İş Dijital Varlık Teknolojileri A.Ş. Kripto Varlık Yasal ve Uyum Uzmanı Av. Emre Avşar, Fintechtime Mart sayısı için yazdı “Web3, DeFi ve Akıllı Sözleşmeler: Web3 Ekosisteminde Güvenlik ve Şeffaflık Dengesi”.

Web3 ekosisteminde bu denge hem kullanıcı güvenini artırmak hem de sistemin uzun vadeli başarısını temin etmek açısından kritik öneme sahip. Güvenliğin sağlanması, özellikle akıllı sözleşmelerde hata ve açıkların minimize edilmesiyle mümkün. Ancak, sistemdeki işlemlerin şeffaf olması, her ne kadar genel güvenilirlik açısından önemli olsa da kullanıcıların gizlilik haklarının da korunması gerekiyor.

 

Web3, DeFi ve Akıllı Sözleşmeler: Web3 Ekosisteminde Güvenlik ve Şeffaflık Dengesi

Günümüz finansal ekosisteminde merkeziyetsiz finans (DeFi) ve akıllı sözleşmeler, blockchain teknolojisinin sunduğu avantajlar sayesinde hızla yaygınlaşmaktadır. Ancak, bu sistemlerin sürdürülebilirliğini sağlamak için güvenlik ve şeffaflık arasında titizlikle kurulmuş bir denge gerekmektedir. Daha önceki makalemizde de belirttiğimiz üzere, Web3 ekosisteminde bu denge hem kullanıcı güvenini artırmak hem de sistemin uzun vadeli başarısını temin etmek açısından kritik öneme sahiptir.

 

Güvenlik ve Şeffaflık Dengesi: Temel İlkeler
Güvenliğin sağlanması, özellikle akıllı sözleşmelerde hata ve açıkların minimize edilmesiyle mümkündür. Ancak, sistemdeki işlemlerin şeffaf olması, her ne kadar genel güvenilirlik açısından önemli olsa da kullanıcıların gizlilik haklarının da korunması gerekmektedir. Bu noktada, kriptografik protokoller ve inovatif teknikler devreye girmektedir.

Bu nedenle belirttiğimiz gibi, bazı ileri düzey güvenlik ve gizlilik çözümlerinin DeFi ekosisteminde nasıl uygulanabileceğine dair örneklere değinmekte fayda görünüyor.

 

Sıfır Bilgi İspatları (ZKP’lar)
ZKP’lar, bir ispatçının belirli bir bilginin doğruluğunu ifşa etmeden doğrulayıcıyı ikna etmesini sağlar. Örneğin, klasik bir örnekte Ali ve Buse, iki farklı yola (A ve B) sahip bir mağaranın girişinde bulunurlar. Mağaranın içinde, her iki yol da bir kapıya çıkar; bu kapı, yalnızca doğru şifre ile açılabilen bir kilit sistemine sahiptir. Ali, bu şifreyi bilir ancak şifreyi ifşa etmeden Buse’ye bilgisine sahip olduğunu kanıtlamak ister. Ali mağaraya girer ve rastgele olarak ya yol A’yı ya da yol B’yi seçer. Seçtiği yolda, kapıya varana kadar ilerler ve kapıda bekler. Bu esnada Buse, Ali’nin hangi yolu seçtiğini bilmemektedir. Dışarıda bekleyen Buse, rastgele bir tercih yaparak Ali’den hangi yol üzerinden çıkması gerektiğini sorar; örneğin “Lütfen A yolundan çık” veya “Lütfen B yolundan çık” gibi bir talepte bulunur.

Eğer Ali’nin, mağaraya girdiği yol Buse’nin istediği yol ile aynıysa, doğrudan o yoldan çıkar. Böylece Buse, Ali’nin doğru şifreye sahip olduğunu varsayar çünkü kilidi açmasına gerek kalmamıştır. Ancak, eğer Buse, Ali’nin girdiği yoldan farklı bir yol üzerinden çıkmasını isterse, Ali kapıya ulaşır, kilidi açmak için şifreyi kullanır ve diğer yoldan dışarı çıkar. Bu durumda, Buse, Ali’nin gerçekten şifreyi bildiğini gözlemlemiş olur.

Bu işlem defalarca tekrarlanır. Her seferinde Buse rastgele bir yol seçer ve Ali’nin o yönden çıkış yapması istenir. Eğer Ali, her seferinde Buse’nin talep ettiği yoldan çıkabiliyorsa, bu durum Buse’nin gözünde, Ali’nin şifreyi bildiğinin (yani, doğru bilgiyi kullanarak ispat yaptığı anlamına gelen) güçlü bir göstergesidir. Bu süreç, şifre gibi hassas bilgilerin ifşa edilmeden, sadece bilginin doğruluğunu kanıtlamak için kullanılan bir sıfır bilgi ispatı yöntemidir.

Bu örnek, ZKP’nın temel ilkelerini – tamlık (doğruysa ispatlanır), geçerlilik (yanlışsa ispatlanamaz) ve sıfır bilgi (doğrulayıcı ek bilgi edinmez) – somut bir şekilde açıklamaktadır.

Aslında karmaşık bir işlem gibi görünse de herhangi bir şifre ifşa edilmeden sadece şifrenin doğruluğu bilgisine sahip olunarak kriptografik gizlilik sağlanmaktadır. Web3 ekosisteminde merkeziyetsizlik, şeffaflık ve gizlilik dengesi kritik öneme sahiptir. ZKP, blok zincirinde tüm işlemlerin doğruluğunu kanıtlayarak, aynı zamanda kullanıcıların kişisel verilerini gizli tutar. Bu da, merkeziyetsiz finans (DeFi) uygulamalarında, kullanıcıların kimlik bilgileri veya işlem detaylarının izlenmesini engelleyerek, güvenlik risklerini minimize eder. Ek güvenlik katmanı görevi görür. Bu önlemler açıkça bahsettiğimiz güvenlik dengesi için önem arz edecektir.

 

Gelişmiş Kriptografik İspatlar: zk-SNARKs, PLONK, zk-STARKs ve Bulletproofs

ZKP mantığını gündelik bir örnekle anlattık ancak bu protokollerin geliştirilmesiyle oluşturulan gelişmiş ispatlara biraz göz atmak gerekebilir. Gelişmiş kriptografik ispatlar, blockchain teknolojisinin sunduğu güvenlik ve şeffaflık dengesini sağlamak için hayati öneme sahiptir. Bu teknolojiler, işlemlerin ve akıllı sözleşmelerin doğruluğunu ispatlarken, kullanıcıların hassas bilgilerini ifşa etmeden güvenli bir ortam sunması için boynuz-kulak mantığının bir göstergesidir.

zk-SNARKs (Özet, Etkileşimsiz Bilgi İspatı):
zk-SNARKs, doğrulaması kolay, küçük boyutlu kriptografik ispatlar üretir. Bu teknoloji, kullanıcıların veya işlemlerin doğru olduğunu, arka planda uzun ve karmaşık hesaplamaların yapıldığını gösterir; fakat bu hesaplamaların detaylarını ifşa etmez. Örneğin, Zcash gibi gizlilik odaklı kripto paralarda kullanılır. Burada önemli olan nokta, ispatın etkileşimsiz olmasıdır; yani ispatçı ile doğrulayıcı arasında sürekli bilgi alışverişine gerek kalmadan, tek bir mesajla doğrulama sağlanır. Bu durum, sistemdeki şeffaflık ile kullanıcı gizliliği arasında dengeli bir ilişki kurar; çünkü işlemler halka açık blok zincirinde kaydedilirken, kullanıcının özel bilgileri gizli tutulur.

PLONK:
PLONK, evrensel ve yeniden kullanılabilir bir güvenilir kurulum kullanarak, farklı programlar ve akıllı sözleşmeler için esnek bir çözümler üretmek adına kurgulanmıştır aslında. PLONK’un avantajı, tek bir kurulumla çok çeşitli işlemleri ispatlayabilmesidir.

zk-STARKs (Ölçeklenebilir Şeffaf Bilgi İspatı):
zk-STARKs, ispatçı ile doğrulayıcı arasındaki etkileşimi minimuma indirir ve güvenilir kurulum gerektirmez. Bu teknoloji, şeffaf kriptografik varsayımlar üzerine kuruludur, yani kompleks matematiksel hesaplamalar kullanarak işlemlerin doğruluğunu kanıtlar ve bu süreçte herhangi bir gizli bilgi ifşa etmez, güvenlik maksimize edilir. STARK’ların bu noktada en  büyük avantajı, büyük veri setlerinde dahi hızlı ve etkili doğrulama yapabilmesidir. Bu özellik, DeFi uygulamalarında yüksek işlem hacmi altında bile güvenli ve şeffaf bir ortam sağlar.

Bulletproofs:
Bulletproofs, ismiyle müstesna olarka kurşun geçirmezlik sınırlarını zorlar. Güvenilir kurulum ihtiyacını ortadan kaldırarak, kısa ve hafif sıfır bilgi ispatları üretir. Bu teknoloji, hem etkileşimsiz hem de verimli çalışır; böylece işlemlerin doğrulanması sırasında sistem kaynakları minimum düzeyde kullanılır. Bulletproofs’un verimliliği, özellikle düşük ücretli ve hızlı işlem gerektiren DeFi uygulamaları için önemli bir avantaj sunar. Bu sayede, kullanıcıların işlem detayları şeffaf olarak kaydedilirken, gizlilikleri korunmuş olur.

Her biri kendi alanında öne çıkan bu kriptografik ispat teknolojileri, Web3 ekosisteminde güvenlik ve şeffaflık arasında sağlam bir köprü oluşturur. Bir yandan, işlemlerin doğruluğu ve akıllı sözleşmelerin bütünlüğü kanıtlanırken; diğer yandan, kullanıcıların kişisel verileri ve hassas bilgileri ifşa edilmez. Bu dengenin korunması, DeFi uygulamalarında güvenlik açıklarını minimize eder ve kullanıcıların sisteme olan güvenini artırır.

Belirtmeliyim ki, bu gelişmiş kriptografik ispat yöntemleri, sadece teoride kalmayıp pratik uygulamalarda da büyük fayda sağlamaktadır. Hem işlem maliyetlerini düşüren hem de ölçeklenebilirlik sunan bu teknolojiler, gelecekte blockchain ve DeFi alanında daha yaygın bir şekilde kullanılacaktır. Böylece, sistemdeki riskler azaltılırken, şeffaflık ve güvenlik dengesi koruma altına alınmış olur.

 

Ring İmzaları ve İlgili Gizlilik Yöntemleri
Ring imzaları, bir grubun üyesinin anonim kalmasını sağlarken, imzanın grubun tamamı adına yapıldığını kanıtlar. Bu yöntem, özellikle Monero gibi tamamen gizlilik odaklı kripto paralarda kullanılarak işlemlerin izlenebilirliğini azaltır. Diğer teknikler arasında RingCT, Stealth Adresler, Tor/I2P yönlendirmeleri ve Dandelion++ yer almaktadır. Bu çözümler, hem işlem detaylarının gizliliğini korumakta hem de sistemin şeffaflığını ihmal etmemektedir.

Şimdi, örnek üzerinden daha anlaşılır hale getirelim:

Diyelim ki, bir grup araştırmacı var ve aralarından biri, gizli bir bilgiyi doğrulamak veya bir belgeyi imzalamak istiyor. Fakat, bu imzayı atarken kendisinin kimliğini ifşa etmek istemiyor. İşte bu noktada ring imzaları devreye giriyor.

Grup, örneğin beş kişiden oluşuyor. İmzayı atacak kişi, kendisini belli etmeden, grubun tüm üyeleri adına imza atıyormuş gibi görünür. Yani, imzanın doğruluğu kontrol edildiğinde, imzanın gerçekten bu beş kişiden biri tarafından atıldığı anlaşılır; fakat dışarıdan bakan biri, hangi üyenin imzayı attığını kesin olarak belirleyemez. Bu durum, imza atanın kimliğini korurken, işlemin gerçekten grup içindeki bir yetkili tarafından yapıldığını ispatlar.

Ring imzaları kullanılarak yapılan bu işlemde iki ana özellik öne çıkar biri Anonimlik diğeri ise bağlantısızlık Böylece, imza atan kişinin geçmişteki işlemleriyle ilişkilendirilmesi imkânsız hale gelir.

Kısacası, ring imzaları, özellikle gizlilik ve anonimlik gerektiren durumlarda, imza atan kişinin kimliğini gizlerken, işlemin doğruluğunu ve yetkililik durumunu ortaya koyan güçlü bir yöntemdir. Bu özellik, özellikle Monero gibi tamamen gizliliğe odaklanan kripto paralarda, kullanıcıların işlemlerinin izlenmesini önlemek ve gizliliği korumak için kritik bir rol oynar. Kendi yorumumla belirtmek isterim ki, ring imzaları, blockchain teknolojisinin sunduğu şeffaflık ve güvenlik dengesini sağlarken, aynı zamanda kullanıcıların kişisel bilgilerinin ifşa edilmesini engelleyen etkili bir yöntemdir.

Özel Kripto Para Örnekleri olan Zcahs ve Montero gibi kripto paralar Defi sistemlerinde bu gizlilik ve güvenlik odaklı protokollerin çalıştırılmasına da olanak sağlayan işlem sonuçlarını bizlele buluşturabilir. Yani hem kullanıcı mahremiyeti hem de şeffaflığın dengesini mükemmel bir şekilde sağlar. Bir hesap verilebilirlik unsurunu ortaya koyar.

Bu varlık örnekleri, DeFi ve akıllı sözleşmelerde karşılaşılabilecek risklere karşı alınabilecek teknik önlemlerin pratikte nasıl uygulanabileceğini göstermektedir.

 

Alınabilecek Önlemler ve Öneriler
Belirtmeliyiz ki yukarıda bahsedilen teknik çözümler, DeFi ekosisteminde güvenlik ve şeffaflık dengesini korumak için sadece teknik altyapının geliştirilmesiyle sınırlı kalmamalı; aynı zamanda kullanıcı eğitimi ve risk yönetimi süreçleriyle de desteklenmelidir. Kod güvenliği ve potansiyel açıkların tespiti için düzenli denetimler yapılmalı, hata payını minimize edecek test süreçleri işletilmelidir. ZKP’lar, zk-SNARKs gibi ileri düzey teknolojilerin, akıllı sözleşmelere entegre edilerek, kullanıcı verilerinin ve işlem detaylarının gizliliği artırılmalıdır.

Kullanıcılar, kullandıkları cüzdan tiplerinin ve işlemlerin riskleri hakkında düzenli bilgilendirilmelidir. Bu, özellikle DeFi ve merkeziyetsiz platformlarda önemli bir risk azaltma stratejisidir. Ayrıca sistem üzerindeki olağan dışı hareketlerin tespit edilmesi için sürekli izleme sistemleri kurulmalı, şüpheli durumlarda anlık müdahale edilebilmelidir.

Nihayetinde Web3 ekosisteminde DeFi sistemlerinin sürdürülebilirliğini sağlamak için güvenlik ve şeffaflık arasında sağlıklı bir denge kurulması esastır. Bu bilgiler ve pratik örneklerle açıkladığımız çözümler; kullanıcı gizliliğini korumak, işlem doğruluğunu sağlamak ve sistemin genel güvenilirliğini artırmak için önemli adımlar sunabilir. Web3 teknolojisi bu alanda gelişimini devam ettirmektedir. Bu adımların doğru bir şekilde entegre edilmesi, ekosistemin hem teknik hem de operasyonel anlamda güvenliğini temin edecek yapıya getirecektir. Öte yandan kamu idaresi nezdinde de güvenlik kaygılarını ortadan kaldırıcı bir yapı sunularak legal oyun alanına çekilebilen bir yapı inşa edilmesi işten bile olmayacaktır.