Aaron Sarac

London Bridge Project COO

 

London Bridge Project COO’su Aaron Sarac, Fintechtime Dergisi Kış 2020 – Şubat sayısı için kaleme aldı,  “Challenger Banking” Kavramı ve Gelişimi.

Bankacılık sektörü, ‘challenger bank’ olarak da bilinen yeni nesil bankaların, geleneksel bankalara karşı önemli pazar payını yakalamaya başlaması nedeniyle global anlamda büyük bir değişim yaşıyor. Türkiye’de daha çok dijital bankacılık olarak anlaşılsa da, özellikle Birleşik Krallık’ta Big-Four’a (Barclays, Lloyds, HSBC ve RBS) meydan okumak isteyen herhangi bir bankayı tanımlamak için kullanılmaktadır.

Challenger Bankalar, geleneksel bankaların hem piyasa hakimiyeti hem de eski teknoloji sistemleri nedeniyle ihmal ettiği alanlardaki fırsatlardan yararlanarak pastadan pay kapmaya çalışmaktadırlar. Geleneksel bankacılığın maliyetlerinden ve karmaşıklıklarından kaçındıkları için de çok düşük maliyetlerle servis sunabilmektedirler.

1986 yılından beri süregelen reformlarla, bugün dünyanın finans merkezlerinden birisi haline gelen Birleşik Krallık, FCA ve PRA (Bankacılık Düzenleme Kurumu) adlı kurumların farklı girişimleriyle de Challenger Banking alt sektörünü de sahiplenmeye çalışıyor. Bugün dünyada ses getiren Monzo, Atombank, Revolut, Starling, TransferWise gibi girişimlerin çoğunun doğduğu ve büyüdüğü yerin Birleşik Krallık olduğu düşünülürse bu konuda başarılı olduğu söylenebilir. Bugün sadece Monzo’nun 3 milyondan fazla müşterisi var.

İlk olarak, Bank of England (İngiltere Merkez Bankası) Mart 2013’te bir rapor yayınlayarak, bankacılık sektörüne yeni rekabet alanlarının açılmasını sağlamak amacıyla bir dizi değişiklikler yapılacağını duyurdu. Reform planının temelinde, bankacılık sektöründeki Big Four tekelini Anglo-Sakson yaklaşımıyla rekabeti arttırarak kırmak vardı.

Raporun yayınlamasıyla birlikte, sadece Vadeli/Vadesiz Hesap açma, KOBİ’lere kredi verme ve mortgage açabilme yetkisine sahip Small Specialist Bank (SSB) kavramı terminolojiye girdi. Amaç, yeni nesil bankacılığın tanımı yapılarak riskli bölgeden uzaklaştırılmasıydı. Türkiye’nin aksine, bankacılık lisansı almak için gerekli olan ödenmiş sermaye tutarı 1 milyon sterline düşürüldü ve Metro Bank piyasaya giriş yaptı

Bu adımı, rekabeti biraz daha arttıracak olan hesap taşıma servisinin yayına alınması izledi. Eylül 2013’te bankalar arasındaki takasları yöneten kurumlardan birisi olan BACS (Bankers’ Automated Clearing Services) tarafından Current Account Switching Service (CASS) piyasaya sürüldü. CASS ile bir müşteri yeni bir bankada hesap açtığında, mevcut banka hesabını doğrudan kapattırarak hem mevduatını hem otomatik ödemelerini taşıyabilir hale geldi. Bu servis, ileride Challenger bankalara büyük bir avantaj sağlayacaktı. Nitekim, 2018 yılı sonundaki rakamlara göre 6 milyon kişi de yeni nesil bankalarda hesap açtırdı ve 4.5 Milyon kişi hesabını “Switch” etti.

2014 yılına gelindiğinde, Competition and Markets Authority (Rekabet Kurumu) tarafından PSD2’ya paralel olarak Open Banking inisiyatifi devreye alındı. Buna göre, en büyük 9 banka, belirlenen standartlar çerçevesinde hesap bilgilerini paylaşmak zorunda bırakıldı. Böylece, sadece Challenger bankalara değil, bankacılıktaki niş alanlarda çözüm sunmayı hedefleyen mobil uygulamalara kadar piyasanın derinleştirilmesi sağlandı.

Nisan 2014’te ise yenilikçi şirketlere doğrudan destek olmak ve FCA’in politika ve süreçlerinin pratik karşılıklarını gözden geçirmek amacıyla “Innovate” programı başlatıldı. 2016 yılında, FCA ve PRA ortaklığında “New Bank Start-Up Unit” (NBSU) adlı özel bir birim kuruldu. NBSU, yılın belirli dönemlerinde düzenlediği seminerler yoluyla, bankacılık başvurusu yapmak isteyenlere bilgi vermekte ve regülasyonlarla ilgili olarak sahadan geri bildirim de toplamaktadır. Eylül 2019’da açıklanan rakamlara göre, 2013 yılından bu yana 110 ön başvurudan 31’i sermaye şartları ve süreç adımlarını tamamlayarak başvurusu kabul edildi. 19 bankaya ise lisans verilmiş durumda.

Toplam 73 milyon banka hesabından 16 milyonu şu an Challenger bankalar tarafında kayıtlı. Pazarın lideri konumundaki Monzo, Nisan 2017 tarihinden bu yana 3 milyon kişiye banka hesabı açmış.

 

 

1: Bankaların İş Modellerine Göre Dağılımı

 

Bunların dışında, ana bankacılık faaliyetleri yerine, ara hizmetlere çözüm sunabilmeleri için EMI (Elektronik Para) lisansı verilmeye devam edildi. Monese, TransferWise, Tide, Revolut, Soldo gibi dünyaca ünlü girişimler ortaya çıktı. Örneğin TransferWise bugün 100’den fazla ülkeye yerel para ile takas yaparak para gönderimi yapabiliyor. Tide, yalnızca KOBİ’leri hedefliyor, Soldo çalışanlarına şirket kartı vermek isteyenleri hedefliyor. Pockit, kredi skoru çok düşük insanları hedefliyor. Masthaven, Pepper Money gibi bankalar ise yalnızca mortgage veriyor.