2C Proje Evi Kurucu Ortağı Hande Didem Altop ile Fintechtime Dergisi Ocak & Şubat sayısı için özel bir röportaj gerçekleştirdik. 

Hem yerel hem de global projelere hizmet veren yönetim danışmalığı firması 2C Proje Evi’nin Kurucu Ortağı Hande Didem Altop ile bir araya geldik.

 

Türk şirketlerinin küresel pazardaki rekabet kabiliyetlerini artırmaya katkıda bulunmaya yönelik çalışmalarınızı yakından takip ediyoruz. Öncelikle kurucu ortağı olduğunuz 2C Proje Evi’ni ve çalışmalarınızı sizden dinleyebilir miyiz?

2C Proje Evi, 2018 yılında ortağım Aslı Ogay ile birlikte, fikirleri iyi şirketlere dönüştürme vizyonu ile kurduğumuz hem yerel hem de global projelere hizmet veren bir yönetim danışmalığı firmasıdır. Geleneksel stratejik danışmanlığın ötesinde kendimiz ve oluşturduğumuz uzman ilişki ağımız ile birlikte çoğu zaman projelerimizde uygulama aşamasında aktif yönetici rolü de üstleniyoruz. Çalışmalarımızı kısaca özetleyecek olursam:

  • Bize gelen iş fikirlerini “yap-işlet-devret” modeli ile geleceğin şirketleri haline getiriyoruz. Müşterilerimiz bize bazen bir kelimelik, bazen bir cümlelik ve hatta bazen de “Şu sektörde ne yapabiliriz?” gibi bir soruluk talepler ile gelebiliyor. Biz o ipucunu alıp sürdürülebilir bir işletme haline getiriyoruz. Bu noktada en büyük keyif aldığımız şey ise müşterilerimizin hayalini gerçekleştirmesine önayak olmak ve birlikte katma değer yaratan işler ortaya koyabilmek oluyor.
  • Hali hazırda olan şirketlere veya organizasyonlara operasyonel verimliliğini arttırma, yeni pazarlara açılma, yeni ürün ya da servisini pazara sunma, yatırımcı ilişkilerini güçlendirme, şirket içi dönüşümü sağlama gibi farklı konularda destek veriyoruz.
  • Startup’lar için ise kurucu ekiplerine danışmanlık, mentörlük, koçluk ve ekip geliştirme alanlarında hizmetler sunuyoruz. Kuruculara maliyeti düşük, getirisi yüksek bir ivme kazandırma mekanizması olarak özellikle Amerika’da yaygınlaşmaya başlayan “Fractional C-level” yaklaşımı ile geçici olarak üst düzey yönetici rollerde de yer alabiliyoruz. Bu noktada ise özellikle yeni kurulan genç ekiplere çok hızlı bir şekilde deneyim aktarımı gerçekleştirebiliyoruz.

Müşteri portfolyomuz ise çeşitlilik gösteriyor. Şu anki portfolyomuzu, büyük şirketlerin aile ofisleri, aile işini devralacak yeni nesiller; teknoloji, tarım, tasarım, kozmetik, önleyici sağlık, etkinlik, perakende, sosyal medya, eğitim alanlarındaki şirketler ve girişimler olarak özetleyebiliriz. Sektör ayrımı yapmadan teknoloji ile dönüşüme açık, günümüzün ve geleceğin iyi uygulamalarını sahiplenmeye hazır kişi ve kurumlar ile çalışmaktan zevk alıyoruz.

 

Yaz döneminde Finance Forward MENA 2020 Hızlandırma Programı’na seçilen 12 erken aşama fintech girişimini duyurmuştunuz. Seçilen girişimler arasında 2 Türk girişim de yer alıyordu. Henüz çok yeni ama bu kısa süre içerisinde WorqCompany ve E-Bursum nasıl bir gelişim gösterdi ve program bu girişimlere nasıl bir katkı sundu?

Village Capital, MetLife Vakfı ve PayPal’ın desteğiyle gerçekleştirdiği Finance Forward MENA 2020 bir yatırıma hazırlama programıdır. Dört kıtadaki girişimcileri finansal sağlıkla ilgili lokasyon bazlı zorluklara teknoloji destekli çözümler geliştiren girişimcileri destekleyen, uzun süreli küresel bir koalisyondur.

Bu sene ilk defa Türkiye’nin de katıldığı, Finance Forward MENA 2020 olarak, girişimci şirketlere iş modellerinin geliştirilip yatırımcıya hazırlanması için beş haftalık online ve yüz yüze eğitimler sağladık. Bunu yaparken de günümüzün hızla değişen ihtiyaçlarına cevap verebilecek yenillikçi finansal çözümlere odaklandık. Türkiye’den finale kalan Worqcompany ve e-Bursum şirketleri hem etkin girişimci hem de sosyal fayda sağlayan iki farklı model sunan fintech startup örneğidir.

Yeni startup’lar veya serbest çalışanlar için Worqcompany %70-80 gibi ciddi oranda genel giderlerde tasarruf sağlayacak şekilde muhasebe, web tasarım gibi uzman hizmetler ve spot ihtiyaçlar doğrultusunda full donanımlı çalışma alanı, toplantı odası kiralama imkânı sunuyor. Ozgun bir is modeli çerçevesinde e-Bursum şirketi ise üniversite ve yüksek lisansa maddi desteği ihtiyacı olan öğrenciler ile burs programı sunan kurumları buluşturuyor. Finance Forward programında yeni pazara giriş stratejilerine yoğunlaşırdı. Özellikle yeni pazara girişi için kritik basari faktörleri tanımlandı ve vaka çalışması olarak Orta Doğu ve Afrika bölgelerindeki olası pazar potansiyeli incelendi. İşletme anlamında finans ve operasyonel süreç yönetimlerine derin değerlendirmeler yapıldı, iyi uygulamalar ve iyileştirmiş fırsatlar tespit edildi.

 

 

Finance Forward MENA 2020 çok yıllık global bir koalisyonun parçası. Village Capital burada nasıl konumlanıyor? Programı sizden dinleyebilir miyiz? Hangi girişimler kabul ediliyor ve ne tür fırsatlar sunuluyor?

Girişimcilik, dünyanın en büyük sorunlarını çözmeye odaklı kritik bir araçtır. Ancak şu anda, hangi girişimcilerin başarılı olma şansına sahip olacağına belli başlı şehirlerdeki bir avuç insan karar veriyor. Bu, birçok etkili çözümün ölçeklendirmek için ihtiyaç duyduğu desteği ve kaynakları elde edemediği anlamına geliyor.

Village Capital, dünyanın etki odaklı, başlangıç aşamasındaki girişimleri destekleyen en büyük organizasyonudur. 2009’dan bu yana, ekibimiz 28 ülkede 1100’den fazla girişimciyle doğrudan çalıştı ve bağlı fonumuz VilCap Investments, 500 milyon dolardan fazla takip sermayesi toplayan 110 girişime yatırım yaptı. Eşleştirme platformumuz olan Abaca, 5.000’den fazla yatırımcı ve girişimciye ev sahipliği yapıyor. Yatırım yapmayı daha kapsayıcı hale getiren ve daha geniş ve güçlü bir girişimci yelpazesi sağlamak için sistem düzeyindeki değişikliklerle ilgileniyoruz. 2009’dan bu yana, yatırım sürecini demokratikleştiren ve kadın kurucular için ön yargıyı azalttığı kanıtlanmış, eşi benzeri olmayan akran tarafından seçilme yatırım modeline öncülük ettik. O zamandan beri, Abaca, VilCap toplulukları ve alternatif sermaye stratejileri de dahil olmak üzere daha geniş bir girişimci grubuna sermaye sağlamak için yeni araçlar, teknoloji ve süreçler tasarlıyor, test ediyor ve paylaşıyoruz. Washington DC, Mexico City, Londra, Nairobi ve Bangalore’daki ofisleri ile dünyanın dört bir yanında bu vizyonu inşa etmeye devam eden ekip üyelerimiz var. Küresel eşitsizliği azaltan ve insanların sağlıklı ve üretken bir yaşam sürdürme becerilerini geliştiren yeniliklere odaklanıyoruz, özellikle üç tematik alana odaklanıyoruz: Finansal Sağlık, Sürdürülebilirlik ve İş Geleceği. Finance Forward, Amerika Birleşik Devletleri, Latin Amerika, Avrupa, Orta Doğu ve Hindistan’da finansal sağlık konusunda teknoloji odaklı çözümler üreten 100’den fazla yeni girişimciyi desteklemek için MetLife Vakfı, PayPal ve yerel ortaklarla birlikte oluşturulan küresel bir koalisyondur.

Finance Forward, programdaki girişimcilere kapasite geliştirme desteğinin yanı sıra hibeler ve doğrudan yatırımlar yoluyla 850.000 Dolar bütçeli bir sermaye sağlayacaktır. Village Capital, hızlandırma programlarının geçmiş sonuçlarına dayanarak, bu koalisyon önümüzdeki beş yıl içinde program katılımcılarına en az 10 milyon dolarlık takip finansmanı sağlamayı hedefliyor. Finance Forward, önümüzdeki iki yıl içinde dokuz bölgesel hızlandırıcı programa ve eğitim kampına ev sahipliği yapacak. Her bir program, düşük ve orta gelirli insanların ve küçük işletme sahiplerinin finansal sağlığını iyileştirmek için çözümler üreten girişimcilere yatırım yapacak. Katılımcı şirketler, şirketlerinin büyümesini desteklemek için 25.000 ila 75.000 Dolar arasında değişen bir sermaye almaya hak kazanacaklar. Finance Forward toplamda, 700.000 düşük gelirli insanın ve 10.000 mikro ve küçük işletme sahibinin finansal sağlığını iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Girişim ayrıca, Village Capital’in VilCap Toplulukları aracılığıyla beş hızlandırıcıyı ve inkübatörü desteklemek; halkın kullanımına sunulacak trendler ve en iyi uygulamalar hakkında bir dizi rapor hazırlamak; ve Village Capital programı mezunları için küresel bir mezunlar zirvesine ev sahipliği yapmak amacıyla her bir pazardaki endüstri liderlerini bir araya getirecek. Village Capital programlarının geçmiş katılımcıları arasında, küçük işletmelerin 70’den fazla işletmeye 35 milyon dolarlık işletme sermayesi katkısı sağlayan borç sermayesini artırmaya yönelik bir platform olan Hintli girişim Loans4SME ve programa katıldıktan kısa bir süre sonra Meksika tarihindeki en büyük girişim sermayesi artışlarından birini sağlayan Meksikali mobil ödeme girişimi ePesos yer alıyor.

 

Türkiye’deki girişimlere dair genel izlenimleriniz nedir? Özellikle pandemi döneminde nasıl bir değişim gözlemlediniz? Girişimlerin yatırım almaları için neler yapmalarını ve nasıl bir yol haritası izlemelerini önerirsiniz?

Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin son on beş yılda geldiği nokta gerçekten çok umut verici. Sayıları sürekli artan melek yatırımcılar ve girişim fonları da bunun bir göstergesi. Bu senenin olağanüstü belirsiz şartlarına rağmen, Startups Watch verilerine göre 3. çeyrekte toplamda yapılan 46 yatırım ile girişimcilere yaklaşık 60.3M dolarlık yatırım yapıldı. Girişimcilik için kriz anlarının aynı zamanda fırsatlar barındırdığını yıllardır dile getiriyoruz. Özellikle pandemi ile birlikte, birçok sektör de müşteri talebi doğrultusunda ertelenmiş dijital dönüşüm ihtiyaçlarına çözüm sunan girişimcilere daha açık hale geldi.

Son iki senede hem eski girişim sermaye fonları ikinci ve üçüncü fonlarını oluşturdu hem de bunlara paralel olarak yeni fonlar kuruldu. Böylece yerel girişim sermaye fon kapasitesi neredeyse üçe katlandı. Bütün bu gelişmeler ışığında, yatırımcılara erişim şu an eskiye oranla daha da kolay olsa da yatırımcıların ilgilerini çekmek için girişimcilerin dikkat etmeleri gereken temel hususlar var.

Bunlardan ilki işlerinin değer vaadinin gerçekten sağlam ve somut olması. Girişimcilerin çoğunlukla değer vaatlerini en kolay ve hızlı şekilde karşı tarafa aktarmakta zorlandıklarını yıllardır gözlemliyorum. Genellikle neyi yaptıklarını anlatırken neden ve nasıl kısmını ıskalıyorlar. Yatırımcı karşısındayken iş fikirlerinin hangi ihtiyaca cevap verdiğini, iş modellerinin nasıl çalıştığını ve rakiplerinden farklı olarak neyi yaptıklarını üç dakika içerisinde söyleyebilmeleri gerekiyor. Çok basit gibi dursa da girişimcilerin en çok takıldığı noktanın bu olduğunu tekrar tekrar vurgulamakta fayda var. Yatırımcılar o kadar fazla sayıda iş modeli inceliyor ki bu andaki ilk izlenim olası yatırım karar sürecinin gidişatını ciddi ölçüde belirliyor.

Dikkat edilmesi gereken ikinci konu ise iş modelinin hedef kitlesinin net tarifi ve pazarın yüksek büyüme potansiyelinin somut göstergeler ile net bir şekilde ifade edilmesi. Bu iki unsura bağlantılı olarak ilk müşteri, ikinci müşteri, onuncu müşteriye giden yol haritasının gerçekçi şekilde tanımlanması yatırımcının iş fikrine olan inancını arttırır.

En son olarak da iş fikrine olan inanç pekişmişken yatırımcılar ekibin uygulama becerisine ve organizasyon yapısına ne kadar güven duyabileceğini değerlendirir. Girişimcinin özgeçmişi ile birlikte kendisi ile ne kadar barışık olduğu, eksikliklerinin ve ihtiyaçlarının ne kadar farkında olduğu ve en önemlisi de mentörluğa ne kadar açık olduğu yatırım sürecinde kritik başarı faktörlerinin arasındadır. Unutmamak gerekir ki hiçbir startup ekibinden mükemmel olması beklenmiyor ama ekibin kendi içindeki farkındalık seviyesi önem arz ediyor.

 

 

Pandeminin etkileri sürüyor ve sürecin devamlılığı ve kalıcı etkileri malumunuz. Endişeli bir yıl geçirmemize rağmen fırsatları da beraberinde getiren bir dönemden geçiriyoruz. Pandemi süreci genel değerlendirmeleriniz eşliğinde, tüm bu süreçte şirket kurarken nelere dikkat edilmesini önerirsiniz? Önceliklendirilmesi gereken alanlar ve atılması gereken adımlar neler?

Pandemi aile hayatımızdan iş yapış şeklimize kadar birçok alanda alışkanlıklarımızı ve bunlara orantılı olarak da ihtiyaçlarımızı değiştirdi. Birçok şirket ve organizasyon online dünya üzerinden ürün ve servislerini iyileştirmeye ve geliştirmeye başladı, dijital dönüşüm kaçınılmaz bir hale geldi… Dijital dönüşüme bu süreç öncesinde başlayan ve özellikle bu alanda ürün ve servis sunan şirketlerin kar marjları katlanarak arttı. Dolayısı ile hem girişimcilere hem de şirketlere verebileceğim en yegane tavsiyelerden biri dijital dönüşümde yeni çıkan trendleri ve iyi uygulamaları yakından takip etmeleri ve bu dönüşümün ana yapıtaşları olan “insan, süreç ve teknoloji” değişimini kendi şirket ve organizasyon yapılarına en iyi şekilde entegre etmeleri yönünde olacaktır.

Toplum psikolojisi açısından baktığımda da özellikle bu dönemde çevre dostu ürünler, sağlıklı gıda tüketimi, beden ve ruh sağlığı, etkinlikler platformları dahil online temel eğitim ve omur boyu öğrenim, ve elbette online tip ve biotech önem kazandı. İnsanların bu konularda farkındalıkları arttı ve kendilerine, ailelerine, is-yasam dengesine ve çevreye duyarlı bilinçli tüketim yapmaya başladılar. Bu yeni davranış şekli ışığında özellikle tarım alanında keşfedilmemiş büyük fırsatlar olduğuna inanıyorum. Gelişen teknoloji ile birlikte sürdürülebilir tarım ve döngüsel ekonomi uygulamalarının yaygınlaşma potansiyelinin yüksek olduğunu düşünüyorum.

Pandemi den bağımsız olarak B2B ve B2C sektöre veya konu bazlı dikeler odaklı pazaryerleri, akıllı ev-bina-şehir-mobilite yelpazesini içeren “proptech”, oyun ve eğlenc ile, fintech,  sosyal medya ve içerik geliştirme hizmetleri ve platformları, bir de robotik süreç otomasyonu (RPA) alanlarında ciddi yenilikler gözlemliyorum.

 

Ajandanız eşliğinde 2021 hedefleriniz ve odaklanacağınız alanlar konusunda neler söylemek istersiniz?

Biz 2C Proje Evi uzman ilişki ağımızı daha da güçlü örgütleyerek “Fractional C-Level’ hizmetler kapasitemizi artırmayı hedefliyoruz. Es güdümlü olarak da sektörel düzeyde Türk şirketlerinin yurt dışına açılması için etkin yaratıcı çözümler araştırıyor ve geliştirmeye planlıyoruz.