Fujitsu Türkiye Genel Müdürü Selda Bağdat Bahadır ile, iş dünyasında üst düzey yönetici pozisyonundaki kadının yerini ve kendi kariyer yolculuğunu konuştuk.

Fujitsu Türkiye Genel Müdürlüğü görevine 2015 yılında atanan Selda Bağdat Bahadır; IBM, Cisco ve Gantek gibi bilişim ve telekomünikasyon sektörünün önemli firmalarında üst düzey yönetici olarak görev yapmış, son derece başarılı bir kadın profili çiziyor. Japonya’nın en büyük, dünyanın dördüncü büyük teknoloji firması olarak bilinen Fujitsu’da genel müdürlük görevini başarıyla yürüten Bahadır ile teknoloji sektörü üzerine keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

Mayıs 2015’te Fujitsu Türkiye Genel Müdürü olarak göreve başladınız. İş yaşamınızda IBM, Cisco ve Gantek gibi sektörün öne çıkan bilişim ve telekomünikasyon firmalarında üst düzey yöneticilik yaptınız. Kariyer hikâyenizi sizden dinleyebilir miyiz?

Yaklaşık 27 senedir bilişim sektöründe çalışıyorum. Bir aile şirketinde başladığım kariyerime, Cisco, Gantek, IBM gibi bilişim ve telekomünikasyon firmalarında üst düzey yöneticilik pozisyonlarıyla devam ettim. Geniş kapsamlı birçok bilişim programında yer alma şansına sahip oldum. Örneklemek gerekirse; Gantek’in yerel sistem entegratörüne dönüşme sürecinin yönetiminde bulundum. IBM Küresel İş Hizmetleri departmanında, Orta ve Doğu Avrupa ile Afrika ve Ortadoğu’daki Telekom operatörlerinin dijital transformasyon projelerini yönettim. 2015 Mayıs ayından beri Fujitsu Türkiye Genel Müdürlüğü’nü yürütüyorum.

Teknoloji alanında çok fazla kadın üst düzey yönetici görmüyoruz. Kariyeriniz sürecinde başarınızın arkasındaki hikâye neydi? Kadın olmaktan kaynaklı bir sorun yaşadınız mı?

Empati kurabilme yetisi ile açık ve dürüst iletişim benim için vazgeçilmez başarı anahtarları. O yüzden önce karşımdaki kişinin hedeflerini ve zorluklarını anlamayı seçerim ve ilk adımı ben atmayı tercih ederim.

Kariyerim boyunca kadın olmaktan kaynaklı bir problem yaşamadım. Uzun yıllardır bu sektörde iş arkadaşlarımla birlikte hiçbir farklılık olmadan çalışıyoruz. Sektörümüzün en sevdiğim tarafı birlikte çalışmaktan büyük keyif aldığım insanlarla çalışıyor olmam. Görüş ve fikirler farklı olsa da aslen ulaşılmak istenen nokta hep başarıdır. Müşteriler, iş ortakları ya da çözüm sağlayıcılar, kim olursa olsun herkesin ortak amacı; iyi ve başarılı projeler yapmak, kurumlarımızı daha ileriye taşımak. Aslında kadın, erkek, iş ortağı ya da müşteri gibi ayrıştırmayıp bir takım olarak ortak amaçla hareket ettiğimizi, her kurumun kendi dinamiklerinin ve zorluklarının olduğunu idrak ederek sadece işin başarısına odaklanmamız gerektiğini düşünüyorum.

Bir kadın yönetici olarak Fujitsu’da göreve geldiğinizde ne tür kararlar aldınız, ne tür çözümler ürettiniz ve neleri değiştirdiniz?

Fujitsu son derece kurumsal bir yapıya sahip. Japonya’nın en büyük, dünyanın dördüncü büyük teknoloji firması. Fujitsu’da yönetime geldiğimde küresel değişime paralel olarak donanım pazarından çözüm ve hizmetler pazarına doğru bir geçiş vardı. Ekibimle birlikte bu geçişin gerekliliği olan yapısal süreç yönetimini hayata geçirebildik.

Bu yıl pek çok farklı yeniliğe öncülük ettiniz. Hem kamu hem de özel sektöre yönelik dijitalleşme üzerine projeler yaptınız. Bunları bize kısaca hatırlatır mısınız?

Fujitsu’nun ortaya koyduğu tüm teknolojilerin temelinde “İnsan Odaklı İnovasyon” felsefesi var. Yani, tüm ürün ve çözümlerimiz, insanlığın ihtiyaçlarına yönelik bir yaklaşımla hayata geçiyor. Bunu yaparken de ekosistemimizi oluşturan iş ortaklarımızı içine alan “Başarı için Birlikte Üretim” yaklaşımı bize yol gösteriyor.

Fujitsu olarak en büyük hedefimiz ülkemize teknolojik fikri mülkiyet hakları kazandırmak. Bugüne kadar bunun birçok örneğini oluşturmaktan gurur duyuyoruz.

Garanti Bankası ile hayata geçirdiğimiz “Single Sign-on” biyometrik doğrulama projesi “Birlikte Üretim” yaklaşımımıza iyi bir örnek sayılabilir. Bu çözümümüz sayesinde bankanın kredi onayı gibi kritik doğrulama ihtiyacı gereken tüm işlemlerini dünyanın en gelişmiş biyometrik kimlik doğrulama sistemi olan PalmSecure ile tek bir onaylamayla son derece güvenilir olarak hayata geçirebiliyoruz.

Yakın zamanda Türk Ekonomi Bankası ile birlikte sanal banka veznesi projesini geliştirdik. TEB’in sahip olduğu fiziki şubelerin verimliliğini artırmak ve müşteriler için daha hızlı hizmet imkânı sağlamak amacıyla, TEB bilişim ekibiyle birlikte yeni nesil ‘Sanal Vezne’yi geliştirdik. Alanındaki en gelişmiş çözüm olan bu sistem ile gerçek vezne işlemlerinin neredeyse hepsini yapabiliyorsunuz.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ile hayata geçirdiğimiz ‘Masaüstü Sanallaştırma’ projemiz ise bir başka gurur kaynağımız. Fujitsu Türkiye olarak TOBB’un dijital dönüşüm yolunda attığı adımlara katkıda bulunmak bizim için de oldukça mutluluk verici bir durum. TOBB çalışanlarının operasyonel verimliliğini ve bilgi güvenliğini artırmak amacıyla hayata geçirdiğimiz proje kapsamında mevcut bilgisayarların, işletim sistemleri ve yazılımları sanal ortama taşındı. Böylece çalışanlar işlerini daha hızlı, verimli ve güvenli bir şekilde gerçekleştirme fırsatına sahip oldular.

Fujitsu olarak, sahada çalışan bir teknikere mühendislik becerilerini kazandıran bir teknoloji geliştirdik. Fujitsu Head Mounted Display, saha ve ofis çalışanlarının kolayca bilgi paylaşması için tasarlanmış, anlık veri toplayıp karar destek mekanizmalarına hız katan bir giyilebilir cihaz. Yenilikçi, giyilebilir bir IoT ürünü olan Fujitsu Head Mounted Display, bugün inşaattan madenciliğe ve savunma şirketlerine kadar birçok farklı sektörün sahadan bilgi toplama ve paylaşmasını mümkün hâle getiriyor. Head Mount Display’in yazılımı tarafında Türkiye’de İTÜ Teknokent’te yer alan yüzde yüz yerli bir teknoloji girişimiyle birlikte çalışıyoruz. Bu şekilde ülkemizdeki yeni girişimcilere de destek oluyoruz.

Sektör açısından 2018 yılı nasıl geçti? Öne çıkan bir çözüm veya ürününüz oldu mu? 2019 yılında özellikle odaklanacağınız bir alan olacak mı, müşterilerinizi ne tür yenilikler bekliyor?

Bilişim sektörü olarak 2018’de çözüm ve hizmetler pazarında önemli bir büyüme ile karşı karşıyayız. Firmalar, uzun yıllara dayanan tecrübelerini çeşitli iş ortaklarıyla birlikte iş ve yaşam odaklı projelere yönlendirmeye başladılar. Biz de iş ortaklarımızla birlikte müşterilerimizin ihtiyaçlarına karşılık gelen çözüm ve hizmetlerimizle fark yaratmak istiyoruz.

Günümüzde dijital çağın öne çıkardığı yeni yaklaşımlar var. Yapay zekâ teknolojisinin alt kümeleri olan; veri setlerini anlamlandırabilmeye yarayan, yani farklı kaynaklardan toplanan veriyi analiz ederek, örneğin bir bölgede suç olma ihtimalini önceden sezen “Deep Learning” ve üretim teknolojilerinin verimliliğini artırmak üzere sonuçları kendi kendisine değerlendirerek öğrenen makineler, yani “Machine Learning” teknolojisini önümüzdeki dönemde çok duyacağız.

Bu temel teknolojilerle önceden tahmin dahi edilemeyen miktardaki veri analiz edilerek yararlı birçok öngörüde bulunabiliyoruz. Bu sayede hastalıkların daha yayılmadan önlenmesi, doğal afetlerde zararı en aza indirme, sürücüsüz araçların hayata geçirilmesi ve akıllı şehirlerin oluşturulması gibi heyecan verici yenilikler mümkün hale geliyor.

Bir başka duyacağımız teknoloji ise blockchain. Fujitsu Forum’da bu yıl, Belçika’da kuruluşunu yaptığımız Blockchain Platformumuz ile finansın dışında hayata geçirdiğimiz “Akıllı Şehir” çözümleri ve profesyonellerin uzmanlıklarını açık kayıt sistemiyle kanıtlayabildikleri uzmanlık sertifikaları gibi pek çok sahada proje geliştiriyoruz.

Fujitsu’nun ürettiği teknolojiler içinde bizi çok heyecanlandıran bir diğer konu ise tipik bir bilgisayardan yüzlerce kat daha hızlı çalışan Kuantum bilgisayarları simüle ederek çalışan “Digital Annealer” işlemciler oldu. Bu işlemciler sayesinde mevcut işlemcilerle saatler harcanarak çözülen algoritmalar saniyelere inebiliyor. Bu sayede üretim hattında bir değişiminin olası sonuçlarını neredeyse anlık görerek hızlıca karar verebileceğiz ya da bir depremin farklı güç ve yansımalarını çok kısa bir sürede hesaplayarak bir kente nasıl bir kapsamda yardım göndermemiz gerektiğini hesaplayabileceğiz.

Bütün bu bahsettiğim konuları ve fazlasını ülkemizde de “Birlikte Üretim” felsefemiz çerçevesinde iş ortaklarımızla birlikte çözüm olarak hayata geçiriyoruz. Bu yaklaşımdaki ana amacımız, ülkemize ait olan fikri mülkiyet sayısını artırmak.

Teknoloji pek çok sektör dönüştürürken, yeni kariyerlerin hayal edilmesine fırsat veriyor. Kariyer planı yaparken hangi mesleklere yönelmeli? İleride daha da değerli olacağını düşündüğünüz meslekler sizce neler?

Dijital devrimle birlikte ihtiyaç duyulan meslekler de farklılaşıyor. Sadece üniversite seçimlerinde değil, okul sonrası dönemde alınacak ek eğitimlerle bilgi düzeyinizi farklılaştırmak ve günümüz trendlerine uygun hâle getirmek mümkün.

Bugünün ve geleceğin ihtiyaçlarına çözümler üretecek meslekleri ve gelişime açık alanları sürekli takip etmek gerekiyor. Neredeyse her meslek dalı yepyeni yapılara ulaşıyor. Bunun yanında özellikle veri analizine dayalı Veri Mühendisliği, Data Analistliği gibi meslekler yakın gelecekte daha da kıymetli hâle gelecek gibi duruyor.

World Economic Forum verilerine göre 2020 yılına kadar 5 milyon işin robotlara ve akıllı cihazlara emanet edilmesi bekleniyor. Örneğin yapay zekânın işlerimizi elimizden alacağı gibi komplo teorileri de oldukça yaygın. Tam aksine bu bizler ve özellikle genç nesil için bir avantaj. Çok daha farklı işlerde çalışacağız, yani geleceğin mesleklerinde, mesela; Yapay Zekâ Eğitmeni, Robot Teknisyeni, Artırılmış Gerçeklik Geliştiricileri, Beyin İmplant Uzmanı, Robotik veya Holografik Avatar Tasarımcısı vs. Fark etmişsinizdir bu mesleklerden bazılar zaten hayatımıza girmeye çoktan başladı.

Türkiye’de teknoloji alanında eğitim alan kadın çok, ancak lider konumunda olan ve teknoloji şirketlerinde üst düzey yönetici pozisyonunda olan kadın sayısı az. Sizce bunun sebebi nedir? İyileştirme için neler yapılabilir?

Kadınların iş dünyasında erkeklerden dezavantajlı konumda olmaları sadece Türkiye’de değil maalesef tüm dünyada geçerli. Bu durumu hamilelik, aile sürekliliği gibi mazeretlerle makul göstermeye çalışan pek çok İK yaklaşımı var. Ben hiç birini kabul etmiyorum. Yöneticiliğin liyakata göre şekillendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Kadınların farklı düşünebilme kabiliyetleri, detaycı ve organize yaklaşımlarının bu eşitsizliği gelecekte çözeceğine inanıyorum.

Kurumunuzun kadın çalışan oranı, kadın yönetici sayılarını paylaşabilir misiniz? Kadın çalışanlarınıza özel çalışma program veya stratejileriniz bulunuyor mu?

Üst yönetimde dört kadın iki erkek çalışıyoruz. Şirketimizin geneline baktığınızda, kadın çalışan oranımız ise yüzde 40. Fujitsu’da kadın veya erkek çalışan diye bir ayrım olmadığı gibi hiçbir vasıf ile çalışanlarımızı ayrıştırmıyoruz. Bizim için her türlü farklılık, şirketimize katılan bir değerdir. Bizim çalışma stratejimizi, farklılıklardan doğan değer edinimi olarak belirtebiliriz.

Hem çalışan hem de yönetici olma hayali kuran kadınlara tavsiye vermenizi istesek bunlar neler olur?

Teknoloji sektöründe kimlikten ziyade, bilgi düzeyi ve yönetsel yetkinliğin daha önemli olduğunu düşünüyorum. Bu durum, sektörümüzde mühendisliğin daha ağır basmasından kaynaklanıyor olabilir. Bence bilişim sektöründe cinsiyet ayırmadan kişinin kendini nasıl yetiştirdiği önem kazanıyor.

Günümüzde hangi sektörde olursa olsun başarılı olmak isteyen herkesin değişen koşullara hızlı uyum göstermeye hazır olması gerekiyor. Hatta, bu uyumun da ötesinde değişimin öncüsü olabilirsek fark yaratabileceğimizi düşünüyorum.

Özellikle bilişim alanında kariyer hedefleyen kişilere; dünyadaki sosyal, ekonomik gelişimleri ve teknolojileri yakından takip etmelerini öneriyorum. Bundan da önemlisi, düşündüklerinde içlerinde heyecan yaratan işlerin peşinden koşmalarını tavsiye ediyorum. Kişisel konfor alanlarını iş hayatları boyunca en az birkaç kez bırakabilme cesareti göstermeleri gerektiğini düşünüyorum. Gelişime açık, fark yaratmaya ve kendilerini yenilemeye hazır olmalarını öneriyorum. Kendi sınırlarını kendileri koysunlar ve onları her zaman zorlasınlar derim.