Fatih Coşkun 

Sanction Scanner Kurucusu

Sanction Scanner Kurucusu Fatih Coşkun, Fintechtime okurları için kaleme aldı “Finansal Suçlarla Mücadele Covid-19’la birlikte artarak devam etmeli”.

Sağlık krizi olarak ortaya çıkan COVID-19, çok kısa zamanda tüm sektörleri etkileyen küresel kapsamlı bir kriz haline geldi. Kötü niyetli kimseler için ise bu tip zamanlar bulunmaz nimet. Tecrübelerimizden küresel kriz dönemlerinde dolandırıcılık ve siber suç vakalarının arttığını biliyoruz. Şu an içinde bulunduğumuz COVID-19 krizinde de finansal suç vakalarının arttığı gerçeğiyle yüzleşiyoruz. Para aklama, sahtecilik ve kimlik avı gibi saldırılara dair raporlar, genellikle koronavirüs konulu iletişim yöntemleri kullanılarak bu tip işlemlerin arttığını ve para hareketlerinin ise panik kisvesi altında saklandığını gösteriyor. Finansal kurumları aşağıda birkaç örneğini paylaştığımız durumlar için uyarıyor ve bu panik havasında zarara görmemeleri için önlem almaya davet ediyoruz. Ayrıca Sanction Scanner olarak 11 farklı ülkeden uzman görüşlerine yer vererek hazırladığımız “COVID-19 Sonrasında Finansal Suçlarla Mücadelede Beklenen Değişiklikler” raporuyla finansal kuruluşlara bu süreçler için ışık tutmayı amaçladık, bu yazımda bu raporun yansımalarını bu yazımda sizler için derlemeye çalıştım.

 

Hukuksuz para taşıyıcıları ortaya çıkabilir

İşsizlik gibi zor durumlar insanları maalesef anormal finansal davranışlara zorlar. Banka hesabı olan bireyleri hedef alan ve para yönetimi ve aklanması için bu kişilerin finansal geçmişlerini kullanan suçlu işletmelerin varlığı ise malum. Genellikle bu tip suçları işleyen kimseler, kişisel banka hesaplarının kullandırılması ve bu hesaplarından istedikleri hesaplara yapılacak para transferleri karşılığında kişilere belirli ücret sunarlar. Bu tip işlemlerin kurbanı çoğu zaman fazladan paraya ihtiyaç duyan öğrenciler ve konudan habersiz finansal okur yazarlığı olmayan kişilerdir. Ancak özellikle son zamanlarda gerek ülkemizde gerekse diğer dünya ülkelerinde yaşanan işsizlik sayılarındaki yükselme, finansal kuruluşların bu konuya özel önem vermelerini zorunlu hale getiriyor.

KOBİ’lerde Oluşabilecek Potansiyel Sahtekarlıklar

Finansal kurumların uyum görevlileri, sahtekarlığın yalnızca bireyleri hedeflemediğini de her zaman akıllarında tutmaları gerekiyor. Geçtiğimiz günlerde ülkemizde krizin yaralarını sarmak adına kobilere yönelik 100 Milyar TL’lik bir destek paketi açıklanırken, çeşitli ülkelerde bu miktar farklılık gösteriyor. ABD, korona ile ilgili ekonomik kayıp için 2 trilyon dolarlık bir kurtarma planı açıkladı ve İngiltere ise 330 milyar sterlin işletme kredisi vaat etti. Bu paraya erişmek isteyen hileli aktörlerin, çeşitli yollar deneyerek bu işleme yapmaya çalışmaları ise muhtemel senaryoların başında geliyor.

Hükümetlerin, firmaların ve bankaların bu paraya erişmek isteyen kişilerin, bu paraya meşru şekilde ihtiyacı olanlar tarafından alındığından emin olması gerekir; aksi halde oluşacak skandal ve bunun yapılamamasının itibari hasarı hesaplanamaz. Kamu baskısı ve krizin duygusal ağırlığı nedeniyle son haftalarda açıklanan finansal teşvikler oldukça hızlı bir şekilde dolaşıma sokulacak. Söz konusu teşvikin dolandırılmasına izin veren finans kurumlarının duyulmamış bir kamu tepkisi ve itibar zararı görmesi muhtemel, bu nedenle bu noktalarda oldukça hassas davranılması gerekiyor.

Fraud, kriz durumlarında hızlı bir şekilde artıyor

Fraud, teknolojinin de desteği ile tespit edilmesi nispeten daha kolay olan mali suçlardan birisi ancak bu tip kriz durumlarında, fraud gösterge ve oranları hızlı bir şekilde artıyor.

Fraud genel olarak aşağıdaki üç kategoride ayrılabilir:

  • Kimlik avı ve sosyal mühendislik dolandırıcılıkları
  • Sahte veya sahte ürünlerin satışı
  • Yanlış bilgi

 

COVID-19’un kendisi dünyadaki bireyler ve kuruluşlar için önemli bir küresel güvenlik riski oluştururken, bu küresel pandemi etrafındaki siber suç ve dolandırıcılık etkinliği ise büyük finansal hasarlara yol açabilir ve tehlikeli rehberliği teşvik edebilir ve sonuçta virüsle mücadele çabalarına ek yük getirebilir.

 

Pazar Davranışları Suçlulara Fırsatlar Oluşturabilir.

Stokçuluk ve vurgunculuk birçok pazarda birçok kez meydana geldi: nitekim MASAK (Mali Suçları Araştırma Kurulu) ülkemizdeki toptancılar Maske, El dezenfektanı, temizlik malzemeleri gibi ürünlerde binlerce lira değerinde stoklama yaptıktan sonra piyasa düzenini sağlamak adına harekete geçti ve birçok firmayı para cezasına çarptırdı. Ülkelerin pek çok nedenden dolayı stokçuluğa karşı katı düzenlemeleri vardır ve bunlardan belki de en önemlisi tüketicileri ihtiyaç zamanlarında sömürüye karşı korumaktır.

Panik ve kriz, piyasa güçlerinin tuhaf şekillerde davranmalarına neden olur. Hiç kimse bir salgında tuvalet kağıdının veya maskenin tüketiciler için ne kadar önemli olacağını tahmin etmiyordu. Suçlular, kara para aklama davranışlarını gizlemek için bu artan endişe ortamından kolayca yararlanabilir. Ticaret temelli kara para aklamanın tespit edilmesi asla kolay değildir ve hatta bir müşterinin el dezenfektanı, gıda ve diğer temel şeylere gereğinden yüksek miktarlar harcamak için, özellikle halkta panik havasının egemen olduğu zamanlarda yeterli mazereti vardır. Bu tip anormal ticari davranışlara özel önlemler alınmalı ve finansal kurumlar tarafından ehemmiyet verilmelidir.

Bu dönemde müşterilerinin kim olduğu, pandemi sırasında işlemsel davranışın demografik özelliklere nasıl adapte olduğu ve para aklama davranışının ortaya çıkıp çıkmayacağından emin olmak için uyum görevlilerinin araştırma becerileri hakkında güçlü bir iç görü ve anlayış gerekecektir.

 

COVID-19’dan Sonra Neler Olacak?

Koronavirüs, tüm dünyayı henüz tam olarak idrak edemediğimiz bir şekilde, belki de olarak kalıcı olarak değiştiriyor. Salgının etkileriyle tüketicilerin ve işletmelerin davranışlarının değiştiğini gözlemledik. Mali suçlar tarafından baktığımızda şunu rahatlıkla söyleyebiliriz ki buradaki değişim daha yeni başlıyor. Şimdilik odak noktası, geleceği kesin olan tehditleri yakalamak ve onlar gelmeden önlemler almaktır. Bu yüzden COVID-19’un getirdiği değişiklikler nedeniyle finansal kuruluşların mali suçlarla mücadele süreçlerini yeniden gözden geçirmeleri gerekmektedir. Finansal suç tespit stratejilerinin her zaman amaca uygun olduğundan emin olmak için firmaların uyanık kalmaları ve finansal suçlular için moda olan şeylerin üstünde kalmaları ve daha önde düşünmeleri gerekecektir.