Finansal Teknoloji Yazarı İskender Ada, Fintechtime Mart sayısı için yazdı “Yapay Zekâ Çağında Finansın Ötesini Keşfetmek”.
Makalemde, IBM İş Değeri Enstitüsü’nün 5 Şubat 2025 tarihli rapor çıktılarını ele alıyorum. Raporda, bankacılık sektöründe yapay zekâ ve dijitalleşmenin etkisini ele alınırken, regülasyonlar ve faiz oranlarındaki dalgalanmaların finansal piyasalarda belirleyici olmaya devam ettiği, ancak teknolojik dönüşümün artık kaçınılmaz hale geldiği vurgulanıyor. Ayrıca, çoklu yapay zekâ ajanları gibi yeni teknolojilerin bankacılık sektöründe risk yönetimi, müşteri deneyimi ve dolandırıcılığı önleme gibi alanlarda devrim yaratabileceği öngörülüyor.
Yapay Zekâ Çağında Finansın Ötesini Keşfetmek
Her sene yakından takip ettiğim IBM İş Değeri Enstitüsü’nün 5 Şubat 2025’te yayımladığı “2025 Bankacılık ve Finansal Piyasalar Küresel Görünümü” raporu, bankacılık dünyasında yine büyük yankı uyandırdı. Rapor, finans sektörünün hızla değişen dinamiklerini incelerken, özellikle yapay zekâ teknolojilerinin finansal hizmetler üzerindeki etkilerini ele alıyor. Regülasyonlar ve faiz oranlarındaki dalgalanmalar, bankalar için hala belirleyici faktörler arasında yer alırken, teknolojik dönüşüm kaçınılmaz hale gelmiş durumda.
2008 küresel finans krizinden sonra bankalar, daha katı düzenlemelerle karşı karşıya kaldı ve kârlılık baskısı altında kaldı. Ancak 2022’de hızla yükselen faiz oranları, bankaların faiz marjlarını artırarak kısa vadeli kazançlar sağladı. Avrupa ve Hindistan’daki bankalar bu değişimden en çok faydalananlar arasında yer alırken, ABD ve Kanada’da daha karmaşık sonuçlar doğurdu. Çin’de ise ekonomik yavaşlama bankaları zorladı.
Son on yılda bankacılık sektöründe yaşanan değişimlerin büyük bir kısmı dijitalleşme ve otomasyon odaklı ilerledi. Bankalar, müşteri deneyimini iyileştirmek için büyük veri ve yapay zekâ teknolojilerine yatırım yaparken, aynı zamanda regülatif çerçevede daha esnek hale gelmeye çalışıyor. Rapor, bankaların yalnızca geleneksel ürün ve hizmetleri modernize etmekle kalmadığını, aynı zamanda yeni nesil finansal çözümler geliştirme noktasında da büyük adımlar attığını vurguluyor.
Konuyu bölgesel olarak ele aldığımızda ise ABD’de büyük bankalar yatırım bankacılığı ve tahvil ticareti sayesinde kârlılığını artırırken, Kanada’daki bankalar faiz oranlarının dalgalanmalarına karşı daha temkinli bir yaklaşım benimsediğini görüyoruz. Avrupa’da bankaların düşük faiz ortamına yeniden uyum sağlaması gerekecek. Çin’de ise fintech firmalarının rekabet baskısı sürerken, hükümetin düzenleyici reformları dikkat çekiyor. Hindistan’da dijital bankacılık hizmetlerinin büyümesi, finans sektörüne yönelik büyük fırsatlar yaratıyor.
Raporda da vurgulandığı üzere özellikle yapay zekânın operasyonel verimliliği artırma potansiyeli, finans sektöründeki oyuncular için en dikkat çekici gelişmelerden biri. IBM’in raporuna göre, 2024’te yalnızca %8’inin yapay zekâyı kurumsal düzeyde sistematik olarak geliştirdiği, ancak %78’inin daha taktiksel bir yaklaşım benimsediği görülüyor. Ancak 2025 ve sonrasında bu oranın hızla artması bekleniyor. Bankaların çoğu, müşteri deneyimini daha kişiselleştirilmiş hale getirmek, operasyonel verimliliği artırmak ve risk yönetimini daha sağlam bir yapıya kavuşturmak için yapay zekâ çözümlerini yaygınlaştırma aşamasına geçti.
Son dönemde yapay zekâ teknolojilerindeki en büyük yeniliklerden biri “Multi AI Agent” sistemleri oldu. “Çoklu Yapay Zekâ Ajanları” olarak dilimize çevirebileceğimiz bu teknoloji, birden fazla yapay zekâ ajanın senkronize çalışarak karmaşık finansal süreçleri daha etkin yönetmesini sağlıyor. Geleneksel tekil yapay zekâ çözümleri belirli görevleri yerine getirmekte başarılı olsa da finansal hizmetler gibi çok yönlü sistemlerde bu çözümler yeterli olmaktan çıkıyor. İşte bu noktada, birbirine entegre çalışan yapay zekâ ajanları devreye giriyor.
Bu teknoloji sayesinde, farklı yapay zekâ ajanları müşteri taleplerini analiz etmekten, risk yönetimine, dolandırıcılığı önlemeden, yatırım portföylerini optimize etmeye kadar geniş bir yelpazede hizmet sunabiliyor. Bu sistemler özellikle hızın ve doğruluğun kritik olduğu borsa aracı kurumları ve portföy yönetim şirketleri için büyük bir oyun değiştirici olarak görülüyor.
Örneğin, bir yatırım danışmanlığı hizmetinde çoklu yapay zekâ ajanı teknolojisi şu şekilde çalışabilir: İlk ajan, anlık piyasa analizlerini yaparak yatırım fırsatlarını belirler. İkinci ajan, yatırımcının risk profilini değerlendirerek en uygun portföy dağılımını önerir. Üçüncü ajan, yatırımın zamanlamasını optimize etmek için piyasadaki trendleri izler ve algoritmik işlem önerileri sunar. Dördüncü ajan ise olası riskleri değerlendirerek yatırımcıya korunma stratejileri önerir. Bu dört ajan, aynı ekibin birer parçası gibi çalışarak yatırımcının en iyi finansal kararları almasına yardımcı olur. Elbette hem yatırım ürünleri hakkında kitabi bilgi vermek hem de bu yatırım araçlarının vergisel boyutlarını yatırımcıya sunmak için hazır bekleyen başka ajanlar da türetilebilir.
Benzer şekilde, ödeme sistemleri alanında bu teknoloji dolandırıcılığı tespit etme süreçlerini daha hızlı ve etkili hale getirebilir. Örneğin, bir müşteri alışılmadık bir lokasyondan yüksek miktarda ödeme yapmak istediğinde, sistem dolandırıcılığı önlemek adına kimlik doğrulama ajanını devreye sokabilir. Aynı zamanda, geçmiş ödeme davranışlarını analiz eden bir başka ajan, işlemin olağan dışı olup olmadığını belirleyerek hızlı aksiyon alınmasını sağlayabilir. Bu tür sistemler, dolandırıcılık vakalarının tespit oranlarını artırırken, müşteri deneyimini de sekteye uğratmadan güvenliği sağlamaktadır.
Bankacılığın yanı sıra, çoklu yapay zekâ sistemleri portföy yönetim şirketleri ve sigorta şirketleri gibi kurumlar için de büyük fırsatlar sunuyor. Risk tahminleme ve müşteri davranış analizinde kullanılabilecek bu sistemler, finansal planlama süreçlerini daha verimli hale getirebilir. Geçmişte günler süren risk analizleri ve müşteri değerlendirmeleri, yapay zekâ destekli çoklu ajan sistemleri sayesinde birkaç saniyeye kadar indirgenebilir.
Türkiye’de de bu alanda önemli projeler yürütülüyor. Finans sektöründeki büyük oyuncular, çoklu yapay zekâ sistemlerini entegre ederek dijitalleşme sürecini hızlandırmak üzere çalışmalar yürütüyor. Özellikle yerli fintech girişimleri ve büyük bankalar, bu teknolojiyi çeşitli alanlarda test etmeye başladı. Burada kritik konulardan bazıları ise tek bir LLM’e muhtaç olmadan çoklu LLM ile dinamik entegrasyon, kontrollü öğrenme ile halüsinasyonlardan korunma ve veri güvenliği olarak karşımıza çıkıyor. Benim de danışmanlığını yaptığım ve çok kıymetli bulduğum bir projede özellikle yatırım fonları dünyasına yönelik çoklu yapay zekâ ajanları eğitiyoruz. Yakın zamanda sizlerin de deneyiminize sunmaya hazırlanıyoruz.
Güzel bir gelecek için…