar; öyle ki 2035 yılına kadar kadınların ülkenin kişisel servetinin %60’ından fazlasını kazanması öngörülüyor. BCG’ye göre 2021 yılı itibariyle de dünya servetinin %32’sini kadın girişimciler çoktan ele geçirmiş bile. Kadınlar her yıl global servet havuzuna da 5 trilyon $ katıyorlar. Hal böyle iken kadınların servetlerini yöneten kişilerin de demografik durumu önem arz ediyor. BCG 2020 varlık yönetimi müşteri anketine göre kadınların sadece %39’u kadın fon yöneticilerine sahip olduğundan danışmanlarından memnuniyet oranı da azalıyor. Kadınların bu servetlere sahip olmalarında tabiki kültürel ve ülkelerindeki toplumsal konumları da önem arz ediyor. Kuzey Amerika’da servet kadınların eline geçse de Orta Doğu ve Japonya da toplumsal etkilerden kadınların ilerleme oranı düşük kalıyor. Tüm finansal danışmanların, serveti ele geçireceği ön görülen kadınlar hakkındaki önyargılarını ortadan kaldırması ve her birinin benzersiz ve erkeklerden farklı kişisel finansal hedefleri (bir sonraki nesile aktarılacak aile mirası inşa etmek, emeklilik için finansman, sosyal etki, bir aile şirketini desteklemek) olan bir birey olarak ele alması zorunlu hale geliyor. Bu tutumun tüm personel tarafından benimsenmesi için farkındalık eğitimleri de kaçınılmaz görülüyor.
Yatırım söz konusu olduğunda araştırmalar, kadınların gelecek nesile daha iyi bir dünya bırakmak için olumlu sosyal ve çevresel etki yaratan yatırımlara odaklanma olasılıklarının erkeklere oranla daha yüksek olduğunu gösteriyor. WealthiHer Network tarafından yapılan bir araştırma, kadınların %75’inin sorumlu bir şekilde yatırım yapmanın, elde ettikleri getirilerden daha önemli olduğuna inandığını öne sürüyor. Kadınların yaklaşık %53’ü toplumlarına geri vermek istediklerini belirtirken, %63’ü hayırseverlik yapmanın önemli olduğuna inanırken, erkeklerin %56’sı hayırseverlik yapmanın önemli olduğuna inanıyor. Araştırma ayrıca, Çin’deki kadınların %98’inin yatırım yaparken dikkate alınması gereken en önemli faktörlerin bir şirketin çevresel uygulamaları ve toplumlar üzerindeki olumlu etkisi olduğuna inandığını ve %93’ünün geleceğe yatırım yaparken sorumlu bir yaklaşım benimsemek istediğini belirtti. WealthiHer Network, kadın milenyum kuşağının özellikle sürdürülebilir yatırıma odaklandığını buldu. 22 ila 38 yaş arasındaki kadınların %90’ından fazlası, sosyal ve çevresel nedenlerin ve sorunların kendileri için çok önemli olduğunu söyleyecektir. Yatırım yoluyla servet artışının yanı sıra, artık daha fazla kadın servetlerini toplumun ve çevrenin mevcut durumunu iyileştirmek için kullanabileceklerini gerçekten anlıyoruz.
Ahu Serter’in röportajında ilettiği gibi kadınları dünyayı iyileştirmeye iten belki de yüzyıllardır erkek egemen dünyada farklılığın bedelini ödememizdir. Cinsiyet farklılığının yanı sıra zihniyet farklılığımız ve bu zihniyet farklılığının ödüllendirilmesi yerine halen sanayi üretim sistemine hizmet edecek şekilde sınırlandırılmış kurumlarda standart düşünce ve üretimin beklenmesidir. Statükoya meydan okuyan bu kadınların yüzyıllardır “öğrenilmiş dışlanmışlığını” motivasyon gibi olumlu bir duyguya yönlendirmeleri de gelecek yıllarda dünya servetinin neden el değiştireceğine güzel bir neden gibi duruyor. Hiç kimse öğrenilmiş dışlanmışlıkla büyümüş bir cinsiyetten daha girişimci olamaz!