Piar İletişim Ajans Başkanı Selin Batı Oran ile Fintechtime Dergisi Ocak & Şubat sayısı için özel bir röportaj gerçekleştirdik. 

Pandemi sürecine damga vuran Piar İletişim’in Ajans Başkanı Selin Batı Oran ile bir araya geldik.

 

Pandemi sürecinin en başından beri yaptığınız online toplantılar ile markalarla iletişimimizi hep sıcak tuttunuz. Pandemi döneminde stratejinizi nasıl yenilediniz, kaç toplantı yaptınız? Aldığınız geri bildirimleri ve genel ilgiyi nasıl değerlendirirsiniz?

Teknoloji odaklı bir ajans olduğumuz, müşterilerimiz de teknoloji üreten değerli firmalar olduğu için biz teknolojinin getirdiklerinden her zaman fazlasıyla yararlanan bir şirkettik. Ancak teknolojideki tüm gelişmelere rağmen, halkla ilişkilerin hala en önemli unsuru, insan. Halkla ilişkiler firmalarının içerik geliştirmekten etkinliklere ev sahipliği yapmaya ve diğer iletişim biçimlerine kadar markalara anlamlı katkılar yapabilmesi için iyi bir ekibe sahip olması gerekiyor. Piar İletişim ekibimiz 20 kişiden oluşuyor. Dinamik bir ekibimiz var, hantal bir yapımız yok. Sürekli kendini geliştiren, yenileyen, birbirimize her ay geri bildirimlerde bulunan bir ajansız. Aynı zamanda proaktif olarak üreten de bir ekibiz.

Pandemi öncesinde biz ekip olarak, haftanın belli günleri evden çalışma kültürünü benimsemeye başlamıştık. Hatta dijital PR konusunda etkin projeler geliştirmeye başladığımız bir dönemdi. İster 15 yıl ister 30 yıllık deneyiminiz olsun; yaptığımız iş sürekli kendinizi geliştirmeniz gereken bir iş. Günceli, gündemi yakından takip eden proaktif bir yapımız olması sebebiyle o dönemde Hitay Holding grup şirketlerinden Teknoser ile çalışmaya başlamıştık ve ilk lansmanımızı yapmamız gereken bir dönemdi. Teknoser Genel Müdürü Ozan İnan da yenilikleri, değişimi seven bir yönetici. Mesafe şartları gereğince fiziksel yapamıyorsak Zoom üzerinden bir araya gelelim dedik ve bir ilke imza attık. Bunu, sosyal medya iletişimiyle de destekledik.

Basın dünyasındaki dostlarımıza da bizi bu süreçte yalnız bırakmadıkları için özel olarak teşekkür etmek isterim. Çünkü bugüne kadar 50’ye yakın dijital basın toplantısı yaptık ve katılımcı sayımız her zaman 25-50 arasında oldu. Yaz döneminde ise yine bizi yalnız bırakmayan dostlarımızla konu bağımsız sadece sohbet ettiğimiz buluşmalar gerçekleştirdik. Motivasyon ve bir arada güçlü olduğumuz hissini yaşamaya ihtiyaç duyduğumuz bu dönemde, bu organizasyonlar hepimize çok iyi geldi.

Gerek basın mensuplarından gerekse müşterilerimizden çok olumlu geri bildirimler aldık. Basın tarafında, bir proje veya etkinlik yapmadan önce mutlaka onların fikirlerini almaya önem veririz. Çünkü onların fikir ve görüşleri bizim için kıymetlidir.

Müşteri tarafında ise her yılsonunda geribildirim almak amacıyla müşteri memnuniyet anketi yapıyoruz. Yaklaşık 10-15 sorudan oluşan bu ankette, birlikte çalıştığımız markalar 10 üzerinden puanlama yaparak bizi değerlendiriyor. Bu anketleri yapmamızın ana amacı olan kendimizi geliştirmek adına da çok etkili bir yöntem olduğunu söyleyebilirim. Bu yıl yapılan değerlendirmeler neticesinde müşteri memnuniyetini yüksek düzeyde sağladığımızı görmekten dolayı mutluyuz.  Gelecekte daha iyilerini başarmak konusunda motive oluyor ve kendimizi geliştirmeye devam ediyoruz.

 

Pandemi sürecini sektör nasıl geçirdi? Nasıl bir değişime ihtiyaç duyuldu, eksik gördüğünüz veya geliştirilmeliydi dediğiniz başlıklar hakkında neler söylemek istersiniz? 

Bu dönemde iletişimin önemi kadar, niş ve uzmanlaşmış halkla ilişkiler şirketlerinin de önemi konusunda büyük farkındalık kazanıldı. Markalar, sektör deneyimine sahip, yerel pazar ve kültürel özellikler konusunda derin bilgisi olan, aynı zamanda trendleri de yakından takip eden ajanslarla çalışmaya yöneldi. Sektörde daha önce aktif iletişim yapmayan birçok marka, sürdürülebilir iletişim çalışmaları için bu dönemde bizimle görüştü.

Eskiden yazılı ve dijital medyada 1.000 yansıma almak gibi KPI hedeflerimiz varken, bugün hangi dijital kanalda, hangi projeleri yaptığımız, hangi video sohbetini hangi içerikle gerçekleştirdiğimiz gibi konular da buna eklendi. Mecralara ek olarak gazetecilerin kendi aktif kullandıkları iletişim kanalları da iletişim yöntemlerimizi çeşitlendirmemizi sağladı. Bence bu güzel bir gelişme, bizim sektörümüzün ve medyanın değeri daha iyi anlaşıldı, onlara olan ihtiyacımız fark edildi. Yine güncel içerik ve gündem önem kazandı. Eskiden PR anlamında markalardan gündem beklenirdi, şimdi ise tüm ekiplerimizle birlikte düzenli ve yakından gündemi takip ederek hangi markalarımıza nasıl içerikler ve nasıl projeler yapabiliriz konusu öne çıkmaya başladı.

Kovid-19 salgını sonrasında her sektör gibi PR şirketleri de değişmek, dönüşmek zorunda kalacak. Bunu da ancak dijital projeler geliştirerek, mecralarla karşılıklı fikir alışverişi içinde olarak gerçekleştirebilirler. Yeni dönemde bunu başaran, bu hıza ayak uyduran, dijital düşünen herkes kazanacak.

 

 

Süreç içinde markalarınızın sizden beklentilerinde nasıl bir değişim yaşandı? İletişimlerini güçlü tutmak isteyen markalara neler önerirsiniz? 

Dünya çapında her gün 2,5 kentilyon bayttan fazla veri üretiliyor. Veri analizine konu olan küresel veri kümesinin 2025 yılına kadar 5,2 zettabayta çıkacağı öngörülüyor. Bu kadar dijital içerik akışı arasında halkla ilişkiler anlamında üretilen içeriğin daha interaktif ve ilgi çekici olması gerekecek. Niş bir gruba ulaşmak için tasarlanmış dijital kampanyaların sayısı artacak. Dönüşen dünya ve hedef kitlenin varlığı, iletişimin de çok daha dinamik hale gelmesini sağladı. Connected customer” diye adlandırılan dijitale çoktan adapte olmuş C jenerasyonuna ulaşmak ve taleplerini karşılayabilmek için geleneksel medyayla birlikte birçok iletişim kanalını da bir arada düşünmek gerekiyor. Youtube, Linkedin, Instagram gibi iletişim kanallarında doğru içeriklerle yer almak önemli. B2B’de özellikle Medium ve Linkedin gibi platformlar hızlı bir yükselişte. Yine iletişim stratejileri belirlenirken, B2C iletişimde liderliği elinden bırakmayan Instagram, influencer’lar, podcast’ler, online platformlar üzerinden yayın yapan TV ve radyolar gibi tüm yeni nesil iletişim araçları artık 360 derece bir bakış açısıyla planlanmalı. Bu kanallarda gazetecilerle de güzel projeler geliştirmek mümkün. Biz bu alanda da proje üretmeye ve çok olumlu geri dönüşler almaya başladık.

Piar İletişim olarak, markalarımızla daha fazla dijital yenilikçi projelere, dijital kanallarda içerik üretimine odaklandık. Bir anlamda markalarımızın pazarlama departmanları gibi çalıştık. Pandemiye kadar zaten bu vizyonda çalışan bir ekiptik, ama son dönemde hem iç hem dış iletişimde A’dan Z’ye birçok konuda markalarımızın adına en doğru iletişimi yapmak için kendimizi onların yol arkadaşı olarak konumlandırdık. Masanın her iki tarafında da oturabilme yeteneği, müşterilerimize daha geniş bir bakış açısı sunabilmemizin yolunu açtı.

 

Markalar size geldiğinde nasıl bir farklılık yaşıyor? Sunduğunuz katkılar ve hizmet çeşitliliklerinizi öğrenebilir miyiz?

Bizim iletişim odağımızda 3 ana gündemimiz var.

  • Marka hedeflerini ve planlarını 360 derece bir iletişim stratejisiyle hazırlamak,
  • Gündem ile uygun içerik geliştirilmesi, WOM (Word of mouth) etkisi yaratabilecek içeriklerin oluşturulması
  • Etkili bir marka deneyimi için geleneksel medyadan yeni nesil iletişim araçlarını da etkin bir şekilde kullanarak farkındalık yaratmak

PR dönüştü, biz de bu dönüşümün öncülerindeniz. Eskiden daha geleneksel medya odağında markalarımızın iletişim stratejilerini planlarken, şimdi hangi influencer ile nasıl bir kurgu çalışılmalı, Linkedin’den hangi içerikle nasıl bir paylaşım yapılmalı gibi tüm iletişim platformlarını kapsayan stratejiler belirliyoruz. Aslında gerçek anlamda 360 derece pazarlama iletişimi hizmeti sunuyoruz.

Diğer taraftan tüm markalarımız ile gönül bağımız var. Her biri bizim için çok kıymetli. Onların bize olan güvenine layık olabilmek amacıyla ekip olarak değişimi ve günceli çok sıkı takip ediyoruz. Sürekli öğrenmeye hazırız. Bence en büyük farkımız bu. Çözüm üretmeye odaklı bir şirketiz.

Bir diğer farkımız ise basındaki dostlarımız, markalarımız ve biz, tek bir ekip gibi çalışıyoruz. Bu nedenle ‘Birlikte Güçlüyüz’ sloganını benimsiyoruz. Mevlana’nın sevdiğim bir sözü vardır: “Etrafınızda ne kadar güzel, iyi, başarıya odaklı, iyi düşünen sevdikleriniz varsa o kadar güzel bir hayatınız olur.” Biz bu sektörde güzel işler yapmaya odaklı, iyiyi doğruyu birlikte başarabilmeyi odağına koyan bir ekibiz, tabii ki tüm iş ortaklarımızla beraber.

Her bir markamız için butik anlayışla çalışmamıza karşın, kurumsal bir ajans yapımız var. Ajansta herkesin sorumluluk ve görevleri bellidir. Herkes her işi yapamaz; yazı işleri ekibimiz, marka ekiplerimiz her biri sorumluluklarını yerine getirir. İyi bir tasarım ve etkinlik ekibimiz de var, dolayısıyla markalarımız için birbiriyle entegre çalışan sosyal medya yönetimi ve PR hizmeti sunabiliyoruz. Özellikle dijital PR tarafında sürekli proje üreten bir ekip olarak sosyal medya ile entegre çalışmak müşterilerimize de hız kazandırıyor. Giderek daha fazla markamıza, samimi bir izleyici grubuyla diyalog, ilişki ve güven geliştiren mikro etkileyicilerle bağlantı kurmalarını öneriyoruz.

 

2021 yılı odağınızda hangi sektörler olacak? Konumlamanızda ve hizmetlerinizde bir değişikliğe gidecek misiniz?

Bilgi Teknolojisi ve Telekom, fintek ve siber güvenlik, tüketici elektroniği alanlarında büyümeye devam edeceğiz. Hizmetler kapsamında B2B ve B2C alanında geliştirdiğimiz influencer projeleri var. Bu alanda hizmet çeşitliliğimizi de 2021 yılında artıracağız. Podcast’ler önemli, burası benim kişisel olarak da ilgilendiğim bir alan. Bu alanda yine markalarımıza fayda sağlayacak iletişim çözümleri geliştirmeye odaklanacağız.