SameUp Kurucu ve CEO’su Esra Alpaslan, Fintechtime için yazdı “Dijital Deneyim Tasarımı ve Kullanıcı Odaklı Pazarlama”.

Giriş yaptığımız her uygulama, bankacılık işlemlerimizden yatırım yönetimine kadar hayatımızı şekillendiriyor. Finansal teknoloji (fintek) dünyasında yaşanan değişim artık yalnızca teknolojiyle değil, kullanıcının ihtiyaçları ve deneyimleriyle derinden ilişkili hale geldi. 2025 yılı itibarıyla dünya genelinde 6,3 milyardan fazla akıllı telefon kullanıcısı bulunuyor ve 1,14 milyar kişi de tablet kullanıyor. İlginç bir başka veri ise, bir kişinin günde ortalama 262 kez telefonunu kontrol etmesi. Her 5 dakikada bir mobil cihazlarımızı kontrol ettiğimiz bir çağda yaşıyoruz. Bu bağlamda finansal teknolojiler sektöründe pazarlama artık geleneksel sınırlarını aşmış, teknoloji ile insan davranışlarını buluşturan bir noktaya taşınmıştır. Ekip olarak deneyimlediğimiz projelerde, kullanıcının yaşamının bir parçası haline gelmeyi hedefleyen stratejilerin, kullanıcıların sadakatini ve marka bağlılığını artırmada ne denli etkili olduğunu defalarca gözlemledik.

Sosyal Medya ile Duygusal Bağ Kurmak, Deneyim Tasarımı ile Bağları Güçlendirmek

İnsanların dijital dünyaya bağımlılıkları arttıkça, bu platformlarda harcanan süre de hızla yükseliyor. Başarılı olmak için uygulamaların sadece indirilmesi değil, sürekli olarak kullanılması gerekiyor. Araştırmalar, kullanıcıların %49’unun günde 11’den fazla uygulama açtığını gösteriyor. Bu noktada, kullanıcı deneyimi (UX) ve yapay zekânın gücü öne çıkıyor. Steve Jobs’un da dediği gibi, “Tasarım sadece nasıl göründüğü ve nasıl hissettirdiği değildir. Tasarım nasıl çalıştığıdır.” Bu anlayıştan hareketle, fintek uygulamalarında kullanıcı odaklı, sade ve sezgisel tasarımlara odaklanmak gerekiyor. Yapay zeka destekli kişiselleştirme, müşterilerin uygulama içinde daha fazla zaman geçirmesini sağlayarak kullanıcı deneyimini zenginleştiriyor.

Diğer yandan bugünün tüketicileri sosyal medya aracılığıyla bağlantı kurmayı tercih ediyor ve bu iletişim kanalları fintek pazarlamasının tam merkezinde yer alıyor. Sosyal medyanın doğru kullanımı, kullanıcılarla aramızda güçlü duygusal bağlar oluşturmanın temel anahtarıdır. Ekip olarak yürüttüğümüz kampanyalarda, kullanıcıların %70’inden fazlasının markalarla doğrudan sosyal medya üzerinden iletişim kurmayı tercih ettiğini gördük. Sosyal medya platformlarının sağladığı bu şeffaflık ve ulaşılabilirlik, kullanıcı sadakatini ve marka bağlılığını pekiştiren önemli bir unsur haline geliyor. Ayrıca yapay zekanın sosyal medya pazarlamasında kullanılmasının etkinliğini bizzat gördük; bu teknoloji kullanıcıların ilgisini ölçmede, kişiselleştirilmiş içerik ve kampanyalar oluşturmada ciddi avantajlar sağlıyor.

Yapay Zekânın Gücü ile Kullanıcıları Anlamak

Yapay zekanın fintek sektöründeki yükselişi, artık göz ardı edilemeyecek kadar önemli hale geldi. Yapay zekâ, finansal uygulamalarda kişiselleştirilmiş kullanıcı deneyimi sunmanın ötesine geçerek, tüketici davranışlarını tahmin etme ve kullanıcı ihtiyaçlarını gerçek zamanlı olarak karşılayabilme yeteneğine sahip. Fintek uygulamalarında yapay zekâ kullanımı sayesinde kullanıcıların yatırım alışkanlıklarını analiz etmek, onlara özel tavsiyeler sunmak ve böylelikle yatırım alışkanlıklarını değiştirmek mümkün hale geliyor. Bu bağlamda ekip olarak katıldığımız projelerde, yapay zekâ destekli öneri sistemlerinin kullanıcıların yatırım davranışlarını olumlu yönde değiştirdiğine, bu sayede kullanıcıların uygulama ile daha uzun süre etkileşimde kaldıklarına defalarca tanıklık ettik.

Güven ve itibar yönetimi ise dijital dünyada başarının olmazsa olmazları arasında yer alıyor. Kullanıcılar, finansal bilgilerinin güvende olduğunu bilmek ve şeffaf bir şekilde bilgilendirilmek istiyor. Bugüne kadar yürüttüğümüz projelerde, kullanıcı güvenini sağlamak adına açık ve net iletişim stratejileri uyguladık ve bunun sonucunda müşteri sadakatinde %40’a varan artışlar elde ettik. Güven ve şeffaflık, fintek sektöründe yenilikçi liderler ile takipçiler arasındaki farkı belirleyen en güçlü unsurlar olarak karşımıza çıkıyor.

Bugünün tüketicileri, finansal kurumların teknoloji ile sunduğu kolaylıkları kullanırken güvenlik ve itibara da büyük önem veriyor. Bu nedenle finans sektöründe iletişim artık tek yönlü değil, çift yönlü hale gelmiş durumda. Kullanıcılarla gerçek zamanlı ve etkili iletişim kurmak hem güven duygusunu pekiştiriyor hem de marka bağlılığını güçlendiriyor. Kullanıcıların hızlı yanıt ve şeffaflık sunan uygulamalara olan bağlılığının daha güçlü olduğunu gözlemliyoruz.

Herkesi Anlamak

Finans uygulamalarında başarıya ulaşmak için kullanıcıların yaş gruplarına göre farklı beklentilerini de doğru anlamak gerekiyor. Z kuşağı, hızlı ve pratik hizmetlerin yanı sıra görsel olarak zengin içerik ve sosyal medya entegrasyonları arıyor. Y kuşağı kullanıcıları ise kullanıcı dostu ara yüzler ve yatırım konusunda yönlendirici içeriklerle ilgileniyor. X kuşağı, finansal işlemlerini daha kontrollü yapmak istediğinden güvenilirlik ve şeffaflığa odaklanıyor. Daha ileri yaş gruplarındaki kullanıcılar ise kullanım kolaylığı, basit ve anlaşılır ara yüzler ve güvenilir teknik destek beklentisi taşıyorlar. Yakın zamanda destek verdiğimiz bir projede farklı yaş gruplarına yönelik sunduğumuz kişiselleştirilmiş pazarlama ve iletişim stratejileri sayesinde, kullanıcı memnuniyetinin ve etkileşimin arttığını ve bu yaklaşımın faydasını net olarak deneyimleme imkanı bulduk. Bununla birlikte kullanıcılar için bir nevi vitrin olan ön yüz tasarımlarının da; o vitrinden seçilecek ve kullanılacak ürüne erişim, sürekli kullanım için ne kadar önemli olduğunu keşfedebilme şansımız oldu.

Sonuç olarak, fintek sektöründe başarılı olmak için sadece teknolojiye değil, kullanıcıların gerçek ihtiyaçlarına odaklanmak gerekiyor. Kullanıcı deneyimini geliştirmek, sosyal medya kanallarını etkin kullanmak, yapay zekâ destekli çözümlerle kişiselleştirilmiş hizmetler sunmak ve güvenilir bir iletişim altyapısı kurmak, pazarlama devriminde başarının temel taşlarıdır. Albert Einstein’ın sözünü tekrar hatırlayalım: “Aynı şeyi defalarca yapıp farklı sonuçlar beklemek deliliktir.” Bu bağlamda finteklerin ve onların dijital dönüşüm partnerlerinin sürekli olarak yenilikleri takip ederek kendilerini güncellemesi ve bu değişime ayak uydurması gerekiyor. Biz de ekip olarak bugüne dek edindiğimiz tecrübeler ve geleceğin trendlerini yakından takip eden yaklaşımımızla, fintek alanında pazarlamanın geleceğini şekillendirecek stratejiler geliştirmeye devam edeceğiz.