TTGV Genel Sekreteri A. Mete Çakmakcı ile Fintechtime Dergisi Ocak & Şubat sayısı için özel bir röportaj gerçekleştirdik. 

Kuruluşunun 30. Yılında “Teknoloji Üreten Türkiye” mottosu ile emin adımlarla ilerleyen ve teknoloji sektörünün yolunu aydınlatan Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı’nın Genel Sekreteri A. Mete Çakmakcı ile bir araya geldik.

 

Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı’nı sizden dinleyebilir miyiz? 30 yıllık hikayeniz nasıl başladı, nasıl devam ediyor? TTGV bugün nasıl bir organizasyona, nasıl bir ekibe sahip?

Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı (TTGV), Türkiye’de yerleşik özel girişim teknoloji geliştirme ve inovasyon yolu ile uluslararası rekabetçiliğinin arttırılabileceği iddiası üzerine 1991 yılında kuruldu. Hatırlarsanız o tarihler Türkiye’nin DTÖ ve AB Gümrük Birliği’ne girişi süreçlerinde kendi iç pazarını uluslararası rekabete açmak ve yerleşik sanayisini doğru modellerle desteklemek konularının önemli gündem olduğu bir dönemdi. TTGV kamu ve özel sektör kişi ve kurumların bir araya gelmesi ile Türkiye Cumhuriyeti’nin özel sektöre yönelik ilk ulusal Ar-Ge destekleme programının yürütücüsü, özerk, şeffaf uzman bir kurum olarak tasarlanmış ve kurulmuştur. Vakıf olarak kurulması bu özellikleri bir arada taşıyacak en uygun kurumsal yapı olduğu için tercih edilmiştir. 30. yılında TTGV’nin faaliyetlerine baktığımızda teknoloji geliştirme ekosistemimizin geçirdiği evreleri de izlemek mümkündür. Bu anlamda, faaliyetlerimizin ilk odağı özel sektörde Ar-Ge kültürünün geliştirilmesi iken, bilahare odağımız yeni destek modellerinin tasarlanmasına kaymıştır. Bugünlerde ise Dünya’da da hızla gelişen ilgili kavramlara uygun olarak gelişen kapasitesi ışığında Teknoloji Geliştirme Ekosistemimizin yeni fikirler, yeni yetenekler ve modellerle zenginleştirilmesine bir anlamda habitat sağlayacak bir ekosistem hızlandırıcısı olarak konumlanıyoruz. TTGV nispeten küçük ve vaaz ettiğini uygun olarak genç ve dinamik bir ekibe sahip. Toplam çalışan sayımız 40, ancak ekosistemdeki pek çok kişi ve kurumu farklı modellerle faaliyetlerimize dahil ederek ihtiyacımız olan çeşitlilik ve zenginliği yönetiyoruz.

 

 

Türkiye Teknoloji Geliştirme Vakfı’nın birçok çalışmasının yayın haline getirilip ekosistemle paylaşıldığını biliyoruz. Bunların yanında da uzun zamandır yayın hayatımıza çeviri yayınlar kazandırıyorsunuz. Bu konuda TTGV’nin üstlendiği misyonu biraz konuşalım istiyorum. Bu kitapları neye göre seçiyor, nasıl bir süreç izliyorsunuz? TTGV uzmanları burada nasıl bir rol oynuyor? Kitapların ekosisteme nasıl bir fayda sağlamasını bekliyorsunuz?

Dinamik bir ekosistemin yaşayan fikirler ve küresel düzeyde güncel bilgi üzerine kurulması şart. Elbette ki esas olan kendi entelektüel sermayemizi oluşturmak, ekosistemimizin zaman içerisinde kendi tarz ve hikayesini geliştirerek küresel düzeyde anlamlı bir çekim noktası haline gelmek. Bu anlamda küresel ekosistemin konuştuğu konulardaki yayınların Türkçe içerik olarak kazandırılması bize anlamlı geldi. Bu konuda geçmişte yapılan tercümelerin kalitesi ile ilgili pek çok dönüş oldu. Biz de her sene kendi faaliyetlerimiz kapsamında gözümüze çarpan belirli sayıda yayını seçiyoruz, tercümesi ve sınırlı sayıda basılmasına maddi ve manevi destek oluyoruz. Uzman arkadaşlarımız tercümesi yapılan yayınların basım öncesi son okumalarını yaparak teknik olarak tutarlı tercümelerin oluşmasını sağlıyorlar. TTGV olarak tercüme edilen yayınların basımı ve satışından hiçbir gelirimiz yok. Bunu şu aşamada kendimiz için bir öncelik olarak değerlendirmedik. Yayınevleri kitapları basmak ve satışa sunmak konusunda kendi inisiyatifleri içerisinde serbestler. Biz bir anlamda kitapların seçimi, Türkçe haklarının tesis edilerek, doğru tercümeler olarak bir araya getirilmesine destek oluyoruz. Elimize gelen sınırlı sayıdaki kopyayı da ilgili faaliyetimiz sırasında bu ve benzeri yayınların keşfedilmesine vesile olan paydaşlarımıza iletiyoruz. Tercüme yayınlarımızın gördüğü ilgiye istinaden bundan sonrası için daha kapsayıcı bir politika ne olabilir konusunda ise çalışıyoruz.

 

Kitaplara erişilebilmesi için nasıl bir yol izliyorsunuz? Bulunduğu kütüphaneler var mı?

Tercüme yayınlarımızın gördüğü ilgi ve talebi, elimizdeki sınırlı sayıdaki kopya ile değerlendirince yayınlarımızı öncelikli olarak üniversitelerimizin kütüphanelerine bağışlamanın doğru bir yaklaşım olduğuna karar verdik. Bu bağlamda elimizdeki imkanlar ölçüsünde bağış gönderimlerimize devam ediyoruz.

 

TTGV, 2021 yılına nasıl hazırlanıyor? Hangi konulara yoğunlaşacak? Yeni konularına değinen yeni yayınların Türkçeye kazandırılacağını şimdiden söyleyebilir miyiz?

TTGV’nin kendisi için seçtiği motto: “Teknoloji Üreten Türkiye” Burada vurgulamak istediğimiz hedefin sadece teknoloji geliştirmek değil, geliştirilen teknoloji üzerine rekabetçi ürün ve hizmetlerle sürdürülebilir bir katma değerin üretileceği organizasyon kapasitesine ulaşmak. Ekosistemimizin fikren ve zihnen yaşlanmaması, aynı fikirler çevresinde tekrar ederek enerjisini söğürmemesi bu süreçte önemli. Bu yüzden de TTGV olarak 40 yaş altı yükselen ekosistem yeteneklerinin teşvik edilmesi ve desteklenmesine önem veriyoruz. Tüm çalışmalarımızda amacımız canlı tematik komüniteler geliştirilmesi. 2021 yılında biraz daha “toplum için teknolojinin yaygın etki” üretmesi temasına odaklanacağız. Bu konuda uzun süredir üzerinde çalıştığımız fikirleri biraz daha derli toplu bir şekilde organize etmek istiyoruz. Bir süredir sağlık odağında devam eden dikey programlarımızı ise eğitim, tarım ve temiz teknolojiler bağlamında geliştirmek istiyoruz. Kitap tercümesi konusunda henüz bir değerlendirme yapmadık. Bizim için tercüme edilen kitapların erişilebilir olması önemli bir kriter haline geldi. Bu bağlamda konuyu değerlendirmeye devam ediyoruz.