İSKENDER ADA

Infina Yazılım A.Ş. İş Geliştirme Direktörü

 

Infina Yazılım A.Ş. İş Geliştirme Direktörü İskender ADA, Fintechtime Dergisi Kış 2020–Ocak sayısı için kaleme aldı, “Dönüşen Gelecek: Dijital Varlık Yönetimi”.

 

Marty: Doktor, bu arada bu yolda gerekli hıza çıkmamıza olanak yok.

Dr. Emmett: Yol mu dedin? Bizim gittiğimiz yerde yola ihtiyacımız yok.

“Geleceğe Dönüş” Filmi – 1985

 

Benim jenerasyonumu çocukken ekrana kilitlemeyi başaran, zaman yolculuğu temalı “Geleceğe Dönüş” filminde bahsi geçen gelecek 21 Ekim 2015’ti. O dönemdeki gelecek algısı nükleer enerji ile çalışan uçan arabalar ve kaykaylar, tam olarak doğru anlık hava durumu bilgileri, ısıtılınca büyüyen mikro yemekler ve ölçüleri giyen kişiye göre anında değişebilen giysilerden oluşuyordu. 2019 yılını bitirirken bu gelişmelere hala şahit olamasak da geçtiğimiz yıl özellikle fintekler açısından bilim kurgu senaryolarını aratmadı diyebilirim.

Yüz tanıma teknolojisi ile ATM üzerinden banka hesabı açılması çalışmaları başladı. Yapay zekâ ve makine öğrenmesi desteği ile chatbot’lar artık daha fazla insanlaştı. Kol saatleri ile temassız ödeme yapılmaya başlandı. Büyük süpermarketlerin kasası birer para gönderme-alma merkezine dönüştü. Nakitsiz ve kasiyersiz marketlerin kullanımı arttı. Bankalar API’lerini birer birer kullanıma açmaya başladı. Parmak izi ile ödeme sistemleri kullanımı için testler başladı. Kâğıtsız bir dünya için biyometrik imza kullanımında artış yaşandı. Cep telefonları birer pos cihazına dönüştü. Toplu taşıma ücretlerinin de yüz tanıma sistemleri ile yapılması için dünya çapında bir iştah oluştu. Düşünerek ödeme yapabilmeyi daha gerçekçi bir zeminde konuşmaya başladık. Kişiden kişiye kredi verilir oldu. Hisse senedi işlemleri platformlar sayesinde komisyonsuz olarak yapılmaya başlandı. Kripto paralar ödünç olarak alınabilmeye başlandı. Cep telefonlarını banka kartına dönüştüren QR uygulamasına daha fazla banka dâhil oldu. Çocuklar da nakitsiz dünyaya uyum sağladı ve harçlıklarını platform üzerinden harcadılar. Robo danışmanlar ülkemizde de kendilerini büyük finans kurumlarına kabul ettirmeyi başardılar.

Geçtiğimiz yıl yaşanan ve yukarıda özetlemeye çalıştığım gelişmelerin büyük bölümü globalde gerçekleşti. Globalin bu değişim rüzgârı ülkemizde de yoğun olarak hissedildi elbette. Özellikle bu sene yaşanan iki büyük “exit” ile Türkiye girişimcilik ekosisteminde yeni bir dönemin yolu açıldı. Bu gelişme hem yatırımcıların hem de finteklerin ufkunu açtı diyebiliriz. 2018 yılı ve öncesinde 2019 yılı için yapılan tahminlerde özellikle veri (açık veri, analitik veri, büyük veri), kimlik yönetimi, robo danışmanlık, nesnelerin interneti, otonom araçlar, sınır ötesi ödemeler, blockchain ve akıllı kontratlar konusunda inovasyonların hâkim olacağı öngörülüyordu. Teknoloji kâhinleri bu tespitlerinde kısmen haklı çıktılar.

Bu başlıklar içinde robo danışmanlık olarak tanımlanan ama adını belki de “Dijital Varlık Yönetimi” olarak anmanın daha doğru olacağı inovasyonlara odaklanmak istiyorum. İlk adımlarının 2008 ekonomik krizi sonrasında atıldığı dijital varlık yönetimi ile yönetilen varlıklar, günümüzde dünya çapında 1 Trilyon Dolarlık büyüklüğe ulaşmış durumda. 2023’te ise bu büyüklüğün 2,5 Trilyon Dolara ulaşması bekleniyor.

Ülkemizde ise dijital varlık yönetimi ile ilgili birkaç yıldır ciddi çalışmalar yapılıyor. Özellikle yapay zekâ ile makine öğrenmesi teknolojilerini kullanan ve üniversitelerin de dâhil olduğu ar-ge projeleri ile ilerleyen robo danışmanlık fintekleri ön plana çıkıyor. Bu noktada robo danışmanlık özelinde birkaç tane konunun altını çizmekte fayda görüyorum:

  1. Hibrit bir yönetim modeli size avantaj sunacaktır. Sadece yapay zekâ ile değil, modern portföy yönetimi teorisine uygun olarak insan zekâsı, yani profesyonellerin öngörülerini de modelinize dâhil edebilmelisiniz.
  2. Bu hizmeti alacak olan finansal kurumlar karşılarında her detayını öğrenebilecekleri şeffaf bir yapı görmek isteyeceklerdir. Çünkü bu yapıya yüzbinlerce müşteriyi emanet edecekler.
  3. Sizinle iş birliği yapacak her finansal kuruma özel iş modeliniz olduğunda yolun büyük bölümünü kat etmiş olursunuz. Ürün ne kadar iyi olursa olsun, iş modelini doğru şekilde kurgulamak, uçtan uca her detaya hâkim olmak en büyük avantajınız olacaktır.
  4. Mevcut sistemlere entegrasyon için yeterli tecrübeye sahip olmanız çok önemli. Sermaye piyasası ürünlerini, bu ürünlerin işleyişlerini biliyor ve hatta daha önce uygulamış olmanız her iki tarafı da rahatlatacaktır.
  5. Basit ve kullanışlı önyüzlerle White-Label bir yaklaşım sunarak hem kurumu hem de müşterisini memnun edebilmeniz önem kazanacaktır.

 

Bu adımları başarıyla tamamlayan fintekler, regülasyonun da buna uygun zemini hazırlamasıyla birlikte büyük finansal kurumlarla çalışmalarına başladılar.

Üniversiteli gençler de bu konudaki çalışmaları yakından takip ediyor ve profesyonellerle aralarını hızla kapatıyorlar. Bu sene Türkiye’de ilk kez düzenlenen Serathon-in Sermaye Piyasaları Yazılım Maratonu birincisi olan takımın projesinin temelini, bu etkinliğe destek veren bir robo danışmanlık şirketinin sağladığı API’ler oluşturdu.

Finteklerin ve fintek kurma hayali olan gençlerin devlet tarafından da, hem maddi hem de mevzuatsal olarak desteklenmesi çok önemli. 2019 yılı bu anlamda da verimli bir yıl oldu. Özellikle “Paya Dayalı Kitle Fonlaması Tebliği” ve “On Birinci Kalkınma Planı” ile birlikte finteklerin geleceği için de güzel adımlar atıldı. Bu iki gelişme ile hem finteklere yatırım yapabilme imkânının tabana yayılması sağlanacak hem de önümüzdeki yıllar için de devletin vereceği destekler daha koordine şekilde olacaktır.

Robo danışmanlık, daha doğrusu dijital varlık yönetimi finteklerine bakacak olursak önümüzdeki yılda finans kurumları ile beraberliklerin daha da artacağını düşünüyorum. Özellikle Bireysel Emeklilik Sistemi içinde atıl duran, yılda altı kere fon dağılımı değiştirme hakkını kullanmayan katılımcıların oranı yaklaşık %95 seviyesinde. Yapılan testlerde değiştirme haklarının, robo danışmanlarına devredilmesi ile daha fazla gelir elde edileceği ve bu gelirlerin de tekrar tasarrufa dönmesi ile birlikte birbirini tetikleyen bir büyüme oluşacağı yönünde sonuçlar çıkıyor. Dolayısıyla bireysel katılımcıların, somut getirileri gördükçe dijital varlık yönetimine daha fazla ilgi göstereceğini, mevcut şirketlerini bu hizmeti almak için tetikleyeceğini düşünüyorum. Bu gelişmenin diğer finans kurumlarına da kayarak aracı kurum, portföy yönetim şirketlerinin ve hatta bankaların da dijital varlık yönetiminde finteklerle ilerleyeceğini öngörüyorum. Bu anlamda 2020 yılını robo danışmanlık yatırımları ve gelişimi açısından umut verici görüyorum.

 

Başa dönecek olursak, Dr. Emmett Brown, Geleceğe Dönüş filmindeki repliği bugün söylüyor olsaydı, eminim ki genç Marty’ye “Yol mu dedin? Bizim gittiğimiz yerde yola ihtiyacımız yok. Ama finteklere her zaman ihtiyacımız olacak!” derdi 🙂

Şunu açık yürekle söyleyebilirim ki, fintekler geleceğimizi dönüştürmeye devam edecek.