Barrow Neurological Institute (Barrow Nöroloji Enstitüsü) ve IBM Watson Health, Lou Gehrig hastalığı olarak da bilinen Amyotrofik Lateral Skleroz (ALS) ile bağlantılı yeni genleri saptayan çalışmalarının sonuçlarını duyurdu. Keşif, ALS araştırmacılarına dünyanın en yıkıcı ve ölümcül hastalıklarından biriyle mücadele edilmesi için yeni ilaç hedeflerinin ve tedavilerinin geliştirilmesine yönelik öngörüler sağlıyor.

Bu çığır açan keşif, beynin gizemli yönlerini açığa çıkarmak ve Barrow bilim insanlarına daha önce hiç bilinmeyen veriler sağlamak amacıyla, yapay zekânın en ileri biçimi olan IBM Watson ile gerçekleştirildi.

Barrow Nöroloji Enstitüsü, Gregory W. Fulton ALS Araştırma Merkezi’nin yöneticisi ve ülkenin önde gelen ALS araştırmacılarından biri olan Dr. Robert Bowser konu ile ilgili yaptığı açıklamada, “Bu keşif bizi son derece heyecanlandırıyor. ALS, açığa çıkarılması bakımından en karmaşık hastalıklardan biridir ve tedavisi yoktur. IBM Watson for Drug Discovery çözümünün kullanılmasının, ALS için yeni ve daha etkili tedaviler belirlememize olanak tanımasını umuyoruz” dedi.

ALS, istemli kas hareketlerini kontrol eden hücrelerin öldüğü, felce ve nihayetinde ölüme yol açan ilerleyici ve dejeneratif bir hastalıktır. Bilim insanları, ALS’nin nedenlerini henüz bilmiyor ve şu anda yalnızca FDA onaylı bir ilacı bulunuyor. Çoğu insan, semptomların başlangıcından itibaren üç ile beş yıl içinde ALS’den ölüyor ve her yıl yaklaşık 6.000 kişiye ALS tanısı konuyor.

Barrow, geçtiğimiz yıl, Watson for Drug Discovery adlı yaşam bilimleri çözümünü kullanarak, ALS ile bağlantılı olabilecek saptanmamış gen ve proteinleri keşfetmek için IBM ile birlikte çalışmaya başladı. Kognitif yeteneklerle çalışan araç, Barrow tarafından sağlanan verileri ve ALS ile ilgili olarak yayınlanan tüm araştırma bilgilerini kullanıyor.

Watson for Drug Discovery, aylar içinde insan genomu içerisinde yer alan yaklaşık 1.500 genin tamamını sıraya koydu ve hangi genlerin ALS ile ilişkili olabileceği hakkında tahminlerde bulundu. Daha sonra Barrow ekibi, Watson’ın kanıta dayalı, üst sırada yer alan tahminlerini inceledi ve hastalıkla bağlantılı olduğu kanıtlanmış olan ve ilk 10’da yer alan genlerden sekizini buldu. Daha da önemlisi çalışma, ALS ile bağlantılı beş gen buldu. Araştırmacılar, IBM Watson for Drug Discovery çözümü olmadan, bu keşfin birkaç ay yerine yıllar alacağını tahmin ediyor.

Dr. Bowser ayrıca: “1.500 proteine ve gene ayrı ayrı bakabilirdik, ancak bu çok daha fazla zamanımızı alırdı. IBM Watson for Drug Discovery güçlü bilgi tabanı sayesinde, başka şekilde elde edemeyeceğimiz yeni ve özgün bilgileri bize hızlı şekilde sağlamayı başardı” şeklinde konuştu.

Pazara yeni sunulan Watson for Drug Discovery, araştırmacıların, yeni ilaç hedeflerini ve alternatif ilaç endikasyonlarını belirlemesine yardımcı olmayı hedefleyen bulut tabanlı bir sistem olma özelliği taşıyor. Bu olanak, genişleyen ürün portföyü içinde yer alıyor ve yaşam bilimleri topluluğunun, uzun, karmaşık ve yüksek maliyetli ilaç keşfetme ve geliştirme sürecini ele almasına da yardımcı oluyor. Bu, IBM Watson Health platformunun, nörolojik hastalıkları anlamaya özel olarak ayrılan ilk işbirliğine işaret ediyor.

IBM Watson Health için PharmaD Sağlık Yöneticisi Yardımcısı Dr. Tina Moen konuya dair yaptığı açıklamada: “Geleneksel araştırma yöntemleri, veri bilim insanlarının ve araştırmacılarının, dünya çapına yayılmış olan ve şu anda sayısı milyarları bulan belge arasından ilgili öngörüleri bulmasına ve bunlara ayak uydurmasına yardımcı olma konusunda hızla yetersiz hale geliyor. Watson for Drug Discovery, kuruluşların, ilaç keşfine giden yolların çok daha hızlı şekilde saptamasına yardımcı olabiliyor. Barrow ekibinin, ALS’nin temel nedenini belirleme konusundaki çabalarını desteklemekten onur duyuyoruz.” dedi.