Devrim Danyal

Blockchain & Kripto Para Eğitmeni

 

Blockchain & Kripto Para Eğitmeni Devrim Danyal, Fintechtime okurları için kaleme aldı, “Dijitalleştirebildiklerimizden mi yoksa Merkeziyetsizleştirebildiklerimizden misiniz?.”

Her şeyin bir sıralaması oluşmaya başladı. Bu sıralar, 1.0, 2.0, 3.0, 4.0, 5.0 terimlerin sonuna geldiğinde çok havalı duruyor… Sanayinin, Endüstrinin, Jenerasyonun vb. olur da yaş’ın olmaz mı? Neden olmasın, zira her yaş grubu her konuya kendi perspektifinden bakmıyor mu? En azından ben dedim ve oldu Yaş X.0

Sevgili Okuyucu, siz hangi yaştasınız bilemiyorum ama ben Yaş 5.0 dönemindeyim ve bizim yaş grubunun çok şanslı olduğunu düşünüyorum. Durun durun… Biz şanslıyız dediysem her küçük yaş dönemi büyüklerinden daha şanslı 🙂 Tabii ki şans da göreceli ama benim şans olarak nitelendirdiğim kısım, “Telgrafın tellerine kuşlar mı konar” sürecinden başlayıp “Otomobil uçar gider”e kadar uzanan geniş bir teknolojik yaşanmışlığa dokunmuşluğumuzun olması ile ilgili.

Bilenler anımsar, bilmeyenler için de ben hatırlatmış olayım; çok değil bundan yarım asır önce tüm finansal işlemlerimizi bankacılıkta kağıtlar, kartonetler üzerinde gerçekleştiriyorduk. O zamanlara milat olarak Bankacılığın 1.0 devirleri dersek, Bankacılık 2.0 ile yavaş yavaş bilgisayarlar, kağıtlardan görevleri devralmaya başladı. Dolma ya da tükenmez kalem dönemi yerini klavye ve ekranlara bırakmaya başladı. Çeyrek asır içerisinde ise bu süreçler internetin de gelişmesi ve yaygınlaşmasıyla artık banka veznelerinden çıkıp masaüstü bilgisayarlara, banka işlemleri de ufak ufak bankacılardan bireysel olarak banka müşterilerine geçmeye başladı. Artık veznelerde kuyruklar oluşmamaya, herkes evlerinde veya işyerlerinde “kendilerine merkez tarafından verilmiş yetkiler kapsamında” işlerini kendileri görür hale gelmeye başladı. O tarihe kadar banka şubesi açma yarışında olan bankalarımız, internet ve teknolojinin getirileri sayesinde adam / saat ve fiziksel şube masraflarını indirebilecekleri ciddi bir tasarrufu da keşfetmiş oldular. Hatta bu süreç içerisinde milyonlarca evin elektrik, su ve doğalgaz gibi birçok fatura sürecinin de otomatize edilmesine “Otomatik Ödeme” teriminin doğuşuna şahit olunan yıllardı. Gelin bu döneme de Bankacılık 3.0 diyelim…

Bankacılık 3.0 – 4.0 arasındaki dönem de ise işlem çeşitliliğinin artması ve merkez tarafından son kullanıcılara internet üzerinden yapmaları için verdikleri yetkilerin genişlemesi sayesinde “o zaman için” bambaşka bir boyuta taşınmaya başlamıştı. Mobilite daha çok gündeme gelmeye başlamış, “masa”lar yerlerini “diz”lere bırakmaya başladığı günler gelip çatmıştı. Masaüstü bilgisayarların dizüstü bilgisayarlara yenik düşmesi sonucu taşınabilirlik sayesinde yerden bağımsız olmanın avantajları olduğu gibi dezavantajları da güvenlik, ekran kırılması..vb gündeme geldi. Ama bunlar göz ardı edilebilir ve önlemleri alınabilecek risklerdi ve bu dönüşüm çok hızlı olmaya başladı. Birkaç sene içerisinde hepimiz birer güvenlik görevlisi, vezne görevlisi, portföy yöneticisi, risk uzmanı tadında farkında olmadan birçok işlevi kendimiz yerine getirmeye başladık.

 

Hemen burada Yaş X.0 ve Bankacılık X.0 bağdaştırmasını yapalım.

Bu satırları okurken belki hafif gülümsüyor o yıllara gidiyorsunuz, belki de masal gibi dinliyorsunuz. İşte her yaşa göre farklı finans anlayışı ve süreci de tam bu noktada Bankacılık 5.0 kapılarını bize aralamaya başlıyor.

Yaş 3.0 ve sonrası şu ana kadar anlattığım teknolojik bankacılık süreçlerinin çoğuyla birlikte büyümüş durumdalar… Yaş 2.0 ve Yaş 1.0 ise şu an aylık faturalarının nereye ve nasıl ödendiğini bile çoğu zaman bilmiyor. Hatta bunu hiç öğrenmek bile istemiyorlar, çünkü merak etmiyorlar. Zamanında otomatiğe bağlanmış faturalar tıkır tıkır ödendiği süreç zarfında da bilmeyecekler. Bilmesine bilmesinler de… biz onlar adına o zorluklardan bir çözüm oluşturduk ve önümüzdeki maçlara bakmaya devam etmedik mi?

 

Size birkaç satırda yarım asırlık Finans sistemimizin hızlı bir gelişim sürecinin özetini yapmaya çalıştım.

Başlığımızdaki ilk sorumuza geri dönelim… Bu süreç zarfında Yaş kaç.0 olursanız olun sizi dijitalleştirebildik mi? Teknolojik ya da teknoloji sever biri olmak zorunda değilsiniz ancak tek bir dakikanızı bile kuyrukta bekleyerek geçireceğinizi düşündüğümüzde bile içiniz sıkışmıyor mu? Henüz yeterince dijitalleştiremediklerimizdenseniz bu sizin üşengeçliğinizden mi yoksa bizim teknolojik imkânları eksik sunduğumuzdan mı kaynaklandığını sormamız gerekiyor. Bu kısımda biz teknik insanlar olarak külahlarımızı önümüze alalım, sizi de sizinle bırakalım… Nasıl olsa çok yakında aynı noktada buluşmak zorunda kalacağız…

 

Neden mi? Hemen sorayım; Blok nedir Zincir nedir? Bit nedir Coin nedir? Token yenir mi, içilir mi? Kripto’dan Para Olur mu? Peki ya ICO, IPO, DLT de ne? CeFi yerine DeFi mı, o da ne?

Tam bu noktada bir karar verme noktasına yaklaştığınızı fark etmenizi rica ediyorum. Rica ediyorum çünkü belki de bambaşka bir finans dünyasında vizyonlar içerisinde kendinize yer edinmek varken, robotlardan korkar halde işsiz kalıp kalmayacağınızı düşünmenizi istemiyorum.

Eskilerin güzel bir lafı vardır; “Ya bu deveyi güdeceğiz ya bu diyardan gideceğiz” Hiçbirimizin bir yere gitmemesi için tüm çabamız, bütün bu anlatma isteğimiz… İnanın ve geçmişte bildiklerinizi bir kenara bırakın, hatta unutun. Dijitalleşme treninde yerinizi, konumunuzu belki de terfinizi alamamış olsanız bile size yepyeni imkanların açılmaya başladığı daha önce yaşanmamış bir deneyim ve uygulama imkânı geliyor. Henüz emekleme aşamasında olmasına rağmen kurallarını belirlemede sizin de katkınızın olabileceği fırsatlardan bahsediyoruz.

Nasıl ki, 90’lı yılların sonunda bankacılıkta daha çok bireysel katkımız olmaya başlamıştı. Nasıl ki, 2010’lu seneler sonrasında ellerimizden düşüremediğimiz akıllı telefonlarımız, telefon etmekten daha çok bize uygulama bazında kolaylıklar sağlamıştı. Hep birlikte yine bu büyük dönüşümlerden bir tanesinin dönüşümüne şahitlik ediyoruz. Pozisyonunuzu siz seçin, ister kuralları koyan bir fintech girişimi olun, isterseniz bu süreçlere hâkim bir son kullanıcı… Ama ne yapın edin henüz yavaş hareket eden bu trenin raylar üzerinde sizden uzaklaşmasına seyirci kalmayın.

Dijital Dönüşümün daha çok kurumsal bazda yarattığı inovatif etkilerin aynısını “hatta daha da fazlasını” bu sefer bireysel olarak Blockchain Dönüşümü ile Geleceği oluşturmada özümseyeceğiz. Her sektörü kökünden etkileyecek, iş yapış yöntemlerimizi tamamen farklılaştıracak ve makinalarla aramızdaki iletişim ve uygulama köprülerini “bizim istediğimiz kadar” güvenli hale getirecek bu teknolojileri birlikte oluşturacağız. Kurumlar ve bireyler olarak, merkezi oluşumlar haricinde merkeziyetsizliğin de getirilerinden faydalanacağız. Başta finans dünyası olmak üzere tüm sektörlere farklı anlayışı getirebilecek kapıları ise hep birlikte açacağız.

 

Bütün bunlar için enerjinizi toplayın, yeni nesil bankacılık, finans ve finansal teknolojiler için kemerlerinizi bağlamaya hazırlanın…

Hepsini tek tek inceleyecek ana başlıklar halinde üstünden geçeceğiz.

Bu sefer seyirci kalmak yerine biz de içinde olacağız…

Ne zaman mı? Siz hazır olduğunuzda 😉

Teknolojiyle Kalın…