“Fintek Dünyasının Kadın Lideri” Multinet Up Müşteri Deneyimi Genel Müdür Yardımcısı Gül Bilgin Mokan ile gerçekleştirdiğimiz özel röportaj, Fintechtime Mart sayısında yer aldı.

2024 yılı sizin için nasıl geçti? Belirlediğiniz hedeflerin ne kadarını gerçekleştirebildiniz? Sizi en çok gururlandıran başarılar nelerdi?

VUCA dünyasında her yıl, tahmin edilmesi neredeyse imkânsız belirsizlikler, karmaşık dinamikler ve hızla değişen koşullar ortaya çıkıyor. İş dünyasında artık sabit olan tek şeyin değişim olduğunu biliyoruz. Küresel ekonomik dalgalanmalar, yeni teknolojilerin hızlı yükselişi, tüketici beklentilerinin dönüşümü ve dijitalleşmenin ivme kazanması derken her yeni yıl, yepyeni fırsatlar ile birlikte bilinmezlikleri de beraberinde getiriyor. Ama işin güzel tarafı şu ki bu ortamda başarılı olmanın yolu, belirsizliğe takılıp kalmak yerine onu yönetmeyi öğrenmekten ve değişimi bir avantaja çevirmekten geçiyor. Ben de her zaman fırsatlara odaklanmayı seçenlerdenim.

2024’te de özellikle üretken yapay zekâ (GenAI) ve no-code/low-code teknolojilerinde büyük bir potansiyel gördük ve bu alanlara yoğunlaştık. Ekibimle birlikte müşteri etkileşim noktalarımızı ve operasyonlarımızı dijitalleştiren projeler geliştirdik. Üstelik bunu, Z kuşağından oluşan harika bir ekiple yaptık. Yeni nesil teknolojileri içselleştiren projeler üreterek, günlük iş yapış şeklimizi tamamen değiştirdik. Mesela chatbot’umuzu büyük dil modellerine (LLM) taşıdık, iki farklı RPA modeli tasarlayarak süreçlerimizi otomatize ettik. Tüm kanallarda AI destekli duygu analizi yaparak müşterilerimizin hislerini anlık olarak ölçmeye başladık. Onay akışlarımızı tamamen dijitalleştirdik, raporlarımızı Business Intelligence (BI) araçlarına taşıdık. Sonuç olarak müşteri etkileşim süreçlerimizin yüzde 57’sini dijitalleştirdik ve 143 kişilik iş gücü tasarrufu sağladık.

Ama işin en güzel kısmı bunları yaparken öğrendiklerimizdi. Teknoloji işin elbette büyük bir parçası ama esas farkı yaratan insan. Gençlerle birlikte çalışmak, onların enerjisini ve yenilikçi bakış açısını sürece katmak inanılmaz bir deneyimdi. Üstelik tüm bu projeleri tamamen kendi iç kaynaklarımızla yönettik, dış destek almadan, birlikte öğrendik ve uyguladık. İş dünyası dönüşüyor, biz de bu dönüşümü bizzat yaşayarak, deneyimleyerek, keşfederek ilerledik. 2024 hem teknolojik dönüşüm hem de ekip ruhu açısından unutulmaz bir yıl oldu.

 

Güncel ajandanızda hangi öncelikler var? Yakın ve uzun vadeli hedefleriniz arasında öne çıkan projeler hangileri?

2024’te başladığımız üretken yapay zekâ ve no-code/low-code projeleriyle çok güzel bir ivme yakaladık, ama bu daha bir başlangıç. Şimdi öncelikli hedefimiz, bu teknolojileri daha geniş bir perspektife yayarak sadece operasyonel süreçleri dönüştürmekle kalmayıp, ekibimizin yetkinliklerini de bu dönüşümle birlikte yeniden şekillendirmek.

Kısa vadede odaklandığımız nokta, rutin işlerin otomatikleşmesiyle birlikte ekip arkadaşlarımızın daha verimli ve hızlı çalışmasını sağlamak. Ama bunun da ötesinde, onları sadece bu araçları kullanan kişiler değil, süreç tasarlayan, teknolojiyle değer üreten profesyoneller haline getirmek istiyoruz. Küçük bir ekiple bunu başarabileceğimizi zaten kanıtladık. Şimdi bunu daha büyük bir ölçekte yaygınlaştırmak için çalışıyoruz.

Uzun vadede ise iş dünyasının önümüzdeki 10 yıl içinde dramatik bir dönüşüm yaşayacağına inanıyorum ve bu doğrultuda hem kendimi hem de ekibimi hazırlamayı bir sorumluluk olarak görüyorum. Bu dönüşümün gerisinde kalmak gibi bir seçeneğimiz yok. Tam tersine, bu sürecin içinde aktif olarak yer almalı hem kendimizi hem de ekibimizi geleceğin dünyasına hazırlamalıyız.

 

Küresel Ödeme Sistemleri Ekosistemi Sizce Nasıl Evrilecek? Önümüzdeki Dönemde Hangi Teknolojiler ve Trendler Hayatımızı Şekillendirecek?

Ödeme sistemlerinin geleceğine dair oldukça iyimserim çünkü teknoloji, finansal hizmetlerin sunum biçimini köklü şekilde dönüştürüyor. Son yıllarda gördüğümüz dijitalleşme dalgası hızlanarak devam edecek ve bu dönüşüm, ödeme ekosistemini daha akıllı, erişilebilir ve sürdürülebilir bir yapıya taşıyacak.

Önümüzdeki dönemde özellikle üretken yapay zekânın (GenAI) yükselişi, finansal hizmetleri çok daha kişiselleştirilmiş ve proaktif hale getirecek. Yapay zekâ destekli sistemler, kullanıcıların finansal alışkanlıklarını analiz ederek onlara özel hizmetler sunacak; aynı zamanda risk yönetimi ve dolandırıcılık önleme mekanizmalarını güçlendirerek güvenliği artıracak. Bunun yanı sıra, no-code ve low-code platformlar sayesinde çok daha geniş bir kitle teknolojiyi kullanarak yenilikçi çözümler üretebilecek. Diğer önemli bir konu ise sürdürülebilirlik. Finans sektörü de çevresel ve sosyal sorumluluklarını göz önünde bulundurarak ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) kriterlerine daha fazla odaklanıyor. Önümüzdeki yıllarda, karbon ayak izini azaltan ödeme çözümleri, çevre dostu finansal ürünler ve yeşil yatırımlara yönelik teşvikler giderek yaygınlaşacak.

Ayrıca API ekosistemleri ile geleneksel finans kurumlarının entegrasyonu daha da güçlenecek. Bu durum da müşteri deneyimini iyileştirirken, kullanıcıların tek bir platform üzerinden çok daha fazla finansal hizmete erişebilmesini sağlayacak.

Tüm bu dönüşümler, iş yapış modellerimizi de kökten değiştirecek. Biz de bu değişimde etkin bir rol üstlenmeye ve süreci en iyi şekilde yönetmeye hazırız.

 

2024 yılına ve fintek sektörüne dair değerlendirmelerinizle başladık. Şimdi biraz daha kişisel bir yolculuğa çıkalım ve liderlik hikayenizin, ilham verici bakış açılarınızın izini sürelim. Kadın liderliğinin sektördeki etkisini ve sizin kariyer yolculuğunuzu daha yakından tanımak istiyoruz.

 

Multinet Up Müşteri Deneyimi Genel Müdür Yardımcısı Gül Bilgin Mokan

Multinet Up Müşteri Deneyimi Genel Müdür Yardımcısı Gül Bilgin Mokan

Ödeme Sistmeleri Sektörüne nasıl adım attınız? Bu yolculukta sizi motive eden unsurlar nelerdi?

Liderlik yolculuğum oldukça dinamik ve farklı sektörlerde edindiğim deneyimlerle şekillendi. Mühendislik eğitimi aldıktan sonra kariyerime savunma sanayinde başladım. Ardından otomotiv sektörüne geçtim ve burada analitik düşünme, problem çözme ve süreç yönetimi konularında ciddi bir tecrübe kazandım. Ancak ödeme sistemleri dünyasına girişim tamamen tesadüf eseri oldu. 2014 yılında bu sektöre adım attığımda işin doğası ve dinamizmi beni fazlasıyla etkiledi.

Ödeme sistemleri, sürekli gelişen ve yeniliğe adapte olmayı gerektiren bir alan. Teknolojinin, müşteri beklentilerinin ve regülasyonların hızla değiştiği bu sektörde, durağan kalmak gibi bir seçenek yok. Bu hareketlilik, her gün yeni şeyler öğrenmeyi ve kendimi geliştirmeyi zorunlu kıldı ki bu da benim için oldukça motive edici bir unsur.

Beni bu sektörde en çok heyecanlandıran şeylerden biri de çok yönlü düşünmeyi gerektirmesi. Ödeme sistemleri, teknolojiyi, regülasyonları, müşteri deneyimini ve güvenlik süreçlerini aynı anda entegre etmeyi zorunlu kılan bir yapıya sahip. Bu karmaşıklığı yönetmek, sürekli yeni çözümler üretmek ve sektördeki dönüşüme liderlik etmek benim için büyük bir motivasyon kaynağı oldu.

Ayrıca, sektörde çalışan profesyonellerin kalifikasyon seviyesi oldukça yüksek. Bu da liderlik anlayışımı dönüştüren önemli unsurlardan biri oldu. Geleneksel liderlik anlayışından uzak, daha katılımcı, çevik ve uyum sağlayan bir yönetim modeli benimsemem gerektiğini fark ettim. Ekiplerle birlikte öğrenmek, deneyim paylaşımıyla büyümek ve ortak akıl yaratmak, bu yolculuğu benim için çok daha keyifli hale getirdi.

 

Kadın liderler bu sektöre nasıl bir vizyon katıyor? Farklı bakış açıları sektörde nasıl bir değişim yaratıyor? 

Kadınların iş dünyasında değişime açıklığı, çok yönlü düşünme yeteneği ve toplumsal duyarlılığı, özellikle ödeme sistemleri ve fintek ekosisteminde büyük bir fark yaratıyor. Bugün iş dünyasının çeşitliliğe her zamankinden daha fazla ihtiyacı var. Kadın liderler, bu kapsayıcı bakış açısını sektöre taşıyarak yalnızca teknik ve stratejik alanlarda değil, insan odaklı yaklaşımlarda da ciddi dönüşümler sağlıyor.

Özellikle müşteri deneyimi ve ekip yönetimi noktasında kadın liderlerin güçlü yanları devreye giriyor. Empati ve duygusal zekâ becerileri, müşteri ihtiyaçlarını daha iyi anlamayı ve finansal hizmetleri daha kişiselleştirilmiş hale getirmeyi sağlıyor. Bugün kullanıcıların beklentisi sadece hızlı ve güvenli ödeme yapmak değil, kendilerine özel, şeffaf ve güven veren bir hizmet almak. Kadın liderlerin bu alandaki hassasiyeti, müşteri memnuniyetini artıran ve sadakati güçlendiren bir etki yaratıyor.

Ayrıca, kadın liderlerin ekip yönetiminde daha kapsayıcı ve iş birliğine dayalı bir yaklaşımı benimsediğini düşünüyorum. Farklı bakış açılarını bir araya getirebilmek, inovasyonu teşvik eden en önemli faktörlerden biri. Çeşitli ekiplerle çalışmak, herkesin kendini ifade edebildiği bir ortam yaratmak, daha yaratıcı ve sürdürülebilir çözümlerin ortaya çıkmasını sağlıyor.

Bunun yanı sıra, kadın liderlerin sürdürülebilirlik ve sosyal sorumluluk konularına daha fazla önem verdiğini de görüyoruz. ESG (Çevresel, Sosyal ve Yönetişim) kriterlerine duyarlılık, finansal hizmetlerin sadece kâr odaklı değil, aynı zamanda toplum ve çevre için de değer yaratan bir modele dönüşmesine katkı sağlıyor. Sektörde etik ve sürdürülebilir iş modellerinin yaygınlaşması, tüketicilerin de markalara olan güvenini artırıyor.

Kadınların fintek ve teknoloji dünyasında daha fazla yer alması, yeni nesil liderler için de önemli bir motivasyon kaynağı. Genç kadınların bu alanlara olan ilgisini artırmak, onlara rol model olmak ve çeşitliliğin gücünü daha fazla hissettirmek hepimizin sorumluluğu. Sektördeki kadın liderlerin etkisi yalnızca bugünle sınırlı değil; geleceği şekillendiren, yeni nesil liderlere ilham veren bir dönüşüm sürecinin parçası.

 

Kadın girişimciler için bu alanda hangi fırsatları görüyorsunuz? Şirketinizde bu potansiyeli destekleyen uygulamalarınız var mı?

Ödeme sistemleri sektöründe kadın çalışan oranı oldukça yüksek, ancak kadın girişimcilerin sayısı hala beklenen seviyeye ulaşmış değil. Oysa bu alanda büyük bir potansiyel var. Teknoloji ve finans gibi yenilikçi ve dinamik sektörlerde kadın girişimcilerin daha fazla yer almasını sağlamak, sadece toplumsal cinsiyet eşitliği açısından değil, sektörün gelişimi açısından da kritik. Çünkü kadınların getirdiği bakış açısı, inovasyonu ve müşteri odaklı çözümleri güçlendiriyor.

Bu nedenle, kadın girişimcileri destekleyen projelere özellikle önem veriyorum. Finans ve finansal teknoloji sektörlerinde kadın liderleri bir araya getiren WBN Türkiye’nin İcra Kurulu üyesiyim ve buradaki öncelikli hedefimiz, kadınların iş birliği yaparak birbirini güçlendirmesi ve sektöre yeni yetenekler kazandırması. WBN bünyesinde, kadın liderlerin bilgi ve deneyimlerini paylaşabilecekleri, birbirlerine destek olabilecekleri çeşitli etkinlikler ve seminerler düzenliyoruz. Bunlardan biri de SHEnergy etkinliği, finans ve teknoloji alanındaki kadınların deneyimlerini paylaştıkları, ilham veren bir platform. Bu tür organizasyonların, kadınların iş dünyasında daha etkin ve başarılı olmaları için çok kıymetli olduğuna inanıyorum.

Gözlemim şu ki, sektörde yıllardır tecrübe kazanmış, alanında uzmanlaşmış çok sayıda kadın var. Ancak bu kadınların girişimciliğe adım atmaları konusunda daha fazla desteklenmeleri gerekiyor. Doğru ağlarla buluşturulduklarında, finansal ve stratejik rehberlik sağlandığında, kadın girişimcilerin çok daha fazla başarı hikâyesi yazacağına inanıyorum.

Biz de şirket olarak çeşitliliği ve kadın girişimciliğini destekleyen her adımı önemsiyoruz. Kadınların teknoloji ve finans sektörlerinde daha fazla yer almasını teşvik etmek, bilgi paylaşımını artırmak ve onların potansiyelini ortaya çıkarmak için her fırsatı değerlendirmeye devam edeceğiz.

 

Kadın liderlerin öncülüğünde çalışan bir şirketin sektörde nasıl bir etkisi olduğunu gözlemliyorsunuz?

Multinet Up Müşteri Deneyimi Genel Müdür Yardımcısı Gül Bilgin Mokan

Multinet Up Müşteri Deneyimi Genel Müdür Yardımcısı Gül Bilgin Mokan

Kadın liderlerin yönettiği şirketlerde çeşitliliğin çok daha fazla benimsendiğini ve bu gücün doğru yönlendirildiğini görüyorum. Kapsayıcı liderlik anlayışı, sadece şirket içinde değil, sektör genelinde de büyük bir dönüşüm yaratıyor. Çeşitliliğin teşvik edildiği, farklı bakış açılarının değer gördüğü şirketlerde, çalışanların kendilerini ifade etme alanı genişliyor ve bu da doğrudan inovasyonu hızlandırıyor.

Özellikle ödeme sistemleri ve finansal teknoloji gibi geleneksel olarak erkek egemen algılanan sektörlerde, uzun yıllardır tecrübe kazanmış başarılı kadın liderler var. Bu kadınların varlığı, genç kadınların sektöre adım atmaktan çekinmemesi için büyük bir teşvik unsuru oluyor. Ben de bu sürecin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. İçinde yer aldığım kadın topluluklarında, genç kadınların sektöre kazandırılması için gönüllü mentorluk projeleri yürütüyoruz. Bunun yanı sıra, sektördeki kadınların başarılarını ödüllendiren organizasyonlar düzenleniyor. Bu tür girişimler, finans ve teknoloji alanlarındaki erkek egemen algısını kırarak, genç kadınların kariyerlerinde daha özgüvenli ilerlemelerine katkı sağlıyor.

Kadın liderlerin şirket kültürüne kattığı en önemli değerlerden biri de güven ortamı yaratmaları. Özgürce fikirlerin ifade edildiği, herkesin katkı sağlayabildiği bir iş ortamında, ekipler çok daha yaratıcı ve üretken hale geliyor. Çalışanların kendilerini değerli hissetmesi, iş sonuçlarına da doğrudan yansıyor. Önümüzdeki dönemde, bu kapsayıcı liderlik anlayışının daha da yaygınlaşması gerektiğine inanıyorum çünkü bu dönüşüm sektördeki herkesin gelişimini destekleyen bir ekosistem yaratıyor.

 

Kadınlar için daha kapsayıcı ve destekleyici bir iş ortamı yaratmak adına önerileriniz neler? 

Ben yönetişimde holakrasi ve çevik metodolojilerin, çeşitliliği desteklemek ve kapsayıcı bir çalışma kültürü oluşturmak açısından büyük bir katalizör olduğuna inanıyorum. Küçük ve özelleşmiş ekiplerle çalıştığımızda, özellikle kadın çalışanların becerilerini ve liderlik yetkinliklerini daha rahat ortaya koyabildiklerini gözlemliyorum. Hiyerarşik bariyerlerin ortadan kalktığı, herkesin fikirlerini özgürce paylaşabildiği bu tür esnek yapılanmalar, kadınların yaratıcılıklarını sergileyebilecekleri ve karar alma süreçlerine daha fazla dâhil olabilecekleri ortamlar yaratıyor.

Bunun yanı sıra, şirket içi mentorluk programları, kadın çalışanların kariyer gelişiminde büyük rol oynuyor. Deneyimli liderlerin genç kadınlara rehberlik etmeleri, onların özgüvenlerini artırarak sektör içinde daha güçlü bir şekilde yer almalarına olanak sağlıyor. Ben de bu süreçlerin içinde aktif olarak yer alıyorum çünkü biliyorum ki mentorluk yalnızca bireysel bir gelişim aracı değil, aynı zamanda daha dengeli ve kapsayıcı bir iş dünyası yaratmanın da en etkili yollarından biri.

İş-yaşam dengesi politikalarının benimsenmesi de kadın çalışanlar için kritik öneme sahip. Kadınların hem profesyonel hayatlarında başarılı olmalarını hem de kişisel yaşamlarındaki sorumluluklarını dengelemelerini desteklemek, iş ortamındaki motivasyonu ve verimliliği doğrudan etkiliyor. Biz Multinet Up’ta mekân bağımsız bir çalışma modeline sahibiz; şirkete gelme zorunluluğu olmadan çalışabiliyoruz. Bunun özellikle kadın çalışanlarımız ve anneler için büyük bir rahatlık sağladığını, stres seviyelerini düşürdüğünü ve şirkete olan bağlılıklarını artırdığını net bir şekilde gözlemliyoruz.

Son olarak, kadın çalışanların başarılarının takdir edilmesi ve görünür hale getirilmesi, onların daha büyük hedeflere yönelmeleri açısından kritik bir faktör. Ben özellikle takımımdaki kadınları, yaptıkları projeler için ödüllere başvurmaya teşvik ediyorum ve bu süreçte onlara destek oluyorum. Kadınların projelerini ve başarı hikâyelerini paylaşmak, sadece onların kariyerlerine olumlu yansımakla kalmıyor, aynı zamanda diğer çalışanlar için de büyük bir ilham kaynağı oluyor.

 

 

Yönetimde çeşitliliği artırmaya yönelik projeleriniz var mı? Varsa bunarın sekötr üzerindeki etkilerini nasıl değerlendiriyosunuz? 

Liderlik yolculuğum boyunca birçok deneyim yaşadım ama beni en çok etkileyen şey, kadın liderlerin dayanışma içinde olmasının gücünü keşfetmem oldu. İş hayatındaki zorluklarla tek başına mücadele etmek yerine, benzer deneyimlere sahip diğer kadınlarla bir araya gelmek, onların desteğini hissetmek ve kolektif bir güçten beslenmek benim için bir dönüm noktasıydı. Çünkü başarı yalnızca bireysel çabalarla değil, birlikte hareket ederek, deneyimleri paylaşarak ve birbirimizi destekleyerek büyüyor. Kadın dayanışması sadece bir destek mekanizması değil, aynı zamanda güçlü bir ilham kaynağı. Çünkü yaşadığımız deneyimler, karşılaştığımız engeller ve ürettiğimiz çözümler aslında birçok kadının yolculuğuna ışık tutabiliyor.

Bu süreci keşfettiğimde kendimi daha güçlü, daha dirençli ve daha kararlı hissettim. Yaş ya da pozisyon fark etmeksizin, kadınların birbirine destek olması, adeta görünmez bir güç ağı oluşturuyor. Hepimizin farklı alanlardaki deneyimleri bir araya geldiğinde, gerçekten büyük bir fark yaratabileceğimizi gördüm.

Bu yüzden liderlik benim için sadece karar almak, strateji belirlemek ya da ekip yönetmek değil. Aynı zamanda birbirimizi yukarı taşıyabileceğimiz bir alan yaratmak, yeni nesil kadın liderlere destek olmak ve onların önlerini açacak sistemleri kurmak anlamına geliyor. Bu dayanışmanın içinde kendimi bulmak ve onun bir parçası olmak, bana liderlik yolculuğumda en büyük rehberliği yapan deneyimlerden biri oldu.

 

Kadınların finans, finansal teknoloji ve ödeme sistemleri alanlarında daha görünür olması için neler yapılabilir? Genç kadınlara hangi tavsiyeleri verirsiniz?

Ödeme sistemleri ve finansal teknoloji dünyasında kadınların daha fazla görünür olması, yalnızca bireysel çabalarla değil, sektör genelinde atılacak bilinçli adımlarla mümkün olabilir. Öncelikle, mentorluk mekanizmalarının güçlendirilmesi bu konuda kritik bir rol oynuyor. Genç kadınlara en büyük tavsiyem, mutlaka bir mentor bulmaları ve bu destekleyici sistemlerden faydalanmaları olur. Günümüzde STK’lar, kurumlar ve sektör organizasyonları, kadınlara yönelik çok fazla mentorluk programı düzenliyor. Bu tür programlara katılarak sektördeki zorluklarla nasıl başa çıkabileceklerini öğrenebilir, deneyimli profesyonellerden rehberlik alabilirler. Güçlü bir mentor-menti ilişkisi, kadınların özgüvenlerini artırırken onları liderlik pozisyonlarına daha hazır hale getiriyor. 

Bunun yanı sıra, kadınların daha cesur ve iddialı olmaları gerektiğine inanıyorum. Yeni projeler ve görevler için aday olmalılar ve masada yer almalılar. Bu şekilde hem kişisel gelişimleri desteklenir hem de sektörde kadın görünürlüğü artar. 

Aynı zamanda teknoloji çok hızlı gelişiyor ve finansal teknoloji sektöründe başarılı olmak için güncelliği korumak büyük önem taşıyor. Bu nedenle genç kadınlara, eğitim programlarına, sertifika kurslarına ve sektörel etkinliklere katılmalarını öneriyorum. Kendilerini sürekli geliştirmek, yeni beceriler kazanmak ve değişen trendlere adapte olmak, onların kariyer yolculuğunu güçlendirecektir.

Son olarak, ağ kurmanın ve bağlantılar geliştirmenin önemine değinmek isterim. Sektördeki diğer profesyonellerle iletişimde olmak, etkinliklere katılmak, panellere ve sektör buluşmalarına dâhil olmak, sadece yeni kariyer fırsatları yaratmakla kalmaz, aynı zamanda bilgi ve deneyim paylaşımını da teşvik eder. Kadınların birbirini desteklediği ve birlikte güçlendiği bir ekosistem oluşturmak, bu sektörün çok daha kapsayıcı ve sürdürülebilir bir hale gelmesini sağlayacaktır.

 

Sizce kadın liderler arasında nasıl bir dayanışma ağı kurulabilir? Bu ağın sektördeki etkileri ne olur?

Benim için başarı, çevremize ve topluma bıraktığımız etkiyle ölçülür. Bir lider olarak en büyük motivasyonum, etrafımdaki insanlara ilham olmak, onların potansiyellerini açığa çıkarmalarına yardımcı olmak ve sürdürülebilir bir ekosistem yaratmak. Liderlik yalnızca iş sonuçları elde etmekle sınırlı değil; aynı zamanda başkalarının gelişimine alan açmak, yenilikçi çözümler üretmek ve topluma pozitif katkılar sunmak anlamına da geliyor.

Geleceğe dair en büyük hedefim, teknolojiyi ve insanı merkeze alan iş modelleriyle ödeme sistemlerinde daha kapsayıcı ve dönüşüm odaklı bir ekosistem yaratmak. Yapay zekâ, no-code/low-code çözümleri ve dijitalleşme ile iş yapış şekillerini çok daha verimli hale getirmek, bu sürecin merkezinde yer alıyor. Ancak bu sadece teknik bir dönüşüm değil, aynı zamanda insanların kendilerini daha değerli ve üretken hissettikleri bir çalışma kültürü inşa etme hedefiyle de bağlantılı.

Bunun yanı sıra, kadınların birbirini desteklediği ve teşvik ettiği ekosistemlerin içinde yer almak benim için ayrı bir anlam taşıyor. Kadınların iş dünyasında daha fazla yer almasını sağlamak ve onların “Bu işi ben de yapabilirim” diyerek cesur adımlar atmalarını görmek, benim için büyük bir gurur kaynağı.  

Başarıyı yalnızca bugüne değil, yarına da değer katabilmek olarak görüyorum. Bugün attığımız her adımın gelecek nesillere ilham vermesi ve onlara daha kapsayıcı, daha güçlü bir iş dünyası sunması benim en büyük motivasyonum.