Çağla Gül ŞENKARDEŞ

MenaPaY CEO’su

 

MenaPay CEO’su Çağla Gül Şenkardeş, Fintechtime Dergisi Kış 2020 – Ocak sayısı için kaleme aldı, “Trendler.. Andy Warhol.. Dijital Dönüşüm ve “Blockchain” üzerine..”

“Herkes bir gün 15 dakikalığına ünlü olacaktır”

Andy Warhol bunu söylediğinde, bugün sosyal medya üzerinde canlı yayına başladığında milyonlarca hayranının kanalına bağlanıp bir de üstüne bağış yaptığı kişileri hayal edebilmiş miydi acaba.. Zannetmiyorum ama “Zaman hiçbir şeyi değiştirmez, değişimi sağlayan insanlardır” derken kendi hayatı ve felsefesinden esinlenerek bugünleri ve teknolojinin hayatlarımıza getireceği değişiklikleri öngörmüştü bence.

Teknoloji alışkanlıkları değiştirirken çok farklı trendlerin ortaya çıkmasına imkan veriyor. Ve özellikle dijital dünyada yeni trendlere çok hızlı uyum sağlayan tüketiciler ile bu yeni trendler üzerinde farklı iş fikirleri yaratan iş dünyası, dijital dönüşümü her geçen gün daha hızlı gerçekleştiriyorlar. Özellikle hız ve şeffaflık ekseninde dikkat çeken blokchain teknolojisi de finanstan sanata, gıdadan tedarik zincirine, hemen her gün dünya genelinde çok farklı yeni uygulamalara konu oluyor ve son trendlere hızla uyum sağlayarak yeni uygulama alanları buluyor.

Bende bu bahsettiklerim ekseninde “oyun” sektörü üzerinden bir örnek ile blockchain özelinde bir dönüşüm örneği ile görüşlerimi paylaşmak istedim.

1990’larda internetin hayatımıza girmesi ile birlikte dijital dönüşümü belki de en hızlı gerçekleştiren ve dünya genelinde en hızlı ilgi görerek büyüyen sektörlerden biri “dijital oyun”. Mobil doğanlar diye de anılan Z jenerasyonu, önceki jenerasyonlardan farklı olarak oyun için ayırdıkları zamanı da çok yatkın oldukları mobil cihazları ile değerlendiriyorlar. Akıllı telefonların, tabletlerin ve bilgisayarların daha güçlü işlemcilere sahip olması ve yüksek hızlı internet ile dijitalleşen oyun sektörü 2019 yılında bir önceki yıla göre yüzde 9,6 büyüme gösterdi ve bu sektör için 2019 yılında 152 milyar doların üzerinde harcama yapıldı.

Oyun firmaları ile birlikte büyüyen ve sayıları iki milyar 500 bine ulaşan online oyuncular da beraberinde yeni mecralar yarattı. Farklı iletişim, reklam ve pazarlama modelleri doğuran bu sektör ve tüketicilerinin son trendi kendi sosyal medyaları.

‘Streaming’ platformları aracılığıyla oyuncular kendi içeriklerini üretebiliyor, paylaşabiliyor ve kendi komünitelerini yaratabiliyorlar. Gün geçtikçe daha da dijitalleşen sektörde en popüler streaming platformu olarak Twitch ön plana çıkıyor. Oyunların gerçek zamanlı izlenebilmesi için kullanılmaya başlanan bir platform olan Twitch üzerinden büyük turnuvalara, e-spor karşılaşmalarına, bireysel oyunlara ve oyunlarla ilgili sohbetlere ulaşılabiliyor. Oyun sektöründe önemli bir rolü olan Twitch üreticilerin emeklerinin karşılığını aldığı değer önerisi ile sosyal medya tüketimine farklı bir yaklaşım da getiriyor. Twitch’in yayıncılara kazandırdığı gelir konusunda rakiplerine kıyasla en büyük avantajı izleyicilerinin “bağış” kültürüne sahip olması. İzleyiciler, içeriğini beğendikleri yayıncıların bağış sayfalarına girip çeşitli miktarlarda bağış yapıyorlar ve bunun karşılığında bazen çeşitli avantajlar, bazen de söz konusu yayıncıyla iletişim kurmak için diğer izleyicilerin arasından sıyrılma şansı elde ediyorlar.

Dijital deneyim kültürü küresel bir yaklaşım ile hızla yayılırken beraberinde çok yeni trendler de yaratmaya devam ediyor. Sosyal medyanın iletişim kültüründen üretim kültürüne dönüşmesi ve çok kısa sürede sosyal medya mecralarına gelir modelleri fikirleri doğurması belki de en yeni trendelerden biri. Bu dönüşümde blockchain teknolojisi kullanarak içerik üreticilerinin emeğinin karşılığını alması alanında yapılan birkaç örnek uygulamayı ben şahsen heyevcanla takip etmeye başladım. Eminin çok hızlı kabul görerek büyüyecek bu yeni trend mecralar ve blockchain teknolojisinin belki de yine yapıcı bir yıkıcılık getirdiği alanlarladan biri olarak not alacağız sosyal medyayı..

Andy Warhol ya da gerçek adıyla Andrew Warhola’ya geri dönecek olursam, pop-art sanatının öncülerinden olmasının yanı sıra sanat dünyasına felsefe dersi vermiş olması ile hatırlanıyor bugün belki de. Var oluşunu şeylerin kontrastı olarak yorumlayan Warhol, kapitalizmin yarattığı tüketim toplumu ekseninde “nicelik ve değer” orantısını düşünüyor. Hamburger yemek gibi sıradan bir eylemin kaydını sanat statüsüne getirme vizyonunu dünyaya öğretirken teknoloji ile sanat üretiminin belki de itici güçlerinden biri olmuş bence. Bugün dijital işçiliğin para yada beğeniler ile karşılık bulduğu sosyal medya mecralarını ve blockzincirin bu alanda yarattığı yeni felsefeyi bu bakış açısı ile sorgulamaya davet ediyorum buraya kadar keyifle okuyan herkesi..